‘’Zemine göre kadro‘’
Galatasaray oyuna 4-1-4-1 düzeni ile başladı her zamanki gibi ancak tercih edilen oyuncular biraz farklıydı. Örneğin müdafaanın önünde belki de ilk defa Taylan yoktu, onun yerine Etebo oynuyordu, belli ki hocası onu dinlendirmeyi tercih etmişti. Stoper mevkiinde bu hafta Donk’un yerine Lyundama’yı tercih etmişti, burada amaç Donk’u dinlendirmekten ziyade hava ve saha şartları için Lyundama’yı daha uygun görmüş olmasıydı bence, maçı izledikten sonra ne kadar haklı olduğunu gördük hocasının.
Sol bek mevkiinde Ömer Bayram yerini yadırgamıyor, saha şartları da tam da onun fiziki özelliklerini gerektiriyordu zaten. Gerçi ikinci yarıda rakip onun tarafından çok fazla geldi belki de onun yerinde bir başka arkadaşı olsaydı takımının daha fazla zorlandığını görmüş olacaktık. Linnes ve Marcao bilhassa ilk yarı boyunca oldukça gayretliydiler, maç boyunca da öyle devam ettiler. Gene hava ve saha şartlarını düşündüğünden olsa gerek,
Onyekuru’nun yerine Kerem’i tercih ederek başladı oyuna Fatih hoca, aynı zamanda gerektiğinde hamle futbolcusu olarak da saklamıştı kendisini, nitekim tam da hocanın düşündüğü gibi gelişti oyun ve Onyekuru son bölümde daha zinde bir şekilde arkadaşlarına katıldıktan sonra penaltıyı da almayı başardı takımı adına. Kerem oyuna çok iyi başladı ve aynı şekilde devam etti oyun boyunca, bu güzel oyununu bir de golle süsleyerek kendisinden bekleneni yerine getirmesini bildi, ilk günden beri beklentim çok yüksek kendisinden. Mohammed golde, duran toptan gelen ortayı çok güzel bir kafa vuruşuyla, Kerem’in önüne indiren futbolcuydu. Mohammed ceza sahası içinde vurduğu kafa toplarında bana rahmetli efsane golcü Metin Oktay’ı hatırlatıyor.
O da ceza sahası içinde kafaya kalktığında sanki havada asılı kalır en iyi nasıl vurması gerektini düşündükten sonra eylemini gerçekleştirirdi. Çok yetenekli bir forvet oyuncusu teke tekte çok rahat rakibi eksiltebiliyor, gerektiğinde çok hızlı olabiliyor, ilerde çok rahat top tutarak takımını rahatlatıyor, gelecekteki beklentim çok yüksek kendisinden.
> İkinci yarının başında Galatasaray gol atsaydı, attığı bu gol maçı koparması adına yardımcı olmuş olacaktı kendisine, Kasımpaşa attığında ise onların adına oyuna ortak olma şansı yaratacaktı, nitekim Kasımpaşa 51. dakikada düşündüğü golü yakalayınca, Galatasaray’ın işini oldukça zorlaştırmış oldu. Maçın geri kalan bölümünde de zaten maçı kurtarmak adına oldukça zorlandılar.
Bu arada Fatih hoca bence gerekli değişiklikleri yaparken biraz da gecikti. Yalnız gecikmekle kalmadı, değişikliği Emre Kılınç’ı sahada bırakacak şekilde, Emre Akbaba’yı değil de, Belhanda’yı tercih etmiş olsaydı daha doğru yapmış olacaktı. Kasımpaşa takımı çok iyi mücadele eden organize bir ekip,santrafor Thelin, çok iyi bir oyuncu, nitekim attığı golde de beklediği yer olarak ve almış olduğu pozisyonu çok iyi bir kafa vuruşuyla gole çevirerek bunu göstermiş oldu.
Muslera Galatasaray’ın yediği golde çok hatalı bir çıkış yapmakla kalmadı aynı zamanda arkadaşı Marcao’yu da bozarak onu engellemiş oldu. Tabii Marcao da hiç hatasız değildi, rakibine karşı yanlış pozisyon almıştı kendisi de. Yediği golden sonra Galatasaray çok zorlansa da maçı kazanarak,üç puanı almasını bildi.
‘’Derbiye Aslan damgası‘’
Oyunun 3. dakikasında Muslera zamanlama hatası yapınca, hatalı çıkmış oldu. Galatasaray müdafaa oyuncuları, rakibe baskı yapıp, kaleyi kapatınca pozisyonu tehlikesiz bir şekilde atlatmış oldular. Galatasaray oyuna başlarken ayağa pas yaparak garanti top oynamayı yeğlemişti, oyunun tamamında da böyle oynayarak başarılı oldu.
Tabii bu oyun tarzında ki başarının en büyük aktörleri her iki stoperi ve onların hemen önünde oynayan Taylan Antalyalı. İlk yarının başında bir korner atışında, Fenerbahçe ceza sahası içinde Serdar Aziz’in Donk’a atmış olduğu dirsek kesin penaltı ve sarı kart olmalıydı. Geçen hafta Galatasaray aleyhine verilen benzer pozisyondaki penaltı daha hafifti. Fakat Serdar Aziz takımı adına çok riskli ve tehlikeli oynuyor bu şekilde oynamaya devam edecek olursa takımının başını çok yakacak gibi geliyor bana.
İkinci yarıya Galatasaray yine ayağa pas yaparak topa hakim oynamayı ön planda tutarak başladı. 54.dakikada Mostafa, Emre Kılınç’tan ceza sahası üzerinde aldığı topla Serdar Aziz’i oyundan düşürerek topu kendi sağına tokatladı ve sonrasında ayağının içi ile topa o kadar güzel bir gol vuruşu yaptı ki, kaleci Altay’ın o uzun boyunu adeta kısaltmış oldu.
Mostafa’nın bu çok özel gol vuruşu ve daha sonraki gelen iki ortaya rakip ceza sahası içinde yapmış olduğu iki kafa vuruşu, onun ligin ikinci yarısında adından çok fazla söz ettireceğini gösterdi bana. Galatasaray çok yetenekli ve istikbal vaadeden bir santrafor bulmuş, bu genç oyuncu adından çok söz ettirecek, lige kendi ve takımı adına damga vuracak gibi gözüküyor. Fatih hoca belli ki oyunu bütün hafta boyunca kendi kafasında oynayarak kurgulamış ve bu oyun planını sahaya başarılı bir şekilde yansıtınca, takımıyla birlikte maçın galibi olmuştu.
Fenerbahçe takımında Mesut’un tam olarak hazır olmadığı açık bir şekilde gözüküyor. Ayrıca şunu da belirtmek gerek, Erol Bulut değişiklik tercihini Mert Hakan üzerinden kullanınca, orta sahadaki dengeyi de Galatasaray’ın lehine değiştirmiş oldu.
‘’Trabzonspor zirveye doğru‘’
Haftanın maçında ilk düdüğün ardından zorunlu bir değişiklik gerçekleşti. Abdülkadir Parmak sakatlandı ve yerine Baker girdi. Aslında bu değişiklik Abdullah hocanın 60. dakikadan sonra düşündüğü bir hamle olmakla beraber, zorunlu olarak oyunun başında yapmış oldu. Baker oyuna girdikten sonra orta sahada çok etkili oynadı.
Djaniny’nin orta sahada Montero’nun yapmış olduğu yatarak ve yanlış hamlenin sonucunda kazandığı topu çok iyi taşıdıktan sonra orta sahadan ısrarla koşu yapan Baker’ı bekliyerek, rakip müdafaanın arasına attığı çok iyi bir topla onu kaleci ile karşı karşıya bıraktı ancak Baker bu pozisyonda topu kaleciye teslim etti. İlk yarı boyunca Nwakaeme Beşiktaş’ın sağ tarafını adeta yıprattı. Aslında Trabzonspor, bilhassa Nwakaeme’ye geriye dönmeyebilirsin demiş, o da dönen her topu önde bekleyerek aldıktan sonra, hücuma her çıktığında çok iyi işler yaptı, zaten birini golle sonuçlandırdığı gibi birininde asistini yaptı.
Golden önce olduğu gibi birçok pozisyonda Josef onun karşısında çok zor ve çaresiz durumlara düştü. Berat da oynadığı sürece çok başarılıydı. ilk golde de katkısı tartışılmazdı. ilk maçından sonra da söylediğim gibi gene söylemek istiyorum Türk futbolu çok büyük bir yıldızı kazanmak üzere. Flavio orta sahanın iyilerindendi, Trabzonspor,oynamak istediği oyun düzenini hem çok çabuk,hem de çok baskılı oynar olmuş,bundan sonra hızla zirveye tırmanacaklarını düşünüyorum.
Beşiktaş’ın özelliği olan baskılı ve orta sahada topa hakim olma özelliğini ellerine geçirerek oyunun hakimi oldular. Victor Hugo hem attığı golle hem de oyun boyunca gösterdiği istekli ve arzulu oyunla geceye renk katan isimlerden biri oldu. Nwakaeme’ye tekrar değinmeden geçemiyeceğim çok özel yetenekleri olan bir oyuncu,topla buluştuğunda adeta giderek hızlanıyor rakibini tesirsiz hale getiriyor,sonrasında da ya atıyor ya da arkadaşlarına attırıyor. Adeta tek başına takımının hücum gücünü oluşturuyor.
Trabzonspor, yediği ilk ve tek golde Edgar’ın Serkan’ın kademesine girmek yerine,yerinde kalmayı tercih etmesi etkili oldu,bunu belirtmekte fayda olduğuna inanıyorum.Trabzonspor bu akşam çok önemli bir maçı kazanarak yoluna devam etti.
‘’Doğrular ve yanlışlar‘’
Galatasaray oyuna 4-1-4-1 düzeni ile önde baskı kurarak başladı. Oyunun 4. dakikası içinde Saracchi rakibin konratağında arkasındaki Oğuz’u resmen unuttu ve kaybetti, bunu her zaman yapabiliyor. Oğuz yakaladığı bu fırsatı çaprazdan vurmayı deneyerek kaçırmış oldu. Fatih hoca önümüzdeki hafta Başakşehir maçında Edin Visca’nın oynadığı o kanatta yine Saracchi ile oynarsa Sarı-Kırmızılılar’ı kabus bekliyor benden söylemesi. Hele ardından gelen derbiyi hiç düşünemiyorum!
İkinci yarıya Galatasaray’ın hocası çok akıllı iki değişiklik yaparak başladı. Kapanan Gaziantep takımını açmak için daha önceki senelerde kendini kanıtlamış Onyekuru ve genç yetenek Kerem Aktürkoğlu’nu tercih etti. Bu iki değişiklik hemen etkisini gösterdi. İkinci yarının hemen başında Onyekuru golünü attı. İlerleyen dakikalarda ise Kerem’in yaptığı asisti Onyekuru gene gole çevirdi. Yalnız bu golü özellikle anlatmak istiyorum siz de benim bu anlatımım üzerinden tekrar izleme fırsatı bulursanız lütfen dikkatle izleyin! Pozisyonun hemen başında Onyekuru kendini gösteriyor ve Kerem ile göz göze kalıyor, Kerem zamanlamayı çok iyi ayarlayarak rakip müdafaanın arasından arkalarına öyle bir top atıyor ki, Onyekuru topla buluştuğunda adeta kaleciyi oyundan düşürdükten sonra topa vurarak golünü atıyor. Bu çok güzel ve özel atılmış bir gol bence. Gaziantep oyunun başından itibaren müdafaasında ofsayt taktiği uygulamaya çalıştı bunda da genelde başarılı oldu, zira Babel genelde bu tuzağa düşerek takımının ataklarını başlamadan bitirmiş oldu. İkinci yarının ilerleyen dakikalarında Fatih hoca iki değişiklik yaptı, Arda ve Emre Kılınç’ı çıkardı, Ömer Bayram ve Etebo’yu aldı. Alınanlar doğruydu belki ama çıkanlar yanlıştı. Ömer Bayram Saracchi’nin yerine girip Emre Kılınç oyunda kalmalıydı. Yanlış yerde yanlış oyuncu ile yanlış beklenti yaratılınca , Ömer’e de hiç gereği olmayan bir hareketi yapmak kalmıştı ki o da bunu yaptırmış olduğu penaltı ile kanıtlamış oldu.
Fatih hocanın yerinde olsam Aslan’ı bekleyen iki önemli maçta müdafaanın sol tarafında Ömer Bayram’ı oynatmayı tercih ederim, tabii Emre Taşdemir’in olmayacağını düşündüğümden bunu söylüyorum yoksa sağlam ve güçlü bir Emre her zaman o yerin vazgeçilmezidir.
Taylan her zamanki gibi kusursuz oynamaya devam ediyor, kendisini ne kadar övsek azdır. Marcao ve Donk çok iyi ve kusursuz bir stoper ikilisi oldular. Hem oyunu başlatırken hem de rakibi durdururken çok iyiler.
‘’Biraz Babel biraz Berat‘’
Galatasaray oyuna her zamanki oyun düzeni ile başladı. Hocaları geçen haftaki başarılı kadroyu bozmamış, doğru olanıda yapmıştı. Talihsizlik Feghouli’yi bir iki maç aradan sonra tekrar yakaladı, ilk devrenin ortalarında oyunu terketmek zorunda kaldı. Yerine Emre Kılınç girdi. Feghouli oyundan çıkana kadar, sağ kanat üçlü organizasyonları geçen haftaki gibi kusursuz işliyordu. Fakat bu hafta oynanan saha zemini top oynamaya pek müsait değildi.
Bu maçta Galatasaray’ın en büyük eksiği ceza sahasının içine hakim, nokta bir santrforunun olmamasıydı. Malatya takımı oyun boyunca kendi yarı alanında beklemeyi tercih etmişti. Amaçları rakibe geniş alan bırakmadan onların pas yapmasını ve oyun kurmasını önlemekti. Bu arada yakaladıkları fırsatlarla kontraya çıkmayı amaçlamışlardı. İlk yarı 0-0 sonuçlandı.
İkinci yarı Galatasaray oyuna yine önde baskı kurarak başladı. Fakat zemin top oynamaya müsait değildi. Emre Akbaba bu kötü zeminden takımının en fazla etkilenen futbolcusuydu. Martin Linnes iki haftadır çok iyi oynuyor, Taylan bu hafta geçen haftanın aksine rotasyon da neymiş dercesine oynadı. Devre arasında yanımdaki dostlarıma Galatasaray teknik ekibinin ikinci yarının ilk 15 dakikasından sonra Kerem Aktürkoğlu ve Sekidika’yı oyuna alırsa rakip takımın kilidini açabileciğini söyledim, nitekim hoca da öyle yaptı.
Kerem yakaladığı ilk pozisyonda kendi sahasından aldığı topla tamamen kendi yeteneği ve kabiliyeti ile rakip sahaya geçti, Donk’a attığı topla Babel’in pozisyona girmesine katkı sağladı. Babel de aldığı topu uzaktan attığı sert şutla golle değerlendirmiş oldu. Malatyaspor, Galatasaray’a başka türlü bir gol atma şansı da bırakmamıştı zaten.Kerem Aktürkoğlu ve Sekidika bu takımın ilk onbir oyuncuları olma yolunda oldukça mesafe katetmişler.
Bu maç kalite anlamında beklenenden uzak geçti. Bunun en büyük nedenlerinden biri saha zemininin çok kötü olmasıydı,bir diğer nedeniyse Malatyaspor takımının oyunu tamamen kendi yarı sahasında oynamayı kabullenerek rakibine geniş alan bırakmamasından kaynaklanıyordu. Bütün bu kötü zemin şartlarına ve rakibinin kendisini oynatmama isteğine rağmen Galatasaray oyunu attığı tek golle 1-0 kazanarak galip gelmesini bildi.
Babel Galatasaray’da haftanın adamı olurken Süper Lig’de haftaya damga vuran adamdan da bahsetmek istiyorum: Berat Özdemir. Trabzonspor’un Gençlerbirliği takımından transfer ettiği Berat, çok özel bir yetenek olduğunu daha ilk maçında gösterdi. Nuri Şahin, İlkay Gündoğan ayarında ve tamamen onların özelliklerini taşıyan bir futbolcu geliyor. Bu transferden dolayı Trabzonspor’u tebrik ederim. Galatasaray da orta sahasını böyle bir transferle güçlendirse Sarı Kırmızılılar için hiç fena olmaz!
‘’Tudor'un sağ kanadı!‘’
İlk yarı başından itibaren Martin Linnes farkı oyuna yansıdı ve 17. dakikada skor 2-0 oldu. Tudor zamanında başlatılan Martin Linnes, Belhanda ve Feghouli üçlü organizasyonları nedense bir türlü devam ettirilemedi bugüne kadar. ilk uygulaması da adeta nerede kalmıştık dedirtti. Örneğin geçen hafta Beşiktaş maçına Şener’le başlamak oyunu Galatasaray adına dezavantajlı duruma çevirmiş oldu.
Maçın ilk dakikalarından itibaren Martin Linnes rakip müdafaanın arkasına ısrarlı bir şekilde koşular yaptı,bu koşuları değerlendiren Belhanda ve Feghouli attıkları toplarla devamlı pozisyon yaratmış oldular.Zaten bu başarılı organizasyonların sonucunda Belhanda yaptığı bir asistle ilk golü attırdı. Feghouli jeneriklik bir gol attı, ardından Belhanda adeta arkadaşına nazire yaparcasına bir jeneriklik gol de kendisi attı. Galatasaray sağ kanadından geliştirdiği önlenemeyen ataklarının neticesinde ilk yarıyı 3-0 gibi farklı bir skorla kapattı.
İlk yarı boyunca ileri çıkmaması tembihlenen Saracchi skorun vermiş olduğu güvence ile olsa gerek, ikinci yarı ileri çıkma izni verildiğinden çok sık ataklara katıldı, devamlı ileri çıkarak çok faydalı işler yaptığı gibi skora da katkıda bulundu. Tabii ikinci yarının hemen başında onun boşalttığı bölgeye koşu yapan Rodallega önüne atılan topu genç oyuncu Tusha’ya çok güzel bir gol pası olarak aktarınca,ona da golü atmak kaldı. İşte bu da ilk günden beri anlatmaya çalıştığım Saracchi’nin atağa çıktığında arkasında oluşan boşluğun rakip takımlar tarafından çok rahat bir şekilde değerlendirilebilmesi olsa gerek. Taylan sezon başından beri kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde oynadığı maçlardan sonra ilk defa yorgun düştüğünü hissetiriyordu adeta, hocasının onu bundan sonraki maçlarda rotasyona sokacağını tahmin ediyorum.
Son golü atan Sekidika o golleri devamlı atacak gibi gözüküyor, zira oyuna girdikten hemen sonra benzer pozisyonları yakaladı o kanatta, toplara çok sert vurabildiğini de görebiliyorsunuz bariz bir şekilde. Kendisi çok umut vaadediyor bence. Sol kanat organizasyonları da sağ kanat seviyesine geldiği an Galatasaray takımı o zaman kusursuz olacaktır, tabii çok özel bir santrafor olmazsa olmazı bu işin. Lyundama yedek soyunmuştu, Beşiktaş maçında da yedek başlayıp oyuna sonradan girmiş olsaydı Galatasaray için daha hayırlı olurdu.
Hazır olduğunda ve maç eksiğini giderdiğinde zaten vazgeçilmez olduğunu hepimiz biliyoruz. Denizlispor’da ikinci yarıda oyuna giren genç oyuncu Tusha, çok yetenekli bir oyuncu olduğunu attığı golle de kanıtlamış oldu, izlenmeye değer bir oyuncu olduğu kesin.
‘’İyi olan kazandı‘’
Galatasaray oyuna iki yanlış bekle başladı ve bu yüzden zaman zaman tehlikeli anlar yaşadı. Saracchi oyunun sadece ofans yönünü oynamayı seviyor ve geri dönerken genelde geç kalabildiği gibi hem yerini hem de rakibini kaybediyor. Tamam Emre Taşdemir sakat olabilir ama sizin elinizde Ömer Bayram gibi orjinal bir sol bekiniz var. Sağ tarafta Martin Linnes dururken, Şener nereden çıkıyor? Siz ne yapıyorsunuz? Israrla Ömer Bayram’dan 10 numara yaratmaya çalışıyorsunuz.
Etebo’ya verdiğiniz görevi bugüne kadar Belhanda yapıyordu, bunda da oldukça başarılıydı. Etebo böyle önemli bir maçta denenmeli miydi? O görevi herzamanki gibi Belhanda yapsa rakip müdafaanın arasına ve arkasına topları hem daha iyi atar hem de topu rakip sahaya dikine daha iyi taşıyabilirdi. Siz de onun yanına Donk’u koyup hem orta sahanızı hem de müdafaanızı daha güçlü tutabilirdiniz. Oyuna Lyundama ile başlamak istemenizi anlıyorum, gerçi siz maçtan önce yaptığınız açıklamada daha çabuk olduğu için demişsiniz ama bence daha kuvvetli ve Abubakar ile daha rahat mücadele edebileceği için demek istediğinizi düşünüyorum. Oyuna Donk ile başlamış olsaydınız,maçın ilk yarım saatinden sonra Lyundamayı oyundan alıp, onun yerine Donk’u çekebilirdiniz.
Böylece Tam hazır olmayan Lyundama’yı zamanında oyundan aldığınızda o hayati hatayı yapmasını engellemiş olurdunuz. Belki de oyundan atılan Diagne bu orta saha ile arkadan çok daha fazla desteklendiği için,bu kadar zorlanmadığından oyundan atılmamış olabilirdi. Şimdi bütün bunların neticesinde Galatasaraylılar neleri konuşmak zorunda kalacaklar?Yönetim kimleri almalı alamadıkları zaman suçlanmalı mı? Neden transfer yapamadıkları gibi zamanın gerçekleri ile uyuşmayan anlamsız konular. Beşiktaş takımı Sergen hoca ile güzel bir takım oldu. Maçtan önce yorum yapan arkadaşlara bakıyorum, falanca hocanın tecrübesi ağır basar diyorlar genelde, halbuki bu maçta olduğu gibi akıllı ve zeki olan hoca her zaman maçın favorisidir bence.
Beşiktaş’ın takım kadrosu da dar ve imkanları kısıtlı olmakla beraber çok güzel bir ekip olmayı başardılar. Takımda kimin oynayıp oynamadığı önemli olmamakla beraber, aslında ideal kadroları eksiksiz ve kusursuz oynamakta. Beşiktaş takımı son haftalarda olduğu gibi çok istekli ve kusursuz oynamaya çalıştı ve bunda da başarılı olarak rakibi Galatasaray’ı yendi.
‘’Farkı yaratanlar‘’
Maç golle başladı. 27. saniyede Galatasaray’ın ilk golü geldi. Müdafaanın sol tarafında oynayan Emre Taşdemir bilhassa ilk yarı boyunca mükemmel bir oyun sergiledi. Rakip takımın sağ tarafını adeta oydu, onları çok zor durumlara düşürdü. Bu da şunu gösterdi eğer Emre Taşdemir’in mazereti yoksa ve hazırsa sizin vazgeçilmez oyuncunuz olmalıdır.
Saracchi oynadığında sadece oyunun hücum tarafını oynuyor. Geriye dönüşlerde hem rakibini hem de yerini kaybediyor. Bu maçta Emre Taşdemir ilk yarı boyunca kaptanı Arda ile çok iyi bir ikili oluşturdu. Belhanda benim her zaman olmazsa olmazım, sezon başından beri bütün yazılarımda belirttim. Bu maçta çok özel işler yaptı ve bunu üç golle süsleyerek hem takımını hem de kendini mükafatlandırdı.Marcao herzamanki gibi kusursuz oynadı ve takımın emniyet sübabıydı.İlk ve son müdahalelerinin tamamı eksiksiz ve yerindeydi.
Aynı zamanda Donk ile çok iyi bir ikili oluşturdular. Her iki stoper oyunu başlatırken de çok başarıllılar. Her ikisi de kendi taraflarından topu oyuna çok iyi sokabiliyorlar. Şener bu kadar ara verdikten sonra ilk defa oynamakla beraber kusursuz oynadı diyebiliriz. Belhanda ikinci yarıda çıktıktan sonra Arda onun yerine geçti. Oğulcan her hafta üzerine koyarak ve kendine güvenini kazanarak oynamaya devam ediyor. Bu hafta bu başarılı oyununu gene bir golle süslemesini bildi.
Kerem Aktürkoğlu’ndan ilk günden itibaren beklentim çok yüksek belki de istediği yere beklenenden önce gelecektir. İkinci yarı girenlerden Ozornwafor, Taylan’ın yerinde oynadı, hiç sırıtmadı bence dikkatle takip edilmeli.
> Emre Akbaba eski Emre olma yolunda oldukça mesafe katettim der gibiydi sanki. Galatasaray çok başarılı oynadığı bir oyunu farklı kazanarak haftayı kazançlı kapattı.