Tabiri caizse kolu kanadı kırılmış, birçok mevkiyi çakma takviyelerle doldurmuş Trabzonspor’a ilk 20 dakikada inanılmaz baskı kurdu Galatasaray. Karaman’ın çaresizlikten sol bek Amiri ve ön libero Toure kararıyla dengesi bozulan savunmanın bu baskıya uzun süreli direnç göstermesi zordu. Ancak Sarı- Kırmızılılar durum böyleyken gol için elini kullanan Diagne’nin çabası (!) yeterli olmayınca Onyekuru’nun kendisine dokunmayan genç Arda’ya sarı kart da gösterterek penaltı almasıyla öne geçti. Sonrasında da temposu düştü. Bordo- Mavililer dengeyi kurup aradıkları eşitlik golünü kısa süre sonra buldular. Ancak Toure’li orta alanda, başta Kamil Ahmet ve Amiri’li beklerde ciddi sorun yaşayan Trabzonspor’un direncinin zayıflamasıyla Galatasaray ilk yarının sonlarında biraz da genç Hüseyin’in talihsizliğiyle devre arasına üstün girmeyi başardı. Abdülkadir desteği sağlanarak çıkılan ikinci yarıda bordo mavililer daha toparlanamadan gelen 3. gol ve Ekuban’a ceza alanında yapılan harekete devam kararı Galatasaray’ın işini kolaylaştırdı.

Gecenin sorusu?

18 yaşında bir genç Arda. Önce Diagne eliyle golü denedi, kandıramadı! Sonra Onyekuru takmayı bile başaramadığı ayağıyla kendini yere bıraktı, penaltı! Peki bu aldatma anılarıyla nasıl sürdürecek bu çocuk futbol yaşamını?

Maçın starı

Türk Telekom Stadyumu’nu dolduran 45 bin dolayında Galatasaray taraftarı, maç boyunca Sarı-Kırmızılı takıma inanılmaz coşkuyla destek verdiler. Tribün baskısı ilginçtir Trabzonsporlu oyunculardan çok Ümit Öztürk’ün kararlarında etkili oldu.

Maçın olayı!

Penaltı kararı verilen Onyekuru - Arda ve ‘devam’ denilen Marcao - Ekuban mücadeleleri. Hakem Ümit Öztürk, belli ki bu iki kritik kararıyla önüne geçtiği zirveyi direkt etkileyecek maçtan daha çok konuşulacak.

Kısa mesaj

İlk maçın onbirlerinde Galatasaray’dan 6, Trabzonspor’dan 7 oyuncu yok. Fark şu; sarı kırmızılılar flaş transferleriyle, transfer yapamayan Bordo-Mavililer, U-17 - U-21’le kadroyu yenilemiş.

Galatasaray’a karşı ilk yarıdaki 4-0’lık galibiyeti alan 11’den tam 7 isim şu an kadroda yok. Aslan’ın avantajları büyük ama Fırtına’da da gençlerin ekstra motivasyonunu ve mücadelesini kimse yabana atmamalı. Koşullar ilk yarıdan çok farklı. Trabzonspor’da o özel skora imza atan 11’den tam 7 kişi yok, sonradan oyuna giren Kucka da. Onlar, Süper Lig’in en deneyimliler listesinde üst sıralarda yer alacak oyuncular. O maçta olmayıp, son dönemde ülke futbolunun kaleci boşluğunu kapatmaya aday Uğurcan da yok. Sadece Sosa’nın yaklaşık 2 ay sonra kadroda olması, antrenman eksiğine rağmen olumlu gelişme, o kadar.

Sosa oynarsa...

Bırakın hamle oyuncusunu, 11’i kurma konusunda dahi sıkıntı içinde olması tabii ki Trabzonspor adına ciddi handikap, üstelik rakibi ara transferde gelen üst düzey isimlerle kulübesi bile zengin Galatasaray. Ev sahibi ekibin avantajları büyük ama Bordo-Mavililer’de gençlerin ekstra motivasyonu, Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür ve Ekuban gibi her an maça damga vuracak isimlerin yer almasını kimse yabana atmamalı. Bir de, oynarsa Sosa farkı, maça bambaşka hava getirecektir.

Kısa mesaj

Uğurcan da bir derbi maçta Fenerbahçe’ye karşı forma giymiş, ülke futbolunun gündemine oturmuştu. Sıra Arda da... Böyle şans az yakalanır, değerlendirmek gerek.

Doğukan’ın ön direkte çerçeveyi bulmayan şutu, Saadane’nin de direkten dönen kafa vuruşunu saymazsak, karşılaşma Vedat Muriç’i de şaşkına çeviren ortasında topun, Boffin’in olağanüstü engelleme çabasına karşın filelere gitmesiyle başladı. Son üç maçın kazanılmasının sağladığı moral motivasyonu bu gol perçinleyince ev sahibi Rizespor, 5 haftadır galibiyete hasret Antalyaspor’a karşı ilk yarıda çok net pozisyonlar üretemese de genelde oyunu rakip yarı alanda tuttu. Konuk ekip çabuk çıkışlarda Amilton-Mevlüt organizasyonlarından sonuç alamadı.

Mevlüt'ün dokunuşu

Mevlüt’ün dokunuşu İkinci yarı maç çok farklı bir havada başladı. Antalyaspor eşitliği kovalarken Rizespor kendisini rahatlatacak ikinci golün planlarını yapınca, ortaya çok tempolu, heyecanlı ve keyifle izlenir bir futbol çıktı. İki kalede de öyle pozisyonlar oldu ki; bunların değerlendirilememesi, sadece izleyenleri değil, attığı golün Vedat Muriç’i olduğu kadar kaçıranları da şaşırttı. Ta ki Mevlüt Erdinç bu duruma ön direkte topa dokunup son verinceye kadar.

Kalecilerin dediği gibi

Kalecilerin dediği gibi İki tarafın da eşitliği bozma adına sarfettikleri efora rağmen birbirlerine skor olarak üstünlük kuramamalarıyla, maçın her an biri lehine dönebileceği modunda olunca heyecan son düdüğe kadar devam etti. Ancak sonunda golcülerin değil, Aatif’ın uzatmalardaki pozisyonunda üst direğin, diğerlerinde Gökhan ve Boffin’in dediği oldu. Böylece Antalyaspor 7 yeni transferiyle 3 maçtır fırtına gibi esen Rizespor’a “dur” dedi.

Son üç haftadaki performanslarıyla moral motivasyonu tavan yapan Rizespor, taraftar desteğini de arkasına alarak avantajını kullanmaya çalışırken, ‘kendini favori görme’ yanlışlığına düşmeden mücadele etmek zorunda. Zira karşısında kötü gidişe ‘dur’ demenin yolunu arayan güçlü bir kadroya sahip Antalyaspor olacak. Antalyaspor eğer bu maçtan da yenilgiyle ayrılırsa, ilk yarısında 27 puan topladığı sezonda korkulu rüya görebilir.

Bir yanda Fenerbahçe’yi eleyen alt lig takımı apoletini takmış, belli ki hayli geniş kadrosu nedeniyle o iki kritik maçta görev yapan 5 oyuncusunu kulübeye çekebilmiş Ümraniyespor. Diğer yanda Galatasaray maçı, sakatlar, dinlendirilmesi gereken yorgun - riskli oyuncular gibi sorunlarla boğuşan Trabzonspor..

Amiri ve Batuhan’ın kontrolündeki orta alanın adeta rakibe teslim edilmesiyle kolay gerçekleşen konuk ekip ataklarında Leandrinho iki kez “Bir sürprize hazırlıklı olun” mesajını verir gibiydi! Madinda’nın direkten dönen şutu da bu durumu pekiştirdi.

Trabzonspor ise Batuhan’ın sakatlanmasından sonra oyuna giren Abdülkadir Parmak ile rakip kalede varlığını hissettirse de sonuçsuz kalan iki kötü final vuruşu ilk yarının golsüz kapanmasını sağladı.

Rastlantı değilmiş!

İkinci yarı tempolu başladı. Ümraniyespor da rövanş için daha avantajlı bir skoru kovalamaya başlayınca ortaya ilk yarının aksine zevkle izlenir bir futbol çıktı. Her iki kalede de yaşanan kritik pozisyonların en çok iz bırakanı Yusuf’un direkten dönen serbest vuruşu oldu.

Göbek Yusuf - Abdülkadir Parmak ikilisine teslim edilip Rodallega da sahaya sürülünce Bordo mavililer oyunu kontrol altına alarak rakip yarı alana yıktılar. Güçlü rakibine karşı iyi kapanıp savunmada hata yapmayan Ümraniyespor, çabuk çıktığı anlarda önemli fırsatlar da buldu. Atabey’in 5 dakika arayla iki kafa vuruşunda sahanın en genç ismi Arda kalesinde adeta devleşerek Trabzonspor’da rövanş için umutların azalmasına engel oldu.

Konuk ekip böylece Fenerbahçe maçlarının rastlantı olmadığını gösterdi.

Belki bir antrenman yaparak ya da birlikte hiç çalışamadan yeni oyuncularıyla sahaya çıkan Ankaragücü önünde Trabzonspor, genç ağırlıklı olsa da oturmuş kadrosuyla avantajlı olan taraftı. Nitekim ilk 10 dakikaya kalecide kalan iki etkili şut denemesi ve Abdülkadir-Rodallega akıl dolu işbirliği sonucu gelen golün sığdırılması, bu durumu net biçimde gösterdi. Sonrasında her iki kanadı da etkili kullanarak gittikleri hücum bölgesinde Bordo-Mavililer’de, erken golün rehavetiyle izah edilebilecek bir kayıtsızlık gözlendi. Bu durum giderek öyle bir hal aldı ki; Trabzonspor’un onca baskısına karşın daha net pozisyon bulan taraf Sarı-Lacivertliler oldu. Fırtına, ikinci yarıya da arzulu başladı ve ilk 5 dakikada 3 net pozisyon kaçırdı. Bu seferki rehavet değil, son vuruş beceriksizliği oldu. Sonrası ilginçtir, yine bir durgunluk!

Gecenin sorusu

Trabzonspor diğer rakiplerine oranla direnci nispeten daha düşük Ankaragücü önünde her iki yarının başlarındaki kısa süreli etkili oyununu neden devam ettiremedi? Son dakikalarda yediği baskıya neden müdahale edemedi?

Maçın starı

Yusuf Yazıcı, takımın direncinin düştüğü bölümlerde adeta tek başına ayakta kaldı. Orta alanda çok kritik müdahaleler yaptı. Yetmedi, takım zor anlar yaşarken son dakikalarda arkadaşlarına pozisyon da hazırladı.

Maçın olayı

Abdülkadir Parmak’ın kafayla uzaklaştırdığı topu boşta kalınca Abdülkadir Ömür takip etti. Pinto ve Alihan’ı geçti, yoktan pozisyona soktuğu Rodallega Kitsiou ve Yalçın’ı devre dışı bıraktı. Artık gol kolaydı ve de oldu.

Kısa mesaj

Bordo-Mavili taraftarlar şehir merkezinden başlattıkları protesto yürüyüşü sonrası ulaştıkları stadyumda tribünleri dolduramasalar da 27 bin kişinin yokluğunda yine de hatırı sayılır bir topluluk oluşturup coşkuyla destek verdiler.

Bir yanda ara dönemin son anlarında transfer tahtası açılıp 12 ismi kadrosuna katarak hem güç, hem moral bulan Ankaragücü. Diğer yanda transfer yasağı bir yana, 2’si kaptanı bir çok isimle yolları ayıran, yetmedi, bazı as oyuncularından bile sakatlıkları nedeniyle yararlanamayan Trabzonspor... Bu koşullarda kullanılacak olan ‘Bordo- Mavililer için yük yine gençlerin omuzlarında’ cümlesi aslında Türk futbolunun tek kurtuluşun altyapı olduğunu anlatan bir söz. Başkan Ağaoğlu’na, ‘Artık gelirimiz giderimizden fazla’ dedirten de Trabzonspor altyapısının ışıl ışıl parlayan gençleri. Yusuf Yazıcı’cının oyunun iki yönüne sağlayacağı katkı, alacağı sorumluluk maçın anahtarı olacak.

Karaman’ın tek çaresi...

Ama gelecek yardım çok önemli: 2 haftadır suskun olan Abdülkadir Ömür kendi hünerlerini az biraz göstermesi halinde bile maça damga vurabilir. Son iki maçın klas ismi adaşı Abdulkadir Parmak ilk 11’i hak etti. Kalede Uğurcan güven vermeye başladı, Hüseyin de kritik anların adamı artık. Yeni 12 transferi nedeniyle ilk 11’ini tahmin edemediğimiz için ‘kapalı kutu’ demekten başka yorum yapma şansımızın olmadığı Ankaragücü karşısında Rodallega da kilit isim olabilir. Performansı formayı hak etmiyor belki ama Ünal Karaman’ın başka da çaresi yok.

Kim öne çıkar?

Kendisi ön plana çıkmayı başarır ya da başaramaz o ayrı! Ama Balıkesir ve Sivas’ta 3 gün arayla attığı 3 gol, dikkatlerin Abdülkadir Parmak’a yöneleceğini kesinleştirdi.

Bu istatistiğe dikkat!

Süper Lig’de bu sezon en fazla isabetli şut çeken 107 ile Trabzonspor oldu. Bu alanda ise ligin en dibinde 63 şut ile Ankaragücü yer alıyor.

Kısa Mesaj

250 bini aşkın Passolig sahibi taraftarı var Trabzonspor’un. 27 bini cezalı ve camia haksızlığa uğradığını düşünüyor. En anlamlı protesto; yüzde 60’ı Trabzon’da yaşayan taraftarın 41 binlik stadyumu doldurması olur. Gençleri de seyrederler üstelik.

Süper Lig’in alt sıraları için “haftanın maçı” diye tanımlanabilecek mücadelenin Rizespor açısından önemi Kasımpaşa’dan alınan “can suyunun” takviyesiydi. Kaybettiği maçla ilgili yabancı kontenjanındaki hesap hatasıyla ikinci travma yaşayan Akhisarspor’da ise öncelik yara sarmaya yönelikti. Bunların dışında giderek kızışan kurtulma yarışında puan ya da puanlar kapma mücadelesi ilk yarıda tabiri caizse kıran kırana geçti. Ev sahibi ekip golü yiyene kadar kontrolü elinde tuttu. Rakip bir eksik kaldıktan sonra ilginçtir panik yapan taraf oldu. Bir an önce eşitlik golüne ulaşma amaçlı şuursuz-kontrolsüz baskısı pozisyon doğurmadığı gibi Akhisarspor farkı artıracak daha etkili fırsatlar yakaladı. Konuk ekip eksik ama ilk yarının etkili tarafı oldu.

Vedat ateşledi

Oyunun akışındaki değişikliğe Okan Buruk’un Melnjak ve Nakoulma takviyelerinden çok, ilk yarıda Akhisarspor’un çabuk çıkışlarında ve pozisyonlarında imzası olan Manu’nun oyundan alınması neden oldu. Konuk ekip oyunu tümüyle yarı alanında kabul edince Rizespor daha etkili ve şuurlu gitti üzerine. Bazı pozisyonlarda Vedat ve Nakoulma cömert davrandı, bir çoğunda Fatih tek başına direndi derken, Melnjak’ın ilk maçında şık vuruşuna yapabileceği bir şey kalmadı. Hemen ardından da Vedat Rize’yi ayağa kaldırdı. Nakoulma’nın, bir diğer yeni transfer olarak belirlediği skor Yeşil- Mavililer’in hem Kasımpaşa galibiyetine anlam kazandırdı, hem de haftalar sonra en alt sıradan çıkmasını sağladı.