‘’Hoşgeldin Advocaat‘’
Avrupa kupası maçlarından sonra takımlarımıza bir haller olur. Hele farklı galibiyetlerden sonraki ilk lig maçı çok tehlikelidir. Evinde Shakhtar’a yenilen Başakşehir için durum farklı. Lige de mağlubiyetle başlamak şık olmaz. Üstelik rakip Fenerbahçe. Bu motivasyonla maça daha iyi hazırlanan Başakşehir golü bulmakta gecikmedi. Defansındaki üç yeni transfer ve sakatlıktan yeni çıkmış kalecisiyle Kanarya’nın müdafaasında zaaflar mevcut. Mossoro rakip ceza sahasında topu alıp düzeltiyor. Uzak köşeye şutunu atıyor. Müdahale yok. Sonuç malum...
Emenike boşluk bulamadı
Geriye düşen Fenerbahçe’de orta saha oyuncularının da maça iyi konsantre oldukları söylenemez. Mehmet Topal’ın top kayıpları var. Hem de atağa çıkarken. Ozan’ın kararsızlığı yine nüksetti. Topu ayağından çıkarmakta gecikiyor. Formda Salih’in de maça iyi başladığı söylenemez. Volkan Şen ve Alper’in hareketli oyunu ilk yarı içinde skoru eşitlemeye yetmedi. Emenike için boş alan yok. Öne geçen Başakşehir kapandı. Zaten takım boyunu kısa tutuyorlar. Çabuk oynamayan ve tek pas yapmayan takımların Başakşehir’i zorlaması mümkün değil. Peki, Fenerbahçe’de hiç pas oynama alışkanlığı olan futbolcu var mı? Hiç olmadı ki...
Karşılıklı hamleler
İkinci yarının ilk dakikaları Başakşehir’in kontrolü altında geçerken Emre’den garip bir hareket. Tekmesi Emenike’ye değil, kendi takımına. Teknik adamlar için kartlar yeniden açıldı. Dick Advocaat’tan hemen Van Persie ile çift santrfor hamlesi geldi. Abdullah Avcı’nın ilk cevabı Mustafa Pektemek. Amaç önde top tutmak. Cikalleshi’nin bitirici vuruşları heba edilebilir. İkinci hamle Holmen. Mahmut’un yanına Mossoro’dan daha defansif bir orta saha. Top kullanma becerisi ile Holmen etkili öne çıkışlar da yapabilir. Dick Advocaat’ın diğer hamlelerine ise sabotaj var. Mehmet’in bu düşüncesizliği affedilemez. Rakip, kavala tekmeden eksik kalmış. Aynı hatayı sende yapıyorsun. Tecrübene yakışmadı.
Grasshoppers rehaveti
Hakem Ali Palabıyık’ın yönetimi genelde iyi. Takdiri hakeden tarafı ise çifte standart yapmaması. Birbirinin benzeri iki harekete de gösterdiği kartın rengi aynı. Tüm hakemlerden beklenilen de budur. Fenerbahçe’nin, Dieng’in sekerek oynamasıyla yeniden eksilen rakibini yenememenin tek açıklaması olabilir. Grasshoppers galibiyetinin rehaveti...
‘’Sergen'i unutturur mu?‘’
Erken gol güzel. Golün kendisi daha da güzel. Taçtan gelen topu yere düşürmeden iki kişiyi geç. Yatır kaleciyi yere. Kaldır tribünleri ayağa. Oğuz boylarından mı geldin be evlat. Sendekiler gen değil, altıgen. Sergen’i unutturabilecek misin bize Oğuzhan. Umutlanalım mı? Adriano’nun sakatlanıp çıkışı üzücü. Düşündürücü olan defansın dengesinin bozulması. Tosic formda. İster stoper oynat, ister solbek. Lakin Necip’in bu seneki stoper performansı pek iç açıcı değil. İkinci yarıda yaptığı yerinde müdahalelere rağmen yaptığı penaltı affedilir gibi değil. Beck’in bindirmeleri etkisiz. Ama yaptığı hücum pres ikinci golü getirdi.
Tolgay Arslan etkisi...
Yeni kurulmuş bir ekibe karşı hücum pres yapmak akıllıca. Bravo Beck. Galibiyeti perçinledin. İkinci yarıda ise öndeki presin başarılı ismi Tolgay. Kaptığı toplarla Beşiktaş’a atak fırsatları yarattı. Quaresma’nın kimseye kendini kanıtlamaya ihtiyacı yok. O zaten Avrupa Şampiyonu. Ama bazı pozisyonlarda fantezi arayışları top kaybına sebep oluyor. Olcay’ın çalışkanlığı hem kendisi hem takımı için büyük avantaj. Kötü oynadığı anlarda bile pozisyon yaratıp, skora gidebiliyor. Olcay’ı vazgeçilmez yapan da bu.
Stresini atmış oldu
Alanyaspor’un en enteresan transferi Kandeias. Çarçabuk bir adam. Faydalı olacağı kesin. Gol yollarında Emre de takımına mutlak katkı sağlayacak. Şimdilik takım olamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Tüm mevkiilerde uyumsuzluk söz konusu. Hüseyin hoca bu sorunu bir an önce çözmeli. İlk galibiyet gecikmezse moral motivasyon yerine gelir.. Ve takım olma yolunda büyük bir yol kat edilir. İlk defa oynadığı süper ligde Alanyaspor’a başarılar diliyoruz. Zoru başardılar. Daha da zoru bu ligde devamlı omak. Penaltının yanında bir gol daha atması Cenk’i rahatlattı. Stresini attı. Artık son vuruşlardaki başarı yüzdesi yükselecek. Son şampiyon kaldığı yerden devam ediyor. Darısı Şampiyonlar Ligi’ne...
‘’Mutlaka golcü şart‘’
Süper Kupa mağlubiyeti Beşiktaş’ta transfer alarmına sebep oldu. Tok alıcı Beşiktaşımız uzun süredir yaptığı pazarlıkları neticelendiriyor. İlk kazanım Kenneth Omerua. Bu oyuncunun Kasımpaşa’daki performansı Beşiktaş için yeterli. Ancak diğer stoperlerle aynı özelliklere sahip olması düşündürücü. Rhodolfo ve Marcelo’dan çok daha süratli olmayan Omerua’nın daha agresif olması dışında pek farklılığı yok. Bir stoper transferi daha gerekebilir. Gökhan Gönül’ün gelmesiyle Andreas Beck’e iyi bir alternatif yaratan Beşiktaş’ta sol bekteki durum da geçen sezondan iyi gözükmekte.
Sol kanatta sorun yok
Tosic geçen sezondan farklı görünümüyle geç de olsa adapte olmuş gibi. Çabuk olmayan ama fuleli koşusuyla mesafe kat edebilen Tosic, Gençlerbirliği’ndeki performansını yakalayacakmış gibi gözüküyor. Adriano’nun herşeyi çabuk. Top alış verişi, kademeye girişi, müdahaleleri. Hepsi çabuk. Sanki zamanla yarışıyor. Defansif olarak rağbet gören bu özelliği Adriano’yu, Tosic’le olan rekabetinde öne çıkarabilir. Fiziki olarak daha güçlenmesi şartı ile tabii.
Kendini bilen göstermeli
Beşiktaş 4-2-3-1 oynarsa ön liberoların Atiba ve Tolgay olması kuvvetli ihtimal. Sosa’nın İtalya’ya gitmesi, sistem değişikliğine neden olacak. Sosa’nın olmadığı bir Beşiktaş’ta değil alternatifi, taklidi bile yok. Bu pozisyona en yakın isim Oğuzhan, o bölgeyi biraz sevmiyor. Önünde tek adamla değil de çok adamla oynadığında bir pas dehası. Pas alternatifi çokluğu Oğuzhan’ın pas yüzdesini tavan yaptırıyor. Dolayısıyla forvet arkasında oynadığında bile bu evladımızın geriye gelerek top almaya çalışması, oyun kuruculuğa soyunması anlaşılabilir. Tolgay da forvet arkası için uygun özelliklere sahip değil. Sosa’nın yokluğunda bile bu göreve hiç niyetlenmedi. Çok da haklı. Kendini bilen bir oyuncu tavrı göstermesi, Beşiktaş için çok daha hayırlı.
Yedek tutması üzücü
Kanatlarda ise Aras’ın gelişi, Gökhan’ın yerini dolduramayacak gibi gözüküyor. Quaresma, Olcay, Kerim, Aras’a rağmen Beşiktaş’ta kanat oyuncusu transferi söz konusu ise demek ki, Gökhan’ın da Quaresma gibi pişman olup geri dönmesini bekleyeceğiz. Kiralık gitmesi bu olasılığı güçlendiriyor. Mesele, Gökhan gelene kadar nasıl çözüm bulunacağı. Çok kulvarda mücadele edileceği düşünüldüğünde bu bölgeye de iyi bir transfer şart. Mario Gomez’in başka takımlarla gönül eğlendirirken bizi yedekte tutması üzücü. Beşiktaş bu tavrı hak etmiyor. Kaldı ki onu tekrar Alman Milli Takımı’na yollayabilmek her takımın ve her hocanın harcı değil. Son vuruşlardaki becerisi ve gol istatistiği Gomez’i kaybedilmesi zor bir oyuncu durumuna koymakta. Ama takım oyununda daha verimli bir forvet bulunabilir. Yani duvar olabilen, boş koşularla ve asistlerle arkadaşlarına pozisyon yaratabilen bir forvet karakteri de Gomez’i bize unutturabilir.
Vuruş ustası gerek
Gelecek olan oyuncudan Gomez kadar gol atmasını beklemek haksızlık. Boş yere oyuncuyu strese sokarız. Beşiktaş rakip kalede olduğunda, orada olmakla yetinmeyip aynı zamanda takımını da oraya götürebilen bir oyun anlayışı atak çeşitliliğinde bir çığır açabilir. Gündeme gelen yıldız isimler bu iş için biçilmiş kaftan olabilir. İllaki gol vuruşu ustası aranıyorsa başka bir alternatif kaçınılmaz. Yine de ihtiyaç vuruş ustasından yana gözüküyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde çok pozisyon bulmak zor. Bulduğunu atacaksın. Başarılar Beşiktaş...
[Content:{1248415}]
‘’Ofansif futbol‘’
Evindesin, Rakip dengin değil. Ne de güzeldir, erken gol. Sonrası basit. Çıkarken top kaybetme.. Kendi ceza sahanda rakibe dalma. Yani bireysel hatasız üstünlüğünü koru. İkinci golü kovala. Nitekim maç boyu Fenerbahçe’li futbolcular Monaco maçındaki hatalarını tekrarlamadılar. Sonuç ortada. İlk maçta tur geçildi.
Sistem değişikliği sorun değil. Zira Fenerbahçe geçen sezonun çoğunu bu şekilde oynadı. Pereira ‘nın 3-5-2 dediği sistemi, oyuncuları 5-3-2 oynayınca sistem kendini değil hocayı değiştirdi. Dick Advocaat’ın oyuncu tercihlerinde fazla bir değişiklik yok. Ancak oyun anlayışında ofansif istek göze batıyor.
Fenerbahçe’de artık garip oyuncu değişiklikleri de olmayacak. Tecrübeli teknik adamın Fenerbahçe’yi çok daha ileri götüreceği gün gibi aşikar. Skoru korumaya değil, artırmaya niyetli hamleler seyrettik. Fenerbahçe’ye de yakışan budur.
Kanatlarda müthiş rekabet
Stoch, bu sezon Fenerbahçe’de dikkat çeken bir başka oyuncu olur. Attığı gollerle süre almayı garantiledi. Topla çabukluğuyla, içeriye kat ederek yaptığı vuruşlar, Fenerbahçe’de kanat varyasyonlarına çeşitlilik sağlayacak. Geri dönüşler ve oyun disiplinine gösterdiği sadakat onu alternatiflerinin önüne çıkarabilir. Ama işi zor.
Fenerbahçe’nin kenarlarında bu sezon bir müthiş bir rekabet yaşanacak. Aynı rekabeti orta sahada da görebiliriz. Salih’in formu, Ozan’ın dinamizmi bu bölgedeki abilerini rahatsız edebilir. Ama kazanan Fenerbahçe olacak..
Emenike kenarda oynamayı garipsedi. Çift forvet oynarken çok daha etkili.
Van Persie ile değişkenlik bu ikilinin performansını artırabilir. İki oyuncu da sabit değil, gezgin oynamayı seviyorlar. Sürat ve yetenekleri Fenerbahçe’nin gol sorunlarını bitirebilir. Son vuruşu net olan banko olur. Gol krallığına oynar. Çünkü bu sezon atak oynayan bir Fenerbahçe seyredeceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın.
‘’Nerdesin Sosa‘’
Kartal, Sosa’yı bekler gibi. Zira ne Tolgay ne de Oğuzhan forvet arkası oynamıyorlar. Oyun kuruluşlarında bu ikilinin de geriye gelmesi garip. Cenk’in yalnızlığı da cabası.
Süper kupa oynanıyor, stoper Necip. Rhodolfo’nun nasıl döneceği muamma. Ağır bir sakatlık geçirdi. Kendisi de ağır abi olan Rhodolfo tipindeki oyuncular için bu tip sakatlıkların geçişi çok sıkıntılıdır. Dileriz Brezilya’lı bizi yanıltır. Beşiktaş’ın bu maçta rakibe çok pozisyon vermemesi kimseyi yanıltmasın. Galatasaray’ın bu kadar çok yan pasla pozisyon bulması mucize. Bruma’nın sürati heba oluyor. Kartal, Sosa’yı bekler gibi. Zira ne Tolgay ne de Oğuzhan forvet arkası oynamıyorlar. Oyun kuruluşlarında bu ikilinin de geriye gelmesi garip. Zaten Atiba bu işi layıkı ile yapıyor. Bu kadar çok oyun kurucuya ne gerek var. Cenk’in yalnızlığı da cabası. Çalışkanlığıyla Cenk bu sorunu çözmüş. Ancak pas verecek arkadaşının olmaması son vuruşlarda alternatifsizlik yaratıyor. Sıfırdan kaleye vurması Cenk’in suçu değil. Ama net pozisyonları gol yapması lazımdı. Şenol hocanın Ömer hamlesi, tamamen bu sorunu çözmeye yönelik. Riskli ama zorunlu.
Şansı olan değil...
Galatasaray’ın lige en hazır oyuncusu Bruma. Top ayağındayken yanındaki oyuncuların boş koşularla alan yaratması lazım. Özellikle forvet oyuncusunun boşaltacağı alanları Bruma çok iyi kullanabilir. Podolski’nin arkadaşlarına alan yaratmak gibi bir niyeti yok. Sadece kendine pozisyon hazırlama derdinde. Eren adapte olduğunda arkadaşlarını rahatlatacak. Boş koşularla takımını rakip alana taşırken, topu kaybetmeyerek de çok adamla hücumu mümkün kılacak. Tolga-Selçuk ikilisinin zamana ihtiyacı var. Tolga’nın çok şey yapma niyeti gereksiz pas hatalarına sebep oluyor. Basit oyun her derde deva. Unutmamalı..
Penaltılara kalınca şansı olan kazandı zannetmeyin. Kalesinde Muslera olan kazandı.
‘’Gomez gibi forvet şart‘’
Beşiktaş’ta krallar yok vezirler var. Gol kralıyla asist kralı şampiyonluk seferine çıkmışlar. Şenol hocamız, pek oralı değil. Zira Sosa’nın yeribni doldurmaya en yakın oyuncumuz Oğuzhan yine Atiba’nın yanında. Doğrusu da bu. Geçen sezon mükemmel işler yapan bu ikiliyi bozmanın anlamı yok. İkinci yarıdaki Necip’in, Atiba’nın yanına alınmasının manası şu; Tolgay, bu mevkide düşünülmüyor. Top kullanma becerisi yüksek olan bu oyuncunun defansif zaaflarının hocayı tedirgin etmesi doğal.
Duran toplar sıkıntı
Beşiktaş’ın hava toplarındaki defansif sıkıntısı devam etmekte... Doğaldır, bazen ortalarda kademe hataları olabilir. Ama duran toplarda hep rakibin vurması iyiye işaret değil. Atiba’nın, bu konudaki yardım çabası da yetersiz kalıyor. Tosic’de değişen fazla bir şey yok. Düşündürücü olan Beck’in daha da geriye gitmesi. Geldiğinde en azından defansif görevlerini aksatmayan ne yazık ki artık bu konuda da sıkıntılı. Beklerdeki bu çözümsüzlük Beşiktaş kanatlarının peformansını düşürüyor. Tamamen bireysel yeteneğe bağlı yapılan ataklarda orta ve bitirici pas olasılığı düşük. Çünkü kanat oyuncuları hem kendisini kontrol edeni hem de kademeye gireni geçmek zorundalar. Bir bindirme desteği almadıkları için çoğu atak başlamadan bitiyor.
Ömer motive olmalı
Fabricio’nun karşı karşıya kaldığı pozisyondaki refleksi yerindeydi. Ancak top kullanmada tereddütleri mevcut. Daha soğukkanlı olup bu sorunu çözebilir. Zamana ihtiyacı var. Ömer’in gol atması takımda yer bulabilmesi için çok önemli. Morali yükselecek. ‘Artık kiralık gitmeyeceğim’ diyerek kendini motive etmesi gerek. Takımda kalıp şansını zorlamalı. Mustafa ne yazık ki şansını zorlamaktan bile uzak.
Adriano uçurur
Adriano bek özelliğinin yanı sıra kanat oyuncusu olarak da büyük işler yapabilir. Tabii ki ihtiyaç halinde. Aras Özbiliz, Gökhan Töre’yi aratmayacak biri. Quaresma, Olcay ve Kerim’in varlığı da Beşiktaş kanatları için büyük avantaj. Bu avantajı en az Mario Gomez kadar iyi kullanabilecek bir golcü şart. Vakit daralıyor...
‘’Yazık oldu!‘’
‘Atlama paşam. Ayakta kal paşam. ‘Bu sözler, Serpil Hamdi Tüzün’ün antrenörlük kariyeri boyunca en fazla kullandığı uyarılardır. Ne yazık ki evlatlarımız halen çift dalmayı maharet sanmaktalar. Hele kendi ceza sahasında, rakibe atlamanın bir çeşit defansif intihar olduğunu bir türlü anlayamamaktalar. Bu kaçıncı penaltı. Bu ne sonu bitmez bir ikram. Peki ya yediğimiz ilk gol. Kendi sahamızda basit oynamayı, kontrol pas yapmayı ne zaman alışkanlık haline getireceğiz. Bu goller bireysel hata değil. Toplu, topsuz işlediğimiz cinayetler..
Skrtel uyum sağladı
Kararsızlık Ertuğrul’u bitiriyor. Çıkıp çıkmamakta bu kadar tereddüt etmesinin bedeli çok ağır. Kendi kariyerinin yanı sıra takımının performansında da belirleyici olan bu zaaf, ivedilikle giderilmeli. Kjaer’in sakatlığı büyük şanssızlık. Geçen sezonki performansıyla takımının vazgeçilmezi oldu. Bu sezon katılmasına rağmen Skrtel uyum sürecini bitirmiş gözüküyor.
Verilmeyen penaltılar...
İkinci yarıda kaybedecek şeyi olmayan bir takım havasına büründü Fenerbahçe. Salih’in istekli oyunu, Emenike’nin fiziki gücüyle bir araya gelince pozisyonlar gecikmedi. Kazanılan golün adı ise ‘umuda yolculuk’. Yenilen üçüncü gole rağmen umutlar hiç tükenmedi. Çünkü Monaco’nun skordan başka hiç bir üstünlüğü yok. Onu da hakeme borçlu. Verilmeyen penaltılar galibi belirledi.
Taraftar unutmamalı
Yazık oldu. En çok ta Emenike’ye. İki maçta üç gol at, ama takımın elensin. Atabileceği kim bilir kaç gol daha vardı. Kaç defansı daha zora sokacaktı. Yanından vurup gideceği bir sürü defans adamı, Sarı-Kanaryalar’ın elenmesine duacı. Fenerbahçe taraftarı, asla unutmamalı. Uluslararası arenada bunları yapabilen bir oyuncu ne olursa olsun kaybedilemez. Emenike bu takımın bankosudur..
‘’Emenike'nin dönüşü muhteşem oldu‘’
Fenerbahçe’nin yediği gol ikram değil. Ziyafet. Zira deplasmanda atılan golün avantajı var. Pozisyon vermeden gol yemek, bizim takımlarımızın hastalığı. İster üçlü oynayalım ister dörtlü. Fark etmiyor! Oysa ikinci yarıya önde başlamak büyük avantaj olacaktı.
Salih’e füze atsan stop eder. Ah birde son vuruşları yapabilse... Rakip defansa takılmasa o son paslar. Ama geliştirmiş kendisini... Basit oynamanın büyüsünü fark etmiş. Bu sezona adını yazdıracak.
Zamana ihtiyaç yok
Fenerbahçe defansının zamana ihtiyacı yok. Gelişmiş kademeleri, yerinde müdahaleleri ve birbirlerini tamamlayan oyun anlayışları ile rakibe pozisyon vermiyorlar. Kanatlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Van der Wiel defansta nispeten başarılı. Hasan Ali için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Ters kademelerde gecikiyor. 3-5-2 de kanat oyuncularının yükü ağırdır. Ofansif katkı yetmez. Defansı da aksatmamak lazım. Orta sahasından destek almazsa Hasan Ali bu mevkide çok zorlanacak.
Oyundan alınması garip
Emenike’nin dönüşü muhteşem. Defans arkasına atılan paslarda deparını ve gücünü, Fernandao’nun indirdiği toplarda ise süratini kullanıyor. Oyundan alınması çok garip. Fenerbahçe önde iken Emenike’nin yapabilecekleri sınırsız. Boşluk bulduğunda tutabilene aşk olsun. Tam iş yapacağı dakikalarda sahadan alındı. Üçüncü gol işi burada bitirebilirdi.
Tribün desteği güç katar
Fenerbahçe geçmiş sezondan çok farklı. Hava hakimiyeti Sarı Kanarya’ya bu sezon büyük avantaj sağlayacak. Duran toplarda daha iyisini yapabilecekleri kuşkusuz. Salih’in Emenike ile uyumu bariz dikkat çekiyor. Ozan, Salih’in varlığından pozitif etkilenmiş. Yanında abileri değil yaşıtı var. Ayakları yere daha sağlam basıyor. Biraz tribün desteği ile daha iyi şeyler yapacak. Fenerbahçe’nin önü açık..