‘’Savunmada gelişmek şart‘’
Hamburg’da hava sıcak ama atmosfer bu sıcaklığı daha da artırıyordu. Milli takımımıza gruptan 2. olarak çıkması için sadece bir puan yetiyordu. Gürcistan’ın Portekiz karşısında daha 2. dakikada gelen golü iki takım adına da bir sürü soru işareti demekti. Bu arada Portekiz’in bu maça abartılı bir rotasyonla çıkması yakışıksızdı. Montella uzun boylu 3’lü defansa karşı yandan, havadan ortalarla oynatması doğru bir taktikti. İlk yarıda her şey istediğimiz gibi geçti. Rakibin 10 kişi kalması da ekmeğimize yağ sürdü. Çekya eksik oynamanın verdiği handikapla iyice kapanınca duvarı aşmakta zorlandık. Orta sahada güçlüydük ama Arda sanırım sakatlığının etkisiyle top kullanmada ve pas zamanlamasında beklentiye cevap veremedi. Oysa böyle maçlarda kapanan savunmaları bu tür maharetli oyuncular açar. Özetle ilk yarıda avantajımızı kullanamadık ve gol pozisyonu dahi bulamadan soyunma odasına girdik. Basın tribününde bir çok meslektaşım Montella’nın maçın ikinci yarısına sarı kartlı isimleri değiştirerek başlamasını bekledi. Çünkü Kenan ve Salih’in üzerine ikinci kartları göstermek isteyen bir Çekya vardı. Nitekim İtalyan hoca Kaan hamlesini hemen yaptı ve Salih’i çıkarttı.
Barış etkisi
Barış Alper’in sağ kanattaki etkili futbolu golü de getirdi, kaptanımız Hakan Çalhanoğlu nefis bir şutla Çekya ağlarını havalandırdı. Maalesef psikolojik üstünlüğü almamıza rağmen Arda boş kaleye atamadığı pozisyondan sonra rakibin tek silahı hava üstünlüğünden taçtan kalemizde biraz da tartışılır bir golü kalemizde gördük. Aslında çok rahat geçecek karşılaşma da ister istemez gerildik. Milli takımın mutlaka bir savunma sistemi geliştirmesi, oturtması gerekir. Aksi halde rakip 10 kişi de olsa panik yapan bir yapı var ortada üstelik kim oynarsa oynasın. Dün gece de bu kadar zorlanmak bunun en büyük göstergesiydi. Cenk ve Kerem hamlesi doğruydu, nitekim zafer de Cenk’le geldi.
‘’Montella ve kaprisleri!‘’
Portekiz’e kaybetmek dünyanın sonu değil tabi ki. Ama Montella’nın hazırlık maçları dahil her maça ayrı 11 çıkartma sevdası bize pahalıya mal olacak gibi. Dortmund’ta ilk yarıda döküldük. Oysa maç öncesi taraftarımız yeri göğü inletti ve müthiş bir atmosfer vardı. Ancak İtalyan teknik adamın ilk 11’ini öğrendiğimizde yine de iyi niyetle ‘vardır bir bildiği’ dedik. Tamam Gürcistan’a karşı başka oynarsın, Portekiz’e karşı başka taktik bu çok normal. ‘Kazanan takım bozulmaz’ klişesine takılmam hiçbir zaman. Ama bu rotasyonu yaparken kararlarını destekleyecek seçimler olmalı, aksi halde eleştiri okları üzerine gelir. Sadece Kerem ile Portekiz savunmasını zorlamak yetmezdi. Portekiz çok da bir şey yapmadan ikramlarımızla rahatça 2-0 yakaladı. İki stoperin de aynı anda kötü gününde olmaları, bireysel hataları skoru da daha artırdı. Sadece iki stopere bu yenilgiyi bağlarsak o da haksızlık olur. Herkesin hem fikir olduğu çok ciddi bir takım savunması zafiyetimiz var.
Şans bizim elimizde
Montella’nın gereksiz kadro kaprisleri böyle güçlü rakipler karşısında resmen çöküşümüzü hızlandırdı. Taraftarın Arda tezahüratı Montella’ya tepkiydi ama pek oralı olmadı ısrarla ısındırmaya devam etti. Oysa böyle tecrübeli takımların oyununu yıldızların bireysel performansıyla bozabilirsin. Dedik ya bir bildiği vardır Montella’nın ama oyun okumasında baştan sınıfta kaldı. Bizim hesaplarımızda zaten Portekiz değil Çekya ve Gürcistan’ı geçmek vardı ve bu şans elimizde. Yenilirken bir mahalle takımı gibi hatalar yaparak yenildik acı olan bu bana göre... Gruptan daha güçlü daha prestijli çıkmalıydık, biraz o yönden darbe aldık. Özetle Hamburg yolculuğumuz daha keyifli olurdu ama Montella deyim yerindeyse pişmiş aşa su kattı ve tadımızı kaçırdı.
‘’Samet bu maçta harikaydı‘’
Dortmund’da Signal Udina Park’ta her iki ülkenin renkleri aynı olunca tüm stat kırmızı-beyazdı. Kadroya baktığımızda Montella ilk maçımızda bence doğru bir kadro sahaya sürdü. Çünkü bu karşılaşmanın parolası mutlak 3 puandı ve kazanmak grupta ilk baştan elimizi rahatlatırdı. Arda Güler ve Kenan Yıldız iki kanatta, Barış Alper en uçta ve oyunun iki tarafını da oynayabilecek orta alanımızla istediğimizi almak mümkündü. Özellikle kapanıp baskı yaparak ve korkarak deneyen Gürcistan karşısında ilk yarıda etkili hücumlar yaptık. Mert Müldür’ün nefis golüyle de bu oyunumuzun karşılığını alıp öne geçtik. Ancak kısa bir sürede klasik savunma zaafımızı hortladı ve kalemizde benaberlik golünü gördük. Aslında 2-0’ı yakalasaydık bizim için maç kolay olacaktı... İkinci yarı Gürcü duvarını aşmak için Montella, Barış Alper’i sağ kanada çekip 4 artı 6’yı denedi.
Kanat akınlarıyla zorlandık
Amaç; çabuk teknik oyuncularla rakibin stabil savunmasının dengesini bozmak ve hava hakimiyeti olan defansı yerden oynayarak dağıtmaktı. Ancak mutlak galibiyet baskısı riskleri getirince tehlikeli kanat akınlarıyla zorlandık. İşte bu anlarda birinin şapkadan tavşan çıkartması gerekiyordu. O isim de malum Arda’dan başkası olamazdı. Genç yıldız belki de şimdiden şampiyonanın en güzel gollerinden birine imzasını attı. Açıkçası beklediğimiz gibi ilk maç zorlanmasını yaşadık ama gruptan çıkmak için 3 puan önemliydi ve aldık. Bundan sonra üstüne koyar yolumuza devam ederiz diye düşünüyorum. Son bir not Montellla’ya en çok eleştiri getiren isim Samet, bana göre harika bir maç çıkardı. Tebrikler...
‘’Şampiyon Bodrumspor‘’
Adana’da Süper Lig’e çıkacak 3. takım kim olacak Sakaryaspor mu Bodrumspor mu! Gerçekten artık tek bir maç sonunda kaderiniz belli olacaktı. Bodrumspor geçen sezon da bu finali oynamış kaybetmiş olmanın hırsıyla sahaya çıktı. Sakaryaspor işi 17 yıllık süper lig özlemini sonlandırmak istiyordu. Maç öncesi tribünlerde üstünlük Tatangalarındı. Gerçekten hatırı sayılı Sakaryaspor taraftarı kendilerine ayrılan tribünleri doldurdu.. Finaller genellikle gergin olur durgun olur iki takımda birbirini dener hap ama bu final özellikle ilk yarısında çok zevkli bir mücadele izledik. Bodrumspor’un dersini işi çalışmış ve rakibin zaaflarını iyi kullandı. Bir de bunlara Sakaryaspor savunmasının bireysel hataları eklenince bol pozisyon bulan bir Bodrumspor izledik. Donkor’un Samet’in baskısıyla yaptığı hatalı Gökdeniz affetmedi ve takımını 1-0 öne geçirdi. İki tane topu direkten dönen Bodrumspor skoru dana artırabilirdi. Rotman’ın kırmızı kartıyla ilk yarı iyice oyundan düşen Sakaryaspor gerile kalan bölümde zor bir süreç bekliyordu. Coşkun Demirbakan Erdi’yi alıp stoper hattını telafi etti ama Sinan Kürt’ü oyundan almak zorunda kalınca rakibin orta alanda ki gücüne teslim oldu. Artık 2. yarı risk alıp gol arayıp yüksek eforla rakibine kafa tutmak zorunda olan bir Sakaryaspor olmak zorundaydı. Gerçekten 10 kişi ile 11 kişilik oynamak çok kolay bir iş değil. Üstelik rakibiniz çok diri ve kompakt bir takım olunca.
Acımasızdır...
İkinci yarıda iki farklı stoper ile oynayan Sakaryaspor öncelikle rakibine farkı artırmasını önlemek sonrasında bir beraberlik golü aradı. İsmet Taşdemir ise Gökdeniz’in yerine Celal Dumanlı hamlesini yaparken skoru yükseltip galibiyeti garanti altına almak istedi. Ancak Bodrumspor forvetleri pozisyonları harcamanın bedelini Dimitrov’un beraberlik golüyle ödedi. Hep söyledim ne kadar iyi oynarsanız oynayın rehavet kabul etmez ve acımasızdır. Nitekim Bodrumspor kendi adına rahat geçebilecek bir maçı ister istemez zora soktu… Ve 90 dakikadan kazanan çıkmayınca maç uzatmalara gitti… 95. dakikada Celustka sahneye çıktı, takımını öne geçiren golü attı. Son sözü ise Tunahan söyledi. Bu gol Bodrumspor’u Süper Lig’e yükseltti.
‘’Şampiyonluk resitali‘’
Şampiyonluk yarışını mutlu sonla noktalamak isteyen Galatasaray, küme düşme tehlikesi içinde olan Konyaspor karşısında ilk yarıda baskın olan taraftı. Soyunma odasına belki tek gollü galibiyetle girdiler ama skor çok daha fazla olabilirdi. Okan Buruk Fenerbahçe yenilgisinin şokunu atlatıp moral olarak diri bir Galatasaray sahaya sürmüştü. Buruk’un, Fenerbahçe yenilgisinden sonra fabrika ayarlarını takımına yakalatması bence çok önemliydi. Orta alanı Berkan ve Torreira ile kontrol altına alan Galatasaray, kapalı savunma karşısında oyunu domine ederek gücünü gösterdi. İkinci yarı yağmurun da şiddetini artırmasıyla hatalar ve uzaktan şutların gündeme gelmesi doğaldı. Ama Konyaspor’dan hızlı bir 2. yarı beklerken goller yağmur gibi Galatasaray’dan geldi.
Tarihe geçti...
Önce Icardi sonra Berkan üst üste attıkları gollerle skoru ve farkı artırdı. Diğer maçlardan gelen sonuçlarla hem Konyasporlu oyuncular hem de tribünler büyük bir gerilime girdi. Gerçekten maç öncesi iki takım adına da alınacak yenilginin bedeli çok ağır olacaktı. O nedenle kontrollü oyun en az hatayla oynamak ana prensipti. Nitekim Galatasaray bir puana oynayan rakibi karşısında hücumsal karekterini ortaya koyarken yine sahne de golcüsü Icardi vardı. Arjantinli, lig finalinde ismine yakışır gollerle şampiyonluk resitali yaptı ve takımını mutlu sona ulaştırdı. Okan Buruk iki sene üst üste takımını şampiyonluğa taşıyarak tarihe geçerken, golleriyle 24. Şampiyonluğu getirip krallığını ilan etti. Maçın sonunda Trabzonspor galibiyetiyle ligde kalan Konyaspor, yenilmesine rağmen sahadan mutlu ayrıldı.
‘’Sanki 10 kişi kalan Cim Bom’du‘’
Gergin bir başlangıç sarı kartların havada uçuştuğu maçta kırmızı kaçınılmazdı. Djiku gibi tecrübeli bir oyuncu sarı kartı varken yaptığı acemice faul ve gördüğü kırmızı kart takımı adına işler iyi giderken büyük bir darbeydi. Aslında oyun olarak Fenerbahçe müthiş etkili bir ilk yarı oynadı ve Galatasaray‘a yaptığı baskıyla hataya zorladı tek yapamadığı son vuruşlardı. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen koskoca 45 dakikada Barış Alper’in yakın mesafeden kafa vuruşu ile kaçırdığı gol pozisyonundan başka bir notumuz yoktu ev sahibi adına. Özellikle orta alanda Mertens ve Kerem Demirbay bütün yükü Torreira’ya yıkarak adeta sahada saklandılar. İcardi ve Ziyech de iyi marke edilince tek hücum kozu Barış Alper’di Galatasaray‘ın. Okan Buruk’un ekibi tek bir şut atmadan soyunma odasına giderken rakibine de birçok gol pozisyonu verdi. Kaybedecek bir şeyi olmayan ve kazanmaya oynayan Fenerbahçe 11 kişiyken de 10 kişiyken de baskılı ve akıllı sahaya iyi yayılan bir futbol ortaya koydu. Özellikle Fred’in kaçırdığı gol inanılmazdı kendisi dahi inanamadı vuruş sonrası topun dışarı gitmesine. Okan Buruk geçen hafta Karagümrük karşısında düştüğü çaresizliği bu maçta da ilk yarıda da tam manasıyla yaşadı diyebilirim. Zaten ilk yarı istatistikleri her şeyi fazlasıyla gösteriyor. İkinci yarısı gerçekten Galatasaray adına korku filmi gibiydi. Sanırım beraberliğin yetecek olması ev sahibi ekibi fazlasıyla rehavete kaptırmış. Sanki sahada 10 kişi oynayan Fenerbahçe değil Galatasaray diyebiliriz rahatlıkla. Çünkü Sarı-Kırmızılı ekipte Fenerbahçe’nin baskılı oyunu karşısında sahada yoktular.
Sezon sonuna yakışmadı
Duran toptan gelen golle öne geçen Fenerbahçe gerçekten bu maça çok iyi hazırlanmış ve kazanmak için ne gerekiyorsa sahaya yansıtmayı başardılar. İsmail Kartal belki de sezonun en iyi futbolunu bu maçta oynattı takımına. Livakoviç belki de Türkiye’deki en rahat maçını dün gece Rams Park’ta oynadı bana göre. Okan Buruk 80 dakika Köhn’e nasıl tahammül etti anlayamadım bütün atakları o bölgeden ve gol yedikten sonra değiştirebildi. Buruk son bölümde bütün tuşlara bastı ama artık çok geçti. Şampiyonluk için hala bir puan yetiyor olabilir ama bu sonuç ve oyun sezon sonunda yakışmadı. İsmail Kartal ve öğrencileri bu dalgalanmalar içinde müthiş bir oyun sergilediler, kutlarım.
‘’Gaziantep, Karagümrük'ü yaktı‘’
Gaziantep’te kelimenin tam anlamıyla iki takım için de ölüm kalım maçıydı. Ev sahibi için yenilmemek bir nebze teselli olurdu ama Karagümrük ligde kalmak için mutlaka kazanmak zorundaydı. İlk yarıda daha etkili daha topa sahip olan taraf Karagümrük bu baskısına rağmen pozisyon bulmakta çok zorlandı. Gaziantepspor ise hızlı hücumlar denedi ama etkili olamadı. Ev sahibi için Draguş gibi bir golcünün cezalı olması böyle kritik bir karşılaşmada çok önemli bir eksikti. Aslında öyle gergin bir ortam ki futbolcuların üzerindeki baskı gerçek kalitelerini sergilemede engeldi adeta. Açıkçası kozlarını hamlelerini ikinci yarıya bıraktıkları kısır bir ilk yarı izledik Antep’te. İkinci yarıya golle başlayan Gaziantep psikolojik üstünlüğü de alan taraftı.
10 kişi kaldı ama...
Savunmadan gelen Ertuğrul kafa ile takımını öne geçirirken rakip stoper Cecherini ise yaptığı sert faulle kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bıraktı. İtalyan oyuncu böyle kritik bir karşılaşmada sorumsuzca davranarak Karagümrük’ün kaderiyle oynadı. Ancak 10 kişi ile daha organize olan bir Karagümrük, Tolunay Kafkas’ın da yaptığı değişikliklerle aradığı golü de buldu ve Markao’nun uzaklardan sert şutu ile beraberliği yakaladı. Son bölümde iki takım da kazanmak için risk aldı ve bol pozisyonlar izledik. Hayati 3 puanı alan ise Jevtovic’in golüyle Güneydoğu ekibi oldu. Son sözü ise Jamiro söyledi: 3-1.
‘’Son söz Aslan'ın‘’
Bitime 3 maç kala zirve yarışında 6 puan farkla çıktığı Karagümrük maçında, Galatasaray’ın ilk yarı performansı belki de sezonun en kötüsüydü. Karagümrük akıllı savunma anlayışıyla rakibinin oyun kurmasını engellerken, ani ataklarla da önemli gol pozisyonları yakaladı. Gerçekten tempo yapamayan, rakibinin baskısını kıramayan Galatasaray’ın bu futboluyla skor üretmesi çok zordu. Sadece Ziyech üzerinden tehdit etme çabası da yetersiz kalınca her şey Karagümrük’ün istediği gibi gitti. Mendes’in şok golü zaten geliyorum dercesine bir goldü. Ardından Ziyech’in kaçırdığı mutlak pozisyonun ardından Sarı-Kırmızılı ekibin bu sezonki kurtarıcı ismi sahneye çıktı. Mertens’in asistinde Barış Alper harika yükseldi ve takımını beraberliğe taşıdı. İlk yarıda özellikle Galatasaray‘ın zayıf bölgesi Köhn’ün olduğu taraftı, Abdülkerim’in de düşük performansı eklenince Karagümrük oldukça etkili oldu. Açıkçası ilk yarı Galatasaray adına gol haricinde yazılacak iyi bir not bulamadım. Karagümrük ise dersini iyi çalışmış ve az pozisyon verdi ve rakibini bozarak oyunu domine etmesini önledi. İkinci yarıda biraz daha Galatasaray‘ın etkili olduğunu söylebiliriz. Ancak Okan Buruk’un kafasında hamleleri vardı belki ama kilitlenen bir oyun vardı sahada. İşte böyle durumlarda birilerinin sahne alması lazım kötü giden işleri düzeltmek için. Ve ilk goldeki ikili bu sefer rolleri değişti ve Mertens tarihi bir gole imza attı takımını öne geçirmeyi başardı.
İpler Cim Bom’da
Tabii ki bu golde Barış Alper farkı ortaya çıktı genç yıldız inanılmaz bir top takibi ve zor pozisyonda yaptığı asist çok değerliydi. Ancak Karagümrük yenilgiyi kabullenmedi ve Markao ile beraberliği buldu. Aslında 90 dakikaya baktığımızda Galatasaray’ın rehavet değil ama gergin her zamanki futboluna göre tutuk olduğunu ve sonlandırmada rakip ceza alanına girmede düşük bir performans gösterdiğini söylemek mümkün. Yine de kötü bir gününde olmasına rağmen kazanan takım olmak çok önemli. Oyuna sonradan giren Berkan ilk Süper Lig golünü öyle bir günde attı ki tarihe geçti. Artık ipler Sarı-Kırmızılı ekibin elinde bundan sonra son sözü söylemek Rams Park’a kaldı diyebiliriz.