‘’Tur kâbusla geldi!‘’
İvanildo’nun büyük hatasına kadar işler Ünal Karaman’ın planladığı gibi gitti. Savunmada temkinli olup, kaybedeceği bir şey olmayan AEK takımının erken aldığı risk nedeniyle rakip yarı alanda üretemese de pozisyon kovalayan bir anlayışla mücadele etti. Ancak Portekizli oyuncu gereksiz top tutma sevdasıyla dengeleri bozdu.
Ardından Obi Mikel’in ürettiği penaltı panik havası doğurdu. Karaman zaman geçirmeden Sörloth kozunu kullandı. Böylece takım içinde klasik düzeni kısmen sağlarken, Abdülkadir Ömür devam edemeyeceğini söyledi.
Toparlanma süreci uzadı. Novak tur için skor avantajının AEK’ya geçmesini çizgiden önledi.
Müthiş taraftar desteğiyle başlayan ikinci yarıda bu coşkuya ayak uyduran Bordo-Mavililer’de Yusuf ve Nwakaeme, takımı rahatlatacak fırsatları kaçırdı.
Bordo-Mavililer, düşen tempoları nedeniyle kötü de olsa kendilerine turu getirecek skoru korumaya öncelik verdi ve amaçlarına ulaştı.
Gecenin sorusu
İki hatayla gelen rakibin iki golü, dinlendirme amaçlı rotasyon zamanlamalarını tartışma konusu yaptı. Örneğin ideal kadroyla maça çıkılsa da, skor avantajı yakalanınca bu iş yapılsa daha akılcı olmaz mı? Futbolda her şey olabiliyor çünkü!
Maçın starı
Vasilis Barkas, yaptığı inanılmaz kurtarışlarla takımının tur şansını son saniyelere kadar sürdüren isim oldu. Skor tur atlamalarına yetmese de maça damgasını vurdu.
Maçın olayı
Karaman 3-1’lik avantaj ve 3 gün sonraki Fenerbahçe maçı nedeniyle düşündüğü rotasyonu, rehaveti önleme adına Kasımpaşa’dan daha sınırlı tutsa da 3 tercihinden ikisi maça büyük hatalarıyla adeta kâbus yaşattı.
Kısa mesaj
Trabzonspor’da işler iyi gittiğinde tribünlerin tadına doyum olmuyor. Dün akşamki gibi kötü gittiğinde de coşkularıyla takımı ateşleyip sonuç üretmesine katkı veriyorlar. Özellikle 2. yarıdaki müthiş destekleri turun gelmesine büyük katkı yaptı.
‘’Rize'nin affı yok!‘’
Sezonun ilk haftasındaki başarılı oyun ve skorlarının ilgi odağı yaptığı Çaykur Rizespor ve Sivasspor, Yeşil-Mavililer’deki Attamah dışında kadrolarını korudukları maçın ilk yarısında arzuladıkları tempoyu tutturamadılar. Tesislerde unutulduğu için en geç geldiği stadyumdan talihsiz sakatlığı nedeniyle ilk ayrılan kişi olan El Kabir’in yerine giren Oğulcan orijinli sağ kanattan ataklarla rakip kalede varlığını hissettirmeye çalışan ev sahibi ekip de, Sivasspor da ilk 45 dakikada bir bölümü cezalı olduğu için büyük ölçüde boş kalan tribünlerde yerlerini almış futbolseverlerin beğenisini kazanabilecek oyun sergileyemeden ve dolayısıyla onları heyecanlandıracak pozisyonlar üretemeden devreyi tamamladılar.
Teselli 3 puan
İkinci yarının başlangıcından itibaren iki tarafın da birbirini kontrol eden anlayışla mücadeleleri devam ederken bir duran top organizasyonunda Abarhoun’un kendini yerde bulmasıyla ve Samudio’nun penaltıyı gole çevirmesiyle maçın havası değişti. Çaykur Rizespor, daha bir özgüvenle oynamaya başladı. Boldrin akıl dolu paslaşmalar sonunda Pauw’un asistinde ikinci golü buldu. Skorun risk almak zorunda bıraktığı Sivasspor yüklendi. Ama çabası tek gole yetti. El Kabir’in hastaneden gelen “ayak bileği kırıldı” haberiyle üzülen ev sahibi ekibin tesellisi üç puan oldu.
‘’Büyük avantaj‘’
Hırvat Livaja gol vuruşunu kendisini izleyen 3 savunmacı arasından plase yaptı. Uğurcan’ın golü yemeyeceği türden bir vuruştu üstelik! Böylesi maça adeta yenik başlama dezavantajına karşın Bordo- Mavililer sonrasında oyunu kontrol eden taraf oldu. Novak, Nwakaeme ve Ekuban’ın dönüşümlü kullandığı sol kanattan taşınan toplarla sıkça pozisyon üretildi. Novak, önce Sosa’nın kaçırdığı bir penaltı aldı, ardından Ekuban’a asist yapıp eşitliğe katkı sağladı. Yine bir ölü top organizasyonunda Ekuban’ın ikinci golü geldi. Sosa’nın ağırlığını koyduğu ikinci yarıda Fırtına AEK takımına ezici üstünlük kurdu. Tur şansını rövanşta da sürdürmek için gol ihtiyacı olan Miguel Cardoso, kritik değişiklikler ve saha içi düzenlemelerle risk almak zorunda kaldı. Ekuban bu risk anlarında hat trick yaptı. Böylece gruplara kalma yolunda büyük avantaj elde edildi.
Gecenin sorusu
Sosa’nın takıma katkısı tartışılmaz. Ancak penaltı konusundaki eksikliği demeyelim şansızlığı da ortada! Hal böyleyken kendisinin atma, teknik kadronun attırma ısrarı nedendir!
Maçın starı
Ekuban’ın gecesi oldu. Ganalı oyuncu, takımı maça adeta yenik başlarken bir de penaltı kaçırılınca, arkadaşlarında tam demoralize durumu devreye girerken ortaya çıktı. 3 golle maça damgasını vurdu.
Maçın olayı
Avrupa Ligi maçlarındaki tribün faktörü ev sahibi ekipler için büyük avantajdır. Örnek Trabzon’daki Prag maçı. Bu açıdan Bordo-Mavililer hayli şanslı. Avrupa’da 2. maç, yine seyircisiz, yine iyi kullandı.
Kısa mesaj
Ağaoğlu, Sturridge transferiyle Avrupa’da oluşturulmaya çalışılan ‘Türkiye’ye gitmeyin!’ algısını kırdıklarını, büyük reklam yaptıklarını anlattı. Ülke için amaca ulaşıldı, Trabzonspor için bekleyip göreceğiz!
‘’Rotasyon riski!‘’
Trabzonspor zorluk derecesi yüksek iki kritik maç oynadıktan sonra Süper Lig startını verdi. Spor kamuoyunun, dolayısıyla rakiplerinin kapasitesi ve gücü hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları gayet normal. Ancak Ünal Karaman, 4 farklı isimle, özellikle iki yeni stoperle ve risk olarak değerlendirilebilecek bir kararla ters köşe yaptı. Dördü de yeni transfer. Zamana ihtiyaçları olan bu isimlerden hayli tempolu geçen ilk yarıda en şanssızı kuşkusuz Obi Mikel oldu. Tarafların sezon başı olmasına karşın tempoyu üst düzey tutmaya gayret sarf ederek birbirilerini hataya zorlamaları, kritik pozisyonlar doğurdu. Karşılıklı gollerin dışında bunlardan Sörloth’un kaçırdığı, Uğurcan’ın da olağanüstü refleksle kurtardıkları izleyenlerde adrenaline tavan yaptıranları oldu. İkinci yarıda 10 dakika daha bekledi Karaman. Sonra savunma hariç, Ekuban ve Abdülkadir Parmak’la klasik düzenine döndü. Böylece oyunun genelde hakimi oldu ama rakibe verdiği çok kritik pozisyonlarda Uğurcan’ın performansıyla bir puanın sahibi oldu.
Gecenin sorusu
Trabzonspor sezonun en fazla transfer yapan kulüplerinden biri. İlk 2 resmi maçında birer transferle oynadılar. Üçüncü maçta ilk on birde 5 yeni isim, sadece ”rotasyon” değil de, “Transferlerimiz iyidir” mesajı mıdır, acaba?
Maçın starı
Üçüncü maçı da boş geçmedi Sörloth. Üçünde de çok faklı özellikleri gerektiren gollere imza attı. Sörloth böylece Süper Lig’de de önemli bir aktör olacağını gösterirken 4 kritik kurtarış yapan Uğurcan’la maçın adamı oldu.
Maçın olayı
Şenol Güneş, eski takımını üçüncü resmi maçında da izledi. Altyapıya ve genç-yerli oyunculara en fazla şans veren Bordo- Mavililer’de ilk on birde sadece 3 yerli oyuncunun yer alması da onun şanssızlığı oldu!
Kısa mesaj
Süper Lig sürprizlerle başladı. Galatasaray ve Beşiktaş’ın ilk haftadaki akıbetleri belli ki Ünal Karaman’ı etkilememiş, o işine bakmış! Kazanan takımdan 4 oyuncu değiştirmenin açıklaması sadece rotasyon ile ilişkilendirilebilir!
‘’Karaman istikrarı!‘’
Ünal Karaman’ın en büyük artısı; macera aramıyor olması. Rodallega’yı alın koyun yerine Sörloth’u, aynen geçen sezonki Trabzonspor. Onca transfere rağmen, uyum sorunu, sezon başı sendromu filan, olmadı öyle bir şey. İlk 20 dakika, Prag’daki maçın son 20 dakikası gibi. Aradaki fark, Prag’da o bölümde risk alan Bordo-Mavililer’in, 2-2’lik avantaj nedeniyle kontrollü oynaması oldu. Düşünün rakip, Uğurcan’ı ilk 21. dakikada ilk kez rahatsız edebildi. Ama o ana kadar Trabzonspor özellikle hücum hattında çok etkili oldu. Goldeki Sosa-Sörloth işbirliğini bu sezon belli ki çok daha fazla izleyeceğiz. Ardından Abdülkadir Ömür, o boyuyla yaptığı kafa vuruşundaki kadar kaleciden dönen topa hükmedebilse Sparta Prag’ın işi erken bitebilirdi. Yenilen golün ardından demoralize olan Trabzonspor son bölümde zorlansa ve buna rağmen penaltı kaçırsa da Novak’la son saniyede galibiyeti elde edip turu atlayan taraf oldu.
Gecenin sorusu
Kaleci Florin Nita’ya o yabancı maddeyi atıp da, tribünlerin coşkusunu, futbolcuların motivasyonun düşüren o çirkin elin sahibi acaba şimdi neler düşünüyordur?
Maçın starı
Sörloth’un golü ilk maçtaki kadar yüksek beceriyi gerektiren vuruşun eseriydi. Norveçli golcü, iki maçta tura katkısı bir yana bu özellikleriyle taraftarın gönlünü fethetti. Belli ki 11 numaralı forma, “En çok satanlar” listesinde bu sezon başı çekecek.
Maçın olayı
Hlozek’in golünden sonra adeta yeniden başlayan maçta tur aslanın ağzındaydı. Önce Prag fırsat buldu, sonrasında kaçan penaltı ve Novak’ın golü heyecan fırtınasını taçlandırdı.
Kısa mesaj
Başarıyı geçtik, umudu bile dolduruyor tribünleri. Büyük hedeflerin planlandığı dönemde Yusuf Yazıcı kaybına karşın kanıtı Sparta Prag maçının tribünleri. Doluluğu kadar coşkusu da takımı ateşleyen unsurların başını çekti.
‘’Doğru başlangıç!‘’
Trabzonspor transferi üçe bölmüş...
Birincisi Yusuf ve Abdülkadir konusu: Satılmalı mı yoksa Avrupa Kupaları görsünler mi? Oyuncuların gitmek istedikleri aşikar... Hatta Yusuf’un bunu Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun yüzüne söylediği biliniyor. Şimdi Trabzonspor bu açmazda... Başkan ne kadar “satmıyorum” dese de, belli ki rakam 15 milyona gelirse pazarlıklar başlayacak...
Transferde ikinci bölüm ise gençlik aşısının devamı..
Altınordu konusu su kaldırır!
Milli takımlar ağırlıklı bu gençlik harekatı olumlu olsa da yine de ince eleyip sık dokumak lazım. Alınan Yusuf Sarı ve Fıratcan için söylenenler olumlu. Ahmet Canbaz, Halil İbrahim ve Berkay ise sanki biraz daha üst.
Altınordu’dan alınanlara gelince, bu konu biraz su kaldırır! Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi sen de yapmayacaksın! Keşke daha bir makul yol bulunabilseydi.
Stoper, orta saha, forvet...
Gelelim üçüncü bölüme, asıl transferlere, yani nokta atışlara... Sol stopere Arjantinli Gaston Campi, ön liberoya Remi Walter veya Adam Nagy forvete ise Rachid Aliou, Drmiç ve Marcus Berg düşünüldüğü konuşulan isimler. İyi çıkar kötü çıkar orasını bilemeyiz.
Bu sefer beklenti büyük
Transfer politikası, “Ekonomik durumumuz ortada, iç transferde yıldızlarınızı tutup, dışta fazla açılmadan gücümüzü bir tık daha yukarı taşıma hesabındayız!” anlayışı nedeniyle yönetim açısından doğru kategorisinde değerlendirilebilir. Bu noktada Ünal hocaya bir hatırlatma; gördüğümüz kadarıyla transfere pek karışmıyor ama bilmeli ki bu yaptığı biraz riskli! Yani “Ben almadım” diyemez, her şey ona yazar. Zira durum geçen sezonki gibi değil, beklenti büyük!
‘’Zor görev!‘’
Tottenham Hotspur Menaceri Mauricio Pochettino, Şampiyonlar Ligi Finali’nde, Liverpool’a kaybettikleri maçın ardından yaptığı değerlendirmede, takımının lehine olan istatistikleri tek tek anlattı ve şu cümleyle tamamladı sözlerini: “Ancak; finaller kazanmak üzerine kuruludur, hak etmek ve iyi oynamak üzerine değil.”
Türk futboluna 5 isim
Trabzonspor’un zor bir sezon geçirdiği herkesçe malum. Transfer yapamadığı yetmezmiş gibi, Onur ve Burak krizi yaşadı Bordo-Mavililer. Ancak tüm bu olumsuzluklar gerçekleşmemiş olsaydı forma şansını çok zor bulabilecek 5 genci Türk futboluna kazandırdı. 3’ü A Milli oldu, diğer ikisi yolda... Lig üçüncülüğü son iki haftada kaybedildi. Taraftar, camia skora, sıralamaya bakmadan büyük destek verdi.
Asıl sınav şimdi
Piyasada dönen paralara bakıldığında komik sayılabilecek bir ücretle bunca krizin yaşandığı dönemi teknik olarak başarıyla yöneten Ünal Karaman ile sözleşme resmen uzatıldı. Alacağı ücret de Süper Lig koşullarına az da olsa yaklaştırıldı. Şimdi beklenti büyüdü. Oturmuş bir kadro, kulübü siyasetin göbeğine sokacak tavizlerle sağlanan yeni kredilerle yolu açılan transfer olanağı ve riski tümüyle ortadan kalktığı iddia edilen Avrupa Arenası’nda 4 sezon sonra yeniden boy gösterme şansı. Dolayısıyla geçen sezonki mazeretlerin hiçbiri geçerli değil.
3 kulvarda yarış bekliyor
Sezonu ‘Gönüllerin Şampiyonu’ unvanıyla kapatan Trabzonspor’u, dolayısıyla Karaman ve ekibini 3 kulvarda büyük bir yarış bekliyor olacak. Çok dikkatli bir transfer politikası izlenerek aksayan mevkilere takviye yapılırken, oturmuş kadronun ahengini bozmayacak ücret politikası ve katılacak futbolcu karakterine dikkat edilmeli. Siyasilerden sağlanan katkı şimdilik krediyle sınırlı. Bir şekilde borcu artıracak ve öteleyecek kredi gibi değil yeni sponsorluk anlaşması vs. gibi kuruma direkt katkı sağlayacak hamleler yapılmalı.
Avrupa’da gurur, ligde şampiyonluk
Mali disiplini sekteye uğratmamak önemli. Zira önümüzdeki sezon için şampiyonluk beklentisi artan camianın - taraftarın olası olumsuzluklarda abartılı hoşgörüsünü beklemek hayalcilik olur. Teknik direktör Ünal Karaman’ın sözleşme koşullarını okumadan yaptığı ‘imza özverisi’ bile kimsenin aklına gelmez böyle bir durumda. Avrupa’da gurur yaşatacak skorları bekler, ligde şampiyonluk şarkısı söylemek ister taraftar, mazaret dinlemek istemez artık. Futbol gerçeğidir bu. Tıpkı Arjantinli menacer Mauricio Pochettino’nun başta bir bölümünü verdiğimiz sözlerinin devamındaki gibi: “Bir final kazanılır, sonrasında analiz edilmez.”
‘’Transfer yasağı sürüyor!‘’
Ligi dördüncü sırada bitirmesine karşın bugün taraflı tarafsız her sporseverin takdir ettiği, “gönüllerin şampiyonu” tanımlamasını yaptığı Trabzonspor’a bu unvanı sağlayan faktör, hiç tartışmasız altyapıdan çıkarıp Türk futbolunun hizmetine sunduğu gençlerdir. O gençlerin ortaya çıkmasını sağlayan, bekleneni veremedikleri takdirde, “seçeneğimiz yoktu” mazeretini teknik kadronun ve yönetimin elinde koz olarak bulunduran unsur da, Ocak’taki transfer yasağıdır.
Beklenenin üzerinde performans sergileyip bir anda ülke futboluna damgasını vuran ve bugün paylaşılamayan gençler, eğer o transfer yasağı olmasaydı, kim bilir hangi kulüplere gönderilerek ya da kiralık verilip “pişmeleri” beklenecekti!
Yeni bir transfer sezonunun eşiğindeyiz şu sıralar. Transfer için taraftar baskısı, menajer teşvikleri, medya “gazı! ” vs tavan yapmış durumda. Yasak da gündemde yok!
Tam da bu baskılara boyun eğilip, “bir transfer hovardalığına soyunulacak mı?” endişelerinin söz konusu olduğu bu dönemde, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Yiğit Alp ve Ertuğrul Doğan’ın yönetimden aldıkları yetkiyle, tersi bir anlayış içinde olduklarını beyan etmeleri, kaygıları öteledi. “Öteledi” diyoruz, zira “önledi yargısına”, icraatın sonunda varabileceğiz!
Yönetimin yükü ağır
Adeta bir borç batağında bulunan kulübün en önemli icra kurulu üyeleri bu üçlünün vardığı ve uygulamaya sokacaklarını söyledikleri kararlar şunlar: “Baskıya kesinlikle boyun eğilmeyecek. Populizme en ufak imtiyaz yok. Trabzonspor’un gerçek ihtiyacı olan, Trabzon şehrine uyum sağlayabilecek, bonservisi elinde olan, ya da yaşı genç ve düşük bonservis ücretli oyuncular tercih edilecek. Ekuban örneğinde olduğu gibi satın alma opsiyonlu kiralama yöntemi kullanılacak. Bütün bunlar için de teknik direktör onayı aranacak.”
Halen 5-6 yıl önce alınan oyuncuların parasını ödemekle meşgul olan yönetimin, “Parasını ödeyemeyeceğimiz oyuncuyu almayız!” kararlılığını, takımın yarışmacı kimliğini de koruyarak sürdürmesini, transfer yasağı kadar önemsediğimizi belirtmek istiyoruz. Bekleyip göreceğiz.