Trabzonspor’un Türk futboluna yeni sunduğu alt yapı yeteneklerinden Serkan Asan’ın 9 yıl önce verdiği röportajı sadece keyifli bir habercilik olarak görmemek gerekir sanırım. Bir yanı ekonomi; futbol piyasasında dönen rakamlar herkesin aklını cezbediyor. Önceden aileler futbol oynayan çocuklara kızardı, şimdi oynamayana! “Aileme iyi bir ev tutacağım. Ablalarım var, onların ihtiyaçlarını gidereceğim. Babam inşaatta çalışıyor. Köyde yaşamak zor” diyor Serkan Asan, kurtuluş olarak futbolu görüyor, futbola başlayan her çocuk gibi... Daha 11 yaşındayken iddialı konuşmuş Serkan, kendine güvenmiş, “İsmimi not edin, büyük adam olacağım...” demiş. Hayal kurmuş, çalışmış ve geçen hafta sonu Bordo-Mavili forma ile ilk 11’de sahaya çıkmış.

İşte son dönemlerdeki Trabzonspor, bunu sağlıyor. Altyapıdaki oyuncuların, “Çalışırsam şans bulacağım” dedirtiyor! Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür ile başlayıp Uğurcan ve Hüseyin’le devam eden, altyapıda oynayan, futbolculuk hayalleri kuranları yeniden umutlandıran dönem yaşanıyor. Bu cesaret devam etmeli, örnek olmalı. Eğir Obi Mikel, Sturridge’ler için değil, büyük pay buraya akıtılırsa, TFF’de “Kulüplerin Harcama Limitlerinin Hesaplanması’ başlıklı bölümde yapılan değişiklikleri konuşmayacağız.

Tartışılacak tabiki!

UEFA’nın Finansal Fair Play konusundaki kararlılıklarına uyulacağı taahhüdünü veren TFF’nin uygulamaya koyduğu Finansal Fair Play Talimatı’nın arkasında duramaması, daha birkaç ay önce uyulmaması durumunda haklı olarak puan silme, küme düşürme vs. gibi cezaların uygulanmasında tereddüt edilmeyeceği gibi açıklamalarının ardından yaptığı değişiklik tabi ki tartışılacak. “Neden bu değişikliğe gidildi, kimler ya da hangi kurumlar talep etti, baskı yaptı? Söz konusu o güçler farklı taleplerle gelirse direnç gösterilebilecek mi?” gibi sorular yanıtını bulana kadar bu tartışmalar devam eder.

Basel’deki şans...

Trabzonspor, katılmayı “Zafer” olarak sunduğu Avrupa Ligi defterini bu akşam kapatıyor. Gruptan çıkma şansı varken, yönetim teknik kadro ortak kararıyla bunu yok sayıp, son üç maçını gençlerle oynama fikri, “Serkan’ın videosuna” büyük anlam yükledi. Karaman, bu akşam da Basel’de gençlerin Avrupa arenasında maç tecrübelerini artırmalarını sağlamayı tercih edecektir. Türkiye’nin Avrupa’da galibiyeti yenilgisinden fazla tek takımı olma özelliğini kaybetme faktörü nedeniyle muhalefet şerhimizi koyarak, gençlere verilen bu şansı çok yadırgamadığımızın da altını özellikle çizmek isteriz.

Sturridge-Sörloth işbirliğiyle çok erken gelen gol, puan kaybının zirve yarışındaki takımlar için tahammül-telafi sınırlarını artık zorladığı haftalara denk düşen maçta Trabzonspor için büyük avantaj oldu.

Sonrasında yerleşik iki beki ve bir stoperinin olmadığı savunmasındaki basit hatalarla verdiği pozisyonlara ve yediği eşitlik golüne karşın, üçüncü bölgede fark yaratan yıldızlara sahip olma avantajını iyi kullandı.

Antalyaspor savunmasının çaresiz kaldığı Sturridge-Nwakaeme ve Nwakaeme-Yusuf imzalı başlangıç - bitiriş vuruşları, Bordo-Mavililer’in güven vermeyen futbolunun sürprizi oldu. Serdar Özkan ve Aatıf takviyesiyle çıktığı 2. yarıda ev sahibi ekibin yoğun baskısı izlendi.

Trabzonspor ise topu öne taşıyacak oyuncuları Sturridge ve Yusuf’u kulübeye çekerek bu baskıya adeta davetiye çıkardı. Ancak Antalyaspor bütün bunlara karşın ilk yarıdaki kadar etkili pozisyon üretemeden maçı tamamladı. Böylece kötü futboluyla gecenin sevineni Trabzonspor oldu.

Gecenin sorusu

Trabzonspor 3-1 önde başladığı 2. yarıda tıpkı Galatasaray maçında olduğu gibi rakibinden büyük baskı yedi. Acil çözüm bekleyen sorun bu değil midir?

Maçın starı

İki takımda da ön plana çıkan oyuncu olmadı. Bu nedenle kötü oyunları bir yana skora katkıları nedeniyle iki kritik kurtarışıyla Uğurcan ve iki asistiyle Sturridge isimleri verilebilir.

Maçın olayı

Sturridge oyundan alınırken, kariyerine hiç de yakışmayacak davranışlarla tribünleri tahrik etti. Uyarılara karşın ısrarıyla da şaşırttı!

Kısa mesaj

Sosa, Novak ve Pereira’nın yoklukları, görevlerini üstlenen isimlerin kötü performansları nedeniyle ciddi biçimde sırıttı.

Olası kayıplarda telafinin giderek zorlaştığı haftalarına girildi ligin. Ve alışageldiğimiz 4 büyük kopması da söz konusu değil önceki sezonlar gibi. Böyle bir dönemde alt sıralardaki takımlara karşı (Kasımpaşa, Gençlerbirliği, Göztepe) kaybettiği 7 puan dikkate alındığında, “Antalya’da Trabzonspor’u zorlu bir sınav bekliyor!” cümlesi rahatlıkla kurulabilir. Üstelik şu ana kadar ki, takım performansına damgasını vuran Sosa’dan da mahrum. Ünal Karaman, Sosa sorumluluklarını kime yükler? Üstlenen ne kadar üstesinden gelir? Sakatlık dönüşü iki maçta süre verdiği Ekuban’a mı, cezası biten Abdulkadir Parmak’a mı?

Sürprize dikkat!

İlk aşamada Abdulkadir Parmak gibi duruyor, Ekuban ya da Sturridge hamle oyuncusu olur. Karaman bu aşamada kadroya başka müdahalede bulunmaz. Ligde zirve yarışı ne kadar zorsa alt sıralarda da oradan biraz uzaklaşabilmek için amansız bir mücadele var. Bu nedenle olası Antalya sürprizine dikkat!

Ön plana kim çıkar?

Sörloth çıtayı yükseltti! Çok kritik gollere imza atan golcü oyuncudan beklentiler doğal olarak arttı. Bu maçın da kaderini belirleyen oyuncu olabilir.

Kısa mesaj

Uzatmalarda gelen Galatasaray beraberliğinin 3 sıra gerilettiği Trabzonspor, bu kaybı telafi edebilecek mi? Antalya çıkışa geçecek mi? Zor bir maç!

Trabzonspor ilk yarı, bir alt ligde son haftalarda yokları oynayan Altay karşısında pek varlık gösteremedi. Oysa ki kaleci ve iki bek dışındakiler genelde ligde süre alan oyunculardı. Durum böyleyken ciddi pozisyon vermese de baskı da yedi Bordo-mavililer. Her iki takımın bolca yaptığı top kayıplarından biri uzatmalarda Altay’da çıkarken tekrarlanınca, çabuk karar verme, seri hareket etme, finalde tek vuruş gibi faktörler devreye girdi ve Advijaj - Sturridge işbirliği Bordo-mavililer’in soyunma odasına önde girmesini sağladı. kötü oyunda golü bulmanın rehavetiyle çıkılan ikinci yarıda İvanildo Fernandes’in pozisyon hatasıyla yenilen penaltı golü sonrası Ünal karaman oyuna Sturridge - Sörloth değişikliğiyle müdahale etti. Fark sadece 4 dakika sonra farkedildi ve Sörloth jeneriklik sayıya imza attı. Sturridge gibi sakatlıktan dönüş yapan Ekuban’ı da Nwakaeme ile değiştiren Karaman’ın maçla ilgili ciddiyetinin yansıdığı oyuncular, işi sıkı tutup skoru korudular.

Gecenin sorusu

Gol vuruşu tek kelimeyle ustalık eseriydi. Karaman’ın sakatlık dönüşü nedeniyle fazla yormadığı Sturridge lig için kendini hazır hisseder mi, hissederse şans bulabilir mi? Deli sorular!

Maçın starı

Yusuf Sarı, hocasının maça verdiği önemi en iyi algılayan oyuncu oldu. Oyuna büyük katkısının yanı sıra direkten dönen vuruşunda şanssızdı ama Sörloth’a asisti mükemmeldi.

Maçın olayı

Ahde vefa! Çok genç kaybettik sahadaki iki takımın da formasını giymiş Turgut Uçar’ı. Trabzonspor’un ısınmaya “unutmayacağız!” içerikli tişörtle çıkması avuçları patlatırcasına alkışı hak etti.

Kısa mesaj

Hiç bir maç oynanmadan kazanılmaz. Belli ki Ünal- Karaman geçen sezonki Ümraniye kazasını unutmamış ve çok da doğru yapmış!

Türk Futbolu’na renk katan 4 büyük takım arasındaki ezeli rekabetin iki önemli figürü olmalarını geçtik, Süper Lig’de zirve yarışı içinde bulunmalarıyla çelişkili bir ilk yarı izledik. İki takım da koca 45 dakikayı sıfır riskli kontrollü oyun, organize ataklar üretemeden, uzun toplarla çıkışlarda rakip ceza alanında karşılıklı hata beklentileriyle geçirdi. Böyle bir ortamda ancak kez bulabildikleri pozisyonlarda da son vuruş beceriksizliği yaşadılar. Yıldız oyunculardan bu tür durumlarda karşılaşmayı izlenilebilir kılacak hareketler-hamleler beklenir. Nitekim ikinci yarının hemen başında Sosa-Sörloth işbirliği sonucu gelen gol, oyuna kıran kırana mücadele anlayışı getirdi. Sonrasında iki kalede de kritik pozisyonlar üretilen Galatasaray’ın ısrarlı baskısını, Trabzonspor’un çabuk ve tehlikeli çıkışlarını izledik. Golü bulan taraf son dakikada Galatasaray oldu ve taraflar birer puanla yetindi.

Gecenin sorusu

Gol sonrası kontrataklarla rakibe ciddi sıkıntılar yaşatmış olsa da Trabzonspor’un, Galatasaray’ın yoğun baskısına, ceza alanından uzak bölgede önlem alabilecek gücü yok muydu?

Maçın starı

Ustalık kokan gol vuruşlarıyla; kötü bir ilk yarının ardından Sörloth maça hareket, Nagatomo da son dakikada Galatasaray’a puan getirdikleri için ön plana çıktılar.

Maçın olayı

Galatasaray’ın yenik duruma düştükten sonra en azından beraberliği yakalama amaçlı, golü bulmak için ciddi riskler aldığı arzulu ve ısrarlı çabası.

Kısa mesaj

Şenol Güneş Spor Kompleksi, gerek konuk, gerekse ev sahibi taraftar tribünlerinde açılalı beri en coşkulu ve en kalabalık seyirci topluluğunu ağırladı.

Fenerbahçe’de aynı amaç için futbolcu olarak birlikte ter döken İsmail Kartal ve Aykut Kocaman, teknik direktörlük kariyerlerinin mevcut takımlarında devamını ciddi biçimde etkileyebilecek kritik bir randevuda karşı karşıya geldi. İç sahada son iki maçını kazanış olma özgüvenine sahip Rize ile deplasman karnesi hayli zayıf olan, kriz döneminden çıkma çabasındaki konuk Konyaspor’un, karşılıklı “kazanma zorunluluğu” nedeniyle riski gerektiren mücadeleleri, beklendiği gibi heyecanı yüksek bir futbola sahne oldu. Maçın hemen başında Diagne’nin büyük hatasına gol vuruşu faturasını kesen Oğulcan, birkaç dakika sonra Aminu’ya da asist yapınca, “Maç erken kopacak” havası verdi.

Sasse fişi çekti

Hiç de öyle olmadığını sadece bir dakika sonra Miloseviç şık golüyle gösterince, temposu hiç düşmeyen ilk yarıda tribünler, 11 dakikaya sığan 3 golün yanı sıra izledikleri pozisyonların keyfini yaşadılar. 2. yarı benzer tempoda bir süre devam etti. Teknik adamların süre azaldıkça saha içine oyuncu değişiklikleriyle müdahalelerinin ardından Rizespor’un önde olmanın avantajıyla azalttığı riski Konyaspor eşitlik için artırdı. Ama bu konuk ekibe 75. dakikada Sasse ile bedel ödetti. Takımı 3 puanın sahibi olan İsmail Kartal rahat nefes alırken bu skor eski takım arkadaşı Kocaman’ı “ateşe” attı!

Kırılma anı

74. dakikada Sasse’nin attığı gol konuk takımın tüm puan ümitlerini tüketti.

Kitsiou’nun pas, Yalçın’ın da müdahalede zamanlama hatalarından daha çok, Sörloth’un takip, seri-kontrollü top sürme ve çok şık son vuruş becerisinin ön plana çıkarılması gereken golle karşılaşma çok erkenden Trabzonspor’un sevdiği ortama büründü. Oysa ki bu pozisyondan bir dakika önce genç Hüseyin’in, İlhan’ın, Erce’yi karşısında gördüğü andaki topa müdahalesi, zamanlama konusunda bir ders niteliğindeydi. Canteros ve Obi Mikel’in direkleri döven vuruşlarıyla adrenalini tavan yaptıran karşılaşmada tempo giderek arttı. Pozisyonlar oldu ama ilk yarı tek golle kapandı. Tam da istediği gibi hem önde hem de bir kişi eksik rakibe karşı çıktığı 2. yarıda Trabzonspor bu avantajları iyi kullandı. Yusuf’un golüyle de maç koptu. Nwakaeme skoru belirledi.

Gecenin sorusu

Sörloth ve Yusuf attıkları gollerle alkışı hak ettiler. Ama çok net pozisyonlarda daha uygun durumdaki arkadaşlarına pas yerine vuruş yapmayı tercih etmeleri, bu gollerin kendilerine sağladığı abartılı özgüvenle ilgili olabilir mi?

Maçın starı

Tartışmasız Ankaragücü taraftarı. Çünkü maç başlarken de 0-3 biterken de takıma verdikleri destek aynıydı. Çok alışık olmadığımız tribün profili çizdiler. Kutlamak gerek.

Maçın olayı

İlk yarıdaki yüksek tempo kritik pozisyonlar doğurdu ama en çarpıcı olanı Faty’nin peşpeşe sorumsuz iki hareketle takımını ilk yarı biterken eksik bırakması oldu.

Kısa mesaj

Daha önce bir kaç kez eline geçirdiği “en azından bir günlük liderlik” şansını sadece birinde kullanabilen Trabzonspor bunu ikinci kez başardı. Galatasaray’a karşı lider çıkabilmek için 3 rakibinin maçlarını bekleyecek!

Trabzon, idari ve teknik kadrosunun ortak kararıyla Avrupa Ligi’nin önüne koyarak büyük anlam yüklediği Alanyaspor maçını kazanarak zirve yarışında mümkün olduğunca ön planda olmayı amaçladı.

Fırtına, ilk 11 oyuncusu 5 isimden mahrum olmanın sıkıntısını, geçen haftayı lider kapamış rakibi karşısında özellikle ilk yarı boyunca ciddi bir biçimde yaşadı. Bir de Sosa görevi verilen Abdulkadir’in kırmızısı sonrasında problem iyice büyüdü. Rakip ataklarda ligin en etkili golcüsü sıfatıyla çelişen Cisse performansı, pozisyon üretemeyen Trabzon’un şansı oldu.

2. yarıda savunma güvenliğini daha bir ön planda tuttu Trabzonspor ve işler planlandığı gibi gitti bu kez. Rakip kaleye atılan ilk isabetli şut olan Hosseini’nin penaltı vuruşuyla da öne geçti üstelik. Ama gol sonrası Alanyaspor yeniden baskı kurdu. Uğurcan hata yaptı, Novak çizgiden top çıkarıp, takımını, Uğurcan’ı ve 2. penaltıyı kaçıran Hosseini’yi de kurtardı!

Gecenin sorusu

Maçı kazanacak olan zirve yarışında avantaj sağlayacaktı doğrudur. Ama bu durum bile dün özlemle andığımız Atatürk’ün ‘centilmenliğini sevdiği’ sporcularda böylesi bir gerginliği gerektirir miydi?

Maçın starı

Novak diyeceğiz; sadece topu çizgiden çıkararak galibiyete direkt katkı yaptığı için değil tabi ki. Maçın genelinde kulvarındaki amansız mücadelesinin de bunda rolü oldu.

Maçın olayı

Abdulkadir Parmak’ın kırmızı kartı. Bitigen tehlikeli harekete soktu pozisyonu. Oysa ki genç oyuncunun önce topa müdahalesini dikkate alabilirdi. VAR’la gelse de 2. penaltıda Fernandes’in Hüseyin’e müdahalesi de flu...

Kısa mesaj

3 maçta 2 galibiyet halinde bile gruptan çıkma şansı varken Avrupa Ligi’ne havlu atma kararı, Trabzonspor’da Avrupa’yı hedef olmaktan çıkardı! Bu durum başarı kriteri olarak Şampiyonlar Ligi dışında seçenek bırakmadı!