Arama

Popüler aramalar

‘’En tatlı ve saf yiyecek: Bal‘’

Çiçek ve çam balı, arıların gün ışığını biriktiren çiçeklerden ya da çam ağaçlarındaki salgılardan bizim için değil de kendileri için ürettikleri tatlı bir macun. Arılar kışın kullanmak üzere, bahar ve yaz aylarında bal yapıyor. Çoğu zaman da kendilerine yetecek miktardan çok fazlasını üretiyor. Sağlıklı ve doğal arıcılığın esasında da işte bu yatıyor. Arılara yetecek kadar balı kovanda bırakıp geri kalanını bizlere şifa olsun diye dağıtmak. Ancak endüstriyel gıda, arıcılık ve bal üretimine de el atmış durumda. En sağlıklı bal, arıların uçarak çiçekten çiçeğe veya ağaçtan ağaca konarak oluşturdukları bal. Arılar, 1 gram bal yapmak için 240 kilometre uçup 30 bin kez çiçeklere konuyor. Bu sırada polenleri taşıyıp bitkilerin döllenmesini de sağlıyorlar. Tarlada yetişen yiyeceklerin yüzde 40'ından fazlasını arılar sağlıyor demek yanlış olmaz. Çiçek balı ülkemizde birçok bölgeye yayılmış durumda. Çam balı ise Marmaris (Muğla), Kuşadası (Aydın) ve civarı ile Çanakkale ve Kaz Dağları’nın bazı bölgelerinde üretiliyor.

Ham olanını tercih edin

Soframıza gelen balın kovandan alındıktan sonra hangi işlemlere tabi tutulduğu, balın kalitesini ve besin değerini belirliyor. Arının kilometrelerce uçtuktan sonra doğadaki bin bir çeşit bitkiden topladığı nektarla yaptığı balın soframıza hiçbir değişikliğe uğramadan gelmesi 'ham bal' olarak adlandırılıyor. Ham bal, enzimlerini, polenini, vitamin ve minerallerini yitirmemiş, antioksidan değeri yüksek bir besin. Balın peteklerden alındıktan sonra işlenmesi yani ısıtılarak pastörize edilmesi, içeriğindeki olası mikroorganizmaları bertaraf ederek raf ömrünü uzatmak amaçlı. Bu işlem aynı zamanda balın şekerlenmesi, kristalize olmasını da önlüyor. Tüm bu işlemlerin yanı sıra çoğu bal filtrason işlemine de tabi tutuluyor. Yapısında doğal olarak bulunan polen gibi partiküller baldan ayrılıyor. Bu da balın kavanozların içinde daha saydam ve parlak görünmesi sağlıyor. Balın en makbulü ve faydalısı bu işlemlere maruz kalmamış, yani arıların işine karışmadan soframıza gelen ham halidir.

Ölçüye dikkat!

Balın bilimsel olarak kanıtlanmış 100'den fazla faydası var. Yeter ki kaşık kaşık ekmeğin üzerine sürülerek yenilmesin. Unutmayın, arılar balı kendileri için üretiyor, şifa için bizimle bir miktar paylaşıyor. Bu bilgiyi aklınızda tutup günde en fazla 1 tatlı kaşığı tüketin.

Soğuk algınlığı ve yorgunluğakarşı tarifler

Malzemeler

■ Bir kupa ılık su

■ 1 çorba kaşığı ham bal

■ 1 çay kaşığı toz tarçın Hazırlanışı: Bal ve tarçını karıştırın. Ilık suda karıştırarak için.

Bağışıklık güçlendirici karışım

Malzemeler

■ Ayıklanmış sarımsak

■ Bal Hazırlanışı: 1 orta boy kavanozun 3/4'üne gelecek kadar kabukları ayıklanmış diş sarımsakları yerleştirin. Üzerini örtecek kadar bal ekleyin. Kavanozun kapağını kapatıp karanlık bir yerde saklayın. Birkaç gün içinde fermantasyon belirtisi olan kabarcıklar çıkmaya başlayacak. 4-6 hafta boyunca, her gün kavanozun kapağını açarak hem baloncukların çıkmasını sağlayın hem de sarımsakları karıştırın. Bu sürenin sonunda sarımsaklar fermente olmuş, tatlılaşarak lezzetlenmiş olacak. Soğuk algınlığı veya kırıklık hissettiğiniz ilk anda sarımsakları günde birer ikişer tüketmeye başlayabilirsiniz.

05 Şubat 2019, Salı 06:38
YAZININ DEVAMI

‘’Yılbaşı sofranız sağlıklı olsun‘’

Yeni yılın ilk gününü hazımsızlık, baş ağrısı, yorgunluk gibi şikayetler olmadan, sağlıklı bir şekilde karşılamak istiyorsanız yılbaşı sofranıza özen gösterin. İşte, birbirinden lezzetli, hafif ve pratik tarifler:

Antioksidan Balkabağı Çorbası

Yarım küçük balkabağını dilimleyin, az suda biraz tuzla haşlayın. Pütürsüz hale gelene kadar çatalla iyice ezin. İçine istediğiniz kıvama gelene kadar su, süt, et suyu veya su-süt-et suyu karışımı ekleyin. Kimyon, pul biber, tarçın, yenibahar gibi baharatlarla lezzetlendirin.

Tahin Sos ve Narlı Maydanoz Salatası

2 demet maydanozun yapraklarını kıymadan bir salata kasesine ekleyin. Üzerine ince ince kırmızı soğan doğrayın. 1 ölçü limon, bir tutam tuz, 3 ölçü zeytinyağı ve 1-2 çorba kaşığı tahinle salata sosunu hazırlayıp salatanıza ilave edin. En son üzerine nar taneleri ekleyin.

Portakallı Tavuk

Tavuğunuzu bir gece önceden ya da sabahtan akşama bire bir ölçekte soya sosu, portakal suyu ve zeytinyağı ile hazırladığınız marinede, buzdolabında bekletin. Yılbaşı akşamı üzerine yeteri kadar tuz ve biber ekleyin. Tavuğun içine dörde böldüğünüz bir adet portakal ve birkaç defne yaprağı yerleştirin. 1-1.5 saat 180 derece fırında, üzeri nar gibi olana kadar kızartın.

Çift peynirli karnabahar püre

1 adet orta boy karnabaharı az suda bir tutam tuzla yumuşayana kadar haşlayın. Karnabaharı bir çatal yardımı ile püre haline getirin. Sıcakken içine biraz tereyağı, biraz süt, 1 çay bardağı taze kaşar, yarım çay bardağı eski kaşar ve istediğiniz kadar karabiber ekleyin. Peynirler eriyinceye kadar karıştırın.

Fırında kekikli küp patates

4 adet orta boy patatesi küp küp doğradıktan sonra yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yayın. Üzerlerine biraz zeytinyağı, kuru kekik ve tuz gezdirin. 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Kakaolu Yılbaşı Dondurması

4 adet orta boy muzu dilim dilim kesip bir naylon torba içinde buzlukta dondurun. Donmuş muz dilimlerini 4 çorba kaşığı kakao ile birlikte bıçaklı bir rondoya koyun, 2-3 çorba kaşığı süt ekleyip cihazı çalıştırın. Karışımı dondurma kaselerine alın. Dövülmüş fındık, fıstık veya kakao tozu ekleyin. Üzerine küçük bir parça bitter çikolata koyabilirsiniz.

NOT: Tarifler 4 kişi için düzenlenmiştir. Misafir sayınıza göre miktarları artırabilirsiniz

Yemek öncesi atıştırmalıklar

■ Çeşit çeşit yöresel peynirlerin eşlik ettiği ceviz, badem ve fındık.

■ Çiğden hazırlanmış kıtır kıtır brokoli, havuç gibi sebzeler.

■ Çiğ sebzelerin yanına yoğurtlu sos hazırlayabilirsiniz. Bir kase yoğurda kuru nane, kekik, biberiye, tarhun, taze soğan gibi otlar ve kimyon, zerdeçal, pul biber gibi baharatlar ekleyip karıştırın.

31 Aralık 2018, Pazartesi 06:32
YAZININ DEVAMI

‘’Kış detoksu‘’

Detoks yani toksinlerden arınma işlemi vücudumuzda sürekli yapılan bir süreç ama bunu desteklemeye ihtiyacımız var. Özellikle de kalıtımsal olarak anne ve babanızdan size gelen toksinlerden arınma genleriniz yavaş çalışıyor veya eksikse... Kış ayları tam da detoks desteği yapan yiyeceklerle dolu. Özellikle turpgiller ailesinden olanlar tam bir şifa kaynağı.

İşte diyetinizde sık bulundurmanız gereken o besinler:

● Beyaz ve mor lahana,

● Karnabahar,

● Brokoli,

● Brükssel lahanası,

● Karalahana,

● Turp,

● Kappari,

● Roka, tere, kıvırcık vee marul.

Çiğ tüketin

Yukarıda turpgiller ailesine üye besinlerden kısa bir lise hazırladım ama Türkiye'de turpgillerden 85 cins ve 515 farklı tür var. Bu sebzelerin en önemli özelliği, yüksek miktarda folik asit, C vitamini, K vitamini, kalsiyum, selenyum içermesi. Bunun dışında kanserden koruyucu 'sulforofan' adlı bir maddeden de zenginler. Sulforafanın aktif hale gelmesi için turpgilleri kesmek veya dişlerimizle çiğnememiz gerekiyor. Aktifleşme turpgillerde bulunan bir enzim sayesinde oluyor. Turpgiller haşlanınca veya ısıtılınca enzim aktivitesini yitiriyor. Detoks etkisinden faydalanabilmek için en iyi yöntem onları çiğ tüketmek. Bu mümkün değilse buharda haşlama seçenek olabilir. Son bir not: Sulforofanı aktif hale getiren enzim asitli ortamlardan da hoşlanmıyor. Bu nedenle özellikle salatalarınıza limon veya sirkeyi servis öncesi eklemenizi tavsiye ederim.

Beyaz lahana salatası

Malzemeler:

■ 1 orta boy lahananın 1/4ü (ince kıyılmış),

■ 1 havuç (rendelenmiş)

■ 1 adet beyaz soğan (yarım halka şeklinde ince doğranmış)

■ 1 çay bardağı kuru üzüm

■ Sirke, limon, zeytinyağı veya ev yapımı mayonez

Hazırlanışı: Tüm malzemeleri karıştırın. Üzerine sos ve damak zevkinize göre baharat ilave edin.

18 Aralık 2018, Salı 06:25
YAZININ DEVAMI

‘’Engel tanımayan yüzücüler‘’

Son yıllarda ülkemizde de sayıları hızla artan ve uluslararası büyük başarılara imza atan birçok engel tanımayan sporcumuz var. Otizm, ülkemizde ‘Rain Man’ (Yağmur Adam) filmi ile tanınan bir rahatsızlık. Ülkemizde 2006 yılında kurulmuş olan ‘Özel Tohum Vakfı Özel Eğitim Okulu’ farkındalık yaratmak ve daha da önemlisi otizmli çocuklara eğitim imkanı sağlamak için çalışmalarını yürütüyor. Günümüze kadar bu çatı altında 843 çocuğumuz burs desteği alarak toplamda 1780 çocuk eğitimlerden faydalanmış. Bu bağlamda erken teşhis çok büyük önem taşıyor. Tohum Otizm Vakfı otizmin bilinen tek tedavisinin erken tanı olduğuna her fırsatta dikkat çekiyor. Bugün dünyada her 68 çocuktan birinin otizm riskiyle doğuyor. Rakamlar her yıl artış eğiliminde. Ülkemizde ise 1.5 milyon otizmli çocuk ve genç olduğunu düşününce bu konuda farkındalık yaratmanın önemi de ortaya çıkıyor.

Özel eğitim alan şanslı gençler

Cem ve Mert erken yaşta tanısı konarak özel eğitim alan şanslı gençlerden. Yüzme antrenörleri Cevahir Gürler ile yolları 2005 yılında kesişmiş. Cevahir bey Sakarya Üniversitesi BESYO (Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu) mezunu. 2008- 2009 sezonunda elde edilen başarılardan sonra hedefleri yükselmiş. 2015 yılından itibaren ise performans antrenmanları tam gaz başlamış. Antrenmanlar, Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Milli Takım Antrenörü Cenk Utkuoğlu tarafından da destekleniyor. 2017 ve 2018 yıllarında her iki gencimiz ‘Türkiye Özel Sporcular Yüzme Şampiyonası’nı kendi yaş ve branşlarında şampiyonlukla bitirmişler. Bununla yetinmeyen milli yüzücüler uluslararası yarışmalara da katılmaya başlamışlar. Hedefleri ise önce 2019 Dünya Paralimpik Yüzme Yarışları, daha sonra da 2020 Paralimpik Olimpiyatları.

Performans beslenmesi onlar için önemli

Tıpkı tüm elit sporcular için olduğu gibi performans beslenmesi özel elit sporcular için de çok önemli. Otizm spektrum bozukluklarının her ne kadar tam nedeni konmamış olsa da genetik ve çevresel faktörlerin beraber rol oynadığı düşülüyor. Bu nedenle beslenmeye özellikle dikkat etmek, spor için gereken enerjiyi sağlarken yeterli vitamin ve mineral dengesi almaya özen göstermek gerekiyor. Bunun yanında çevresel faktörler arasında sayabileceğimiz toksik birikim yapabilecek koruyucu içeren, tatlandırıcılı ve renkli gıdalardan kaçınmak şart. Ayrıca bağırsak sağlığını koruyucu kemik suyu, renkli ve çeşitli sebze ve meyvelerle beraber tamamen doğal, işlenmemiş, doğası bozulmamış yiyecekleri ön plana çıkartmak gerekiyor. Eğitim burada da ön planda, bu özel sporcuların takıntılı davranışları yemek yeme sırasında da baş gösterebiliyor. Eğitim ve sağlıklı beslenme bu açıdan birbirlerini destekleyerek tamamlıyorlar. Yüzme antrenmanlarındaki sürekli ritmik hareketler aynı zamanda otizm spektrumunda baş gösteren takıntılı davranışların azalmasını, sağlıklı beslenmeyle beraber bu çocuk ve gençlerin belirtilerinin iyileşmesini, daha kolay kontrol edilmesini sağlıyor.

Otizmin 8 belirtisi

■ Göz teması kurmamak.

■ İsmi söylendiğinde dönüp bakmamak.

■ Parmağı ile istediği şeyi gösterememek.

■ Yaşıtların oyunlarına ilgi duymamak.

■ Sallanmak, parmak uçlarında yürümek.

■ Dönen cisimlere aşırı ilgi duymak.

■ Takıntılı davranışlarda bulunmak.

■ Konuşma becerisinde yaşıtlarından geri olmak. Otizm doğuştan gelen gelişimsel bir farklılık. Tek çaresi ise erken tanı ve yoğun, sürekli eğitim. Otizmli çocukların eğitime kavuşması ve otizm farkındalığı yaratabilmek için siz de destek olabilirsiniz. https://www.tohumotizm.org.tr/bagis/

12 Aralık 2018, Çarşamba 06:19
YAZININ DEVAMI

‘’Kalori yakan yağlar‘’

Beyaz yağ hepimizin bildiği ve depolamaktan kaçındığımız yağlar. Fazla aldığımız enerji beyaz yağlarda depolanıyor. Oramızda buramızda birikerek şeklimizi bozuyor. Bir de daha çok boyun, kürek kemikleri arası ve kalbimiz civarında bulunan kahverengi yağ dokusu var. Beyaz yağ dokusu enerjiyi depolayıp biriktirirken, kahverengi yağ dokusu vücudumuzu ısıtmak için enerjiyi biriktirmek yerine yakıyor. Bebekken daha çok kahverengi yağ deposuna sahibiz. Kahverengi yağların bebekleri soğuktan koruduğu düşünülüyor. Büyüdükçe kahverengi yağlar yerini çoğunlukla beyaz yağlara bırakıyor. Beyaz yağların tek görevi sadece yağ depolamak değil. Son yıllarda yapılan araştırmalar, beyaz yağ dokusundan kök hücreler elde edilebileceğini, ayrıca bu dokudan bağışıklık sistemini uyaran çok çeşitli hormonlar salgılandığı yönünde.

Dengesiz hormon salgılatıyor

Beyaz yağ hücrelerimizin sayısını kilo alarak artırıp büyüttüğümüzde buradan dengesiz şekilde büyüme faktörleri ve hormonlar salgılanıyor. Bu da metabolizmamıza ve bağışıklık sistemimize yanlış bilgiler veriyor. Bağışıklık sistemimiz vücudumuzda herhangi bir enfeksiyon olmamasına rağmen sürekli ve lüzumsuz bir şekilde uyarılıyor. Fazla yağ depolarının bize zararları da genelde bu mekanizma ile oluşuyor. Kahverengi yağ depolarında ise durum çok farklı. Beyaz yağ dokularını kahverengi yağ dokularına çevirmek veya kahverengi yağ dokularını artırmak metabolizmayı hızlandırıyor.

Soğuk hava yararlı yağları artırıyor

Vücudumuzdaki kahverengi yağ depolarını artırmanın bir yolu soğuk havaya çıkmak. Soğuk havada titremeye başladığımızda bazı faydalı hormonlar salgılanıyor. İnsanların 10-15 dakika kadar titreyecek derecede soğuk bir yerde bulunmaları bu hormonların artması için yeterli. Titreme ile adalelerden salgılanan bu hormonların önemi ise beyaz yağ hücrelerini kahverengi tipe döndürebilme potansiyeli. Kahverengi yağ dokusu metabolizmayı hızlandırıyor, kilo verdiriyor. Ama tabi bu yazıyı okuyanlar hemen kendilerini soğuğa atmasınlar. Araştırmalar her ne kadar yağ dokularının tipleri ve yağ yakmak konusunda bizleri yeni bilgilerle donatsa da biraz daha bilgi birikimine ihtiyaç var. Kahverengi yağ depolarını artırmanın bir diğer yolu düzenli egzersiz yapmak. Vücudumuzda ne kadar kahverengi yağ hücresi bulunacağını daha çok anne, babamızdan aldığımız genler belirliyor. Genlerimiz daha çok kahverengi yağ depolamamızı sağlıyorsa metabolizmamız hızlı ve kilo açısından daha şanslı oluyoruz. Sağlıklı ve bol sporlu günler dilerim.

İçimizi ısıtan 5 yiyecek

■ ACI PUL BİBER: Acılığı veren ‘kapsaisin’ metabolizmayı ve vücut ısısını artırıyor.

■ KARA BİBER: Aktif maddesi ‘biberin’ sinir sistemini uyararak ısınmamızı sağlıyor.

■ ZENCEFİL: Özellikle çayı metabolizma hızını artırarak vücut ısısını yükseltiyor.

■ ZERDEÇAL: Aktif maddesi ‘kurkumin’ sayesinde bağışıklık sitemini güçleniyor, vücut ısımızı yükseltiyor.

​■ KURU SOĞAN: Çin tıbbında ‘chi’ yani enerji verici olarak soğan kullanılır. Bağırsak sağlığına çok iyi gelen soğan, bizi kış hastalıklarından da korur.

04 Aralık 2018, Salı 06:27
YAZININ DEVAMI

‘’Kolay yetişmeyen bir tenisçi: Başak Eraydın‘’

Başak Eraydın, tenisle antrenör babası sayesinde 2.5 yaşındayken tanışmış. Çok genç yaşlardan itibaren uluslararası başarılara imza atmış. Her yaş gurubunda genç milli olmuş (14, 16 ve 18). 19 yaşında A milli formayı giymeye hak kazanarak, tenis takımımızın vazgeçilmez isimlerinden olmuş. Kariyerinde birçok ilkler ve sayısız başarılar bulunduruyor. Ancak bu başarılar tabi ki kolay kazanılmıyor. Başak, çocuklukta babasının çok disiplinli bir antrenör olduğunu, bu durumun o zamanlar onu çok zorladığını ama zorlu sürecin onu profesyonelliğe iyi hazırladığını düşünüyor. Profesyonel bir tenisçi olma yolundaki en kritik adımını "Antalya’dan İstanbul’a gelmek" diye anlatıyor. Bu sayede ulusal ve uluslararası turnuvalara katılma fırsatı bulduğunu ve 17 yaşında profesyonelliğe adım attığını söylüyor. Ona göre, başarılı olmak için en önemli kriter, kararlı, inançlı ve istikrarlı şekilde çalışmak. "Yenilgilerden, sakatlıklardan, zorlu ve sancılı süreçlerden dersler çıkartmanız gerekiyor" diye devam ediyor.

Profesyonel ekiple çalışıyor

Tenis, bireysel bir spor ve sizi kortun içinde motive edecek takım arkadaşları yok, kazanmakla da kaybetmekle de tek başınıza baş etmek zorundasınız. Bu da zihinsel olgunluk, disiplin ve en önemlisi de öz güven gerektiriyor. Başak tenis ve kondisyon antrenmanlarının yanı sıra bu alanlara da hep kendini geliştiren, çalışmaktan ve inanmaktan vazgeçmeyen bir kişiliğe sahip. Tüm bunların yanında beslenmenin sporun önemli bir parçası olduğunu çok iyi bilen bir sporcu. Başak Eraydın, tenis ve kondisyon antrenmanlarını yürütmek, beslenme planını oluşturmak, bazen zihinsel destek almak için işinin uzmanı profesyonel bir ekiple beraber çalışıyor. Başarının ekip ve takım olmaktan geçtiğini ısrarla söylüyor.

Tenis zorlu bir spor

Çoğu sporda olduğu gibi tenis sporu da hem antrenmanlar hem de maç sırasında yüksek enerji harcamayı gerektiren bir spor. Enerjiyi de bize tabi ki yediklerimiz sağlıyor. Tenis hem aerobik (yavaş ve uzun süreli) hem de anaerobik (çabuk ve 2 dakikadan az süreli) enerji gerektiren bir spor. Elit düzey tenis maçlarında sayıların çoğu 5-15 saniye aralığında sonlanıyor. Antrenman süreleri 1-3 saat aralığında ve günde 2-3 kere tekrarlanabiliyor. Bazı antrenmanlarda uzun koşular ve ağırlık çalışmaları yapılabiliyor. Antrenman ve turnuva maçları için enerji ihtiyaçları değişiklikler gösterebiliyor. Tenisin en önemli ve olmazsa olmazı ayak oyunları. Vuruşlarda topla iyi buluşmanız ve istediğiniz vuruşları gerçekleştirebilmeniz için teniste ayaklar hiç durmuyor. Antrenman ve maç gereksinimlerine uygun bir sporcu beslenme planı çok önemli. Çünkü beslenme aynı zamanda tenis kortunda odaklanma sağlamak demek oluyor.

Hedefi ilk 50'ye girmek

Tenis sporunun beslenme açısından bir diğer zorluğu ise dünyanın çeşitli farklı coğrafi bölgelerinde turnuva dolaşmak. Turnuvaların yapıldığı ülkelere göre yeme-içme alışkanlıkları da farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle turnuvalara giderken çok iyi organize olmak gerekiyor. Başak profesyonel yaşamın kolay olmadığını, hayatının antrenmanlarda, maçlarda,yolculuklarda ve otellerde geçtiğini söylüyor. "Tüm bunlara alışılıyor, çünkü hayatınızın bir parçası oluyor. Yine de zaman zaman özlediğim insanlar ve yerler oluyor" diye ekliyor. Yeni sezon hedefleri arasında grand slam turnuvalarında ana tabloda oynamak, dünya klasmanında ilk önce ilk 100’e, daha sonra ilk 50’ye girmek var. Ayrıca 2020 Tokyo olimpiyatlarında yer almak ve iyi bir başarı elde etmek hedefleri arasında...

27 Kasım 2018, Salı 07:36
YAZININ DEVAMI

‘’Balkabağı mucizesi‘’

Vitamin, mineral ve antioksidan deposu balkabağını nedense hep tatlı şeklinde tüketiriz. Oysa çorbalarınızda, mezelerinizde, salatalarınızda kullanabileceğiniz bir besin. Bugün size üç farklı tarif hazırladım.

Balkabağının faydaları:

Tok tutar

Lif içeriği yüksek olduğu için uzun süre tokluk hissi sağlar. Dolayısıyla kilo vermeye yardımcıdır.

■ Sindirim sistemi problemi yaşayanlarda yüksek lif içeriği sayesinde kabızlığı önler.

■ Nişasta, şeker, yağ, çinko, magnezyum, beta karoten, A, B ve C vitamini içeriğiyle tam bir besin deposudur.

■ Potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir içerir.

■ Hem göz hem de beyin sağlığı için mükemmel bir besindir. Şeker içermesine rağmen kalorisi çok yüksek değil.

Balkabaklı humus

Malzemeler (4 kişilik)

■ Yarım kilo balkabağı

■ 1-2 çorba kaşığı zeytinyağı (balkabağını fırınlarken kullanılacak)

■ 4 çorba kaşığı zeytinyağı (humusa katmak için)

■ 1.5 bardak haşlanmış nohut

■ 1 limon suyu

■ 4 çorba kaşığı zeytinyağı

■ 2 çorba kaşığı tahin

■ 1 çay kaşığı tuz

Hazırlanışı:

Balkabağını küp küp doğrayarak bir fırın tepsisine dizin. Üzerlerine 2 çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin. 180 derece fırında çatalla ezecek kıvama gelene kadar pişirin. Pişen balkabağı ve haşlanmış nohutları mutfak robotunda püre haline getirin. Limon, zeytinyağı ve tahin ekleyip bir kaşıkla karıştırın.

Balkabaklı puding

Malzemeler (4 kişilik)

■ 1 bardak suda haşlanmış balkabağı

■ 8 çorba kaşığı süzme yoğurt

■ 8 çorba kaşığı doğal yoğurt

■ 4 tatlı kaşığı bal

■ 1 tatlı kaşığı tarçın

Hazırlanışı:

Yoğurt ve balı iyice karıştırıp 4 ufak bardağa eşit paylaştırın. Yoğurdun üzerine tarçın ilave edilmiş balkabağı püresini eşit şekilde paylaştırın. Pudinginizi kakao ve nane yaprakları ile süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Balkabağı çorbası

Malzemeler (4 kişilik)

■ 1 kilo balkabağı

■ 1 bardak su

■ 1 çay kaşığı tuz

■ Birer çay kaşığı zerdeçal, kimyon, pul biber, karabiber

Hazırlanışı:

Balkabağını iri doğradıktan sonra 1 su bardağı suda yumuşayana kadar kaynatın. Yumuşayan balkabağını bir çatal yardımıyla iyice ezin. Tuz ve baharatlarla bir taşım daha kaynatın.

20 Kasım 2018, Salı 06:25
YAZININ DEVAMI

‘’Performans artıran 7 yiyecek‘’

Yiyecekler vücudumuza sadece enerji, besin sağlamıyor, aynı zamanda metabolizma ve genlerimizi hızlı bir biçimde değiştirebilen bilgiler veriyor. Yediklerimiz sağlıklıysa spor potansiyelimiz de artıyor. İşte, tüketmemiz gereken besinler:

1) YUMURTA

Köyde doğal ortamında serbestçe yaşayan, eşelenerek doğadaki her türlü yeşillik, tohum, irili ufaklı solucan ve böcekleri yiyen tavukların yumurtaları çok yüksek besin değeri taşır. Yumurta, başta omega 3 olmak üzere biotin ve kolin içerir. Bitoin enerjik olmayı sağlar, kolin ise toksinlerden arınma merkezi karaciğeri destekler.

2) PROBİYOTİK SÜT ÜRÜNLERİ

Yoğurt, ayran, peynir ve kefir performans beslenmesinin vazgeçilmezleri arasındadır. Protein ve doğal sağlıklı yağlar içerirler. Bağırsak florasını çeşitlendirerek zenginleştirirler.

3) DOĞAL TURŞULAR

Sadece su ve tuzla kurulan sebze turşuları metabolizmamızın çalışması için gerekli vitamin, mineral ve enzimleri sağlar. Probiyotikler bakımından zengin, bağışıklık sistemini güçlendirici, hastalıklardan koruyucu besinlerdir.

4) SAĞLIKLI ETLER

Merada gezinerek otlayan hayvanlar, kendi doğalarına uygun yiyecekleri tükettikleri için omega 3 bakımından zengin olur. Ayrıca büyüme faktörleri, genetiği değişmiş gıda parçacıkları veya antibiyotik taşımazlar. Bu hayvanların etlerinin yanı sıra karaciğer, yürek, böbrek, işkembe, şirden, bağırsak, dil, paça, yumurtalık, beyin gibi sakatat kısımları da çok faydalı.

5) KEMİK SUYU

Sağlıklı şartlarda ve kendi doğalarına uygun koşullarda yetiştirilen hayvanların kemikleri de çok değerli. Bu güçlü kemiklerdeki kolajen, mineral ve vitaminler kemik suyuna geçerek eklem ve kemiklerimize kuvvet verir. Aynı zamanda bağırsaklarımızın yapısını ve florasını destekler, antioksidan etkileri sayesinde performansı artırır.

6) KIRMIZI SEBZE VE MEYVELER

Ahududu, böğürtlen, yaban mersini, kiraz, vişne ve üzüm gibi meyveleri; kırmızı lahana, pancar gibi sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin. Kırmızı meyveler düşük şekerli oldukları için kan şekerini yükseltmez. Yüksek miktarda anti-oksidan içerikleriyle performansı artırır. Kırmızı pancar çok miktarda nitrik oksit içerir ve sportif performansı ve beynin bilişsel gücünü destekler.

7) TURPGİLLER

En önemli sebze gruplarından. Brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, roka ve lahana turpgiller ailesindendir. Toksinlerden arınmaya ve spor sonrası toparlanmaya çok yardımcı olur. Sağlıklı ve bol sporlu günler dilerim.

13 Kasım 2018, Salı 06:15
YAZININ DEVAMI