‘’İrfan Can faktörü‘’
Mourinho’nun da ilk 11’i belli. Kazanan takımı bozmuyor. Geçen haftaki farklı Rizespor galibiyeti tribünleri dolduranları da beklentiye sokmuştu. Alanyaspor karşısında Fenerbahçe’nin favori olduğunu belirtmiştik.
Sarı-Lacivertli taraftarlarda hem galibiyet hem de takımlarından bol gol bekliyorlardı. Maçı izlemeyip ilk yarının tek golle kapandığını öğrenenler oyunun başa baş gittiğini sanmasınlar. Sahada ilk dakikadan itibaren pozisyon bulan, pres yapan Fenerbahçe ile sadece defans yapıp puan alacağını zanneden bir Alanyaspor izledik. İlk 45 dakikada Dzeko, Szymanski, Tadiç, Maximin girdikleri pozisyonları gol yapsalar farklı bir oyun seyredebilirdik. Alanyaspor ilk yarıyı yenik kapatınca ikinci yarıya önde oynayarak başladı, maça da renk geldi. Misafir takım pozisyonlar bulmaya başlayınca, son 30 dakikada Mourinho hamle yapmak zorunda kaldı. Çok şahsi oynayan Maximin’i dışarı alıp İrfan Can’ı sahaya sürdü. İrfan Can oyuna girince Tadiç istediği yere sola geçti.
Gönül alma hamleleri...
Sonra Fenerbahçe sahada, taraftar tribünde şov yapmaya başladı. Tadiç’in beceri dolu golleri, İrfan Can’ın nefis asistini gole çeviren Dzeko tribünleri iyice çoşturdu. Alanyaspor karşısında Fred ve Szymanski vasatın üzerine çıkamadılar. Buna rağmen Fenerbahçe çok rahat, farklı bir galibiyet aldı. Sarı-Lacivertli ekip oyunun son 30 dakikasında çok hareketli ve çoşkulu oynadı. Neden mi? Buna İrfan Can faktörü diyebiliriz. Fenerbahçe İrfan Can’ı sadece başı sıkıştığında değil, her zaman düşünmeli. Son bölümde Mourinho’nun gönül alma hamlelerini (En Nesyri, Cenk Tosun, Mert Hakan) gördük. Maçta beklediğim gibi farklı Fenerbahçe galibiyetiyle noktalandı, taraftarın gönlü alındı.
‘’Gönül alma maçı‘’
Sarı-Lacivertliler, Kadıköy’deki son maçına Lille karşısında çıkmış ve Fransız ekibine elenmişti. Süper Lig’de arka arkaya 2 deplasman oynayan Fenerbahçe, taraftarı önünde gönül alma sınavına çıkıyor. Farklı Rizespor galibiyetine rağmen Göztepe beraberliği ile taraftarlarını üzen SarıLacivertli ekip bu defa hata yapmamak durumunda. Rakip Alanyaspor geçen sezondaki görüntüsünden uzak. Henüz galibiyetleri yok. Maçın tartışmasız favorisi Fenerbahçe. Ev sahibi 3 puanın dışında, geçen hafta olduğu gibi fark peşinde koşacak. Kadıköy’de bol gollü bir maç izlersek, bu bize sürpriz olmaz. Mourinho da ilk 11’i artık fazla kurcalamıyor. Sahaya çıkacak takımı tahmin etmek zor değil. Portekizli hoca, oynayacak duruma gelmesi halinde bu defa defansın sağına Samuel’i koyabilir.
Topu rakibe bırakmaz
Çağlar, Djiku, Oosterwolde, Fred, İsmail Yüksek, Szymanski, Tadiç ve Maximin diğer bankolar. Forvet önceliği Dzeko’da olur dersek, ilk 11’i yapmış oluruz. Fenerbahçe’nin bu defa topu rakibine vereceğini sanmıyorum. Çoşkulu taraftarı önünde bir an önce sonuca gitmek isteyecek olan ev sahibine Alanyaspor’un nasıl direnç göstereceğini merak ediyorum. Bakalım Fatih Tekke bu defa neler planlayacak? Fenerbahçe’nin puan kaybı büyük sürpriz olur. Böyle bir sürprizi tribündekiler ne kaldırır, ne de normal karşılar...
‘’Hoş geldin Fred‘’
Rizespor karşısında Çağlar’ın yanında ikinci stoper bu defa Djiku (Becao kulübede) var. Ferdi‘nin yeri Oosterwolde’ye verilmiş, Osayi sakat olunca Mert Müldür formayı kapmıştı. İrfan Can yine yedek Tadiç sahadaydı. Mourinho’nun tercihi yine Dzeko idi. Akıl dolu birde gol attığına göre demek ki Mourinho ona çok güveniyor. Rizespor’u çok övmüşlerdi. Gel gör ki, ev sahibi ilk yarıda kendi sahasında pas yapmaktan rakip kaleye doğru dürüst gidemedi. Sadece devre biterken Varesanoviç kaleyi bulan tek şutu vardı. Fenerbahçe’de Fred olduğunda işler kolaylaşıyor, orta saha rahatlıyor. İsmail Yüksek ve Szymanski’nin de performansları artıyor.
İlhan hocaya soralım...
İlk 20 dakika dolmadan attığı gol ise takımını rahatlatma sebebiydi. Tadiç duran topları kullanıp işi idare ederken, Maximin atığı deparlarla rakip defansın dengesini bozan ayaktı. Mourinho tek farkla biten ilk yarı sonunda yine hamle yapmadı. İkinci yarının başında Dzeko’nun ardından da Fred’in (Hat-trick yaptı) golleri gelince ev sahibi teslim bayrağını çekti. Şimdi İlhan Palut hocaya soralım: Fenerbahçe ile oynadığın her maçı çok kolay kaybediyorsun niye? Hatalı yediği ilk 2 golden sonra kalecin Gökhan’ı niye dışarı almayıp yuhalatıyorsun? Büyük hocalık böyle olmaz diyelim ve yine Fenerbahçe’ye dönelim. Fred’in takımın kalbi olduğu kesin. Fenerbahçe onunla şov yapıyor, onsuz bunalıma giriyor. Fenerbahçeliler dua etsinler, Fred’siz kalmasınlar. Farklı Rizespor maçının en kısa özeti, ”Hoşgeldin Fred” olur.
‘’Çok kritik maç‘’
Sezon başı olmasına rağmen Fenerbahçe çok kritik bir maça çıkıyor. Geçen hafta hesapta olmayan Göztepe beraberliği ile morali bozulan camia, Rize maçı öncesi endişeli. Süper Lig’e iyi başlayan ev sahibi güçlü rakibine de kolay teslim olmaz. İzmir deplasmanında sahaya sürdüğü 11 ve yaptığı hamleler ile eleştirilen Mourinho bu defa macera aramaz diyorum. Livakoviç’in önünde Osayi, Çağlar (Vazgeçmiyor) Djiku ve Oosterwolde olur. Fred’in dönmesiyle Portekizli hocanın eli rahatlayacak. İsmail Yüksek ve Szymanski diğer bankolar. İleride Maximin (solda) yeri garanti. Sağda Tadiç mi, İrfan Can mı oynar maç saati belli olur. Mourinho bu defa maça çift değil, tek santrafor ile çıkar. Dzeko kulübeye, En Nesyri sahaya.
Sıkıntı yaşayacağı kesin
Ferdi Kadıoğlu’nun gitmesiyle, takımın kanat organizasyonlarında sıkıntı yaşayacağı kesin. Yönetim işin mali boyutuna baksa da, bu taraftarın umurunda olmaz. Her şey sahada alınacak sonuçlarla ölçülür. Kısacası Fenerbahçe’nin kaybetmeye tahammülü yok. Kazanırsa yeniden neşelenir. Puan kaybı olursa da iyice kederlenir. Galatasaray ve Beşiktaş’ın bu hafta maçları yok. Fenerbahçe kazanırsa liderlik koltuğuna oturacak. Bu bile onların psikolojisini düzeltir. Bu zorlu maçı yönetecek hakem arkadaş umarım, çok zorlanmaz. Her hafta kritik maçlara atanan Turgut Doman’ın hakem şansı bol olsun. Olsun ki, 90 dakika bitiminde oyundan çok onu konuşmayalım.
‘’Anlat Mourinho‘’
Patron Mourinho olunca, sahaya çıkardığı 11’i kolay kolay eleştiremiyorsun. Portekizli hoca, Göztepe karşısında bu defa uzun zamandır şans vermediği Becao’yu stopere yerleştirmişti. (Her maç ayrı stoper ikilisi) Dzeko mu oynar, En Nesyri (sağ kanadı da kullandı) mi oynar muhabbetlerine son verip 2 golcüsünü çift santrfor sahaya sürmüştü. Futbolda sonucu aldın mı, hataların yanlışların fazlaca gündeme gelmiyor. Kaybettiğin zaman, “Anlat Mourinho” derler. Göztepe karşısında ilk 30 dakika fazlaca terleyen, yediği gol VAR’dan dönen Fenerbahçe devreyi sürpriz bir şekilde 2 farkla önde kapattı. Devre biterken önce En Nesyri’nin asisti ile Osayi ceza sahasında penaltı aldırdı. Dzeko golünü attı. Uzatma dakikaları oynarken, Szymanski’nin mükemmel ortasına yükselen En Nesyri, kendine has kafa vuruşuyla topu ağlara yollayıp, rakibin gardını düşürdü.
İntihar etti!
Fred kulübede iken orta alanda müthiş savaşan bir İsmail Yüksek seyrettik. Fenerbahçe’de Tadiç (85 dakika oyunda kaldı) eski günlerini aratıyor. Belki yerini yadırgıyor ama ayaklarından çok çenesini ve ellerini konuşturuyor. Maximin’in ofansif oyuna katkısı çok fazla. Mourinho’nun devre arası hamle yapma alışkanlığı yok. Maçı kazandım zannediyor ve sahadaki aksaklıklara tedbir almıyor. Oyunun ikinci bölümünde Fenerbahçe topu rakibe verip geriye yaslandı, ani ataklar kovaladı, gol bulamadı. Son 20 dakikada ev sahibi Koray’la golü bulunca maça heyecan geldi. Bitime 15 dakika kala Fenerbahçe’de Osayi ve Maximin çıktı, yerlerine Mert Müldür ve Ferdi girdi. Niye? Ferdi girecekse devrede niye girmedi? İrfan Can Kahveci, dökülen Tadiç’in yerine niye şans bulamadı? Fenerbahçe maçı kazanıyorum derken uzatma dakikalarında yediği golle adeta intihar etti. Bu beraberliğin izahı yok. Varsa da onu Portekizli hoca anlatacak. Anlat bakalım Mourinho...
‘’Fenerbahçe direkten döndü‘’
Fenerbahçe’de ilk 11 açıklandığında Ferdi Kadıoğlu şoku yaşanıyordu. Takımın en formda ayağı sakatlanmıştı. Mourinho onu yerine Oosterwolde’yi monte etmiş, Osayi, İrfan Can Kahveci ve En Nesyri’yi kulübeye atmıştı. Niye? İlk 45 dakika Lille geriden garanti paslarla çıktı, ani ataklar kovaladı. Fenerbahçe’nin öndeki 3’lüsü (Maximin, Dzeko, Tadiç) rakip defansı baskıyla rahatsız edemeyince Fransız ekibi çok sıkıntıya düşmedi. Maçın ilk dakikasında Tadiç’in sağdan ortasını Dzeko kafayla dışarı değil, çerçeveye yollasa, çok farklı bir ilk yarı seyredecektik. İlk 45 dakikada Szymanski ve Mert Hakan’ın kaleyi bulan sert şutlarının rakip kaleci (Chevalier)tarafından kurtarılışı şansızlıktı. Portekizli hoca devre arası hamle yapmayı sevmiyor. İkinci yarı Fenerbahçe en azından önde baskıyı artırdı. Gol gelmeyince hamleler geldi. Önce En Nesyri ve Osayi oyuna girdi. (Takımın hücum gücü arttı) Dzeko sahada kaldı. Çift santrafor ile gol gelmeyince hamleler devam etti. Mourinho önce İrfan Can, (onsuz olmuyor) sonra da Cenk Tosun’u sahaya sürdü.
Yazık oldu...
Maç gitti gidiyor derken, uzatma dakikalarında gelen golle hem sahadakiler hem de tribündekiler çoştu. Uzatma dakikalarına moralli başladık. Osayi ve İrfan Can’ın kanat atakları ile pozisyonlar bulan Fenerbahçe gerçekten şansız bir uzatma devresi yaşadı. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen Oosterwolde’nin eline çarpan top VAR’a takılınca İspanyol hakem penaltıyı verdi ve rakip turu yakaladı. Osayi’nin ve son dakikada Cenk Tosun’un direkten dönen topları Fenerbahçe adına inanılmaz şansızlıktı. Lille elenmiyecek bir takım değildi. Fenerbahçe için direkten döndü diyebiliriz. Maçı izleyenler gördü ki Fenerbahçe’ye gerçekten yazık oldu.
‘’Galibiyet güzeldir‘’
Mourinho, bu defa Djiku, Osayi ve İrfan Can’ı ilk 11’e yazmış, Mert Müldür, Çağlar ve Kruniç’i yanına oturtmuştu. Sağda İrfan Can, solda Maximin olunca Tadic de forvet arkası olmuştu. Geçen sezon hep solda oynayan Tadic hem yeni mevkilerini yadırgıyor hem de etkili futbolunu oynayamıyordu. Szymanski’nin futbolu geriye gidince, orta alanda yük İsmail Yüksek’in sırtına biniyordu. Fred’in mumla arandığı kesin. İlk yarıda gelen tek golde Maximin’in (bu sezon çok maç çözer) asisti ve Dzeko’nun topu ağlara yollayan vuruşu mükemmeldi. Adana Demirspor’un ilk maçtaki görüntüsü iç açıcı değildi. Futbolu sadece defansif (ilk yarı tek ciddi atakları yoktu) olarak düşünen Güney ekibi, sahada geçmiş sezonları aratır görüntü çizdi. Hele Kadıköy’de 15 yaşında kaleci (Deniz) ile maça çıkmak cesaret işiydi.
Devre arası Mourinho yine hamle yapmadı. Bu bölümde misafir takımın cılız atakları ve attığı 3 korner vardı. Topla daha çok oynayan, Maximin ile pozisyonlar yaratan Fenerbahçe kale önü becerisine sahip olmayınca, fark artmadı. Skor tek golde takılı kalınca, son 15 dakika En-Nesyri, Mert Müldür ve Bartuğ oyuna girdi. Maximin çıkınca, Tadic sola geçti. Son bölümde rakibin beraberlik çabaları sıkıntı yaratsa da Fenerbahçe tek golle kazanmayı bildi. Taraftar ilk maçtaki futboldan ve cılız skordan memnun olmasa da lige galibiyetle başlamak güzeldir.
‘’Şampiyonluk yolculuğu başlıyor‘’
Mourinho ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolculuğu Kadıköy’de başlıyor. Uzun yıllardır şampiyonluk özlemi çeken camia, bu sezon her zamankinden daha umutlu. Patron Mourinho’ya ve yıldız oyuncuların ağırlıkta olduğu alternatifli kadroya güveniyorlar. Rakip Adana Demirspor ‘kapalı kutu’. Geçtiğimiz sezonlarda içeride dışarıda ofansif futbolu tercih eden güney ekibi, yeni teknik adamıyla sahada neler planlayacak göreceğiz.
Kadro değişir
Son maçlarında gördük ki, Fenerbahçe’nin temposu düşük. Bu biraz da hocanın oyun anlayışından kaynaklanıyor. Genelde topu rakibe veren Fenerbahçe’nin oynadığı futbol henüz beğeni kazanmadı. Adana Demirspor maçında bakalım Portekizli hoca, kadro ve mevkiler ile nasıl oynayacak? Bu defa Kadıköy’de, Lille maçında sahada olanlardan Kruniç, Dzeko ve Mert Müldür kulübeye, Samuel, Djiku, ve En-Nesyri ise ilk 11’e dönebilir. Bu arada formsuz Szymanski’nin şansı, orta alanda alternatif oyuncu olmayışı.
Demir’in direnmesi zor
Maçın mutlak favorisi Fenerbahçe. Kadıköy her zaman olduğu gibi kapalı gişe olacak. Sarı-Lacivertli taraftarların yeni transferler Maximin ve En Nesyri’ye büyük ilgi gösterecekleri kesin. Maç önü en büyük alkışı da şüphesiz İrfan Can Kahveci (yedek kalmamalı) alacak. Fenerbahçe hem lige iyi bir başlangıç yapmak hem de Lille rövanşı öncesinde moral depolamak adına kazanmak zorunda. Misafir takım, güçlü rakibine direnebilir mi? Bu soruya ‘evet’ demek zor. Kadıköy’de Fenerbahçe puan kaybederse ilk haftanın en büyük sürprizlerinden biri olur. Futbol bu, izleyelim ve görelim.