‘’Gerçek Yiğido geri döndü‘’
Avrupa’dan yorgun dönen iki takımın mücadelesi... Başakşehir, Letonya deplasmanında oynadığı için daha yorgun sayılabilir. Ancak Emre Belözoğlu’nun rotasyon gücü bunu tölere edecek seviyede. Sivasspor ise kabus gibi geçen Ballkani maçının ardından hiç şans verilmeyen kapanış maçında büyük bir direnç ortaya koydu. Topu tamamen rakibe bırakıp, topsuz oyunu adeta kusursuza yakın bir şekilde sergiledi Rıza Çalımbay’ın öğrencileri.Nitekim ev sahibinin baskıdan bunalttığı, ‘gol atacağız’ diye bağırdığı anlarda yakalanan bir kontratak Yiğidolar’a penaltı kazandırdı. Sabia’nin soyuna odasına giderken filelere gönderdiği penaltı atışı, Kırmızı-Beyazlılar için böylesine zorlu bir müsabakada tam manasıyla piyango oldu. Başakşehir, 4 büyüklerin sükseli transferlerle çalgılı, çengili başladığı ligde bu haftalara kadar mükemmel geldi. Ancak önemli olan bundan sonrası...Çünkü artık ne kadar tehlikeli ve güçlü oynadıklarını biliyor rakipler.
Riga maçının kopyası
Nasıl önlem almaları gerektiğini de Letonya’daki Riga maçında izlediler. Yüzde 70 topla oynama, her türlü pozisyon ve organizasyon üstünlüğü elbette ev sahibinde. Fakat tabelayı bulan Sivasspor bu sezonki ilk galibiyetini alabilmek için sergilediği arzu bu üstünlüğün sadece istatistiklerde kalmasını sağladı. Ve böylece Sivasspor hayata döndü. Rıza Çalımbay 3 sezondur bu ligin en başarılı hocası. Mütevazı bir Anadolu takımını 3 sene üst üste Avrupa’ya götürüp, ligde yarışırken bir de kupa kaldırmak her baba yiğidin harcı değil. Bu sezona biraz kötü başlayınca bu kadar üstüne gitmek yanlış. Eleştirilere cevabı vermiştir bu gece.
‘’Konya'nın dönüşü Antalya'nın çöküşü‘’
Antalyaspor yönetiminin transferdeki büyük fedakârlığından sonra Nuri Şahin dışında takımın başında kim olsaydı yollar ayrılırdı bu gerçek. Genç teknik adamın büyük bir kredisi var. 7 maçta elde edilen 6 puan hayal kırıklığı ve son 4 maçta yaşanan yenilgilerden sonra Konya gibi formda bir rakibe karşı oynamak ayağa kalkmak için bir fırsattı aslında. Ancak göründü ki ev sahibi adına oyun olarak hâlâ ciddi sıkıntılar var. Hücumdaki çeşitlilik açısından çok kısır kalıyor Akdeniz ekibi.
Dün de Fernando, şans eseri önüne düşen pozisyonu ekstra bir şekilde gol yaptı. Geçen sezon Fernando transferi sonrası bariz çıkış yaşayan Antalyaspor’da Nuri hocanın bir bireysel performansa bu kadar bağımlı kalması düşündürücü. Sakatlıktan dönen yıldız takımını öne geçirdi ama oyun organizasyonu ikinci golü getirmeyince Konyaspor kaleci hatasından faydalanarak skoru eşitledi.
Üstün taraf Konya
Topla daha fazla oynayan, rakibine göre çok daha fazla başarılı pas yapan Anadolu Kartalı, en azından 1 puan hedeflediği maçta üzgün dönmedi evine. Büyük hedeflerle girdiği sezonda, çok önemli transferler yapmasına karşın, 3 haftadır dinlenmesine rağmen sonuçtan bu kadar gözüken Antalyaspor için ise kâbus devam ediyor.
‘’Başakşehir kilidi açamadı‘’
Favori olan takım, güçlü takım, hedefi olan takım, büyük takım ‘nasıl oynar?’ sorusunun yanıtını izletiyor Başakşehir her seferinde. Hatta dün Letonya’da bunu daha da ileri taşıdılar. Neredeyse bütün maç rakip ceza alanında geçti. Özellikle 70’ten sonra Riga’nın 10 kişi kalmasıyla ceza alanından da öte; rakip altıpası içinde geçen bir son bölümi zledik.
Evet; grubun en mütevazı ekibi olarak otobüsü kalenin önüne çeken, kalecisinin yıldızlaştığı bir ev sahibi vardı. Ancak Emre Belözoğlu oynattığı oyunla sonuçtan bağımsız olarak Konferans Ligi’nin üzerinde şeyler izletiyor.
Vadettikleri çok büyük. Ligde ilk golünü 7. hafta yemiş, Avrupa’da 3 maçtır kalesini gole kapatan ve yenilgi nedir bilmeyen bir takım yaratmak büyük hocaların ortaya koyabileceği bir ürün.
Serumlarla 1 puan!
Emre Belözoğlu üretmeye ve gelişmeye devam ediyor. Gruptan lider çıkmasını değil, çıktıktan sonra gideceği noktayı konuşturuyor bize şimdiden. Serumlarla ayakta dururken dayanamayıp takımını yalnız bırakmamak için gittiği deplasmandan kazanamadan dönse de büyük bir alkışı hak etti bence.
‘’Sivas'ta 'Volkan' patladı!‘’
Sivasspor’la Hatayspor’un kapışması iki takım adına çok kritikti. Yiğidolar, kâbus gibi devam eden kazanamama serisine son vermek, Güney ekibiyse VolkanDemirel’le çıktığı ilk maçta kazanmak istedi. İstediğini alan taraf ise konuk takımdı. Yiğidolar’ın sol savunmasının sıkıntılı olduğunu doğru analiz edip ordan yüklendiler. Çok net bir şekilde oradan sonuç çıkaracaklarını biliyor gibiydi Hataylı oyuncular. Nitekim öyle de oldu. İki gol de Sivas’ın sol savunma zaafından yararlanan Hatay hücumlarıyla geldi. 14’te Kerim’in asistinde El Kaabi attı. 20’de El Kaabi asistinde Bertuğ işi bitirdi.
Sivas yediği ikinci golden sonra çabuk reaksiyon verdi ve 23’te Erdoğan’la fark 1’e indi. Ardından da beraberlik arama çabaları devam etti. Ta ki 41’e kadar. Hataysporlu Ribeiro kendini attırmak için her şeyi yaptı ve başardı. Konuk ekibin 10 kişi kalmasıyla Yiğidolar skoru ‘çevirebilir’ dedik ama hiç de öyle olmadı.
Eksikliği hissetmediler
Bordo-Beyazlılar, eksik kaldığını hissettirmedi rakibine. Savunmayı düşünerek oynadıkları oyun Sivas ataklarına duvar ördü. 6 haftadır kazanamayan Hatayspor, VolkanDemirel yönetimde 10 kişi kalmasına karşın elde ettiği galibiyetle özgüvenini kazandı. Sivasspor için ise kötü gidişat önlenemez bir şekilde sürüyor. Flaş kararlara gebe bir sürecinde oldukları kesin.
‘’Yenilmez Armada Başakşehir‘’
4 büyüklerin hepsinin iddialı giriş yaptığı sezonda sessiz sedasız ama adeta gümbür gümbür gelen bir Başakşehir var. Evet çok kaliteli, bir o kadar da geniş bir kadroya sahip Emre Belözoğlu. Ancak birbirine benzer seviyedeki bu kalabalık kadrodan bu verimi alabilmek ve bu denli güçlü bir oyun oynatabilmek kariyerinin başındaki bir hoca için oldukça değerli. Ankaragücü deplasmanında da kazandılar ve yenilmezlik serisini tam 23 maça çıkardılar. Kulüp tarihindeki en uzun seri bu. Abdullah Avcı’nın izlerini silip yeni bir destan yazıyor Emre hoca... Okaka’nın daha 3. dakikada attığı golle öne geçtiği maçta 55’te penaltıdan golü yemese Başakşehir, Türkiye Ligi tarihi için de bir rekor gelecekti. İlk 7 haftada gol yemeyen ilk takım olmayı adeta kılpayı kaçırdılar. Avrupa’nın 5 büyük liginde en az gol yiyen takım olduklarını söylemeye gerek yok.
Erdoğan’ın işi zor
Maç 1-1 olduktan sonra dahi, ‘Başakşehir kazanır’ diyorsunuz izlerken. O güveni şampiyonluğun güçlü adayları verir. Geçen seneki Trabzonspor gibi. Nitekim 82. dakikada Medipol Başakşehir tekrar öne geçti. Berkay Özcan’ın pasıyla ceza sahası dışında topla buluşan Deniz Türüç’ün uzak köşeye yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-2. Ankaragücü’den başkan Faruk Koca sezon başında, “Hedefimiz şampiyonluk” demişti. Bu işin öyle kolay olmadığı anlaşılmıştır herhalde. Ömer Erdoğan’ın işi çok kolay gözükmüyor.
‘’Samsunspor için maceraya gerek yok‘’
Samsunspor'u uzun yıllar sonra Süper Lig'e geri döndürebilmek her teknik adamın kariyerine altın bilezik kazandirabilecek bir başarıdır. Özellikle de Yüksel Yıldırım'ın göreve geldiği günden bu yana ortaya koyduğu vizyonla beraber oluşan kulüp organizasyonu içinde bu başarıyı yakalayabilmek için mükemmel bir ortam var. Sayın Başkan yine çok büyük bir fedakarlık yaptı, 1. Lig'in en pahalı değil ama başarı için en uygun kadrosunu kurdu. Yine vizyoner bir düşünce ile takımı genç bir teknik adam Bayram Bektaş'a emanet etti. Bektaş bu fırsatı gerek saha içi gerek ise saha dışı hatalarıyla elinin tersiyle itti. Samsunspor'un şu anda doğru bir teknik adama ihtiyacı var.
Kritik tercih
Gündemde isim olarak üst düzey hocaların adı geçiyor. Bu kez yapılacak tercih Kuzeyin Kralı için çok kritik. Yüksel Yıldırım, bu yola çıkarken ortaya koyduğu proje ve vizyona çok uygun bir teknik adam getirmişti. İrfan Buz gibi 5 dil bilen, oyuncularla iletişimi mükemmel, gittiği her takımda fark yaratmış, cesurca oynattığı gençleri Türk futboluna kazandırırken de hep yarışmacı olmuş bir hocayla yola çıkmıştı. İki taraf için de yarım kalan bir hikayeydi bence. Başkanın iyi anlaştığı, vizyonunu anlayan Buz'un bu süreçte Samsunspor için en doğru tercih olduğunu düşünüyorum. Takım zaten kaliteli, doğru taktik anlayışı kısa sürede oyuncu grubuna empoze edebilecek, gerekli motivasyonu kazandırabilecek İrfan Buz'un bu süreçte boşta olması da bir şans bence.
En doğru adımdı
Maceraya gerek yok. Yüksel Yıldırım'ın Süper Lig yolculuğuna çıkarken attığı ilk adım en doğru adımdı, şimdi onu tamamlama fırsatı iki taraf için de öylece duruyor. Takımın yıldızı Fofana'nın Malatya'da hoca ile yakaladığı çıkış takımı ligde tutmuştu. Taraftarla egosuz bir şekilde samimiyet kurabilecek, 1. Lig'de çok daha tecrübeli kadrolarla çalışmış, başarı yakalamış, Samsun basınıyla en ufak sorun yaşamamış bir hoca Samsunspor'un hasretini sonlandırıp kupayı kaldıracaktır.
‘’Antalya'dan Paşa geçti!‘’
Nuri Şahin hafta içi yayıncı kuruluşa verdiği röportajda, Valerien Ismael’in Beşiktaş’taki oyun başlangıçlarından etkilendiğini söylemişti. Etkilendiğini sahaya da yansıttı gerçekten. Antalyaspor, Kasımpaşa’ya karşı o kadar tehditkâr başladı ki Wright ve Luiz Adriano ile iki de gol kaçırdı. Kasımpaşa’nın balansı oturana kadar golü bulsalar hikaye başka olabilir. Antalya’nın bu baskıyı 10 dakikada kesmesi şaşırtıcı.
Tabii bu sıcaklıkta Antalya’da tempoyu yüksek tutabilmek kolay değil. Yavaş yavaş dengeyi kuran İstanbul ekibi, kontrolü ele alamasa da ters toplarla rakibi eksik yakalamaya çalıştı. Bunda çok başarılı olamadılar belki ama Nuri Şahin’in takımının öne rahat çıkmasını engelledi fazlaca. Nitekim yine bu tarz bir atak sonucunda kazanılan penaltıyı soyunma odasına giderken Hadergjonaj gole çevirdi.
Geriye düşünce...
Antalyaspor’un geriye düştükten sonra takım olarak vücut dilinde problem var. Karakter koyamıyorlar. İkinci yarı sanki golei htiyacı olan taraf Kasımpaşa... Şenol Can’ın takımı yine cesurdu, 61’de Cemali’ye çarpan top gol olunca maç bitti. Tabii 2-0’la beraber geri çekilen konuk takıma karşı golün etrafında gezindi Antalya ama Ertuğrul kalede sonana kadar iyi durdu.
‘’Konya'dan aynı tarife!‘’
Sahada organizasyonu olan takım sayısının az olduğundan yakınıyoruz hep Süper Lig’de. Giresun ve Konya bu azınlıkta. Geçen sezondan devam eden teknik adam ve oyun istikrarı, yeni takviyelerle seyir zevkini artırdı. Özellikle topun arkasına geçme bilincini oturtmuş iki takım olunca kısır maçlar beklenir ama bunun aksine 14 şutun denendiği, pozisyonlara girildiği bir ilk yarı izlettiler bize. Tek eksik goldü, onun da ikinci yarı alınacak risklerle geleceği belliydi. Soyunma odasından bu anlamda Konyaspor’un daha arzulu çıktığını söylemek lazım. Tempoyu artıran İç Anadolu ekibi, rakibine göre daha yetenekli ayaklarıyla sonuca da daha yakın oynadı. Nitekim 50. dakikada tek kelimeyle mükemmel bir kafa golüyle Muhammet takımını öne geçirdi. Ahmet Oğuz’un asisti ancak bu kadar güzel bir vuruşla filelere gidebilirdi.
Mağlup oynamadan...
Erol Bulut anlaşamadığı için hiç pahasına Antep’ten gönderdiği Muhammet’in sezon başı gollerine iç çekiyordur kuşkusuz. Tabii Diouf transferi de Muhammet’i tetikleyen bir diğer etkendir mutlaka. Konyaspor bu sezon yenik duruma düşmedi hiç. Yani skorun değerini bilen bir takım İlhan Palut’un ekibi. Kalan 40 dakikada da temponun ayarını ellerinde tuttular. Zaman zaman tansiyon yükselse de tereyağından kıl çeker gibi 3 puanı alıp döndüler eve.