Arama

Popüler aramalar

‘’Ders alınmış!‘’

Ünal Karaman Başakşehir yenilgisi sonrası, “Bu bize ders oldu” demişti. İyi ders alınmış belli ki; bir kaç dokunuş takımım çehresini en azından ilk 45 dakika için bayağı değiştirdi. Savunmanın merkezi ve sol tarafına müdahalelerin yanı sıra Sosa’yı Onazi’ye yardımcı olarak görevlendirdi Karaman. Olcay’ı da Abdülkadir ve Yusuf’un yanına verdi. Futbolu izlenir kılan unsurların başında gelen heyecan faktörü ilk yarım saatte fazlasıyla yaşandı. Zira Kone golü yapsa, Sivasspor karşılaşmaya önde başlayacaktı. Kısa süre sonra da basit savunma hatalarıyla gelen goller maçın seyrini Trabzonspor lehine çevirdi. Uzatmalarda gelen gol rehavetin faturası oldu. İkinci yarıda Bordo-Mavililer’de inanılmaz bir düşüş gözlendi. İşte bunu rehavete bağlamak yanlış olur. Zira Sivasspor art arda yediği gollerin şokundan kurtulup, Douglas’ın golüyle de kendine geldi. Skor üretemese de ciddi sıkıntılar yarattı ev sahibi ekibe. Ama çabaları yenilgiden kurtuluş için yeterli olmadı.

Gecenin sorusu

Trabzonspor gibi bir takım büyük bir skor avantajı yakaladıktan sonra rakipten bu kadar kolay baskı yememeliydi. Hadi rakip can havliyle risk alıp yüklendi diyelim, buna önlem almakta neden bu kadar zorlandı?

Maçın starı

Skoru belirleyen yani 3 puanı getiren goller Olcay ve Rodallega’nın eseri. Olcay 1 gol 1 asist, Rodallega da 2 golle, skora katkılarından ötürü ‘starlık koltuğunu’ biraz da daha iyisi olmadığından paylaştılar!

Maçın olayı

Trabzonspor sezona yenilgiyle başlamasına karşın taraftarı hafta boyu bu maçı bekledi. Küçük boşluklar dışında doldurdukları tribünlerden takıma verdikleri destekle 12. adamlığın hakkını verdiler.

Kısa mesaj

İlk dakika dolmadan Kone penaltı kadar kolay pozisyonu değerlendirse, peş peşe gelen iki Trabzonspor golüyle tavan yapan büyük tribün coşkusunu baştan kırabilirdi. Yarım saat dolmadan da iş kolaylaştı zaten.

18 Ağustos 2018, Cumartesi 07:26
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon bu maça çıkamayabilirdi!‘’

Birileri vaktiyle, bedelini kulübe ödetme kaydıyla, teknik direktörünün, futbolcularının, sözleşmelerini yok sayıp, ‘efelenerek’ göndermeyi marifet bellemişler. Fatura da onlar arkalarına bakmadan gittikten sonra çıkmış. Böylece Trabzonspor, tarihinde ilk kez bu kadar aciz duruma düşürülmüş, bu maça ‘son dakika operasyonuyla’ çıkabilme hakkını elde eden bir kulüp olmuş... Yani yönetim eğer kaynak bulamasaydı, yazının tamamında, bu ‘rezalet’ anlatılacaktı. Neyse ki olmadı...

En istikrarlı takım...

Fırtına, 2018-2019 sezonunu Başakşehir maçıyla birlikte açıyor... Turuncu-Lacivertliler, son yılların Süper Lig’deki en istikrarlı takımı. İlk Avrupa sınavındaki etkisiz futbolu, lig maçına nasıl yansayacak göreceğiz. Bordo- Mavililer ise maça geçen sezon hayal kırıklığı yaratan kadrosuna büyük olasılıkla iki takviye ile çıkar.

Karaman için önemli!

Stoper Toure ile Karabük’teki kiralık misyonunu tamamlayıp dönen sol bek ibanez’in performansları kadar Jose Sosa’nın da bu sezonki katkısının ne düzeyde olacağını görmek, puan kadar merak konusu. Rodallega da, özel maçtan kaynaklanan ‘küs’ durumunu gidermişse, Burak’sız maçlarda ‘merak etmeyin’ diyebilecek mi, bakacağız. Ünal Karaman için de önemli bir sınav olacak. Bu maçın ‘maç öncesi’ ayrıntıları bunlar.

Kim öne çıkar?

Geçen sezon kapasitesini kısıtlı olarak kullanan ve performansıyla hayal kırıklığı yaratan Jose Sosa, yeni sezon öncesinde iddialı mesajlar vermişti. Arjantinli yıldız, bu akşamki maçta yüzde 100 performansını sahaya yansıtırsa öne çıkan isim olabilir.

12 Ağustos 2018, Pazar 06:40
YAZININ DEVAMI

‘’Karaman'ın çabası sonuç verdi ama…‘’

Belli ki Ünal Karaman kısa sürede dersine iyi çalışmış...

Kim kimdir iyi ezberlemiş ve öyle gitmiş kampa...

Kampın ilk gününden itibaren futbolcular, sanki ekonomik durum nedeniyle gardı düşmüş zor durumdaki bir yönetimin değil de, paralı ve özgüvenli bir başkan ve ekibine sahip kulübün oyuncuları gibi konsantre...

Objektif gözlem konusunda mahir gözlere göre, herkes işini iyi yapıyor...

Hatta böyle kamplarda gençler daha öne çıkar, çünkü onlar daha çok antrenman yapıp da kendilerini geliştirirler, forma kapma yarışına girerler. Ama hayır hiç beklemediklerimiz bile ön planda...
Herkes sahip çıkıyor sorumluluk alıyor ve kaçamak yapmıyor...

Hocaya saygı tavan... Onun da oyunculara sevgi ve saygısı büyük...

İşte böyle bir ortamda her şey iyi giderken bu tabloyu pekiştirecek en azından “kulübün ekonomik gerçekleriyle örtüşebilecek” transfer hamlelerinin bu kadar gecikmesinin geçerli mazereti olamaz...

İşte Burak da gitti.. Stoperler, Okay’ın boşluğu derken burada da bir sorun doğdu.

Kriz döneminde büyük beklenti olmasa da, en azından, “zirve mücadelesini kovalayabilecek” bir kadro oluşumu beklentisi karşılanmalı.
Öyle ya da böyle transferdeki gecikmeleri hafifseyip, Ünal Karaman'a, “Bizim çocuğumuz, sesini çıkarmaz” muamelesi yapmak, olası olumsuzluk, asıl zararı camiaya verir. Karaman’a değil.

Tarihi sildiler!

“Rant” böyle bir şey işte! Doğa, yöresel değer ve anılar rantçıların umuru dışıdır. Ama bu iş devlet eliyle olursa çok daha fazla acı verir.

Türk Futbolu’nda bir devrim yaratılan Hüseyin Avni Aker Stadyumu…

Bu devrime katkı veren isimlerin her birinin ter döktüğü, şehirde futbol ile ilişkisi olan herkesin bir şekilde tozunu yuttuğu, çamurunu çiğnediği, havasını soluduğu Yavuz Selim Futbol Sahası…

Salon sporlarının merkezi emektar 19 Mayıs Spor Salonu…

Sessiz sedasız değil, bağıra çağıra, dozerlerle, grayderlerle, yüksek desibelli gürültüyle yıkıldı.

Neredeyse kulaklar sağır olacaktı ama duyarlı, tepkili küçük bir grup dışında gözler görmedi. O tozu yutanların, o çamuru çiğneyenlerin, o havayı soluyanların sesi sedası çıkmadı.

Bir tarih silindi, iz bırakmadılar. O üç önemli anıttan birer parça korunamaz mıydı, gelecek nesillerin “bunlar nedir?” diye merak edip öğrenmelerini sağlamak için.

Bırakılmadı, yazık oldu… Çok yazık.

Basketbol sorunu üzerine!

Basketbolda kopan fırtınanın özeti şu:

Trabzonspor Kulübü’nün bir önceki yönetimi, Abiş Hopikoğlu yönetimindeki Basketbol Derneği’ne, farklı zamanlarda 8 Milyon 678 bin TL, 359 bin Dolar ve 275 bin Dolar gönderiyor. Yöneticiler, parayı önce Trabzonspor Kulübü’ne veriyor. Kulüp de Basketbol Derneği’ne… Basketbola giden paralar Trabzonspor Kulübü’nün kayıtlarına "alacak" olarak işleniyor. Gönderilen paraları direkt basketbola aktarılmamasının sebebi, sonradan tahsil etme olanağının bulunmaması.

Dönemin başkan veya yöneticileri Trabzonspor Kulübü’nden alacaklı! Kulüp de Basketbol Derneği’nden!

Yaklaşık 11 milyon lira kayıtlara “borç” olarak işleniyor. Ama bugüne kadar “borç olarak gönderilen” paralardan tek kuruş geri gelmiyor! İşte Trabzonspor verilmesi suç, alınması suç olan bu paraları geri istiyor.

Kim haklı veya kim haksız konusuna girmenin anlamı yok. Durum net biçimde ortadayken, iki taraf da kendini haklı görüyor. Bu noktada böylesi tartışmalar yerine Hopikoğlu, kendini savunduğu basın toplantısında, başkalarını suçlayana kadar, 2018-19 Sezonuyla ilgili planlamasını, sponsorlarını, bütçesini, sorunsuz nasıl bir sezon geçireceklerini anlatsaydı, “Bakın bir şeyler için çabalıyorlar, alacağı öteleyin” baskısı Trabzonspor kulübü için etkili olabilirdi. O zaman haklı – haksız tartışması yapılabilirdi.

Görünen o ki böyle bir planlama yok. Durum iki taraf için de hoş olmamıştır, şık değildir. Son 2 yıldır yaşanan belirsizlik ve finans problemleri, ulusal basına yansıyan olumsuz haberler, buna karşın istenilen yönetsel başarı yakalanamaması, bu sonu hazırladı.

Tüm bu yaşananların sebebi basketbolun kötü yönetilmesinden ötürüdür, yoksa iyi yönetilen sorunsuz bir yapı ile uğraşmak kimin haddine olurdu!


17 Temmuz 2018, Salı 19:20
YAZININ DEVAMI

‘’O madde ve “arkadan dolanma!”‘’

Tüzük değişikliği için toplanan genel kurula ilginin fazlalığı renk aşkı, kuruma sahip çıkma vs gibi değerlere önem verenlerin yüzünü güldürdü. Asıl amaçlarının Trabzonspor Kulübünün geleceğini kurtaracak bir tüzük oluşmasına katkı vermek olmadığı, usulsüzlüğü mahkeme kararıyla tescilli olduğu için sonlandırılan üyelikleri geri aldırma ve Aralık ayında yapılacak genel kurulda oy kullandırma çabalarıyla ortaya çıkan, bir eski başkanın önderlik ettiği grubu bunun dışında tutuyoruz.

Taslak tüzük, genel kurulda bizim de seçme ve seçilme hakkına engel olabileceğini düşündüğümüz iki maddedeki düzeltmelerle ezici oy çoğunluğuyla kabul edildi. “Oy birliğini”, ilk genel kurulla ilgili hesapları, tüzük hassasiyetinin önüne geçen grubun oturduğu bölümden hayır için kalkan az sayıdaki el engelledi.
Neyse asıl konumuza gelelim.

Tüzük değişikliğinin en önemli maddesi Parasal Hükümler bölümündeki 84. Madde. Şöyle deniyor o maddede:
…… Yönetim Kurulu bütçe dışı harcama yapamaz. Bütçe dışında harcama yalnızca Genel Kurul tarafından kabul edilecek ek bütçe ile yapılabilir. Yönetim Kurulu, yıl içerisinde oluşabilecek yeni ihtiyaçları karşılamak için ek bütçe önerisi ve gerekçesini hazırlayarak Genel Kurulu bu hususları görüşmek ve karara bağlamak için olağanüstü toplantıya çağırabilir. Yönetim Kurulu, taşınmaz yatırımları hariç olmak üzere, cari yıl bütçesinin yüzde 10’u kadar borçlanabilir. Bu oranın üzerindeki borçlanmalar ise ancak Genel Kurul tarafından kabul edilecek ek bütçe ile yapılabilir. Bu hususlara aykırı hareket eden Yönetim Kurulu üyeleri, yaptıkları bütçe dışı harcamanın tamamından müştereken ve müsteselsilen sorumludur…”
Eski tüzükten farkı ve önemi; yönetim kurulunun “müştereken ve müsteselsilen” sorumluluğu. Bir süre önce bu sütunlarda dile getirmiştik: Türk Futbolunda devrim olabilecek bir karar özetle. 14.06.2018 - Fanatik

Şişirilmiş bütçeler

Tartışılan bir başka madde ile ilgili malum grubun sözcüsü, “Bu madde o kadar önemli değil, bunun arkasından dolanır, istediğimizi yaparız” diye konuştuktan sonra söz alan Başkan Ahmet Ağaoğlu şunu söyledi: “Eğer niyetiniz farklı ise her maddenin arkasından dolanabilirsiniz. Örneğin 84. Maddenin de… Bütçeyi şişirirsiniz, böylece yüzde 10 aşımını da engellemiş olursunuz.”

Bunun üzerine bir önceki yönetim tarafından hazırlanıp Aralık 2017’deki genel kurula onaylatılan bütçeyi inceledik:

Aralıkta Konsolide bütçe, yani dayanağı, desteği olan bütçede 698 milyon 100 bin TL gelir öngörülmüş. Ama kafadan 175 milyon TL olan UEFA gelirleri, Avrupa’ya gidilemediği için kaybedilmiş. 125 milyon TL olan Süper Lig Yayın gelirleri 80-90 milyon TL dolayında gerçekleşebilecek. Kartal tesis projesi geliri 175 milyon TL planlanmış, 80 milyon gerçekleşmiş. Daha fazla detaya girmeden söyleyelim, 698 milyon 100 bin TL’lik hedef 400 milyon dolayında gerçekleşmiş. Bu durumda şu anki yönetim şişirilmiş bütçe ile yüzde 10 artışı eklediğinizde 800 milyon TL’yi aşkın parayı genel kuruldan izin almadan, “müştereken ve müsteselsilen sorumluluğu” olmadan harcayabilir. Ama bu rakam gerçekleşen bütçeye göre yüzde onluk eklemeyle 440 milyon olmalıydı.
Ahmet Ağaoğlu’nun, “bütçenin arkasından dolanma” sözüyle anlatmak istediği tam da buydu.
Bütçe ile ilgili bir ayrıntı daha: Konsolide bütçenin giderler bölümünde transfer kalemi 20 milyon TL olarak yazılmış. Sadece bir ay sonra aynı yönetim ara transferde 15 milyon Euro harcamış. Yani gider kalemi daha bir ayda 45 -50 milyon TL açık vermiş. Yeni yönetime bütçeden harcayacak para kalmamış özetle.

Sonuç

Aralık ayındaki kongrede oy kullandırabilecekleri “hazır kıtayı” koruma telaşıyla konuşup “tüzüğün arkasından dolanmayı” gündeme getiren vatandaş da, kötü niyetlilerin bu konudaki aymazlığını anlatan Ağaoğlu da doğru söylüyor. Kanunların, kuralların, tüzüklerin çıkar amaçlı kullanılan boşlukları vardır ve millet olarak biz bu konuda hayli becerikliyiz maalesef! O zaman bu maddeyle ilgili asıl yapılacak şey, Trabzonspor üyesinin genel kurullarda önlerine gelen bütçeyi sorgulayıp onay vermeleridir. Varsa, “şark kurnazı” ve “malum zihniyet” arkadan dolanmaya yine devam edecektir ama üye de görevini yapmış olacaktır.

François de La Rochefoucauld söylediği gibi unutulmasın ki; “Her zaman kurnazlığa başvurmak, dar kafalıların harcıdır, bir tarafını örtmek için onu kullananın, başka bir yanını açıkta bıraktığı çok görülmüştür.”

03 Temmuz 2018, Salı 15:31
YAZININ DEVAMI

‘’Üyelik tartışmaları!‘’

Sona erdirilen üyeliklerle ilgili tartışmalar bir hayli duruldu ama bu “ucube” duruma neden olan tarafın, “Uyuyan devi uyandırdılar” şeklindeki uyarı - gizli tehdit içeren açıklamalarıyla, birçok insanın kafasında oluşan soru işaretleri tam anlamıyla giderilememiş gözüküyor.

Olay şu: Trabzonspor’un 2013 yılı sonundaki üye sayısı 21.100. O tarihte ve halen geçerli olan tüzüğün “Üyelik Hükümlerini” belirleyen 10/c maddesinde, “üyeliğe kabul döneminde, başvuruda bulunan üye adaylarının, bir önceki yılın üye sayısının yüzde beşi kadarı üyeliğe kabul edilir...” hükmü bulunuyor. Yani 2014 yılında yeni yapılabilecek üye sayısı, 21 bin 100’ün yüzde 5’i, yani bin 60. İbrahim Hacıosmanoğlu yönetimi, bu kadar üye yapıyor. Buraya kadar sorun yok.

Rapor haline geliyor ama...

Sonra, aynı yönetim, yine 2014 yılında evrakları eksik, büyük bir bölümünün imzaları da sahte olan toplu başvuruyla ve tüzüğe aykırı olarak bin 633 yeni üye kaydediyor. Divan Kurulu, Sicil Kurulu ve Denetleme Kurulu Raporlarıyla bu üyelerin tüzüğe aykırı durumu tespit edilip rapor haline getiriliyor, yönetim uyarılıyor. Dikkate alınmayınca da, mahkemeye başvuruluyor. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 1 Aralık 2015 tarihinde söz konusu üyelerin 5-6 Aralık 2015’te yapılan, Muharrem Usta’nın seçildiği genel kurulda oy kullanamayacaklarına hükmediyor ve oy kullandırılmıyor.

Mağdur olmasınlar diye

Muharrem Usta yönetim bu gelişmelere ve yapılan tüm uyarılara karşın usulsüz üyeliklerle ilgili bir işlem yapmıyor. Sonra Ahmet Ağaoğlu yönetimi geliyor ve hukukun her alanda geçerli olmasının bir toplumun geleceğindeki önemine vurgu yaparak usulsüz bin 633 üyeliği iptal ediyor. Bu kişiler mağdur olmasınlar diye de, yeniden başvurdukları halde, giriş ödentisi alınmaksızın kendilerinin üye yapılacağı duyurusunda bulunuyor. Bu kişilere deniyor ki özetle: “Biz üyeliklerinizi yasal hale getirmek istiyoruz ki, artık daha tartışılmayın.” Bu durumdaki kişilerden 200’ü aşkın bölümü de yeniden başvuru yapıyor. Olay bu kadar basit ve net iken birileri çıkıp, “Uyuyan devi uyandırdınız! ” diyerek aba altından sopa gösteriyor. Kaderde, “Bir usulsüzlük giderildi” diye bir hışımla uyanan devi de görmek varmış!

İlgi çekici maddeler

Yeni hazırlanan tüzük taslağını gözden geçirdik. Birkaç madde dikkatimizi çekti: İlki ve en önemlisi, dernek yönetimine ve bağlı şirketleri yönetmeye talip olanlar, seçimlerden önce bir taahhütname imzalayacaklar ve özellikle mali konularda tüzüğün hükümlerine aykırı uygulamalarından, mal varlıkları oranında yasal sorumlu olacaklar. Çok önemli bir yenilik çünkü tüzükte var olan, “Bütçenin yüzde 10’undan fazla borçlanılamaz ” hükmü, herhangi bir kişisel sorumluluk olmadığı için pek dikkate alınmıyordu. Örnek son yönetimlerdeki transfer çılgınlığının neden olduğu aşırı borçlanmalar. Bir diğer ilgi çekici madde adaylıklarla ilgili: Başkanlığa aday olanlar kulübe, giriş aidatının 25 katı, yönetime aday olanlar 8 katı, yedek üyeliklere aday olanlar da 3 katı oranında bağışta bulunacaklar.

Genel Kurullarda her hangi bir siyasi parti liderini övücü ya da yerici konuşma yapanlara iki genel kurula katılmama cezası verilecek. Başkanların üniversite mezunu olmaları zorunluluğu, bu konuda Cumhurbaşkanlığı için bile esneklik sağlanırken abartılı bir koşul olmuş. 1 Temmuz’daki olağanüstü genel kurulda görüşülecek ve maddeleri büyük öcüde değiştirilecek olan yeni tüzüğe katkı vermek isteyenler mutlaka söz konusu genel kurula katılmalı ve görüşlerini belirtmeli. Sonradan, “Bu madde yanlış oldu, şöyle değil böyle olmalıydı” yakınmaları pek inandırıcı olmaz.

14 Haziran 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Teknik kadroda gecikme neden ve sonuçları‘’

Bir görüşme yapılmış ve ayrılık kararı alınmıştı belli ki, Rıza Çalımbay da o basın toplantısında veda mesajını verdi. Karabükspor maçından sonra da görevi resmen bitti. Bu noktada doğru olanı şuydu: Trabzonspor yönetimi zaman geçirmeden maçın hemen ertesinde yeni teknik kadroyu açıklayabilmeli ve sezon planlaması için kollar sıvanmalıydı. Öyle ya; bu işin gidecekkalacak oyuncuları var, kaynak yaratılabildiği ölçüde transfer edilecek yeni isimleri var, sezon başı kampının yeri ve zamanının belirlenmesi var, var oğlu var yani. Ama olmadı. Hala daha bir papatya falı açılıyor: “O olur, olmazsa bu olur.” Bir gün “oldu oluyor”, ertesi gün “şansı azaldı” diye yorumlanan isimler üzerinde o kadar çok spekülasyonlar yapılıyor ki, her biri bir değer olan adaylar tartışılıyor, farkında olmadan yıpratılıyorlar. Hangi teknik direktör için karar kılarsanız kılın, mutlaka destekleyeni olduğu gibi karşı çıkanı da vardır. Ama isimler üzerinde yapılan bu tür tartışmalar daha da kötüsü karalamalar karşısında kurumun taraf olmak gibi bir şansı bulunmuyor. Zira resmen ya da şöyle diyelim yetkili ağızlarca telaffuz edilmiş bir isim yok. Nasıl taraf olacaklar? Burada olan da gündeme getirilen isimlere oluyor.

Gecikmenin en önemli nedeni

Sonuçları bu kadar olumsuzluk içeren gecikmenin nedeni kamuoyuna açıklanmasa da; yönetimin Şenol Güneş ismi üzerindeki ısrarcılığı ve bu işin olabilirliğine yüksek olasılık gözüyle bakılması oldu. Son ana kadar Şenol Güneş’in Beşiktaş kararı için beklendi. Ancak Güneş, ‘Beşiktaş ile devam’ deyince, yönetimin b planının olmadığı ortaya çıktı. Bu durumda olan da adı gündeme gelen teknik adamlara oldu. Şu aşamada bu isimlerden hangisini göreve getirirseniz getirin negatif bir ortamda işe bir adım geriden başlatmış olacaksınız. İşin ilginç yanı da şu: Şu anda kamuoyunda Trabzonspor Teknik Direktörlüğü için adı geçenlerin Tolunay Kafkas hariç hepsi serbest. Tolunay Kafkas’ın Milli Takımlar düzeyindeki pozisyonu da aşılması gerekecek zor iş değil. O halde bu kararsızlığın nedeni ne?

Nasıl bir teknik direktör olmalı?

Bilindiği gibi bu yönetim yeterli hazırlığı olmadan çok zor koşullarda göreve geldi. Başkan Ahmet Ağaoğlu da, bu nedenle zaman istedi. Ekonomik koşulların güçlüğü nedeniyle, altyapıyı, ülke içi ve dışında maliyetleri yüksek olmayan genç isimlere öncelik vereceklerini işaret etti. Göreve getirilecek olan teknik adamın bu gerçeklere uyum sağlaması zorunludur. İsimden ziyade hak eden gençlere gereken şansı verecek, generalasker tercihinde askere öncelik tanıyacak, kendi kariyerinden çok, kulübün gerçeklerini dikkate alarak hareket edecek, Trabzonspor bu; takımı aynı zamanda kısa sürede hedefsiz bırakmayacak beceriyi gösterecek, bu anlamdaki olumsuzlukta taraftar baskısına yönetim ile birlikte göğüs gerebilecek bir isim olmalı. Bu noktada Trabzonspor yönetiminin kararı kadar, kendisine teklif yapılacak ismin de, ‘Trabzonspor’a bir şekilde yeniden ya da ilk kez teknik direktör olayım’ modundan çok, ‘tarif edilen teknik direktör tanımına ben de uyarım’ diyebilecek olgunluğa sahip olmasının ‘feda dönemi’ diye nitelendirilen bu ortamda önemini anlatmaya gerek yok sanırız.

27 Mayıs 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Motivasyon sorunu!‘’

Kabul etmek gerekir ki, sezonun son haftasında skoru iki takım için de galibiyete yayın geliri dışında pek anlam taşımayan maça oyuncuları motive etmek zordur. Rıza Çalımbay’ın gençlere biraz daha fazla şans verme alternatifini kullanmadığı bu maç için de beklendiği gibi oldu. Bordo-Mavili oyuncular, ‘kolay galibiyet’ beklentisiyle, sahaya çıkmış olacaklar ki, gol için 65, skor rahatlığı yaşamak için 88 dakika beklemek zorunda kaldılar. Öyle bir ilk yarı çıkardılar ki, genç isimlerden kurulu konuk ekip karşısında iki kez Uğurcan sayesinde hoş olmayacak bir sürpriz yaşamaktan kurtuldular. Zaman geçtikçe umutlanan Karabükspor’u yıkan isim, Türkiye’de ilk kez gol atan Pereira oldu. Bol gol umudu ile maça gelen az sayıda taraftarın neşesi, son anlarda Uğurcan asistli Yusuf Yazıcı’nın vuruşu ve santrası yapılmayan Pereira’nın çaprazdan attığı şutla yerine geldi.

Gecenin sorusu

TFF’nin bile deneyim için genç hakemi görevlendirdiği bu maçta Trabzon’un geleceği gençler kulübede beklerken, şu darboğazda 80 milyon TL’lik ödemeden payını alan asların gamsızlığı nasıl izah edilebilir?

Maçın starı

Ligden düşmeye ilk yarı sonunda karar veren Karabükspor yönetimi kendisine dağılmış kadro verdi. Ünal Karaman centilmenliği ve sportmenliği ilke edinip dün ilk 11’de sekizi 90 ve üzeri doğumlu gençle lige veda etti.

Maçın olayı

Çalımbay, zorluk derecesi hayli yüksek bu maça takımını, Onur ve Burak gibi as elemanlarından mahrum çıkarmak zorunda kaldı! Belli ki lig beşincisi takım bırakmak ve kariyer istatistikleri gençlerden önemliydi.

Kısa mesaj

Basın tribünde oturduğumuz yerden kale arkaları ve karşı tribünü rahat görebiliyorduk. Zorbay Küçük ilk düdüğü çalarken üşenmedik tek tek saydık, seyirci sayısı 723 idi. Başlayınca maça yoğunlaştık!

19 Mayıs 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Stres olmayınca!‘’

Rıza Çalımbay maç öncesi, oyuncuların büyük bölümünün eksik olduğunu, yeni yönetimin açıklamalarının takımın dengesini bozduğunu belirtip umutsuz konuştu. Ama sahaya sürdüğü takım daha ilk düdükle futbolun tüm gereklerini yerine getirip 20. dakikada da iki topu direkten de dönmüş olmasına rağmen 2-0 öne geçti... Pozisyon vermeden karambolden gol yese de içeri 3-1 önde giren, hocanın sitem ettiği yönetimin takımıydı bu. Hocasına göre dengesi bozulan Bordo-Mavililer'in maça bu kadar baskılı ve iştahlı başlamaları aslında şaşırtıcı, iddiasız bir takım! Stres olmayınca böyle oluyor demek ki! Özellikle orta sahada Bero destekli Onazi’nin çalışkanlığı, N’Doye ve Olcay’ın arzusu, Yusuf Yazıcı’nın da klası ile üstünlüğü ele geçiren Trabzonspor’a karşı Bursaspor’un maça tutuk başlamasının nedeni sanırım, güzel izler bırakan takımın her şeyi Batalla’nın vedaya hazırlanması. Yine de takımın en çalışkanı Batalla’ydı. Bursaspor O’nun sayesinde oyuna erken tutunabilirdi belki ama oynadıkça yıldızı parlayan Uğurcan buna engel oldu. İkinci yarı ise biraz futbol biraz yorgunluk biraz lig sonu azıcık duygusallık derken yine Trabzonspor'un kontrolünde geçerken bir de baktık ki maç bitmiş!


Günün sorusu:

Bordo-Mavililer, eksik kadrosuyla Bursaspor’a karşı keyif veren oyun sergiledi. Bu durum ligde iddiasız kalmakla ilgiliyse, hedef kovaladığı dönemlerde taraftarına işkence çektirmeye devam mı edecek?

Maçın Starı;

Bursaspor seyircisi; bu güzelim havada tatil günü iddiasız bir maç için 20 bin kişiyle stadyumun büyük bölümünü doldurarak, şampiyonlukta da küme düşme tehlikesinde de hep en önde olan Batalla’yı yalnız bırakmadı. Alkış.

Maçın Olayı:

Son yıllarda böyle bir vedayı görmedik. Şampiyonluk dahil Bursaspor formasını giydiği sürece daima ön planda olan, golleri, asistleri ve futbolu kadar kişiliği ile de alkışı hak eden Batalla’ya hazırlanan veda muhteşemdi.

Kısa Mesaj

Akhisarspor Türkiye Kupası’nı kazanarak, Trabzonspor, Göztepe ve DG Sivasspor’un hem Avrupa hayaline son verdi, hem de bu 3 takımın son ikişer karşılaşmalarını, tabiri caizse 'gazozuna maç' moduna çevirdi.

14 Mayıs 2018, Pazartesi 11:40
YAZININ DEVAMI