‘’Hezimet‘’
Finale çıkacak ve Beşiktaş’ın rakibi olacak 2. takımın belli olacağı mücadelede ilk yarı futbol adına çok kısırdı. Tolunay Kafkas’ın sahaya sürdüğü Karagümrük 11’i beklenen bir 11 değildi. Özellikle önemli oyuncuları kulübede görünce sanırım Karagümrük’ün önceliği kupa değil ligde kalmak olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki bu kulübün bir stratejisi olabilir ve saygı duymak gerekir. Bir taraftar da kupada final oynamak kupaya uzanmak süper kupa oynamak gibi bir çok güzel duyguyu da gözardı etmek mümkün mü! Tabii ki bunlar bizim yorumlarımız ama dikkat çekici bir değişiklik ister istemez bu yorumu bize yaptırdı. Ancak sahaya döndüğümüzde mücadele eden bu hibrit kadro Trabzonspor karşısında kulübedekileri aratmadı ve Trabzonspor’a pozisyon vermedi üstelik az ama net bir kaç gol pozisyonu da buldu. Sonuçta ilk yarı adına izlediğimiz Karagümrük bize Tolunay Kafkas‘ın bir bildiği varmış dedirtti. İkinci yarı futbol adına biraz kımıldama olunca goller de geldi. Meunier’in nefis asistini Onuachu gole çevirince Trabzonspor’un final kapısı da açıldı. Tolunay Kafkas yenik duruma düştükten sonra üst üste hamlelerini yapsa da artık çok geçti çünkü rakip momentumu yakalamıştı. Nitekim sonrasında üst üste gelen gollerle farka giden Trabzonspor ilk maçtaki skor avantajıyla geldiği İstanbul’da çok rahat bir galibiyetle Beşiktaş’ın rakibi oldu.
Tek taraflı üstünlük
Açıkçası yarı finalde bir sürpriz olur mu diye beklenti içinde olanlar yanıldı. Aslında bizi yanıltan Trabzon’dan tek farklı yenilgi ile dönen rövanşta böyle bir anlayışla sahaya çıkan Karagümrük’tü. Tabii ki Trabzonspor özellikle ikinci yarıda rakibini adeta sürklase edip hezimete uğratarak geceye damgasını vurdu Bordo-Mavililer. Karadeniz ekibinde Onachu’nun golü attıktan sonra sakatlanıp sahayı terketmesi dün geceki sevince burukluk kattı. Gecenin özeti daha çekişmeli daha güzel bir yarı final bekliyordum ama öyle olmadı. Özellikle ilk yarısı çok kötü ikinci yarısı da tek taraflı Trabzonspor’un üstünlüğüyle geçen bir 90 dakika izledik.
‘’Disiplin ve istek‘’
Şampiyonluk yolunda ligin sonuna doğru asla hata yapmak istemeyen Galatasaray dün gece Rams Park’ta çok disiplinli ve istekliydi. Kazanan 11’i bozmayan Okan Buruk açıkçası moralli ve üst sıraları hedefleyen Sivasspor karşısında sadece oyuncu kalitesiyle değil oyunla da kazanmanın gerektiğini düşünüyorum gösterdi. Çünkü Sarı-Kırmızılı ekibin içerde dışarda seriyi sürdürürken genelde yıldızların devreye girdiğini görüyorduk. Dün öyle bir ilk yarı izledik ki yine ustalar devreye girdi ve iki şık gol vardı ama futbol olarak da Sivasspor’a adeta nefes aldırmadan soyunma odasına gitti Okan Buruk’un öğrencileri. Özellikle Kerem Demirbay’ın diri ve güçlü hali Torreira‘yı da orta alanda çok rahatlatıyor. Dolalayısıyla iki beki ve iki ön hücumcusuyla atletik bir yapı ve sert savunma iki güzel gol net bir ilk yarı üstünlüğü sağladı... İkinci yarının başında gelen Sivasspor golü acaba maça denge gelir mi dedirtti ama İcardi ve Ziyech üst üste attıkları nefis gollerle işi şansa bırakmadılar. Dün gece Galatasaray tribünleri sanırım sezonun takımları adına en güzel maçlarından birini izledi. Oyunun her dakikasında 4-1 öndeyken bile sanki maç 0-0 mış gibi oynayan bir Galatasaray izledik. Gerçekten sezonun sonlarında sahada bu kadar diri ve motive olmak çok çok önemli Galatasaray adına.
Yetersiz kaldılar
Sivasspor’u daha etkili ve güçlü bekliyordum ancak oyun olarak çok yetersiz kaldılar. Özellikle Manaj havalanmış her topta elleri havaya kalkıyor. Oysa mücadeleci ama iki ağır Galatasaray stoperleri karşısında golü düşünmesi gerekirken hakemle oynamaya çalıştı. Açıkçası bu sezon büyüklere çelme takan Sivasspor’dan eser yoktu. Okan Buruk son bölümde farka gittikten sonra değişiklik hamlelerini yaptı ve artık hem liderlik hem de averajı da devreye soktuğunu gösterdi. Birbirinden güzel gollerle adeta Rams Park’ta bir futbol resitali veren Galatasaray 3 puanı alırken Sivasspor’a ağır bir yenilgi tattırdı...
‘’Kupa öncesi büyük moral‘’
Sanırım bu sezonki kadar ilk 3 ve 4. sıranın, takımlar tarafından birbirlerine ikram edildiği bir yıl olmamıştır. Dün gece de İstanbul’da öyle bir maç izledik ki oldukça can sıkıcıydı. Özellikle ilk yarıda Rizespor attığı golün haricinde hiç bir varlık göstermeden soyunma odasına 1-1’lik beraberlikle gitmenin mutluluğunu yaşadı! Beşiktaş açısından evet, bir çok isim sakatlık ve cezası nedeniyle kadroda yoktu; bunlar kabul edilebilir mazeretler diyebiliriz. Ancak elde kalan isimlerin de geleceğe dönük Beşiktaş için bir değer olduklarının farkına varması ve sahaya fazlasıyla ağırlıklarını koyması gerekirdi. Gördüğümüz kadarıyla Beşiktaş’ta sadece yönetimsel değil futbolcuların da kafaları karışık gibi.
Rize iyi değildi
İkinci yarıya baktığımızda daha istekli bir Beşiktaş vardı. Ghezzal’ın eski günlerini hatırlatan nefis asistinde Rashica’nın zor pozisyonda vurduğu kafa, Rizespor kalecisi Tarık’ın hatasıyla birleşince skor 2-1’e geldi. Ancak bu öne geçiş fazla sürmedi. Attıklarının benzeri ve bir duran toptan kafa golü ile topu ağlarında gördü Beşiktaş. Rizespor’un bu sezon deplasman karnesine baktığımızda gerçekten en başarısız ekiplerden biri. İlhan Palut iç sahadaki performansı dış sahaya yansıtamıyor. Skordan ziyade bunu oynanan futbola bakarak söylüyorum. Açıkçası Beşiktaş’ı bu kadar eksikle yakalamışken mental olarak yaralı bir rakip karşısında daha diri, daha etkili bir Rizespor olmalıydı bence. İyi oynamadıkları gibi puan da alamadılar. Beşiktaş’a gelince; önlerinde hafta içi bir kupa rövanşı var. Artık tek hedef Ankaragücü’nü eleyip finale çıkmak ve oradan da kupaya uzanmak. Son dakika galibiyeti elbette moral olacaktır. Artık acısıyla tatlısıyla Beşiktaş böyle bir sezonu geride bırakmak üzere. Umarım yaşananlardan iyi dersler çıkarılır...
‘’Aslan nefes aldı‘’
Van anhold, Kazım Can, Angelinho ve D. Köhn koskoca Galatasaray bir Sol bek bulamaz mı gerçekten inanılır gibi değil. Dün gece de en yumuşak karnıydı herkesin görüp de transfer komitesinin bir göremediği bu zafiyet. Deyim yerindeyse bu bölge koridor olurken Okan hoca nasıl izledi anlayamadım sanırım nasıl olsa Muslera var dedi herhalde!
Sıcağın etkisi mi öyle bir ilk yarı izledik ki tempo bir çıktı bir indi. Hikmet Karaman rakibinin oyun kurmasına izin verirken kapılan toplar üzerine planını yapmış ve özellikle savunma zaafı yüksek olan Köhn’ün bölgesini tercih etmiş. Gerçektende tecrübeli hoca bu bölgeden Galatasaray kalesini önemli ataklarla zorladı. Şöyle bir baktığınızda Ziyech, Icardi, Barış Alper’in düşük performansları ilk yarıdaki gol kısırlığının sebebiydi. Sadece Mertens’in çalışkanlığı oyun zekası ve isteği bir yere kadar dedirtti. Adana Demirspor savunmada açıklar verse de hücuma çok adamla çıkarak Galatasaray defansına zor anlar yaşattı ancak her zamanki gibi Muslera faktörü gole izin vermedi. Bir anlamda özellikle son haftalarda iyi oyun olmasa da kalitesiyle skoru bulan Galatasaray bu yarıda o kalitenin devreye girememesi Okan Buruk’un hesaplarını bozdu diyebilirim.
Koruma ve bozma...
İkinci yarı Alanyaspor maçını anımsatan başlangıçtı Galatasaray adına. Nitekim iyi oyun beklenirken kaliteli solaklar sahne aldı önce Ziyech sonra Kerem Demirbay skoru 2-0 yaptı ve takımlarına nefes aldıran isimler oldular… Rahatlayan konuk ekip biraz daha topu kendinde tutarak rakibin tempo yapmasını önlemeyi amaçladı. Son bölümde iki teknik adamın da oyuncu hamleleri vardı skoru koruma ve bozma adına. Son zamanlarda galibiyetlerin de oyun olarak eleştirdiğimiz lider dün yine kazanan taraftı ve bu galibiyetle 15. kere üst üste aldığı 3 puanla bir rekora da imza attı.
‘’10 kişiyle daha iyiydi‘’
Trabzon’da yarı finalin ilk ayağında iki takım için de hedef ikinci maç için avantajlı bir skor elde etmekti. Maça etkili başlayan konuk ekip daha ilk dakikada Emre Mor ile gole çok yaklaştı ama Uğurcan’ı geçemedi. Trabzonspor’un ilk etkili atağında Visca tecrübesini konuşturup takımını öne geçirdi. Ancak ilk yarıya baktığımızda net pozisyonlar yakalayan etkili şut denemeleri yapan taraf Karagümrük’tü. Nitekim bu pozisyon zenginliği çok şık bir gol getirdi Karagümrük’e ve Ryan Mendeb takımını beraberliğe taşıdı. Tempoya bakarak ilk yarı böyle biter derken Trabzonspor stoper yapımı bir golle skoru 2-1’e taşıdı. Ancak ilk yarı Trabzonspor’un hesabında olmayan Enis’in gördüğü kırmızı karttı. VAR uyarısıyla verilen karar doğruydu. Enis’in böyle kritik bir kupa maçında yaptığı hareket sorumsuzcaydı.
Rölantiye alabilirlerdi
İkinci yarı, ilk golün asistini yapan Fountas’ın Karagümrük ağlarını havalandırmasıyla başladı. Oysa 10 kişilik Trabzonspor bu yarıda skoru korumak duygusuyla mücadele eder derken gelen 3. gol adeta bir bonustu... Ancak günün başarılı ismi Fountas’ın 57’deki sakatlığı Avcı’ya Onachu hamlesini yaptırdı. Aslında 10 kişilik Trabzonspor’un, 11 kişilik Trabzonspor’dan daha diri ve etkili olduğunu gördük. Son bölümde gelen Karagümrük golü ve 3-2’lik skor ister istemez ikinci maçın çok çetin geçeceğini gösteriyor. Aslında ikinci yarıyı 10 kişi oynayan ve 3-1’i yakalayan Trabzonspor’un oyun iştahı biraz kupa aklının önüne geçti. Bence 2 farkı yakaladıktan sonra daha rölanti bir futbolla maçı bitirmeyi planlamak daha gerçekçi olurdu.
‘’Samsun'a altın puan‘’
Samsun’da kazananın oldukça rahatlayacağı 90 dakikada iki takım da kontrollü futbolu seçmişti. İki teknik adam da 3 puan isterken kaybetmeyi akıllarından bile geçirmedi. Nitekim ilk yarıda gerçekten mücadele vardı ama rakip ceza alanlarda etkili bir oyun göremedik. Bireysel hatalar daha önplana çıktı. İlk yarının sonlarına doğru bir Adana Demirspor hücumunda Yusuf Erdoğan’ın içeriye çevirdiği topu rakip savunmanın ağırlığından yararlanan Mendoza affetmedi ve takımını deplasmanda 1-0 öne geçirdi. Samsunspor’un en etkili atağı 13. dakika gerçekleşti. Emre Kılınç’ın kornerinde ön direğe koşan Muandilmadji’nin kafa vuruşu üst direkten döndü ve ev sahibi ekip öne geçme fırsatını kaçırdı.
İnatla istediler
İkinci yarıya önde olmanın avantajı ile çıkan Demirspor topa sahip olan taraftı. Samsunspor’un baskı uygulamasını, sakin ve kontrollü futbolla etkisizleştiren konuk ekip kalesinde tehlikeli pozisyonlar görmedi. Son bölümde Gisdol’un hamleleri baskı yoğunluğunu artırdı ancak Adana Demirspor bu anlarda iyi kapandı. Ancak Samsunspor’un puan almadan maçı bitirmeye niyeti yoktu. Karadeniz ekibi uzatmalarda aradığı golü oyuna sonradan giren Dimata’nın kafa vuruşu ile bulup skoru 1-1’e taşıdı.
‘’Şampiyonluk yolunda dev 3 puan‘’
Ligde şampiyonluk savaşı veren lider Galatasaray zorlu Kasımpaşa deplasmanında ilk yarıda oldukça zorlandı. Ligin en çok gol yiyen ekiplerinden rakibi karşısında Sarı-Kırmızılı ekip bol pozisyon buldu bol da pozisyon verdi. Mertens, sıradışı vuruşundan gelen nefis gole rağmen istediği baskıyı kuramayan Okan Buruk’un ekibi kornerden de kalesinde golü gördü. Aslında ilk yarıya bakarsak; İcardi, Kerem Aktürkoğlu ile Kerem Demirbay’ın etkisiz oyunları, katkısızlığı takımın ritminin düşmesinde önemli etkenlerdi. Sanırım şampiyonluk gerginliği takım oyuna yansıyor. Galatasaray‘ın bu futbolunun da Kasımpaşa‘nın alanları iyi kapatması da etkiliydi. Özellikle sol kanattan tek bir atak yapamadan sadece Barış Alper ile sağ kanattan gelen bir Galatasaray da orta alanda verimsiz olunca ilk yarıdaki 1-1’lik beraberlik normal sonuçtu.
Kerem’in en kötü maçı...
Özellikle Kasımpaşa’nın kornerden gelen golünde Muslera’ya perdeleme yapıldı, tecrübeli kaleci daha etkili bir yumrukla topu uzaklaştırması gerekirdi ama hatalı bir çıkış yaptı bana göre. Unutulmaz bir ikinci yarı izledik. Orta sahaların çok kolay geçildiği karşılaşmada defans hataları çok dikkat çekti. Özellikle Galatasaray belki de sezonun en dalgalı performans gösterdiği maçlarından biriydi. Ne zaman ki Okan Buruk değişiklik hamlelerini yaptı ve kötü gidişi bir anlamda durdurdu. Özellikle Kerem Aktürkoğlu Galatasaray formasıyla en kötü maçını sergiledi. Kasımpaşa beraberliğe üzüleceği bir maçı neden kaybetti derseniz kendi hatalarından diyebilirim.
Nedenlerini gösterdi
Öne geçmelerine rağmen penaltı ve kırmızı kart ile 10 kişi kalıyorsun. Kaçırılan penaltı atışından sonra yenilen iki gol aslında neden ligin en çok gol yiyen takımlarından biri olduğunu gösteriyor. Sami Hoca, Winck atıldıktan sonra sağ bek hamlesini Fall’ı oraya çekerek yapmamalıydı. Çünkü Zaha oyuna girdikten sonra o bölgede çok etkili oldu. Özetle çılgın bir maç izledik futbol adına zevk aldık. Sonucundan şampiyonluk yarışında Galatasaray unutulmaz bir 3 puan almayı başardı.
‘’Doğru oynayan kazandı‘’
Beşiktaş, Gaziantep deplasmanında öyle bir ilk yarı oynadı ki evlere şenlik. Zaten böyle bir rakibe hazır olan ev sahibi ekip tek bir hatadan öne geçmesini bildi. Düşünsenize ilk yarıda tek korner var o da Beşiktaş adına ve Gaziantepspor’un bir tane köşe atışı yok ilk devrede. Niye böyle bir ilk yarı sorusunun cevabı aslında Santos’un oyun anlayışı bana göre, çünkü Portekizli teknik adam alışmış olduğu taktik bilgisinden asla vazgeçmemesi Beşiktaş’ı sahada kısır ve sevimsiz bir futbol sergilemesine yol açıyor. Gaziantepspor rakibinin bu oyun kurgusundan yararlanırken yeni teknik patron Selçuk İnan savunmada da dikkatli olunca soyunma odasına önde girdi takımıyla birlikte. Beşiktaş cephesinde sıkıntı yeni transferlerin beklentinin altında kalan performansları olarak gösterilebilir. Özellikle El Musrati kalite ve kumaş olarak gole mal olabilecek iki hatayı üstü üste yapması düşündürücü. Kriz döneminde yapılan transferler olarak daha çabuk devreye girmesi gereken isimlerin silik kalması dün gece dikkat çeken noktalardandı…Libyalı orta saha 52’de sakatlanıp çıkması ve yerine Amartey’in girmesi orta alana bir hareketlik getirebilir miydi. Cenk Tosun’un ikinci yarının başında oyuna girmesi gol arayan Beşiktaş için Semih’in yalnızlığını giderebilirdi. Aslında alan daraltarak oynamaya çalışan Gaziantep karşısında Beşiktaş’ın beklerinin hücum aksiyonu açısından bu kadar az devreye girmesi de bir eksik bana göre. Rashica ve Muci markajdan kurtulmada da zorlandığına göre arkasındaki iki bekin ki bu tür özellikte oyuncular kanatları kullanmalıydı… 60’a kadar bir şeylerin değişmediğini gören Santos elindeki iki tecrübeli isim Abubakar ve Ghezzal’a başvurmak zorunda kaldı. Santos önce Cenk ve sonra Abubakar hamlesini yaparken genç golcüsü Semih’i de sahada tutup tüm ofansif kozlarını kullandı. Dün gece Beşiktaş adına şunu gördüm takımda rakip eksilten savunma arkasına gidebilen tek oyuncu Semih Kılıçsoy olması kazanmak gol atmak isteyen bir takım için önemli bir handikap…
Büyük takım..!
Sonuçtan bağımsız görüşüm Santos bu formattan vazgeçmeli çünkü bu kadro risk alarak daha pozitif daha ofansif oynama mı mümkün bu da Portekizli hocanın vereceği karara bağlı. Aksi halde büyük takım formatına uymayan bu tarz Beşiktaş’ın arzu ettiği havayı yakalaması için işini zorlaştırır. Genelde erken gol yiyen güçlü bir kadro oyun üstünlüğü alıp skoru lehine çevirir ama Beşiktaş üstünlük kurdu baskı kurdu ama pozisyon üretkenliği çok zayıftı üstelik Gaziantepspor az da olsa etkili pozisyonlar yakaladı skoru yükseltecek. Nitekim son bölümde Dragus ile aradıkları 2. golü de bulup yeni hocalarına ilk maçında 3 puanı armağan etti Gaziantepli oyuncular… Özetle temposu düşük vasatın altında bir futbol izledik sahada, 90 dakikanın sonunda daha doğru oynayan taraf kazandı dersek daha gerçekçi olur…