‘’Sürpriz olmaz‘’
Fenerbahçe’nin evinde oynayacağı Rizespor maçının bir şova dönüşeceği kesin. Avrupa Ligi’nde yola devam etmenin yanı sıra gelen 4 yeni transfer ile camia ve taraftarlar, sanki sezona yeniden başlıyor havasındalar. Lider Galatasaray ile aradaki 6 puan fark bile onları artık fazlaca rahatsız etmiyor. Mourinho’ya ve takımlarına inanılmaz inanıyor ve güveniyorlar. Rizespor karşısına favori olarak çıkacaklar. Fenerbahçe’nin Kadıköy’de müthiş tribün desteğiyle 90 dakikayı galibiyetle kapatması normal bir sonuç olur. Bana göre bu maçta sürpriz yaşanmaz. Aslında maçtan çok yeni transferler ve Mourinho’nun ilk 11 tercihleri daha fazla merak konusu.
Şimdiden merak ediyoruz
Portekizli hoca transferlerden bana göre ilk 11’de öncelikle Carlos’a şans verir. 3’lü defansta Çağlar, Carlos ve Djiku olur. Midtjylland maçının yorgunlarından Tadiç, Mert Hakan, Yusuf, İsmail Yüksek kulübeye dönerken, Oğuz, Kostiç ve İrfan Can Kahveci sahada olabilir. Kupa maçının gollerini atan Dzeko ve En Nesyri bakalım yine ilk 11’de olacaklar mı? Şampiyonluk için daha çok motive olmuş ve inanmış Fenerbahçe karşısında Rizespor’un işi çok kolay değil. Bizlerde Kadıköy’deki şov maçını şimdiden merak ediyoruz. Maçtan sonra sadece futbol konuşmak dileğiyle...
‘’Dzeko-En Nesyri A.Ş.‘’
Fenerbahçe beraberliğe dünden razı Midtjylland’a çok eksik yakalanmıştı. Üstüne üstlük Mourinho da cezalı idi. Takımın ne orjinal sağ beki, ne de sol beki vardı. Avrupa arenasına alışkın oyuncular (Tadiç, Dzeko, Fred, Szymanski, EnNesyri) ise takımın en büyük avantajıydı. İsmail Yüksek’in (takımın öne çıkan ismiydi) ilk 11’e eski enerjisi ile dönmesi de orta sahanın gücünü artırmıştı.
Maça iyi başlayan, oyunun kontrolünü eline geçiren Fenerbahçe bu bölümü golsüz geçti. Ev sahibi yediği baskıdan pozisyon bulamıyor, golü duran toplardan kovalıyordu. Nitekim bir korner atışı sonrasında golü buldular. Yediği gol Fenerbahçe’yi fazlaca bozmadı. Kısa zamanda Dzeko’nun asistini En-Nesyri ustaca vuruşla gole çevirdi. İkinci yarıya istekli ve atak başlayan Fenerbahçe golü de bu defa erken buldu. Szymanski ortaladı, Dzeko kale önünden bitiriciliğini konuşturdu. Golden sonra Fenerbahçe anlamsız bir şekilde tempoyu düşürdü, oyunu geride kabul etti. Bunun faturasını beraberlik golünü yiyerek ödedi.
Kıl payı da olsa
Sonrasında işler karıştı, panik başladı ama diğer stadlardan iyi haberler gelince, kıl payı da olsa Avrupa Ligi’ne “devam” dendi. Mourinho son iki maçta “bize 2 puan yeter” demişti, yetti. Tebrikler Fenerbahçe, yolun açık olsun...
‘’Derbiye kadar kaybetmez!‘’
Göztepe ilk yarıyı önde kapattığında, rakip kaleye 45 dakikada tek ciddi atak yapamamıştı Fenerbahçe. Sahadaki görüntüye baktığımızda Fenerbahçe’nin ikinci yarıda maçı döndüreceğine inananlar fazlaca değildi. İki kanat çalışmıyor, rakibin her atağında stoperler (Djiku, Çağlar, Yusuf) ilk toplara müdahale edemiyor, orta alanda Amrabat ve Fred ileriye değil geriye oynuyor, Dzeko ve En Nesri hiç topla buluşamıyordu. Göztepe bu yarıda attığı golden fazlasını kaçırmasa, maç 45 dakikada bitecekti. Mourinho’nun takımı ikinci yarıya 2 hamle ile başladı. Tadic’in yerine Maximin, Yusuf’un yerined e Kostic (İlk yarıda niye yoktu?) sahadaydılar. Bu yarının başında Göztepe defansının inanılmaz hatasıyla Fenerbahçe beraberliği yakaladı. Hatalı gol yiyen Göztepe bir anda dağılıp Fenerbahçe’de havaya girince 10 dakikada gelen 3 gol ile her şey tersine döndü. Fenerbahçe coşmuş, Göztepe abandone olmuştu.
Galatasaray’a bağlı
Maximin (Hani satılacak denilen) ve Kostiç bir anda rakibin sol kanadını felç ediyorlar, ilk yarıda sahada gezinenler (Oğuz Aydın, Szymanski, En Nesyri) coşuyorlardı. En Nesyri’nin kafa ile attığı galibiyet golüne ise şapka çıkartılırdı. Son bölümde biraz kıpırdanan misafir takım Miroshi ile bir gol bulup farkı bire indirse de, Fenerbahçe’nin teslim olmaya niyeti yoktu ve de olmadı. Göztepe maçı beklenildiği gibi zor geçti. Maçı kazanan Fenerbahçe keskin virajı döndü. Bu takım bana göre Galatasaray maçına kadar puan kaybetmez. 6 puan fark kapanır mı derseniz, O da Galatasaray’a bağlı derim...
‘’Gözler Kadıköy'de‘’
Galatasaray ile aradaki farkı kapatmak hedefindeki Fenerbahçe en zor 90 dakikalardan birine çıkıyor. Ligin flaş takımı Göztepe, Kadıköy’e de iddialı geliyor. Yalnız hemen bir hatırlatma yapayım, evinde kazanan İzmir ekibinin tek deplasman galibiyeti Beşiktaş’a karşı. Fenerbahçe’nin beraberliği bile aklına getirmediği maçta Kadıköy kapalı gişe olacak. Mourinho’nun 11’inde yine sürprizler olacak. Yeni transferler şans bulacak mı? Portekizli hoca, bu defa sağ kanada Oğuz Aydın’ı, sol kanada Kostic’i koyar mı?
Baskı işine gelir...
Çok koşan, baskı yapan rakip karşısında Mourinho sahaya tek forvet çıkarsa, tercihi bence Dzeko olur. Fenerbahçe’nin maça önde baskı yaparak başlaması, geride geniş alanlar bırakması Göztepe’nin işine gelir. Ev sahibinin Lyon maçındaki gibi kontrollü oynayacağını düşünüyorum. Göztepe iyi takım, başta Romulo olmak üzere önemli silahları var ama galibiyete bir adım daha yakın taraf Fenerbahçe
‘’1 puan yeter mi?‘’
Fenerbahçe güçlü rakibine çok önemli eksiklikler ile yakalanmıştı. Mourinho elindeki malzemeden en iyi 11’i sahaya sürmüş, genç Yusuf Akçiçek’e (iyi oynadı) bu zorlu maçta mecburiyetten görev vermiş, tek santrafora (En Nesyri) dönmüştü. Transferin gözdeleri (Mikautadze, Cherki) ile donatılmış Lyon karşısında Fenerbahçe maça çok istekli başladı. İlk 10 dakika pozisyonlar buldu, faydalanamadı. İlerleyen dakikalarda Lyon topa daha çok sahip oldu ama Fenerbahçe’nin presini kıramadı. Devre golsüz bittiğinde Mourinho kulübeye müracaat etmedi. İkinci bölümde Lyon daha fazla kaleye gelmeye başladı. Savunmada kalan Fenerbahçe’de Tadiç ve En Nesyri hiç etkili olamadılar. Pozisyon bulmada sıkıntı olunca Mourinho hamlelere başladı.
İşe yaramadı
Önce İrfan Can’ı dışarı alıp Maximin’den medet umdu. Sonra En Nesyri’nin yerine Dzeko’yu sahaya sürdü (biraz geç kaldı) Sonrasında da yine şaşırtan hamlesini yapıp Tadic’in yerine Cengiz Ünder’e şans verdi. Değişiklikler pek işe yaramadı, Lyon pozisyonlar buldu, becerili değildi maçta başladığı gibi bitti. Maçtan önce Mourinho son 2 maçta 2 puan bize yeter demişti. Puanın teki geldi. Haftaya Midtjylland deplasmanı var. Bakalım oradan en kötü ihtimalle alınacak bir puan Fenerbahçe’ye yetecek mi? Ne dersiniz? Kazanıp işi garantiye almak daha keyifli olmaz mı?
‘’Çilingir Tadic ‘’
Mourinho yine kafasına göre bir 11’i sahaya sürmüştü. Ya rakibi küçük görmüş, ya da Lyon maçını düşünmüş olacak ki bankoları( Amrabat, Tadiç, Çağlar) yanına oturtmuştu. Oğuz Aydın, Levent Mercan ve İrfan Can ise sahadaydılar.
Demirspor’un gücü kapasitesi belli. Süper Lig’de veda maçlarını oynuyorlar. Takımın tek yıldızı, tecrübeli ayakları yok. Fenerbahçe’nin maçı rahat kazanacağını düşünmeyen yok. Maç başlıyor, 45 dakika geçiyor, Fenerbahçe golü bulamıyor. Bulamamasının elbette sebepleri var. Çift santrafor oynuyorsun, kanatlar çalışmıyor. Szymanski ve Fred’in( 90 dakika sahada kalıyorlar) oyuna olumlu katkısı yok. Oğuz, Kostiç etkili değiller. Devre arası hamle yapmayı sevmeyen Mourinho bu defa işe el atıyor. Sarı kartlı Djiku ve etkisiz Kostiç çıkıyor yerlerine Çağlar ve Osayi giriyor. Bu yarıda daha etkili bir Fenerbahçe görüyoruz ama, gol yine gecikiyor. Ev sahibi Baresi’nin kırmız kartı( doğru karar) ile iyice dağılıyor.
Kritik hamle
Sonra Fenerbahçe’nin 2 golü VAR’dan dönüyor. Son 25 dakika Mourinho en önemli hamleyi yapıyor ve çilingir Tadiç’i sahaya sürüyor. Sonrası mı? Tadiç sahneye çıkıyor asistleri ile En Nesyri’ye çabucak 2 gol attırarak maça imzasını atıyor. Sonuçta zor başlayan maçın sonu kolay ve mutlu bitiyor. Fenerbahçe artık bu moralle 6 puan farkı daha kolay kapatırım düşüncesinde. Ne dersiniz?
‘’Bu fırsat kaçmaz‘’
Galatasaray’ın hesapta olmayan sürpriz 2 puan kaybıyla Fenerbahçe ikinci yarıya büyük moral ve ümitle başlıyor. 8 puanlık farkın bu hafta kapanacağını tahmin eden var mıydı? Hiç sanmıyorum. Bazen, “Ummadık taş, baş yarıyor” derler. Galatasaray’ın, Hatayspor’a yakalanışına bu yorumu yapabiliriz. Şimdi gözler Fenerbahçe’ye çevrildi. Böyle fırsat kolay kolay gelmez. Ezeli rakibinin ikramını Fenerbahçe geri çevirmez. Rakip Adana Demirspor’un gücü belli. Genç kadro sadece iyi niyetle mücadele ediyor ve Süper Lig’deki son haftalarını alkışlanarak bitirmek istiyor,
Futbol mucizeler oyunu...
Teknik direktör Jose Mourinho, bu maça hangi ilk 11’le çıkarsa çıksın Fenerbahçe zorlanmadan kazanır. Bu 90 dakika, sürprize kapalı. Maça önde baskıyla başlayacak olan Fenerbahçe’nin erken bulacağı goller ile farka gitmesini bile düşünebiliriz. Futbol mucizeler oyunu derler ama bu akşam Adana’da 90 dakikanın tartışmasız favorisi misafir takım olacak. Evet, sahne Fenerbahçe’nin... Bakalım alkışı kimler hak edecek?
‘’Fenerbahçe ‘devam’ dedi‘’
Maç dakika bir gol bir ile başlayınca şaşırmayan yoktu. Ev sahibi ilk atağında golü bulunca, bizi müthiş bir 90 dakika bekliyor diye düşündük, yanılmadık. Mourinho’nun ilk 11’nde fazla sürprizler yoktu. 3’lü defans (doğru mu, yanlış mı tartışılır) ile oynuyor, kanatları Oğuz Aydın (etkili olamadı) ve Kostiç’e (ataklarda yoktu) teslim etmiş, çift santraforla takımını sahaya sürmüştü. Fenerbahçe erken yediği gole rağmen çabuk toparlandı. Ancak her iki kanadı da kullanamadığından En Nesyri ve Dzeko’yu besleyemedi. Yine de uzun toplardan pozisyon bulan Dzeko ve En Nesyri kale önünden mutlak 2 pozisyonu cömertçe harcadılar. Goller duran toplardan (korner) geldi. Önce Tadiç’in sonra Szymanski’nin kullandığı atışlarda Mert ve Çağlar’ın kafalarıyla gelen goller Fenerbahçe’yi öne geçirdi. Öne geçen Fenerbahçe, rakibinin bıraktığı geniş alanları fazlasıyla kullanamadı. Devre biterken de bir ani atakta yan toptan kafa ile golü yedi.
Şans yardım etti
İkinci yarıya Fenerbahçe hamlesiz, önde baskıyla başladı. Bu yarıda da Konyaspor rakibine fazla pozisyon vermedi. Sarı-Lacivertli takımın oyunda sıkıntıya düştüğü dakikalarda sahneye Konyaspor kalecisi Slowik çıktı. Ayağındaki topu iyi kullanamadı, topu kapan Tadiç ustaca bir vuruşla beklenmedik anda takımını öne geçirdi. Gol ev sahibinin gardını düşürdü. Mourinho’nun Osayi ve Levent Mercan hamleleri, skora çoktan razı olduğunun göstergesiydi. Son dakikalarda büyük sıkıntı ysşayan Fenerbahçe biraz da şansının yardımıyla önemli bir 3 puan alıp zirve yarışına ‘devam’ dedi. Unutmadan bu 90 dakika için Fenerbahçe’nin hakemi ve VAR’ı pek gündeme getireceğini sanmıyorum