‘’Tribünlere inat futbol!‘’
Rizespor ilk 15 dakikadaki temposuyla Trabzonspor’a top göstermedi. Bu durum Boldrin’in golüne kadar devam etti. Yenik duruma dü∫tükten sonra futbolu hatırlayan Bordo-Mavililer, kontrolü ele geçirmekte zorlanmadı. Özellikle sol kanadı Novak ve Anthony ile çok iyi kullandılar. Çok geçmeden bu bölgeden getirilen toplarla önce e∫itlik, sonra da galibiyet golünü yıldızla∫an Rodallega ile buldular. Ardından iki takım oyuncuları da tempoyu artırdı. İki takım da fırsatlar yakaladı ama değerlendiren taraf Trabzon oldu ve Abdülkadir Ömür’le devreye 2 farklı avantajla gittti. Tempo ikinci yarıda kaldığı yerden devam etti. Top bir o kalede bir bu kalede tehlike olup tribünleri bile kısmen de olsa futbola yoğunlaştırdı. Milli takım moralli iki kaleci Gökhan ve Uğurcan adeta devleşince gol sayısı bu yarıda Vedat Muriç’in kafa vuru∫uyla sadece birde kaldı. Sonuçta tribünlere inat önce futbol sonra da Trabzonspor kazandı.
Gecenin sorusu
Konya’da çok basit kaybedilen iki puan üçüncülüğe mal oldu. Bunun yanı sıra 2. yarıda gençlerle sergilediği futbol ve elde ettiği skorlara bakıp taraftarının sezonu ‘kayıp’ diye nitelendirmesinde haklılık payı yok mu acaba?
Maçın starı
Beşiktaş maçının son dakikalarında oyundan alınarak alkışlatılması ‘veda’ yorumlarını yaptırmıştı. Rodallega dün akşam olağanüstü performansıyla maça damgasını vurarak gitme ya da gönderilme kararının kolay verilemeyeceğini gösterdi.
Maçın olayı
Tribünler iki sezon öncesine takılı kaldı. Oysa ki bu sadece bir futbol maçıydı ve küçük bir azınlığın ortamı gerip sportmenliğe aykırı davranışının hiç gereği yoktu. Neyse ki gerginlik tribünlerle sınırlı kaldı ve futbolcular maçın hakkını layıkıyla verdi.
Kısa mesaj
Sezonun son maçı olmasına karşın iki takımı da motive edecek önemli faktörler vardı. Trabzonspor’un lig üçüncülüğü şansının devam ediyor olması, Rizespor içinde olağanüstü tribün desteği gibi!
‘’O fotoğraf!‘’
Trabzonspor’un bu sezonki başarısının sırrını en iyi anlatan fotoğraflardan biri, ligin 27’nci haftasında çekildi. Antalyaspor maçının 90+4’üncü dakikası ve Bordo-Mavililer 3-1 öndeydi. Hakem maçı bitirmek üzereyken genç oyunculardan Murat Cem gol attı. Birkaç dakika önce bu oyuncuya yerini bırakan Yusuf Yazıcı başta olmak üzere yedek kulübesinden gelen o gol sevinci koşusu, Trabzonspor’u bugünlere taşıyan, yarınlara umutla bakmalarına neden olan ruhun kendisiydi diyebiliriz. Sadece saha içindeki güzelliği yansıtması yönüyle konu etmediğimiz fotoğraf, yönetimi cesaretlendiren, enerji veren, en önemlisi yeni yol haritasını gösteren bir anın yansımasıdır. Finansal Fair Play kapsamında UEFA’nın yaptırımları olmasa da, kulübün kendisine rehber edinmesi ve asla sapmaması gereken yoldur.
Bedeli ağır ödüyor
Trabzonspor, önceki yönetimlerin transfer çılgınlığının bedelini çok ağır ödüyor. Daha dün Başkan Ahmet Ağaoğlu, çıkan engelleri kendi projeleri ile değil de, siyasilerle çözdüklerini biraz sevinçle, biraz da mahcubiyetle anlattı. Bu kulübün kendi sorunlarını kendi çözebilme yeterliliğine ulaşması ve belki de boynu bükük, siyasi beklentilerden uzak kalabilmesi için izlemesi gereken yolu, işte o fotoğraf anlatmaktadır. Kat kat büyük bütçeli rakiplere karşı 16 milyon Euro’luk takım kadrosunun neler yapabildiği ortada, bunu bu genç ekip kanıtlamıştır. ‘Şampiyon olmak için iyi takviyeler şart’ dayatmalarıyla yeniden bu rakamları yukarıya çekmek, kulübün iflasına veya tümüyle siyasi erkin oyuncağı olmasına yol açar. Yusuf Yazıcı, Abdülkadirler, Uğurcan, Hüseyin’ler bir yana, yeni Murat Cem, Arda’ları bulmak tek yoldur. Sonrasında adım adım, aşama aşama üstüne eklentiler yapabilir.
Camia mutlaka sabretmeli
Yönetim; kulübün içinde bulunduğu ekonomik açmazı geçmek için yeni kaynaklar üretmek yerine “yıldız satarak” sorunu aşma kolaycılığına gitmemeli. Taraftarın yeni sezonla ilgili beklentisini kulübün gerçekleriyle örtüştürmek, krizden kurtulma ve yarışın içinde kalmayı sağlayacak makul teknik katkılar birlikte yapılırsa mümkün olabilir. Bu süreç tamamlanana kadar camia sabretmeli; tıpkı o fotoğrafta olduğu gibi; samimi, kendilerinden, aileyi anlatan, bütünlük kokan o anların keyfini sürmelidir.
‘’Müthiş işler!‘’
Herkesin çok şeyler beklediği Yusuf Yazıcı’nın tutuk olduğu başlarda Trabzonspor, hücum organizasyonlarını Beşiktaş savunmasını rahatsız edebilecek düzeyde yapamadı. Ofansif futbolu tercih eden Beşiktaş’ta da forvet elemanları tehlike yaratabilecek bölgede top buluşamadılar. Böylece ortaya çabuk oynanan, her iki takımın da golü amaçladığı ama Anthony’nin, Karius’ta kalan şutu dışında birbirine sıkıntı yaratabilecek kadar üretken olamadığı ilk 20 dakika çıktı. Sonrasında Yusuf da toparlandı ve Trabzon kontrolü ele aldı. Pozisyonlar üretti ama Anthony ve Sosa’ya Karius yine izin vermedi. Sadece bir kez Burak’la rakip kaleye gidebildiği ilk yarının ardından Şenol Güneş’in, Necip ve Kagawa takviyesiyle 2. yarıya çıkardığı takımı etkili oynarken kalesinde gol gördü. Tempo ve heyecan son düdüğe kadar sürdü. Kagawa’nın golüne Yusuf çok şık bir vuruşla yanıt verdi.
Gecenin sorusu
Konya’da çok basit savunma hatalarıyla puan kaybeden Trabzonspor, bu galibiyetle ancak matematiksel sürdürebildiği üçüncülük şansını pekiştirip sahadan ayrılsa taraftarına en büyük hediyeyi vermiş olmaz mıydı?
Maçın starı
Uğurcan ve Karius tempolu ve bol pozisyonlu geçen karşılaşmada gol de yemelerine karşın yaptıkları kurtarışlarla maçın starı unvanını birlikte almayı hak ettiler.
Maçın olayı
Trabzonspor taraftarı, iftar saati, azalan üçüncülük şansı gibi faktörlere karşın maça olağanüstü ilgi gösterdi. Üstelik 90 dakika boyunca coşkulu ve genelde sportmence bir destekle karşılaşmaya renk kattılar.
Kısa mesaj
Trabzonspor’un bu sezonki en ciddi rakibi direkler oldu. Örneğin bu maç: Yusuf üç kez buluştu! İlkinde ofsayt, ikincisinde top oyuna döndü, üçüncüsü çarptı filelere girdi, gole engel olamadı!
‘’Hedef varsa heyecan var‘’
Geçen hafta Konyaspor maçında Trabzonspor’un 2 şutu direkten dönmese belki de bu akşamki maça çok farklı anlamlar yüklüyor olacaktık. Bordo-Mavili takımla Beşiktaş arasında 3 puan fark kalacak, kazanması halinde ikili averaj üstünlüğü ile ligi üçüncü bitirme avantajını Karadeniz ekibi eline geçirecekti. Şimdi, kısmen zorlama hesaplar var; Bordo-Mavililer kazanacak, gelecek hafta Beşiktaş yine puan kaybedecek! Olmayacak değil ama uzun iş! Ancak, Trabzonspor adına bu olumsuz detayların var olması, karşılaşmanın değerini asla düşürmez zira bu tür maçlar, bu şehirde her zaman heyecan yaratır. Dolayısıyla futbolcuların da tam konsantre maça çıkacağı şüphesiz.
Ezberlenen 11 bozulmaz
Bu önemli maç öncesi, kendisine yeni teklif yapılıp yapılmayacağı tartışmaları arasında futbolcularını hazırlayan teknik direktör Ünal Karaman’ın artık ezberlenen 11’ini bozması beklenmiyor. Karaman sanırım antrenmanlarda önemli bir zamanını, geçen hafta Konya’da sol kanatta yaşanan önemli aksaklığı çözmeye ayırmıştır. Zira o maçta Novak-Nwakaeme ikilisi hücumda etkili olsa da, rakip takımın bütün tehlikeli atakları ve 2 golü de o bölgeden gelmişti. Şimdi karşılarında form tutan bir Quaresma ve Adriano olacak muhtemelen. Formda hücum hattının yapacakları kadar, orta sahada Abdulkadir Parmak’ın sol kanada katkısı da maçta belirleyici olacak belli ki.
Bu istatistiğe dikkat!
Trabzonspor, Mart 2013’ten bu yana Süper Lig’de oynadığı Beşiktaş maçlarında kalesini gole kapatamıyor. (11 maç-23 gol)
Ön plana kim çıkar?
Sosa için çok özel bir maç. Dolayısıyla hem eski takımı Beşiktaş’a karşı oynayacak olması hem de sezon sonuna denk düşmesi nedeniyle keyifle tatile çıkmak için bu karşılaşmada performansını zorlayacaktır.
Kısa mesaj
Trabzonspor’un üçüncülük şansının azalmış olması, taraftarda coşku ve heyecanı düşürmüş olabilir. Ancak futbolcularda benzer yansımanın söz konusu olmayacağını düşündüğümüzden zevkli ve çekişmeli bir maçın bizi beklediğini söyleyebiliriz.
‘’Heyecan tavan yaptı!‘’
Konyaspor’un orta alandaki zaaflarıyla maçın başında kontrolü ele alan Bordo-Mavililer kısa sürede üstünlük sayısını buldu. Sonrasında da ikinciyi kovalamaya başladı. Ama Anthony’nin hatası, Johnson’a adeta asist yapmasını sağladı. Gollerde olduğu gibi oyunda da denge sağlandı. Ev sahibi ekip daha çok rakip kalede gözükmeye başladı, iki tarafın da öne geçme çabası, ortaya zevkle izlenen heyecanlı bir karşılaşma çıkardı. Kritik pozisyonlarda kaleciler yıldızlaştı. Ama ilk yarı biterken Anthony’nin kovalamadığı, Novak’ın karşılamadığı Skubiç taşıdığı topu Fofana’ya ‘al da at’ dercesine gönderdi. Tempo ikinci yarıda da düşmedi. Özellikle Fırtına baskılı oyunlarıyla bu yarıda daha etkili oldu. Nitekim bu maçta ikinci, sezonda 25. kez direk engeliyle karşılaşırken, beraberliğe VAR’la gelen penaltı ve Sosa ’nın vuruşuyla ulaştılar.
Gecenin sorusu
Anthony hücumda etkili olamadığı gibi ilk yarı yenilen iki golde de olumsuz etkisi olan isimdi. Abdülkadir Parmak aksine orta alanda görevini iyi yaptı hücuma da katkı verdi. Ekuban için Anthony düşünülemez miydi?
Maçın starı
İki kaleci Uğurcan ve Serkan, ikişer gol yemelerine karşın çok kritik kurtarışlarla skorun 2-2’de kalmasını sağlayan isimler oldular. Yedikleri gollere de yapabilecekleri bir şeyleri yoktu.
Maçın olayı
Trabzonspor yenilmezlik serisini 10’a çıkardı. Ancak bu özelliğini galibiyetle korumasına zaman zaman üstün futbol sergilediği bu maçta; çok basit savunma hataları sonrası Johnson ve Fofana’ın usta gol vuruşları engel oldu.
Kısa mesaj
Trabzonspor’un bu sezon en ciddi rakibi direkler oldu. Düne kadar atılan gol sayısı direkten dönenlerin iki katı olurken, Konyaspor karşısında bu alanda eşitlik sağlandı: İki direk, iki gol!
‘’Trabzonspor'un gençleri var!‘’
Tecrübeyle sabittir: Gençlerin yetenekliyse, oynadıkça oyun görüşleri, özgüvenleri gibi faydaları da artar. Bir hafta önce eleştirilse bile sonraki maçta örneğin Yusuf Yazıcı sahneye çıkar, takımını kurtarır. Haftalarca sessiz olan Abdülkadir Ömür birden devreye girer, onlar yoksa Abdulkadir Parmak var! Takım kötüyse kaleci Uğurcan kahraman olur. Bordo-Mavililer işte bu artan tecrübe ile farkını ortaya koyuyor artık. Belki ligin ilk yarısındaki pozitif futbolları yok ama coşkusu o dönemden de iyi, sürekli artıyor. Son 9 haftada alınan 23 puan da bu şekilde anlatılabilir.
Parmak’la açık kapanır
Kötü oynadığı zaman bile kazanmayı öğrendi bu takım. Atiker Konyaspor karşısına, işte bu moral ve güvenle çıkacak Trabzonspor. Karadeniz temsilcisinde, Kayserispor karşısında orta sahada verilen açıklar, Abdulkadir Parmak’ın da dönüşüyle giderilecek muhtemelen, zira bu oyuncu artık işe iyice sarılan Sosa ile çok iyi bir uyum yakaladı. Ve tüm bu gelişmeler Trabzonspor’u zorlu maçta avantajlı hale getiriyor.
Kısa mesaj
Süper Lig’de 31. haftada alınan skorlar, 2. yarıya başlarken hayal gibi gözüken üçüncülük şansını Trabzonspor’a ‘altın tepside’ sundu: Kalan 3 maçı kazan lig üçüncüsü ol!
‘’İyi maç!‘’
Futbolda puan kaygısı diğer rakiplerine oranla daha az olan takımların birbirleriyle mücadelesi rahat bir ortamda geçer. Bu rahatlık bazen abartılı rehavet doğurur ve oyuncuların kulağı bitiş düdüğünde olduğundan hem kendileri hem de izleyenler için o maç işkence halini alır. Bazen ve olması gerektiği gibi hazır fırsat bulmuşken sadece iyi futbol düşünülür ve maça tam yoğunlaşılır. Dün akşam tribün dostluğu da ön plana çıkınca Sosa’nın, Lung’un hatasıyla attığı gole kadar maçın havası ‘işkence çektirmeye’ adaydı. Birkaç dakika sonra Yusuf’la fark ikiye çıkınca önce Kayserispor kendine geldi. Fark bire inince de Trabzonspor karşılık verdi ve oyuna heyecan da geldi. Bordo-Mavililer’in farkı yeniden artırma, konuk ekibin de eşitliği yakalama çabasıyla geçince ortaya giderek daha bir keyifle izlenebilir ‘iyi bir maç’ çıktı. Nitekim Hasan Hüseyin ve Abdülkadir bu futbol ortamına aynı dakika içinde karşılıklı birer golle renk kattılar. Sonra Abdülkadir finali Novak’a yaptırdı.
Gecenin sorusu
Trabzon’un 7, Kayserispor’un 10 yedek oyuncusu listeye yazıldı. Genç oyunculara verdiği şansla haklı olarak ön plana çıkan Ünal Karaman eksik o kadroya neden gençleri almadı? Acaba bir cezalandırma mı söz konusu?
Maçın starı
‘Ön plana çıkarlar’ demiştik dün! Maçın starı olmak için birbirleriyle yarıştılar. Önce Yusuf adaydı. Sonra Abdülkadir Ömür. Bir gol, bir asist, gol olmasa da gol kadar haz veren iki müthiş şut. Haklı ‘star’ oldu.
Maçın olayı
Trabzonspor taraftarını bazen anlamak çok zor! Maç oynanırken bir seyirci sahaya girip Uğurcan’la selfi çekti. Güvenlikçiler kendisini dışarıya çıkarmak istediği için tribünlerden protestolar! Ne olmalıydı, ödül mü verilmeliydi?
‘’Fırtına bir adım önde‘’
Ara transfer döneminin iki sessiz takımı karşılaşacak bu akşam. Trabzonspor ve Kayserispor’da bırakın takviyeyi, sakatlıklar da eklenince sıkıntı dolu bir sezon geçiriyorlar ama ikisi de mevcut koşullar göz önüne alınınca başarılı sayılabilecek bir isyana imza attılar şu ana dek. Ev sahibi ekip dördüncülüğünü garantilemek istiyor bu akşam, kazanırsa kalan maçlar formaliteye dönecek ki bu durum altyapı oyuncularına daha fazla şans anlamına da gelir.
Kısıtlı kadroyla başarı
Kayserispor ise ikinci yarının kulübesi en yetersiz, hamle gücü en zayıf takımı. Bu sezon ligde kalmaları onlar adına büyük başarı. Amaçları ise kalan 3 hafta için bu yönde soru işaretlerini ortadan kaldırmak. Kısıtlı kadrolar ile başarı hikayeleri yazan Ünal Karaman ve Hikmet Karaman’ın karşı karşıya geleceği, Bordo-Mavililer’in süper gençleri ile sanki bir adım önde sayılabileceği bir maç olacak.
Ön plana kim çıkar?
Kayserispor az da olsa tehlikeyi hisseden bir takım. Kendisi için her bir puan önemli. Dolayısıyla katı savunma anlayışını ön planda tutar. Kilidi çözmek Yusuf ve Abdülkadir Ömür gibi orta alandan çıkacak isimlere kalır.
Kısa mesaj
Lig dördüncülüğü matematiksel olarak tamam gibi. Lig üçüncülüğü şansı da fazla değil. Trabzonspor için puan kaygısı yok bu maçta. O halde tek hedef; iyi futbol ve gençlerin gelecek sezona yönelik performans mesajları...