Arama

Popüler aramalar

‘’Bitirim ikili!‘’

Trabzonspor taraftarını skor olarak üzse de, ilk yarıda genel olarak futbolseverler için keyifle izlenen bir karşılaşma oldu. Bunun nedeni; Trabzonspor ve Kasımpaşa’nın son iki haftadaki yenilgilerini unutturma amacıyla bu maçta bir an önce sonuca gitme çabalarıydı kuşkusuz.

Karşılıklı skor üretme amaçlı oyun anlayışı, ilk yarım saatte inanılmaz pozisyonların doğmasını sağlasa da goller, bir kez direk, kaleciler ve son vuruş beceriksizlikleri gibi nedenlerle gecikti. Ama sonrasında sırasıyla Eduok, Trezeguet ve Burak en azından bu yarıdaki tempolu oyunun hakkını golleriyle verdiler.

İkinci yarıya Sosa’yı çıkarıp Vahid Amiri’yi sahaya sürerek başlayan Karaman’ın bu tercihi kısa sürede sonucunu verdi. İlk yarının aksine sadece futbolseverleri değil, Trabzonspor taraftarını da mutlu eden bir futbol ortaya çıktı.

Daha da hareketlenen ve oyunu tümüyle rakip yarı alana yıkan Fırtına, eşitliği yakalamada gecikmedi. Sonrasında da Burak ve Rodallega müthiş geri dönüşü gerçekleştirip taraftara ‘işte bu!’ dedirtti.

Kısa mesaj

Demek ki neymiş; ekonomik açıdan profesyonelliğin gereğini yerine getirmek cezaya dayanak değilmiş. İşte Kucka! Kısa süre önce yaşanan Burak olayına bir de bu açıdan bakmak gerek.

Gecenin sorusu

Ünal Karaman geçen hafta iki farkla yenik çıktığı 2. yarıda Rodallega ve Burak’ı birlikte oynatmak zorunda kalmıştı. Doğru olan bu uygulaması dün istediği sonucu ikişer gol ile verdi ve ‘Bu ikili istisnalar hariç birlikte oynar’ görüşüne haklılık vermedi mi?

Maçın starı

İyi oynarken ‘Burak geldi’ diye kesilmişti. Bu yüzde iki gol attığı maçta 60. dakikada oyundan alınmıştı. Halbuki Burak’la da oynardı. Küsmedi, direndi. Direkten dönen topu ve kaleye gönderdiği şutları olası rekorunu engelledi.

Maçın olayı

Pereira, ilk yarının son bölümüne kadar döküldü. Soyunma odasında ne olduysa oldu, Pereira ikinci yarıda kendine geldi. Ne geliş hem de! Trezeguet’i durdurmakla kalmadı, iki kritik golün hazırlayıcısı oldu.

30 Eylül 2018, Pazar 12:09
YAZININ DEVAMI

‘’Savunma farkı!‘’

Alanya’daki Galatasaray skoru rehavetinin benzeri, bu maça Göztepe’nin deplasmanda bırakın puanı, henüz golle dahi tanışmamış olması nedeniyle yansıdı. Yoksa daha maçın başında böyle basit bir gol yemek nasıl açıklanabilir ki! Alanya’da kazanan takımı bozmayan Karaman’ın kaybeden takıma üç mevkide müdahalesi, ‘fatura kesme’ denebilir. Söz konusu Burak ve Abdülkadir ile iki haftadır 11 için hazırlanan Amiri olunca ‘görev değişikliği’ kategorisine sokulabilir yeni 11. Ama gözden kaçırılan ‘asıl sıkıntının savunma olduğu’ gerçeğini Göztepe hatırlattı. Kariyerinin en kolay gollerini atan Yasin’e bu olanağı sağlayan savunma performansı izah edilebilir değil. Hele hele Onur’un 2. goldeki büyük hatası! Bütün bunlar yetmezmiş gibi Burak’ın penaltı kaçırması, 2. yarının başında Yasin’den kolay pozisyon bulup kaçırması, maçın kaderini belirledi! VAR’la gelen golü de puan için yeterli olmadı. Zira Rodallega’nın uzatmalarda filelere gönderdiği top, Burak’ın eline çarptığı için VAR’la gol değeri kazanmadı.

Gecenin sorusu

Bordo mavililer ikinci yarı şuursuz baskı kurdu. Doldur boşaltlarla gelen yüksek toplar Göztepe savunmasında sonuçsuz kaldı. Bir kez bilinçli ve yerden gidildi gol geldi. Bu durum maçım geneline neden yayılamadı?

Maçın starı

Yasin’in attığı iki gol “çok kolay” olarak nitelendirilebilir ve “herkes atar” denilebilir. Ama burada gözden kaçırılmaması gereken nokta, “bir hücum oyuncusu olarak doğru zamanda doğru yerde olmasıdır.” Yasin de bunun avantajını kullanmıştır.

Maçın olayı

Karaman’ın sürpriz yapması ve kaybedilen Alanya maçının ilk onbirinde yer alan 3 futbolcusunu kulübeye çekmesi. Böylece Burak’ın 3, Abdülkadir’in 2 hafta sonra geri dönmesi, Amiri’nin ilk kez onbirde sahaya çıkması.

Kısa mesaj

Göztepe’nin bu sezon deplasmandaki ilk golü, futbol okullarında, “bir savunma bu kadar nasıl kötü yapılabilir?”, ikincisi de “bir kaleci nasıl hatalı gol yer?” konu başlıklarıyla derslerde kesinlikle anlatılmalıdır.

23 Eylül 2018, Pazar 08:46
YAZININ DEVAMI

‘’Karaman'ın zor kararları‘’

Farklı Galatasaray galibiyetiyle özgüven patlaması yaşayan Trabzonspor’un, Alanya hüsranıyla ayakları yeniden yere bastı. Milli maçlar nedeniyle 15 gün boyunca ‘tavan yapan havayı’ normal boyutuna indirmede belli ki ciddi zorluk yaşayan Ünal Karaman, son hayal kırıklığını tedavi etmek için ciddi efor sarf etti. Galatasaray maçına ‘Burak krizi’ ile çıkmasına karşın, bunu takıma yansıtmamakta oldukça becerili davranması, Alanya sendromunun Göztepe karşısında yaşanmayacağının güvencesi oldu.

Burak ya da Rodallega

Bütün bunlara karşın iki kritik karar vermesi gerekiyor bu akşam Ünal Karaman’ın. Burak çok çalıştı son birkaç gün. Rodallega, onun yokluğunda iyi performans gösterse de, Alanya’da sessiz kalması dezavantajı oldu. İyi ama son iki maç golsüz Rodallega ve çok çalışmış hırslı taraftar destekli Burak arasında nasıl bir tercih yapacak? Tercihi, kulübede kalanı nasıl etkileyecek? Kolay bir karar olmayacak. Kulübede kalana, bunun nedenlerini çok iyi anlatması gerekecek. Ya da iç saha sonuçta; çift santrfor BurakRodallega neden olmasın?

Teknik adam kaderi!

Diğer taraftan Abdulkadir olayı var. Bu oyuncu da hazır. Alanya maçında Olcay’ın yerine girdi. Abdulkadir 11’de başlarsa kim kulübeye gider? Olcay mı, Nwakaame mi? Bu da kritik karar! Bu kararlarda zorlanacak olan Karaman’ın diğer tercihleri değişmeyecek gibi, Kaldı ki fazla alternatifi de yok. Ancak şu da var: İşler iyi giderse geri dönüşü alkış, tersinde, ‘neden böyle bir macera!’ diye olur. Bu da teknik adam kaderidir!

Kısa mesaj

Alanya yenilgisi, Galatasaray maçı öncesi ve sonrası oluşan coşkuyu azaltmış. Oysa ki Trabzonspor taraftarı her daim takımının arkasında olmalı...

22 Eylül 2018, Cumartesi 07:34
YAZININ DEVAMI

‘’Kaybedenler gecesi‘’

Ligin ilk 4 haftasında galibiyetle tanışamamış takımlarından ikisinin Rize’deki mücadelesine Rizespor gibi Bursaspor da, bu duruma son verme amacıyla yüksek tempoyla başladı maça. İki takım da organize geldikleri üçüncü bölgede benze beceriyi gösteremeyince ilk 15 dakikayı pozisyonsuz geçirdiler. Hemen ardından Lima’nın tabiri caizse ipe dizer gibi geçtiği savunmanın arkasında topla buluşturduğu Sakho’nun ikinci resmi maçındaki şık vuruşuyla gelen Bursaspor golü ve birkaç dakika sonra süper sıfatını tartışmasız hakeden Boldrin vuruşu-Okan kurtarışı, karşılaşmanın kalan bölümündeki çekişmenin de habercisi oldu. Ofsayt olduğu VAR’la tespit edilen Sakho golü ve peşinden direkte patlayan Samudio’nun kafa vuruşu, bu öngörüyü haklı çıkardı. Nitekim Rizespor’un daha etkili konumuyla skoru değiştirmese de tempo ilk yarı sonuna kadar hiç düşmedi.

Rize durulmadı

Rizespor ikinci 45 dakikada da durulmadı. Rakip kalede sürekli varlığını hissettirdi. Bu durum Boldrin’in 58. dakikada bulduğu eşitlik golüne kadar sürdü. Böylece iki takım da adeta rahatladı! Tempo düştü. Teknik adamların oyuna müdahaleleri saha içi dizilişlerden oyuncu değişiklikleri boyutuna geçse de durumda bir farklılık olmadı. İki takım oyuncuları da bir saatlik yüksek temponun yorgunluğunu nedeniyle son yarıma saatte zorlanmadan birbirlerini hatalarını beklemekle geçirdiler. Bulamayınca 5. haftada da galibiyetle tanışamadan birer puanla yetinmek zorunda kaldılar.

17 Eylül 2018, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Hata yapmadı, rahatsız etti!‘’

Trabzonspor, Sivasspor maçındaki gibi bir ilk yarım saat oynamadı açıkçası. Rakibi sahasına hapseden, bol pozisyon üreten bir havada değildi. Ancak ligin en çok gol atan ekibi Galatasaray ataklarında savunmasında hata yapmadı. Her çıkışında da rakibini rahatsız edip gol aradı ve kısa sürede de buldu. Yusuf ve Sosa’nın pas trafiğini iyi yönetmeleriyle, Rodallega ve arkasındaki Bordo-Mavili formayla en iyi maçını çıkaran Onazi ile Nwakaeme, Muslera’ya zor anlar yaşattılar. Böylece iki farkı çabuk ve kolay bulduktan sonra Belhanda’nın büyük hatası, olağanüstü coşkulu tribün desteğiyle oynayan Bordo- Mavililer’in işini daha da kolaylaştırdı. İlk yarının uzatma dakikalarında farkın üçe çıkarılmasıyla başlanan ikinci 45 dakikayı Ünal Karaman, takıma doğal olarak kontrollü oynattı. Yusuf ve Sosa, birlikte ilk kez bu kadar ilk yarıdaki gibi verimli oldular, ikinci yarıdaki gibi de tempoyu birlikte ayarladılar.

Gecenin sorusu?

Futbolda istatistiklere ne kadar güvenilir? Ezeli rakipler arasındaki mücadeleler için bu durum geçerli değil. Kim derdi ki, “ligin en az gol yiyen takımı yıllar sonra sadece ilk yarıda kalesinde 3 gol birden görecek!” diye?

Maçın starı

Geçen hafta ilk maçında aldığı kısa sürede kumaşının kalitesiyle ilgili sinyali vermişti. Nwakaeme Galatasaray karşısında 2 gol ve 1 asist ile galibiyette çok önemli rol oynadı ve daha ikinci maçında tribünlerin sevgilisi oldu.

Maçın olayı

2 farkla geride olan Galatasaray’ı, maçın üçte ikilik bölümünde eksik bırakan Belhanda’nın Yusuf’a hareketi, sportmenliği geçtik “gayri insaniydi!” Takımına ve arkadaşlarının emeğine ihaneti de cabası!

02 Eylül 2018, Pazar 06:44
YAZININ DEVAMI

‘’Hata yapma rahatsız et‘’

Sezonun ilk 3 maçında 5 gol yedi Trabzonspor. Rakibi de 3.3 gol ortalamasıyla oynayan Galatasaray. Savunmasının performansı Bordo-Mavililer için bu maçla ilgili belirleyici en önemli unsur olacak. Trabzonspor, moral, motivasyon ve özgüven olarak beklenen düzeyin çok altında. Bu durumun doğal sonucu saha ve tribün avantajına karşın ‘kabullenen taraf’ konumundan çıkması kolay değil. Burada büyük yük Ünal Karaman’ın omuzlarında olacak. Sivas maçının ilk 35 dakikasındaki havasını bulup bulmaması ona bağlı. Bulması demek, Galatasaray’ın pek hoşlanmadığı, açık verebileceği bir durum demek. Bu açıkları değerlendirdiği takdirde kontrollü oyun anlayışına dönebilir. Savunmada klasik hatalarını yapmaz, önde de rakibi rahatsız edebilirse Trabzon, tribünlerin büyük maçlara özgü coşkusuyla beklediği işi çıkarabilir.

Bu istatistiğe dikkat!

Trabzonspor, Galatasaray’ı evinde ağırladığı son iki lig maçını da kazandı. Bordo-Mavililer, Aslan’a karşı iç sahada en son Mayıs 1989 - Eylül 1990 arasında arka arkaya üç galibiyet elde etti.

Ön plana kim çıkar?

Ünal Karaman önde kime şans verirse o öne çıkar. Yani Rodallega gibi duruyor.

Kısa mesaj

Bu tür maçların favorisi olmaz. Puan cetvelindeki konumları ne olursa olsun, 3 sonuç da sürpriz sayılmaz.

01 Eylül 2018, Cumartesi 07:06
YAZININ DEVAMI

‘’Yeniler kayıp‘’

İstedikleri skorları alamasalar da en heyecan veren takımları olan Rize ve Erzurum’un Süper Lig’deki ilk randevularında futbol açısından kısır bir 45 dakikaya tanıklık ettik.

Beşiktaş ile rakip kaleye en çok şut atan takımı olan Rize, 33. dakikada sadece bir kez Umar’la o da isabetsiz bir yoklama yaptı. Erzurum ise kötü günündeki Fink’in koridorunu Emrah’la iyi kullandı ama bu oyuncu, ortalarında ceza alanındaki arkadaşlarını topla buluşturamadı.

İbrahim Üzülmez, Fink’in yerine Orhan’ı aldığı ikinci yarıda Mustafa’yı da Samudio’nun yanına sürünce hakimiyet tamamen yeşil-maviliere geçti ve Rizespor, Akhisar’daki etkili futbolunu oynamaya başladı. Konuk Erzurumspor da savunma ağırlıklı futbolu tercih edip, etkili kontrataklarla rakip kaleye gidince ortaya, pozisyon üretilen, tribünleri tıklım tıklım dolduran futbolseverlere keyif veren futbol çıktı.

Gariptir, ilk iki maçlarındaki performanslarıyla çelişse de en çok gol yiyen 3 takımdan ikisi olan Çaykur Rizespor ve Erzurumspor, bunca pozisyona karşın birbirlerine gol atma becerisini göstermeyip birer puanla yetinmek zorunda kaldılar.

25 Ağustos 2018, Cumartesi 07:38
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanan yok‘’

Geçen hafta 2-0 öne geçmesine rağmen sahadan 3-2’lik yenilgiyle ayrılan ÇaykurRizespor, dün de1-0’ı yakaladı üstelik Akhisar 10 kişi kaldı ama yine kazanamadı. 90 dakika sonunda taraflar birer puan aldı Sanki bu takım geçen sezonu kupayla kapayıp, yenisini kupayla açmamış... Sen gel evindeki ilk maçına çifte kupa apoletiyle çık ve çoğu boş tribünlere oyna! Olmadı Akhisarlılar, Manisalılar... Geçtik iki şampiyonluğu, öyle bir fırsat kaçırdı bu maça gitme olanağı olup da izlemeyenler, bir futbolsever olarak onlar adına üzülmedik desek yalan olur. Zira ilk 20 dakikada, Çaykur Rizespor kale direkleri ve Akhisarspor kalecisi Fatih olmasa tam 4 gole tanık olacaktık. Heyecan dorukta, pozisyonlar bir o kalede bir bu kalede olabildiğince. Sırasıyla Seleznov, Vedat, Musa ve Manu, klas vuruşlarla tribünlerdekilerde adrenalinin tavan yapmasını sağlarken, müthiş mücadele ancak 28. dakikada ilk meyvesini verebildi. Konuk ekinin golündeki Samu-Umar ve Vedat iş birliği ayakta alkışlanmayı haketti.

Sanki eksik yok!

İkinci yarı da böyle keyif ve heyecan verecek mi diye düşünürken, 1. dakikada direk engeline takılmasa bu maçın belki de kahramanı olacak olan Seleznov’un hem kendine hem de takıma ihanetini hakem gibi “VAR” ile izledik. Ama ilginçtir, bir eksiğe rağmen oyunun temposu Rize golüne kadar olan bölüm gibi başladı ikinci yarıda. Sırasıyla Robin Yalçın, Umar ve Manu yine direkleri dövdüler. Ama Mustafa Yumlu acılı gününde savunmadan gelip şık hareketlerle eşitliği sağladı.

Gökhan son anda kurtardı

Dakikalar ilerledikçe bir kişi fazla oynamanın avantajını kullanmaya çalıştı Rizespor ancak iyi kapanan ev sahibi ekip Fatih’in de gününde olmasıyla amacına ulaşamadı. Ama uzatmaların son saniyelerinde Gökhan, Manu’nun şutuna engel olarak Rizespor’un bir puan almasına ve skorun belirlenmesine direkler kadar katkı yaptı.

20 Ağustos 2018, Pazartesi 06:27
YAZININ DEVAMI