Skoru Avrupa Ligi’ne katılma yolunda Trabzonspor’a hasar vererek taraftarlarını üzse de, bol pozisyonlu, 7 gollü, kırmızı kartlara kadar keyifli bir futbol izledi sporseverler. İki takımın da çabuk oynayıp skor üretme adına doğru tercihler yapması, topun iki farklı kalede mekik dokumasını, 7 kez de filelerle buluşmasını olanaklı kıldı. Kasımpaşa’nın sinir bozucu bir rahatlıkla başladığı, öndeki Trazeguet, Mensah ve Diagne üçlüsüyle Bordo- Mavili savunmacıların başını döndürdüğü ilk yarıda bu durum çok rahat skor üretmesini sağladı. İkinci yarıya golle başlamasına karşın savunmasındaki inanılmaz hatalara devam eden Trabzonspor kısa süre sonra fark yeniden ikiye çıkınca oyun disiplinini kaybetti. Diagne’nin golüyle de sinirler gerildi. Okay ve Hubocan kırmızı kart görünce Bordo-Mavililer için kaçınılmaz sona müdahale imkanı kalmadı.

Gecenin sorusu

Trezeguet, Novak’a topsuz alanda vurdu sarı kart gördü. Diagne benzer pozisyonda Hubocan’ı indirdi. Karar ‘devam’, sonrası gol, üstelik Ümit Öztürk pozisyona çok yakın. Hangisi doğru?

Maçın starı

Trezeguet müthiş bir maç çıkardı. Mensah ve Diagne ile uyumu üst düzeyde oldu. İki kanadı da kullandı, hem Novak’ı hem de Pereira’yı adeta çıldırttı. İki gol attı, iki Diagne’ye bir de Mensah’a attırdı ve maça damgasını vurdu.

Maçın olayı

Bir kaç dakika sonra attığı şık golle kendini affettiren Novak’ın, sadece izlemekle yetindiği Diagne’nin kafa vuru∫unda yediği ilk golde Uğurcan’a tribünlerin anında destek vermesi takdir gerektiren hareket oldu.

Kısa mesaj

Ramazan’ın mutlak gollük pozisyonlardaki inanılmaz reflekslerinin gerdiği Burak, sonrasında yakaladığı fırsatlarda topu auta göndermeyi tercih etti! Burak gerçekten şansız günündeydi!

Ziraat Türkiye Kupası’nı TM Akhisarspor’un kazanması halinde Avrupa Ligi için hiçbir önemi kalmayacak lig beşinciliği, bu durum netleşene kadar 4 takımın ısrar ve inatla kovaladığı bir hedef. Trabzonspor’un Kasımpaşa maçı bu nedenle Avrupa yolundaki en önemli sınavı gibi duruyor. Kasımpaşa ligin en rahat takımı. Hiçbir hedefi ve kaygısı yok. Dolayısıyla hedefe odaklanan ve kalan iki haftada kazanamaması kendisine bu yolda ciddi sıkıntı yaşatacak olan Bordo- Mavililer için çok kritik bir maç.

En büyük koz Burak

Konuk ekibin etkili oyuncularıkanatlarda Trazeguet, forvet arkasında Mensah ve santrafor Diagne’ye dikkat edilmesi koşuluyla, Trabzonspor’un bu maçta stres yapmadan çabuk oynayıp rakibin ağır savunmasının arkasına sarkmaya çalışması kendisine avantaj sağlayacaktır. Burak etkili silah. Bordo-Mavililer’in en büyük kozu kuşkusuz Burak olacak. Deneyimli golcü, katı savunma yapmadığı bilinen Kasımpaşa’nın genelde ağır olan gerideki oyuncuları karşısında çok avantajlı. Arkaya atılacak toplarda takımına sayısal katkı sağlaması kuvvetle muhtemel.

Kısa mesaj

Maça taraftarın ilgisi yok denecek kadar az. Bu durum bize göre Trabzonspor’a avantaj sağlar. Çünkü rakibi Kasımpaşa, rahatlık avantajını iyi kullanır, çok seyirci arzuladığı sonuç erken gelmezse takımı strese sokabilir.

Ön plana kim çıkar?

Uğurcan diyoruz. Çünkü Antalya’daki performansıyla dikkat çeken genç kaleci, belli ki bir kez daha bulacağı ilk onbir şansını iyi kullanmak isteyecek. Eğer işler yolunda giderse hem kendine güveni artacak hem de Trabzonspor, altyapısından bir de kaleci katmış olacak.

Bu istatistiğe dikkat!

Bordo-Mavililer, Rıza hocanın göreve geldiği ilk haftalardaki kadar kendi evinde rahat kazanamıyor. Kasımpaşa ise son 3 deplasman maçının ikisini kazandı. Bu istatistik de Fırtına için dezavantjlı duruma işaret ediyor.

Sadece bir sezon sürdü Süper Lig hasreti Yeşil- Mavililer’in; dönüşüyse hem de şampiyonluk tacıyla muhteşem oldu. “İş son haftaya kalır mı kalmaz mı?” sorularına Çaykur Rizespor’un yanıtı; uzun süredir yarışın en etkin şekilde içinde bulunan, kazandığı takdirde ilk iki mücadelesinin nefes keser konuma getirmesi muhtemel Ümraniyespor karşısında, üstelik evinde, “hayır, bu iş burada biter” şeklinde oldu. Ümraniyespor, en azından ilk 2 şansını sonuna kadar kovalayabileceği maçta stres yüklü olmanın bedelini çok ağır ödedi. Rizespor ise tersine, şampiyon gibi sakin, kendine güvenen, panik yapmayan bir ilk yarı oynadı. Bu özgüven rakibi her geçen dakika daha da fazla gerdi. Robin Yalçın’ın mükemmel golü zaten, “Bu iş burada biter!” dedirtti.

Ümraniye Play-Off’a

İkinci yarı Ümraniyespor’un ruh hali panik havasına dönüştü. Şuursuzca baskı yaptı ama Mücahit’in direkten dönen ortası dışında rakibi çok rahatsız edemedi. Bu skor; Hikmet Karaman ile başlayıp İbrahim Üzülmez ile devam eden, kısa süreli form düşüklüklerine rağmen iyi kadro planlaması ile favori olan Rizespor’un şampiyonluk turu atmasını, Ümraniyespor’un da Süper Lig umudunu Play-Off maçlarına bırakmasını sağladı.

Son iki haftaya Süper Lig bileti için avantajlı girme hesabı yapan Çaykur Rizespor, sezonun en kalabalık ve en coşkulu taraftar desteğiyle Giresunspor’a karşı mücadele etti. Rakibin alt sıralarla uzaktan ilişkisi olsa da puan cetvelindeki nispeten rahat pozisyonu, özellikle ilk yarıda istediği oyunu sahaya yansıtmasına engel olan Yeşil-Mavililer, zaman zaman sıkıntılı anlar da yaşadı.

Nitekim favori gözükmenin rehavetiyle Dodo ve Çağlar’a verilen fırsatlar kaleci Gökhan’ın olağanüstü refleksleriyle kötü birer sürprize dönüşmeden ilk yarı tamamlandı. İbrahim Üzülmez, maçın önemini oyuncularına hatırlatmaya yönelik çabalarını uyarıyla bırakmadı ve Recep-Lincoln değişikliğiyle sahaya da müdahale etti. Bu dokunuşlar semeresini gösterdi ve daha bir iştahla başlanan ikinci yarının hemen başında Samudio’nun golü geldi. Üstelik baskı bir süre daha devam etti.

Kaleciler yıldızlaştı

Metin Diyadin, Dodo-Fatih değişikliğiyle dengeyi yeniden sağladı. Giresunspor böylece yine rakip kalede gözükmeye başladı ve oyunun temposuyla birlikte heyecan da arttı. Gökhan Akkan ve Ahmet Şahin karşılıklı ataklarda kritik müdahalelerle başka gole izin vermediler ve Rizespor 3 puanla Süper Lig için gün saymaya başladı.

Avrupa vizesi için yeterli olup olmayacağı Ziraat Türkiye Kupası’na bağlı olan lig beşinciliği mücadelesinde geçen haftayı hasarla kapatan Trabzonspor, telafi için çıktığı Sivasspor’dan daha büyük darbe yedi. Üstelik neredeyse tek kale oynadığı maçı hem de iki farkla kaybederek. İlk yarıda Burak, Yusuf ve Novak’a ‘Al da at’ dedi iki kez. Sonuçsuz. Novak bir de direğe takıldı. Hakan’ın uzatmalardaki aşırtma kafa vuruşu, arkasına sarktığı savunmanın hatası, Uğurcan’ın da kısmetsizliği oldu. Saha içinde Burak’a arkadaşlarına hazırlama değil, daha merkezi görev verildi. Bu kez kendisi son vuruş yetersizliği yaşadı. Buradaki gayret ve becerisi, tribünleri coşturmak için sık sık gösterdiği gayretin gerisinde kaldı! Gol kaçtıkça kaleci Ali Şaşal Vural’ın direnci arttı. Uzatmalarda Sivasspor’un galibiyetini perçinleyen bir kontratak golü daha geldi. Futbolda bu da vardı!

Gecenin sorusu?

Trabzonspor son iki maçta oyuncu değişiklik haklarını ikişer kez erken ve zorunlu kullandı. Sorun aşırı hırs mı, çalışma yöntemindeki eksiklik mi?

Maçın starı

Trabzonspor, kalesini Burak, Yusuf, Novak ve Abdülkadir ile adeta ablukaya aldı. Ama o direkten dönen biri hariç her pozisyonda kalesinde adeta devleşti. Ali Şaşal Vural, 3 puanın bir numaralı ismi oldu.

Maçın olayı

İlk yarı boyunca inanılmaz fırsatlar kaçırdı Trabzonspor. Sivasspor uzatmalarda gitti golü buldu. İkinci yarı da ilkinin tekrarı gibiydi. Trabzon kaçırdı, yine uzatma Sivas skoru belirledi.

Kısa mesaj

Futbol dünyasının çıkarcıları bir yana; yöneticilerin, teknik adamların ve futbolcuların futbolumuzu geliştirme çabaları, Şenol Güneş gibi simge bir ismin bile hastanelik edildiği o dünyada, boşuna gibi duruyor.

Çalımbay’ın sakatlık ve cezalar nedeniyle futbolcu tercihinde zorlandığı bir maçtı. Takımın yükünü çeken Burak’ın yokluğunda Rodallega alternatif olabilecek miydi? Formda Okay’sız, giderek kendini bulan Onazi’siz orta alanda Kucka tek başına bu yükü kaldırabilecek miydi? Bu sorular yanıtını erken buldu. Topu alanın Burak’ı aramadığı ortamda ve ilk çeyrekte üstelik 2 dakika içinde Kucka, 2 kritik pasla bir anda maçın havasını değiştirdi. Novak’a Trabzonspor formasıyla Yusuf’a da deplasmanda siftah yaptırıp takımının ilk yarıda rahatlamasında başrolü oynadı. Osmanlı kaybederse ligde kalma yolunda büyük darbe alacağı maçta bir anda 2 farkla yenik duruma düşmesine karşın panik yapmadı. Musa, Onur’u 2. yarının hemen başında 35 metreden avlayıp maça yeni hava getirdi. Rodallega ve Cikalleshi’nin karşılıklı golleriyle tavan yapan heyecan, sakatlanan Kucka’sız ve sakat sakat oynayan Onur’la maç bitene kadar hiç dinmedi. Son sözü Musa söyledi.

Gecenin sorusu

İki oyuncu değişikliği zorunlu yapılmış, skor 3-2 ve Osmanlıspor risk alıp yükleniyordu. Rodallega-N’doye değişikliğiyle ne amaçlandı. Onur uzatmalarla 13 dakikayı sakat tamamlarken bir de gol kurtardı.

Maçın starı

Musa Çağıran ilk yarıda denedi olmadı. 2. yarının başında ‘bitti’ denilen maçı 35 metreden sert şutla yeniden başlattı. Son dakikalarda ise bu kez kafayla, ligde kalma yolunda belki de hayati önem taşıyacak gol vuruşu yaptı.

Maçın olayı

Avrupa için yarıştığı rakipleri kazanınca Trabzonspor için önem kazanan mücadelede erken gelen goller, Osmanlıspor’un kritik durumu nedeniyle zor geçmesi beklenen maçı skor olarak başta kolaya çevirdi. Ama sonrasına bu avantaj korunamadı.

Kısa mesaj

Yıllardır sadece bir siyasi partiye yönelik hassasiyet gösterilen Trabzonspor’da yeni yönetimin Anıtkabir ziyareti, toplumun tüm kesiminin değerlerine saygı açısından beğeni kazandı.

Denizlispor ve Çaykur Rizespor, kendilerini hedefe ulaştırmayı sağlayacak avantajı elde etme amaçlı çaba ve hırstan uzak görüntü verdi. Dolayısıyla ortaya karşılıklı bir iki cılız girişimi saymazsak neredeyse pozisyonsuz, kötü futbola sahne olan bir karşılaşma çıktı. Bunun Denizlispor açısından en önemli nedeni Aissati’nin yokluğu.

Fatih Tekke’nin göreve gelişinden beri Denizlispor ilk sıralardaki güçlü takımlara karşı iyi sonuçlar elde etti. Çünkü bu maçlarda savunmayı güçlü tutup önde Mehmet Akyüz ve Aissati ile çabuk çıkıp sonuç üretmeyi başarıyordu. Aissati’nin yokluğunda Mehmet Akyüz de etkisiz kaldı, sonuç üretilemedi.

Kazanamıyorsan kaybetme

Rizespor cephesine gelince; öncelikle Fatih Tekke’nin planlarını bozacak şekilde savunmada pek fazla boşluk verilmedi. Burada amaca ulaşılsa da, kazandığı takdirde son 3 maça büyük avantajla çıkacağı gerçeğinden hareketle yapılan kazanma hesapları tutmadı. Çünkü topa daha fazla sahip olmuş olsa da pozisyon üretmeyi sağlayabilecek final pasları olumlu kullanılamadı.

Bu skor iki takıma da sağladığı birer puanla ilk bakışta taraflar açısından pek tatmin edici görülmeyebilir. Ancak “kazanamazsan kaybetme” kuralı en önemli teselli faktörü. Zira iki takımın da bu maçı kazanabilecek bir gücü yoktu.

Trabzonspor’da Ahmet Ağaoğlu başkanlığında yeni bir dönem başlıyor... İbrahim Hacıosmanoğlu ile Muharrem Usta yönetimlerinin kulübe yaşattığı finansal ve itibar erozyonlarını toparlamak kolay olmasa da Ağaoğlu’nun tecrübeli kadrosunun bu anlamda büyük şans olduğu su götürmez bir gerçek. ‘Tecrübeli’ diyoruz çünkü yeni yönetim kurulunda Trabzonspor’un 2000 yılından bu yana yakın tarihinde yer alan tüm yönetimlerden birer, ikişer temsilci bulunuyor. Bu görüntü kulübün yıllardır arayıp da bulamadığı birlikteliğin başlangıcı anlamında dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir ayrıntı.

Finansal zorluklar sponsorla aşılır

Trabzonspor’un yeni dönem stratejisini 3 başlık altında şekillendirmesi gerekiyor. Bunların en önemlisi hiç kuşkusuz finansal zorluklar... Yeni kredilerle, yeni yönetim içidışı borçlanmalarla değil, sponsorlarla çözülebildiği takdirde aşılması mümkün olabilecek zorluklar. Aksi, sorunu ötelemek olur ki; önceki yönetimlerin yaptığı da farklı bir şey değildi. Ardından sportif yapılanma ve kurumsal planlama geliyor. Sportif yapılanma, transfer savurganlığını önlemek, altyapıya gereken önemi vermek önceliği atılacak ilk adım. Kurumsal planlama, şişkin personel kadrosunu kulübün ihtiyaçları doğrultusunda sınırlama, torpilli değil, daha doğrusu adama iş değil, iş görecek eleman anlayışıyla profesyonel kadrolar oluşturmayla başlamalı.

3 temel sorun 3 uzman kimlik!

Bu üç başlığın yönetimi uzman ellerde yürütüldüğü takdirde olumlu sonuç alınması mümkün olabilir. Artık kulübün ne gerçek anlamda ne de süreç anlamında kredisi kalmadı gibi... Ağaoğlu’nun finansal sorunları çözme konusundaki becerisi ve sponsorluklar yoluyla buluş buluşturma kabiliyeti, göreve getirileceği söylenen Özkan Sümer’in sportif yapılanma ve birimleri ilişkilendirmedeki ustalığı, Hayrettin Hacısalihoğlu’nun kurumsallaşmayla, camia ve kulüp önceliklerini yönetme yeteneği, belki de Bordo Mavili kulübün bugüne kadar bulduğu en önemli şanslardan birisi olarak görülüyor.

Çatı kadroya destek şart

Burada asıl önem taşıyan, çatı kadroya yönetimin diğer unsurlarının vereceği destek ve mesainin hangi seviyede olacağı... Trabzonspor’un belki de her zamankinden daha çok uyumlu bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Gereksiz tartışmalar, ego gösterileri hem zaman hem de fırsat kaybından başka hiç bir anlam taşımaz. Elbette camianın küçük ve kısır çekişmeleri de uzun süreliğine kenara bırakması şart. Trabzonspor’un gerçekleriyle örtüşen, doğru sloganlarla yola çıkan bu yönetimin Aralık kongresini de kapsayacak bir görev devamlılığına ulaşması kulübün olmazsa olmazı olarak görülmeli.

Gelinen nokta o kadar net ki; Trabzonspor’un son iki yönetim döneminde yaşadığı yıkımı toparlamak büyük bir operasyon becerisi gerektiriyor. Kulüp bıçak sırtında, en ufak bir hata yapma lüksü yok... Trabzonspor bu tarihi virajı dönerse ne ala; peki ya dönemezse? İşte o zaman...