‘’Fırtına ilk peşinde‘’
Gelgitlerle dolu bir sezon yaşıyor Trabzonspor. Bir hafta iddialı, diğer hafta sorunlu. Bir maçta organize futbol, diğerinde tam tersi. Her maç, her yeni hafta, farklı bir anlam yüklüyor Bordo-Mavililer hedeflerine. Bu kez biraz daha farklı sanki. Daha bir umut dolu. Farklı kaybedilen Evkur Yeni Malatyaspor maçının ilk yarısı dahil, Fenerbahçe ve geçen haftaki Kayserispor maçlarında sergilenen futbol camiayı memnun etmiş. En önemlisi, altyapıdan gelen oyuncuların performansları geleceğe dönük umutları da artırmış.
Kocaman disiplini
Bugünkü rakip, Aykut Kocaman motivesini arkasına almış Atiker Konyaspor. Defansif yönü ile öne çıkan bir takım. ‘Kocaman disipliniyle’ 90 dakika savunma güvenliğinden taviz vermeyecekleri aşikar. Son haftaların formda ismi Yusuf Yazıcı’nın ceza sahasının dışından çekeceği şutlar, bu yapıdaki rakiplerle yapılacak olan maçlarda kilit rol oynar kuşkusuz, tıpkı duran topların belirleyici olacağı gibi. Onazi’nin dönüşü Trabzonspor adına önemli ama kaptanlık pazubandını taktıktan sonra daha çok sorumluluk alıp kalitesini nihayet sahaya yansıtmaya başlayan Sosa ’nın sakatlık nedeniyle oynamama ihtimali ise handikap olabilir.
Ön plana kim çıkar?
Disiplinli, katı savunmaları aşmanın bir yolu da duran toplar ve uzaktan atılan şutlar. Bu durum giderek özgüven kazanan Yusuf’u ön plana çıkarabilir.
‘’Biraz ciddiyet!‘’
Ünal Karaman’ın haklı gerekçeleri vardı böyle bir kadroyu sahaya sürmek için.
İlki; bu tur iki ayaklı, olası bir olumsuzluğun (!) telafisi rövanşta mümkün.
İkincisi; yeterince kullanamadığı oyuncularını iki alt ligden rakip karşısında da olsa resmi bir maçta görmek.
Bu gerekçelerden ilkinin sonucu rehaveti getirir. İkincisi ise fırsatı değerlendirme adına ateşleyici unsur olur.
Dün oyunculardaki mücadele azminde çabayı değil rehaveti gözledik. Alpay’ın tabiri caizse ‘taaa Fizan’dan!’ serbest vuruşundaki baraj ve kaleci ciddiyetsizliği ancak bununla izah edilebilir.
İlginçtir yenik duruma düştükten sonra da benzer anlayış devam etti. Hosseini’nin golü, güç olarak hayli gerideki takımın kötü savunmasında bomboş durumda şık kafa vuruşunun sonucu olarak açıklanabilir.
Bütün bu olumsuzluklara karşın ikinci yarının hemen başında gelen Abdülkadir Parmak’ın golü rakibin direncini kıracak gibi gözükse de, savunma ve kaleci ciddiyetsizliği beraberlik golüne adeta davetiye çıkardı.
Gecenin sorusu
Ligde şans bulamayan oyuncular için bu tür maçlar bulunmaz fırsattır. Performansını en üst düzeye çıkaracaksın ki, “Ben ligde de oynamayı hakediyorum” diyebilesin! İyi de futbolcular böyle bir şansı neden kullanmazlar?
Maçın starı
Gerek Trabzonspor’da gerek Sivas Belediyespor’da bu unvanı hakedecek futbolcu yoktu. Bu nedenle Alpay ve Aykut Emre’nin sadece şık gol vuruşları ön plana çıkıp ‘star’ olmayı haketti.
Maçın olayı
Esteban’ın dünkü performansı, onca deneyimine karşın, kendisi belki de futbola başladığında henüz doğmamış olan Uğurcan’a kaleyi neden teslim etmek zorunda kaldığının göstergesi oldu.
Kısa mesaj
Trabzonspor hem Avrupa hasretine son verebileceği hem de burada avantajlı başlayabileceği şansa en kısa yoldan kupa ile ulaşabilir. Bu nedenle Ünal Karaman ve öğrencileri, bu organizasyondaki maçlara daha çok önem vermeli.
‘’Sihirli dokunuşlar!‘’
Kayserispor belki de bu ligin Galatasaray’la birlikte en sorunlu takımı... Sakat mı istersiniz, cezalı mı! Disiplinsizlikten kadro dışı mı istersiniz, parasını alamayıp da kadro dışı bırakılan mı! Geçen hafta her ne kadar kabul edilmese de, teknik direktörü istifa etmiş bunun yanında da ekonomik dar boğazda bir kulüp... İşte bu halde olan Kayserispor için bu karşılaşma dönüm maçıydı.. Ama Trabzonspor için de zirvede olma, oraya tırmanma maçı... İyi başladı Trabzonspor on dakika da iki topu direkten döndü, pozisyonlar da yakaladı ama olmadı. Kayseri de yokladı bir iki kez. Taraflar gol bulamayınca ikinci yarı stresli geçecekti ki öyle de oldu. Orta sahalar rahat geçildiği dakikalarda pozisyon da verdiler ama hafta içinde annesini kaybeden Ekuban attığı golle Trabzonspor’a adeta hayat verdi. Ünal Karaman’ın oyuna bir başka müdahalesiyle de Amiri ikinci golü getirdi de skoru perçinledi.
Gecenin sorusu
Fenerbahçe karşısında olağanüstü futbol sergileyen ve Sarı- Lacivertliler’i her iki kanattan adeta çökerten Pereira ve Novak’a bir haftada ne oldu da bu kadar düşük performans sergilediler?
Maçın starı
Yusuf çok klas vuruşlarda bir kez direk, üç kez de Lung engeline takıldı. Starlık ikisi arasında gitti geldi. Ekuban 3 puanlık kafa vuruşuyla adeta, “Neden git-gel yaşıyorsunuz, ben varım!” dedi.
Maçın olayı
15 ile 25’inci dakikalarda Trabzonspor’un 10 dakika içerisinde iki klas ayağının iki klas vuruşundan topun direkten dönmesi maçın olayı olur derken Ünal Karaman’ın Ekuban ve Amiri ile sihirli dokunuşu öne geçti!
Kısa mesaj
Bu skor bu takımı üst sıralar için yarışa ortak eder.
‘’Mali disiplin olmazsa olmaz‘’
Trabzonspor ’da Ahmet Ağaoğlu ’nun tüzük gereği yaklaşık 8 aylık birinci döneminin ardından 3 yıl süreli ikinci dönemi, hafta sonu başlayacak. Bu konuda en somut adım atıldı ve Divan Başkanlık Kurulu ’na yine tüzük gereği Pazar günü seçime katılacak liste sunuldu. Öngörülen sürede ikinci bir listeyle başvuru yapılmadığı için Ağaoğlu söz konusu bu listeyle seçime tek başkan adayı olarak girecek. Listesinde kendisi bir değişiklik yapmadığı takdirde yine tüzük gereği oylamada çizik yoluyla değişiklik pek kolay değil. Yani eğer iddia edildiği gibi “dış güçlerin! ” etkisi yoksa sorumluluk tümüyle kendine ait olacak. Zira rakip olmadığından seçim stratejisi gereği istemediği herhangi bir ismi listeye alma gibi bir sorun da yaşamadı.
Divan Kurulu ’na sunulan listeyi değerlendiğimizde bir öncekiyle en çarpıcı farklılığın Asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu ’nun yokluğu olduğunu görüyoruz. Bu dönemde alınan kritik kararların Hacısalihoğlu ’nu direkt hedef yaptığı, bir anlamda “paratöneri!” olduğu gerçeği dikkate alınırsa, ikinci döneminde Ağaoğlu ’nun olası olumsuzluklar durumunda ciddi sıkıntılar yaşayacağı söylenebilir. Kaldı ki Ağaoğlu ’nun yeni yönetiminde Hacısalihoğlu benzeri “kalkanı ” olabilecek bir isim var mı, zaman gösterecek. Olmaması durumunda Ağaoğlu ’nun “stres yönetme zaafı ” yaşadığı konusu, yıllar önce kendisine sunulan başkanlık koltuğunu, seçime saatler kala reddettiği bir gece yarısı operasyonuyla anlatılarak örneklendirilir. Alın size bir olağanüstü genel kurul kararı gerekçesi!
“Dış Güçler ” konusu çok hassas!
Listede yer alan isimlerin hepsinin “Trabzonspor sevdası ” konusunda camiada herhangi bir kuşku eminiz ki yoktur. El birliğiyle Trabzonspor ’u daha ileriye taşıma çabası içinde olacakları tartışmasız kabul edilebilir. Sorun, günün moda deyimiyle “dış güçlerle ” ilgili. Camia dışı güçlerin ki burada yine siyaseti ve dolayısıyla iktidarı kastediyoruz-, Trabzonspor gerçeğiyle örtüşmeyen taleplerine, üstelik yerel seçimler öncesi verecekleri tepki başarı ya da başarısızlığın belirleyicisi olacaktır. Tabi ki kurumun içinde bulunduğu ekonomik durumun iktidar desteğiyle çözümlenme olanağının ortadan kalkması, ciddi bir zafiyet. Ama burada çok hassas olan dengenin korunması, camianın iktidar yanlısı olmayan kesiminin de haklı beklentisidir.
Ekonomik kararlarda tüzük duvarı
Bilindiği gibi Ağaoğlu döneminde Trabzonspor Kulübü ’nün tüzüğü değiştirildi. Yeni tüzükte mali konularda kurumun abartılı borçlanmasını engelleyecek hükümler getirildi. Tüzüğün 39, 40, 41, 62. ve mali hükümler taşıyan ilgili diğer maddeleri, borçlanma konusunda maceracı başkan ve yönetimlerin önünde tam bir kalkan oldu. Söz konusu bu maddelere göre tahmini bütçenin en fazla yüzde 10 ’u aşılabilecek. Yani genel kurulda kabul edilecek bütçe varsayalım 200 milyon TL ise yönetim en fazla artı 20 milyon TL harcayabilecek. Bu konuda Divan Başkanlık Kurulu ’na bunun aşılması durumunda, yine tüzük gereği “ªahsen sorumluluk ” gerektiren taahhütnameler de verildi. Mali disiplinin en büyük güvencesi budur.
Burak ve Onur konusu
Başkan aynı olsa da, Asbaşkanı ve bazı kritik görevlerdeki isimleri değişmiş bir yönetim olacak Pazar gününden sonra. Görev süresinin tamamlayan yönetimin en kritik icraatı Burak ve Onur konusunda aldığı “kadro dışı ” kararıdır. Yeni yönetim, mevcut teknik direktörle Pazar akşamından sonra yeni sayfa açacak. Bu sayfada söz konusu bu iki oyuncunun geleceğiyle ilgili yazılacak olanlar, başkanın, yönetimin ve teknik direktörün kaderi konusunda da belirleyici unsur olacağından bu kararı “dış güçlerin ” etkisinde kalmadan özgür iradeleriyle vermeleri gerektiği, bu konuda söyleyeceğimiz tek sözdür.
‘’Krizlerden doğan umut!‘’
Fenerbahçe karşısındaki iyi futbol kadar ilk 11’de alt yapıdan 4 genç ismin varlığı, 8 yıl sonra gelen galibiyetten daha çok üzerinde durulması gereken bir ‘işaret!’. Zira maddi açıdan çöküşteki bir kulübün kurtuluşunun bu gençler olduğu böylece bir kez daha kanıtlandı.
Uğurcan, Hüseyin, Abdülkadir ve Yusuf ile sonradan oyuna dahil olan Batuhan’ın performansları şu gerçekleri ortaya çıkardı:
-Mehmet Ekici krizi sonrası satılmak üzereyken takıma monte edilen Yusuf Yazıcı olayında olduğu gibi, bu kez Onur kriziyle kalenin Uğurcan’a teslim kriz dönemlerinde doğru kararlar verildiğini gösterdi.
-Bordo-Mavili kulübün kurtuluş ışığı olan bu gençlerin performansı, alt yapının büyük potansiyele sahip olduğunu, şans verilmesi halinde buralardan yeni isim geleceğini gösterdi. Kriz beklemek şart değil.
-Yönetim ve teknik heyet başta olmak üzere tüm camianın yürekten sarılması, sabır göstermesi gereken bu gençlerin yetenekleri, istekleri ve forma aşkları, yıllardır 30’lu yaşlardaki oyunculara çok çok milyon Eurolar verilmesine isyanın haklılığını pekiştirdi.
‘’Rize'den lider geçti‘’
İki takımın kanat elemanlarının performansı ilk yarının kalitesini düşüren en önemli etkendi. Ceza sahasına sert bir ortanın dışında Visca ve Napoleoni’nin verimsizliği, Başakşehir’in oyun planını tamamen merkezden pas oyununa dönüştürdü. Ama Çaykur Rizespor’un stoperleri ve önlerinde Robin çok dikkatliydi. Kanatlardaki yetersizlik ev sahibi ekibi daha çok etkiledi. Çünkü Samudio ve Aminu, Rize için çok önemli isimler ve onların durmaları Okan Buruk’u çaresiz bıraktı. Zira topla oynama, zaten liderin iyi yapabildiği işti. Ama bu bölümde maçın kader anı yaşandı belki de: Vedat kaleci ile karşı karşıya kalmıştı ancak Mert Günok kurtarışıyla, milli takım kadro seçicilerine yine “beni unutursunuz?” mesajını verdi adeta!
Umar Aminu yetmedi
İkinci yarının başında herkesin ezberlediği klasik yaşandı, oyunun sıkıştığı anda Başakşehir’de duran top ustalığı devreye girdi. Da Costa’nın kafa vuruşu sonrasında demoralize olan ev sahibi karşısında çok rahat top çevirdi konuk ekip. Visca maçtaki en etkili hareketini, Bajic’in de oyunda olduğunu hatırlatan asistiyle yapmıştı sonrasında. Artık kontrol tamamen Başakşehir’deyken Okan Buruk’un forvet, Abdullah Avcı’nın da oyunu rahatlatacak isimleri tercih ettiği hamleler geldi. Son 20 dakikada Aminu ortaya çıktı, tek başına Başakşehir savunmasını çökertirken taraftarına “Bu dakikaya kadar neredeydin?” sitemini ettirdi. Fakat bu olağanüstü çabası farkı sadece 1’e düşürebildi.
‘’İzmir'den çıkış yok‘’
Göztepe ve Çaykur Rizespor, güzel bir İzmir akşamında tempolu, pozisyonu bol, bu nedenlerden ötürü keyifle izlenilir bir ilk yarı çıkardı. Sahasındaki coşkulu taraftar desteğine ligin ilk haftasındaki Malatyaspor maçı dışında, aralarında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da bulunduğu 4 güçlü rakip önünde başarılı skorlarla karşılık veren Göztepe, dün akşam da çok arzulu, agresif bir mücadeleyle sonuca gitmeye çalıştı. Deplasman fakiri Rizespor da benzer anlayışla karşılık vermeye çalışınca özellikle ilk yarıda üretilen kritik pozisyonlar tribünlerdekilerin adrenalini tavan yaptırdı. Ancak çoğunda Beto ve özellikle Gökhan’ın çok kritik kurtarışları, bazılarında da son vuruş beceriksizlikleri, Yasin’in şık kafa vuruşu dışında başka gol izlenmesine engel oldu.
Alpaslan’dan şık gol
İkinci yarı iki takım da 45 dakikadaki benzer çabayla mücadelelerini sürdürdüler. Bir o kalede bir bu kalede tehlike olan top, filelerle yine ilk yarıdaki nedenlerle kucaklaşmadı. Bu durumu değiştirmek adına kenar müdaheleleri bir saatlik sürenin tamamlanmasından sonra geldi. Göztepe’den Cıkalleshi ve Alpaslan, konuk ekipten de Gladky takviyeleri Bayram Bektaş’ın tercihlerinin sonuç getirmesini sağladı. Alparslan, skor rahatlığını sağlayan gol vuruşunu şık hareketler sonrası gerçekleştirdi.
‘’Bitti ve gittiler!‘’
İkinci Lig Kırmızı grupta sezon başından beri bu sahada oynadığı 5 lig maçından sadece ikisini kazanabilen Bugsaşspor, belli ki, Trabzonspor’a karşı gücünün ancak prestij için mücadele etmeye yeterli olduğu önyargısıyla çıkmıştı maça. İlk 20 dakika konuk ekibe bir direnç gösteremediler. Bordo mavililer de onca baskıya karşın Ekuban’ın direkten dönen vuruşu dışında pek etkili pozisyon üretemedi. Ne zaman ki ev sahibi ekip biraz olsun dengeyi kurup rakip kaleye gitmeye çalıştı; savunmasında bıraktığı boşluklarla oyun Trabzonspor’un istediği formata dönüştü. Önce Ekuban, Amiri’ye “al da at” dercesine pas çıkardı ilk gol geldi, birkaç dakika sonra da Abdulkadir Parmak’ın çaprazdan vuruşunda kaleciden dönen topu Murat Cem, savunmacı Turgut Selim’in de katkısıyla filelere gönderip skor rahatlığını sağladı.
Bu rahatlık, ikinci yarıda oyunun temposunun iyice düşmesine neden oldu. Bugsaşspor, turu geçebilecek skoru yakalamanın güçlüğü, Trabzonspor da, 2-0’ı yeterli görmenin rahatlığıyla kendilerini sıkmadan maçı tamamlamayı tercih ettiler. Genel olarak oyun bordo mavililerin kontrolünde olsa da, ne Trabzonspor ne de zaman zaman rakip kaleye inmeyi deneyen Bugsaşspor, pozisyon üretemediler. Öyle ki, tribünlerdeki “bitse de gitsek!” havası oyunculara da yansıdı. İki teknik adamın üçer oyuncu değişikliğiyle oyuna müdahaleleri açıkçası, bu durumu değiştirmek değil, “dostlar alışverişte görsün” havasında olunca artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Böylece Trabzonspor fazla zorlanmadan adını tura yazdırdı.
Günün Sorusu
Trabzonspor turu geçecek skoru yakalamışken, bu maçta şans bulan oyuncuların biraz daha kendilerini sıkıp, bu fırsatı değerlendirebilme adına gayret göstermeleri gerekmez miydi? Çok koşan, pres yapan, ikinci gole aracı olan Murat Cem ve Ekuban dışında bunu değerlendirebilen daha çok isim olamaz mıydı?
Maçın Starı
Ekoban, oynadığı ilk resmi maçta Galatasaray’a gol atmış ve kulübeyi mesken edinmiş bir oyuncu. Ama dün Bugsaşspor karşısında kendinden daha genç olan isimlerden çok koştu, çalıştı, bir kez direğe takıldı, bir asist yaptı. Üstün gayretiyle formayı, çok istediğini gösterdi.
Maçın olayı
Trabzonspor’un ikinci golünde Serkan Çınar ile yardımcısının anlaşamaması, izleyenlerin de, oyuncuların da kafasını karıştırdı. Murat Cem, Turgut Selim’e çarpan top filelere giderken ayağının çarptığı kaleci sakatlandı. Yardımcısı Serkan Çınar’ın golü verdiğini anlamadı ve sahada bir süre tartışma yaşandı.
Kısa mesaj
3. Lig ekibi 1461 Trabzon’un, Bursaspor’u eleyip kupanın en büyük sürprizini yaptığı günün ertesinde Trabzonspor’un, 2. Ligdeki rakibine karşı tamamına yakını yedek oyunculardan kurulu kadroyla çıkması çok riskli bir karardı. Olası bir olumsuzluğu Trabzonspor camiası kaldırabilir miydi?