Camianın tek tesellisi şampiyon Galatasaray’ı devirmek oldu. Bu teselli yeter mi? Bana göre yetmez. Sizce Fenerbahçeli mutlu mu? Bana göre değil.

Sarı-Lacivertli taraftarların gözleri sahada, akılları Konya’daydı. Fenerbahçeli futbolcuların da durumu farklı değil. Oyuna konsantre olmakta zorlanıyorlar. İsmail Kartal, bir dolu eksiğine rağmen sahaya çıkardığı 11 ile sıkıntı yaşamıyor. İstanbulspor, amatör görünümlü bir profesyonel takım. Süper Lig’deki son maçlarında iyi niyetle oynamaya çalıştılar, hepsi bu. Fenerbahçe’nin iş bitirici (Dzeko, Szymanski, Tadiç) ayakları sırayla sahne alınca maçı koparmak, farka gitmek çok zor olmadı. Devre 3 farkla kapanınca ikinci yarı idman havasında geçti.

Masal anlatmayı bırakmalılar

Konya’dan gol haberleri gelmeye başlayınca maçın havası da iyice kaçtı. Son bölümde tribünlerde farklı sevinçler, farklı protestolar vardı. Fenerbahçe, şampiyonluk kupası hasretini 10 yıla çıkardı. Camianın tek tesellisi şampiyon Galatasaray’ı devirmek oldu. Bu teselli yeter mi? Bana göre yetmez. Sizce Fenerbahçeli mutlu mu? Bana göre değil. Başkanlar ve yöneticiler artık masal anlatmayı bırakıp, kupalar, şampiyonluklar kazanmayı hedefleyecekler. Yoksa Fenerbahçe aşkı kaybolmaya yüz tutacak.

Fenerbahçe kapanış maçını son yıllardaki en duygusal 90 dakika ile yapacak. Süper Lig’de final haftalarına genelde şampiyonluk için çıkan Sarı-Lacivertliler bu defa buruk bir sevinç yaşayacaklar. Geçen hafta ezeli rakibini Rams Park’ta yenip şampiyon olmuşcasına sevinen Fenerbahçe şimdi bir mucize bekliyor. Evinde İstanbulspor’u rahat geçmesi beklenen Fenerbahçe ezeli rakibinin Konya’da kaybetmesini bekleyecek. Galatasaray kaybeder mi? Aynı durumda Fenerbahçe olsa kaybeder mi? Kaldı ki, bir beraberlik iki tarafı da mutlu sona ulaştırıyor. Her şeye rağmen bugün Kadıköy’de düğün bayram var. Tribünleri dolduracak taraftarlar takımlarını, farklı sonuçlar ortaya çıksa da “şampiyon” gibi bağırlarına basacaklar.

11’in önemi yok

İsmail Kartal hoca da haklı olarak bu takımdan gurur duyacak. Sahaya çıkacak 11 çok önemli değil. Kadıköy’de çoşkulu tribünler ve çoşkulu bir takım bizi bekliyor. Bu 90 dakikada forma giyen futbolcular unutamayacakları bir maç yaşayacaklar. Fenerbahçe maçı kazanır, tribünler şovunu yapar ve bir mucize beklenir. Ya mucize olmazsa? Fenerbahçe taraftarı 10 yıldır hasretle beklediği şampiyonluğa özlemle stadı terk eder. Ezeli rakibini yenmek, sezon tesellisi olur mu? Kimilerine göre gelip geçici, kimilerine göre olur. Ya sizce?

Maçtan önce söylediğim gibi bu maçların favorisi olmaz. Kendi saha ve seyircisi önünde Galatasaray’ın ilk yarıda tek pozisyonu var, Barış Alper’in auta çıkan kafa vuruşu. Sadece galibiyete odaklanan Fenerbahçe çok önemli ayaklardan (İrfan Can Kahveci, İsmail Yüksek, Becao, Cengiz Ünder) yoksundu. İsmail Kartal yerli oyuncu tercihlerini Çağlar, Ferdi ve Mert Hakan’dan yana kullanınca Djiku’yu ön liberoya çekmişti.

Maç başladı, Fenerbahçe önde baskıyla ezeli rakibine pek göz açtırmadı. İlk 20 dakika dolarken sarı kartlı Djiku bir sarı kart (Ağır karar) daha görünce takımını 10 kişi bıraktı. Böyle maçlarda rakip sahada 10 kişi mücadele etmek zor, Fenerbahçe’nin gardı düşer dedik. Biz de yanıldık. Fenerbahçe sezonun en iyi maçını oynamaya başladı. Sanki her futbolcu çift kişilik oynuyordu. Son 30 dakikaya girilirken sahada gerilim filmi izlettiren Mert Hakan çıktı, yerine King girdi. Bu dakikadan sonra daha hızlı hücuma çıkan bir takım izledik. Bir duran top sonrası gelen Çağlar’ın golüyle bu defa Galatasaray’ın gerçekten gardı düştü. Yıldızları kayboldu, pozisyon bulamadı ve Fenerbahçe maçı tarihe geçecek bir galibiyetle noktaladı.

Olamasa bile kendini kurtardı

Şampiyon haftaya belli olacak. Galatasaray ipi göğüslerse, biraz buruk sevinç yaşayacak. Fenerbahçe finiş yapamazsa, sebebini Sivas ve Konya maçlarında arayacak. Ama yine de bana göre Fenerbahçe sezonu kurtardı. Şampiyon olamasa bile... Unutmadan bu maçtan tarihi fark bekleyen sözde yorumcular ne alemde acaba?

Yok Galatasaray evinde hep kazanıyormuş, yok Fenerbahçe dış saha maçlarında kaybetmiyormuş, bunları geçeceksin. Hangi saha ve seyirci önünde oynanırsa oynansın bu iki devin maçları 3 ihtimallidir. Galatasaray’ın moral motivasyonu bitime 2 hafta kala aradaki 6 puanlık fark elbette onların büyük avantajı. Maçı kaybetseler bile şampiyonluğu kaybetmeyecekler. Fenerbahçe ise sezonu kurtarma maçına çıkıyor. İsmail Kartal’ın takımı rekor puan toplamasına rağmen rakibini geçemeyecek. Ancak Sarı- Lacivertli futbolcular bu 90 dakikanın onur ve prestij için son derece önemli olduğunun farkındalar.

Atmosferden etkilenmezler

Fenerbahçe’nin kadrosunda önemli takımlarda oynamış birçok yıldız var. Bu oyuncular (Livakovic, Djiku, Fred, Szymanski, Tadic, Dzeko, Krunic) saha ve seyirci atmosferinden etkilenmezler. İrfan Can Kahveci, İsmail Yüksek ve Becao’nun olmayışı İsmail Kartal’ı elbetteki kadroyu yaparken zorlayacak. Becao’nun yerine Çağlar oynar. Formsuz olmasına rağmen Cengiz Ünder (Kendisini gösterme maçı) formayı kapar. Krunic bir şans bulabilir. Bunun dışında ilk 11’de fazlaca sürpriz olmaz.

Çok fazla eleştirilmez

Tecrübeli ve bu tür maçların havasını iyi bilen Dzeko’nun maça ilk 11 başlamasını da bekliyorum. Fenerbahçe bana göre çok stresli olmayacak. Kaybetse bile çok fazla eleştirilmeyecek. Ev sahibi kaybederse, şemsiye tersine döner. Tur atmaya çıkan Galatasaray bir kazaya kurban gitmemek için daha stresli olacak. Bakalım Fenerbahçe ezeli rakibinin şampiyonluk sevincini erteleyip, sezonu kurtaracak mı?

Aziz Yıldırım’ın yaptığı ve ses getirecek olan basın toplantısını yerinde takip ettim. Özel davetliler dışında haber verilmemesine rağmen toplantıyı bine yakın kongre üyesi takip etti! Başkan, toplantıda gündem yaratacak açıklamalar yaparken, moralli ve neşeli gözüktü. Sık sık yaptığı esprilerini ile de dinleyenleri kahkahalara boğdu. Göreve 3 yıl için son defa aday olduğunun altını çizdi ve tek hedefinin Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak olduğunu defalarca tekrar etti. Yıldırım’ın açıklamalarını sayfanın diğer bölümlerinde okursunuz. Şimdi gelelim merak edilen bazı konularla ilgili düşüncelerimize.

Dava arkadaşlarını bırakmaz

Aziz Yıldırım her ne kadar, yönetim listesini belirlemedim dese de benim tanıdığım başkan kader birliği ettiği dava arkadaşlarını yanına alır. Bunlar kim mi? Mahmut Uslu, İlhan Ekşioğlu, Önder Fırat, Mithat Yenigün, Nihat Özbağı, Ozan Balaban. Bu isimler dışında Murat Özaydınlı, Ali Yıldırım ve Ahmet Eraslan da listeye girebilir. Toplantıya katılan en dikkat çekici isim ise Hakan Bilal Kutlualp idi. Geçmiş dönemlerde Aziz Yıldırım ile çalışan, Ortega, Alex, Anelka gibi tarihi transferlere imza atan Kutlualp, daha sonra başkanla ters düşüp yönetimden ayrılmıştı. Uzun bir süre Aziz Yıldırım ile dargın kalan Kutlualp’in bir davet almadan toplantıya katılacağına ihtimal vermiyorum. Aziz Yıldırım, yönetimine yıllar sonra yeniden Hakan Bilal Kutlualp’i alırsa, Sarı-Lacivertli taraftarları da çok mutlu eder.

‘Zenginler Kulübü’

yok Toplantıda Ali Koç’a dargın olmadığını söyleyen Yıldırım, “Son Divan seçimlerinde, bir büyüğü olarak bana ‘Hoş geldin’ demeyi çok gördü” diye sitemde de bulundu. Aziz Yıldırım’ın bir başka sitemi de Nihat Özdemir ile ilgili idi. “Fenerbahçe’ye yıllarını vermiş Nihat Özdemir gibi bir değer, Ali Koç yüzünden kaybedildi” diyordu. Sonuçta Aziz Yıldırım işe küçük çapta da olsa bir gövde gösterisi ile başladı. Toplantıya katılanlarla konuştuğumda, “Favori Yıldırım” cevabını aldım. Bana sorarsanız, yorum yapmak için karşı tarafın atışlarını da görmek lazım. Çünkü oy kullanacaklar, sadece toplantıya gelenler değil, yaklaşık 45 bin kongre üyesi olacak. Unutmadan, Yıldırım’ın listesinde adı geçen ‘Zenginler Kulübü’ üyeleri olmayacak.

İsmail Kartal çok beğendiği Kruniç’i kadro dışına, Zajc’ı da kulübeye atmış, Becao’yu kesmemek için stoper Djiku’yu orta sahaya monte etmişti. İrfan Can ve İsmail Yüksek olmayınca Çağlar ve Cengiz Ünder (eski günlerini aratıyor) mecburiyetten formayı kapmışlardı.

Fenerbahçe’nin önemli eksiklikleri Kayserispor’un iştahını kabartmış olacak ki, oyunu önde oynamaya çalıştılar. Ama ev sahibinin çabuk ve kaliteli (Fred, Szymanski, Ferdi, Tadiç, Oosterwolde) ayaklarını hesaba katmamışlar, tedbir almamışlardı. İlk golde Tadiç’in asisti adrese teslim (Batshuayi fırsatı kaçırmadı) ikinci golde de Oosterwolde’nin (sakatlıktan çıkıp süper performans gösterdi) gayreti ile getirdiği topta Djiku’nun ağları sarstığı vuruşu alkış alır cinstendi. Misafir takımın ataklarında ise 3’ncü bölgedeki telaşı ve final pas yetersizliği golü bulmasını zorlaştırdı. Devre 2 farkla bitince İsmail Kartal hamle yapmadı. Kayserispor atak ve kontrolsüz oyununu sürdürünce 3’ncü golü de Çağlar’dan yedi ve teslim bayrağını çekti.

Yazık çok yazık

Son 30 dakikaya girilirken İsmail Kartal’ın gönül alma hamleleri geldi. King’i sahaya sürdü. Son 15 dakikaya girilirken Mert Hakan ve Serdar Dursun’u oyuna aldı, sonra da Bonucci’yi. Ya hocam, hâlâ Mert Hakan’dan, Serdar Dursun’dan Bonicci’den ne bekliyorsun? Yok mu sahaya süreceğin 1-2 genç. Yazık çok yazık. Maçtan önce ‘belki alkış, belki protesto’ demiştik. Önce goller ve alkışlar geldi. Olimpiyat Stadı’ndan Galatasaray’ın galibiyet haberi gelince alkışlar yerini protestoya bıraktı ve yönetim de nasibini aldı. Fenerbahçe’nin matematiksel olarak şampiyonluk şansı devam ediyor. İpi göğüslemek mucizelere bağlı. Ama ezeli rakibini haftaya sahasında yenmek için mucizelere gerek yok. Ne dersin İsmail hocam...

Takımın 3 bankosu (İsmail Yüksek, İrfan Can Kahveci, Osayi) olmayınca İsmail Kartal’ın ilk 11’i yapması zorlaşıyor. Hem de 8+3 kuralı varken. Kayserispor tehlikeli bölgenin biraz uzağında. Ancak başlarına bir kaza gelmesin diye en azından 1 puan hedefliyorlar. Haftaya derbiye çıkacak olan Fenerbahçe ümidini devam ettirmek için mutlaka kazanmak zorunda. Moralsiz Fenerbahçe kazanır mı? Sahaya değil, tribüne oynayan futbolcular yüzünden İsmail Kartal bu sene çok zorlandı. Düşünün Osayi sakat, onun yerine oynayacak Mert Müldür kulübede kart görüp( Konyaspor maçı) bu hafta cezalı duruma düşüyor. Bu oyuncularla nasıl savaşacaksın? Gelelim ilk 11’e. Ferdi’nin dışında formsuz olsalar da Cengiz Ünder ve Çağlar Söyüncü formayı kapar gibi. İsmail hoca bu defa orta sahada Mert Hakan’a değil, Kruniç’e şans verir sanıyorum. Çağlar oynarsa, Becao kulübeye döner. Tahmin ediyorum ki bu iş onun da canını sıkıyordur.

Taraftar, tavır koyacaktır

Kadıköy’de bu defa 12’nci adam çok çoşkulu olmaz. Maçın gidişatına göre tavır koyacaklardır. Belki alkış, belki protesto... Burak Yılmaz ise Kadıköy’de en azından kaybetmeyip, sükse yapmak isteyecek. Fenerbahçe’nin kazanmaya mecbur olduğu 90 dakika zevkli geçmeye aday. İsmail Kartal, takımının Kayseri’yi geçip haftaya ezeli rakibini sahasında yenmeyi düşünüyor. Bu işler düşünmekle olur mu derseniz, zor derim..

Aslında yanlışlar plaketle uğurlanan İsmail Kartal’ın apar topar yeniden göreve getirilişi ile başladı. Ali Koç, yönetime geldiğinden beri ilk defa kaliteli oyuncuları transfer ediyordu. Yıldızlar topluluğu Fenerbahçe, şampiyonluğun en büyük favorisiydi. İsmail Kartal bu kaliteli ve geniş kadroyu nasıl yönetecekti? İlk yanlışı, gönderilmesi an meselesi olan Mert Hakan’a ‘kal’ demesiyle başladı. Mert Hakan iyi, karakterli bir insan olabilir. Ama gel gör ki, takımda ve kadroda kalmak için hep tribünlere oynadı. Bırakın sahada, kulübede bile gördüğü kartlar ile cezalı duruma düştü. Tribünleri kızıştırdı, takımını antipatik yaptı. Biz böyle düşünürken, başkan Ali Koç ona ‘komutan’ dedi. Komutan (!) saha içinde Dzeko’ya fırça atacak duruma geldi, hocasından ‘çıt’ çıkmadı.

Yanlış transferler

Takım süper giderken ara transfer geldi. Galatasaray lobisi bir haber uçurdu (Sezon başında Cengiz Ünder’de olduğu gibi) Çağlar Söyüncü’nün transferi an meselesi diye. Telaşa kapılan Fenerbahçe yönetimi, Cengiz Ünder’e 15 milyon Euro ödeyip bonservisini alması gibi bu kez de Çağlar’ı kiraladı. Halbuki Cengiz’in pozisyonunda İrfan Can Kahveci ve Emre Mor (o da gönderildi) vardı. Kendi takımında bile oynamayan Çağlar da Fenerbahçe’de İsmail Kartal torpili ile banko oynamaya başladı. Olympiakos ilk maçında takımı yakanların başında Çağlar geliyordu. Aslında bu ikilinin Fenerbahçe’ye gelme hesapları farklıydı. Fenerbahçe’de oynadın mı, EURO 2024 garanti olur düşüncesindeydiler.

Kartal’ın hataları

Sonra emekliliği gelmiş Bonucci ve Kruniç (Dzeko torpilli) alındı. Bu oyuncular gelince İsmail Kartal, doğru 11’leri bozup Jesus gibi her maçta papatya falı açtı. Sakat King’i takımda tutup, Kent’i kadro dışına itti. Portekiz’de 10 numara oynayan, duran top ustası Lincoln Henrique’yi ve Crespo’yu gönderdi. Ankaragücü ile oynanan kupa maçında Osayi’yi sol bek oynattı. Lider denilen Tadic bir tane büyük maç kazandıramadı. Mert Müldür abilerini örnek alıp kulübede kart gördü. Görüldüğü gibi Fenerbahçe bu günlere tesadüfen gelmedi.

Ne uyardı, ne fırçaladı

Başkan Ali Koç ise problemi haklı da olsa hep dışarıda aradı. Futbolcularını ne uyardı, ne fırçaladı. Son Sivas ve Konyaspor maçlarında inanın Aziz Yıldırım başkan olsaydı, sahadaki görüntüye bakıp, devre arası soyunma odasını basardı. ‘Şimdi ne olacak’ derseniz, sonuç belli. Yeni hoca, yeni takım ve taraftara sunulacak yeni kupa vaatleri. Bunu iş başındaki yönetim mi yapacak? O iş biraz karışık. Bekleyip göreceğiz.