‘’Lider Alanya, Rize'ye patladı‘’
Lider Alanyaspor, 1 günlük aranın ardından zirveyi muhteşem bir zafer ile geri aldı. Akdeniz ekibi, sahasında ağırladığı Rizespor’u gol yağmuruna tutarken Cisse ve Bakesatas gibi yıldızlarının önderliğinde 5-2 kazandı.
Alanyaspor, altsıralardan kurtulma çabasındaki Çaykur Rizespor’u kolay geçti ve bir günlük emanet verdiği Trabzonspor’dan liderliği geri aldı!
Daha maçın başında bir ölü top organizasyonundan gelen ilk golde Ceyhun, kendini sadece izleyen üç stoperin arasından çok rahat bir kafa vuruşu yaptı. İkinci golde Fernandes’in yerden pasında stoperlerden biri sadece izleyici pozisyonundayken, ikincisi topu önünden, üçüncüsü de Cisse’yi arkasından kaçırdı.
İlk yarım saatteki 2 fark, konuk ekibin gardını, Alanyaspor’un da temposunu düşürdü. Üçüncü çeyrek Cisse-Gökhan mücadelesini saymazsak al gülüm-ver gülüm şeklinde geçti.
Direnç gösteremedi ve...
İsmail Kartal’ın savunmadan adam eksiltip Aminu Umar desteğiyle çıktığı 2. yarıda hücum etkinliğini sağlama düşüncesi, tam anlamıyla uygulamaya geçemeden Bakasetas’ın golü geldi.
Erol Bulut keyifle maçı izlerken İsmail Kartal, çaresizce Barış Alıcı hamlesini de yapmak zorunda kaldı. Ama Boldrin dışında direnen oyuncusu yoktu. Brezilyalı oyuncu son 25 dakikadaki gol sağanağına kendi aldığı birer penaltı ve serbest vuruşla katılırken takımı Fernandes ve Cisse’ye engel olamayınca fark geldi.
‘’Goller usta işi!‘’
İlk yarının ilk 15 dakikalık bölümünde, fanteziye kaçmadan, futbolun basit gereklerini yerine getiren bir Trabzonspor, bu duruma direnç gösteremeyen Gaziantep izledik. İyi organize oldu, iyi top yaptı, rakip kaleye çok çabuk ve rahat indi Bordo-Mavililer. Nitekim doğal olarak iki gol sığdı bu bölüme. Sonrasında inanılmaz biçimde durdu ev sahibi ekip.
Gaziantep önce dengeyi sağladı, ardından rakip kaleyi yokladı. İlk yarının son 5 dakikasında Uğurcan’ın birinde direğin yardımıyla 3 kritik pozisyondaki direnişi de, 54. dakikada gelen Jefferson imzalı gole kadar önlem almaya yetmedi. Fark bire inince panikle direniş başladı.
Ünal Karaman’ın ilk müdahalesi orta alanı kalabalık tutma amaçlı Doğan Erdoğan takviyesi oldu. Marius Sumudica, Pawlowski’yle üçüncü bölgeyi güçlendirdi.
Maç her iki takımın da oyun disiplininden kopuk her an gol atıp yiyebileceği havaya büründü. İşte o sıralarda Sosa sahneye çıktı, 30 metreden takımını rahatlattı, son sözü Yusuf Sarı söyledi.
Gecenin sorusu
İlk yarıda Trabzonspor’un hızını Sörloth ve Sturridge kesti! Daha 15. dakika dolmadan 2 farklı skor takımda abartılı rehavet yarattı gibi! Uğurcan sahneye çıkmasa bedeli ne olurdu?
Maçın starı
Takımın en iyisiydi. Orta alanda büyük yük almıştı. Ancak öyle bir anda gol vuruşu yaptı ki, maçın kaderini belirledi Trabzonspor’un ustası, kaptanı, meastrosu, artık hangi sıfatı verecekseniz; Sosa...
Maçın olayı
Sörloth’un ilk iki golde savunmanın arkasına kaçışı, topla buluşmaları, ilkinde kendinden uygun Sturridge’e asisti, diğerinde klas hareketleri ve son vuruş ustalığı... Tabi ki bir de Sosa ’nın golü... Üçü de ders gibiydi!
Kısa mesaj
Uzun süre sonra liderlik... Şimdilik bir günlük, belki haftalık! Belki daha da fazlası. “O sezon, bu sezon!” söylemini slogan edinen Trabzonspor taraftarı, öylesine coşkulu, öylesine mutlu ki...
‘’‘Kaleci' ve ‘diğerleri'‘’
Özellikle gençlerin yükselen form grafikleri nedeniyle normal karşılanan ama diğer yandan umut veren bir haber: “Trabzonspor’un, 60 milyon 950 bin Euro olan mevcut takım değeri, 9 milyon Euro artış göstererek 69 milyon 950 bin Euro’ya yükseldi.”
Abdülkadir Ömür en çok değeri artan oyuncu, özel yetenekleriyle zaten olması gereken durum yani. Bu oyuncuyu istisna kabul ederek değer artışını, mevkileri baz alıp ‘kaleci’ ve ‘diğerleri’ olarak irdeleyelim:
Orta saha-forvetlerin yetenekleri ve en önemlisi çok çalışması tabi ki değer kazanılmasında baş koşul. Ama yeterli değil. İstatistiklerinde beraber oynadıkları isimlerin de yardımı çok önemli. Bir oyuncunun paslarını forvet golle sonlandırmasa asist istatistikleri dip yapacak mesela. İyi pas- orta gelmese forvet gol atamayacak, eleştirilecek. Boş koşusuna diğeri yanıt verecek, pas alıp verebileceği arkadaşı olacak yanında bir oyuncunun, onu iyi tanıyan, anlayan vs.
A.Parmak mesela; yıllarca alt düzey sayılabilecek kariyeri varken şimdi milli takıma seçildi. Aynı şekilde Sosa yeniden doğdu, Nwakaeme zirve yaptı. Ekuban’ın rakip defansı yıpratması hem O’na, hem Sörloth’a yaradı. Defanstaki oyuncunun kariyer sıçramasına partneri yardımcı olur. Sol bek Novak atağa çıktığında mesela, yerini dolduran olmazsa suçlanan kişi olur ama onu anlayan isim olunca, yaptığı asistlerin attığı gollerin değeri katlanır. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Yalnız kaleci: Uğurcan!
Söz konusu haber şöyle devam ediyor: “En çok yükselişi de 1.5 milyon Euro olan piyasa değeri 6 milyon Euro’ya çıkan Uğurcan Çakır yaptı.” Hem de bu sezon oynadığı 7 lig maçında da gol yemesine rağmen, hatta Avrupa maçları da dahil..
Geçen yıl da başarılı performansı vardı ama böyle gündem olmamıştı genç kaleci. Bunda ‘diğerleri’ ile tezat bir durum var: Yanlarındakilerin performansları arttıkça değer kazandı ‘diğerleri’ ama Uğurcan, yani ‘kaleci’, önündeki defansın formsuzluğu ile zirve yaptı! Şöyle ki; Bordo-Mavili defansta denge bozuldu malum. Yeni transferler Campi ve Fernandes’in katkıları olmadı. Genç Hüseyin Türkmen geçen yılki performansının biraz uzağında. Orta sahanın defansif katkısı da yeterli olmayınca Trabzonspor kalesine daha rahat ve çok şut geliyor. Takımı bu sezon sıkça ‘Uğurcan kurtardı’ başlıklarının atılması, biraz da takım defansındaki formsuzlukla alakalı. Sunay Akın’ın kitaplarında ve programlarında dostu eski kaleci Şenol Güneş’e atfen, sıklıkla değindiği gibi “kaleci yalnızdır” derler ya, tek başına direniyor çoğu maçta, yılmıyor, kurtardıkça güven kazanıyor, takıma hayat veriyor.
Uğurcan da hakkını verelim her geçen gün kalesinde devleşiyor, güven veriyor.. Reflekslerindeki gelişimi bir yana oyunu başlatma konusunda da fark yaratıyor. 2 asisti var, düşünün artık! Uğurcan yakın gelecekte şimdilik yedek olduğu milli takımın kalesini devralacak 1 numaralı aday. Şimdi Avrupa’nın dev kulüplerinin peşinde olduğu biliniyor. Övgüleri sonuna kadar hak ederek yoluna emin adımlarla devam ediyor.
‘’Bıçak sırtı!‘’
Trabzonspor 15 Eylül ile 6 Ekim tarihleri arasında 4 Süper Lig maçı oynadı. İlkinde evinde ligin son sırasındaki Gençlerbirliği’yle 2-2 berabere kaldı, ardından dışarıda Sivasspor’a kaybetti. Sonrasında Trabzon’da Beşiktaş’a karşı 4-1 gibi, ezeli rakipler arasındaki bir mücadele için tartışmasız “zafer” olarak değerlendirilebilecek skor elde etti. Son olarak Rize’de aşırı yağışla ağırlaşan zeminde üstelik uzatma dakikalarında 2- 1’lik üstünlüğü yakaladı.
Trabzonspor için 23 Eylül’de maç sonrası yapılan değerlendirmelere baktığınızda ortaya çıkan tablonun inanılmaz negatif olduğunu görüyorsunuz. İyi kadro çıkaramadığı, oyunu okuyamadığı gerekçeleriyle “Takımın yükünü kaldıramayacağı!” için istifası istenen bir teknik direktör. Transferdeki “başarısızlıkları!” nedeniyle olağanüstü genel kurul talebi yapılan başkan ve yönetim kurulu. Birçoğu “Sorumsuzlukları!” nedeniyle topa tutulan futbolcular. “O sezon, bu sezon!” coşkusunun yerini alan “bir kayıp sezon daha!” söylemleri...
“Bir kayıp sezondan”, yeniden “O sezon bu sezona” dönüş!
Aradan çok geçmeden, Beşiktaş ve Çaykur Rizespor maçları sonrasına, 6 Ekim’e bakalım. Birkaç gün önce transfere karıştırılmadığı konuşulan teknik adam oluşturduğu kadro için göklere çıkarıldı, oyunu okuma “dehası!” ilan edildi, zamanında ve isabetli oyuncu değişiklikleri nedeniyle alkışlandı. Yönetim “transfer ustası!” oldu, başkan ve yöneticiler, yeniden mikrofonlara beyanat, sosyal medyada mesaj yarışına girişti. Futbolcular, yine gönüllerde taht kurdu!
Oysaki iki hafta önce “Bir kayıp sezon daha!” şeklindeki karalar bağlanan söylem kadar, ardından geçilen “o sezon bu sezon!” modu, özünde takımı baskı altına alır ki, bundan en büyük zararı, skora göre ruh hali olağanüstü değişen camia görür. Daha 27 hafta var. Bu takım maç kazanacak, kaybedecek! Camiasına ve özellikle de taraftarına dememiz odur ki; bu kadro ne karalar bağlatacak, ne de henüz zafer şarkıları söyletecek aşamadadır. Biraz rahat bırakmak gerek, taraftarlığın gereğini yerine getirip, destek vermek, yeterli bizce
‘’İnanılmaz mücadele‘’
İlk 6 haftanın istikrarsız ekiplerinden Rizespor ile Trabzonspor’un dün akşamki mücadelelerinin özellikle ilk yarısını izleyenler, tarafların geçen haftaki performanslarına zıt görüntü verdiklerine tanıklık ettiler.
Genel olarak topa daha çok sahip taraf Trabzonspor olsa da, İsmail Kartal’ın Başakşehir hezimetini yaşatan kadrodan 4 farklı isimle sahaya sürdüğü ev sahibi ekip, daha etkili gözüktü. Melnjak da jeneriklik golüyle takımının bu çabasını taçlandırdı.
İkinci yarıda gole mutlak ihtiyacı olan Fırtına’da, Uğurcan’ın iki kez farkı önlediği pozisyonlardan sonra Karaman, Hosseini-Sturridge değişikliğiyle erken sayılabilecek bölümde risk aldı. Kontrolsüz yüklendi, rakibin her çıkışında yaşadığı tehlikelere yıldızlaşan Uğurcan’la engel olup bu riskin karşılığını çok geçmeden aldı. Sturridge-Sörloth iş birliği eşitlik golünü getirdi.
Durmadı Trabzonspor, Sturridge ile direği aşamasalar da Sörloth, golden sonra Nwakaeme’ye asist yaparak bu inanılmaz mücadelede, 3 puana katkı sağladı.
Gecenin sorusu
Maç öncesi olağanüstü yağış vardı Rize’de. Hibrit çimle kaplı zemin için başta sorun olmadı bu durum. Ancak özellikle ikinci yarıda tekrar artınca bırakın top sürmeyi bazen yürümeyi zorlaştırdı. Erteleme düşünülebilir miydi?
Maçın starı
Uğurcan Çakır, yenik durumdayken 4 kritik pozisyonda yaptığı olağanüstü kurtarışlarla Trabzonspor’un oyunda kalmasında ve sonrasında galibiyeti elde etmesinde başrol oynadı.
Maçın olayı
Abdullah’ın pasında Melnjak’ın önündeki Hosseini ve arkasındaki Abdülkadir’den sıyrılıp çok şık gol vuruşu yapması. Sosa, Doğan, Sörloth arasındaki 5 saniyelik pas trafiğinin finalinde Nwakaeme’nin şutunu Gökhan’ın çelmesi...
Kısa mesaj
Rizespor ve Trabzonspor taraftarları arasında birkaç yıldır devam eden gereksiz polemiği kaldırmak adına bu maç öncesi iki takımın mevcut ve özellikle de eski yöneticilerinin çabaları en azından maç öncesi olumlu sonuç verdi.
‘’Şekil haftaları!‘’
Hiç şüphesiz Trabzonspor’un sezon başından beri en büyük sıkıntısı transferdeki kadro planlamasında baskı ve algılarla yanlışlığa düşülmesidir. Lig tecrübesi olmayan ve de takımlarında oynamayan bu kadar genç oyuncuyu hem de pilot takımı amatöre düşmüşken transfer etmek hataların en büyüğü...
Gelinen noktada sakatlıklar da aslında bu büyük hataya yorgan olmuş. İşte bu yüzden Ünal Karaman da eminiz ki istemeye istemeye rotasyona gidiyor. Yoksa Sosa, Pereira, Nwakame gibi takımın yükünü büyük ölçüde çeken isimlerin, hem de Avrupa Ligi maçında birlikte düşünülmemeri , oyunun gidişatına göre sadece “hamle” için kulübede oturtulmaları kolay izah edilebilir değil. Özetle Basel maçındaki oyunun şekli sözünü ettiğimiz sorunun doğal sonucu. Belli ki Karaman kesinlikle Ligi öne alıp bunu yapmıyor. Zira Avrupa Ligi hedeftir!
Yarın akşam Rize’de normal kadrosuna dönecektir ki bunlar mecburiyettendir. Campi geldiği günden beri ilk kez Basel maçında bu denli iyi oynadı. Belki o bölümde kafası karışabilir Ünal Karaman’ın ama dedik ya yapılan plan yanlış ve buna rağmen hoca bu gemiyi en azından şimdilik fena götürmüyor. Orta alanın sağında yine Kamil Ahmet’i tercih ederek baskı yapacaktır ve Sturidge’i oturtup Shorlöt’u tepeye alacaktır... Gerisi bildiğiniz gibi gerisi zorunluluktan... Ama ne olursa olsun ligi sürüklemeli Trabzonspor ve de sakatlar gelene kadar en az kayıp yaşamalı... Çünkü bu haftalar lig sıralamasında bir anlamda şekil haftaları. Üstelik milli maç arası var ve moral kondisyonun üst düzeyde tutulması gerekiyor.
‘’Sil baştan!‘’
Bir galibiyet, iki beraberlikle geçilen ligin ilk üç haftasında kayıp - kazanç denklemi eksi yönde bozulan takımlardan biri Trabzonspor... Bu durum; Avrupa Ligi 3. Ön Eleme ve Play Off turlarında oynanan ve üst düzey eforu gerektiren 4 maçın neden olduğu mental ve fiziksel yorgunluğa bağlandı. Bu nedenle Milli maçlar arası Bordo-Mavililer’e tabiri caizse ‘ilaç gibi’ geldi.
Wenger övgüyle bahsetti
Bu aranın sağlayacağı dinlenme avantajı kadar Bordo-Mavililer’de camiayı heyecanlandıran Sturridge faktörü var. Hazır olmak için zaman isteyen Sturridge için Arsene Wenger, “Fantastik yetenekleri var. Olması gereken yerde değil. Nedeni sakatlıkları ve çok kolay sakatlanıyor olması. Eğer Trabzonspor kendisinin fiziksel olarak fit hale gelmesini sağlayabilirse iyi bir oyuncu kazanmış olur” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözden hareketle Ünal Karaman’ın kararı önemli.
Sakatlıklar büyük sorun
Oynatılması için kamuoyu baskısı mı, gerçekler mi kararında etkili olacak göreceğiz. Biri Avrupa Ligi, 3’ü Süper Lig olmak üzere 4 maçlık zorlu bir dönem var önünde. Nwakaeme-Ekuban-Sörloth üçlüsünün son ayağında bir değişiklik olacak mı öğreneceğiz. Karaman’ın sıkıntısı sadece bu değil. Erken başlayan sakatlıklar büyük sorun. Hadi Yusuf Sarı şimdilik az süre alabilen oyuncu. Ama Abdülkadir Ömür, geçen sezona Yusuf Yazıcı ile damga vurmuş bir isim. Yeri kolay dolmaz. Avdijaj onun yokluğunda alternatif ama ne kadar?
Baskı, rakibi olacak
Ünal Karaman sil baştan yapacak. Zira ligde Fenerbahçe ile son bulan ilk 3 maçlık periyotta yorgunluktu zaaf, Beşiktaş maçıyla son bulacak ikinci üç maçlık bölümdeyse Sturridge baskısı ve sakatlıklar öncelikli rakibi olacak.
‘’Trabzon kazançlı!‘’
Sezona damga vurmaları beklenen iki takımın ilk yarıdaki mücadelesi tempolu, bol pozisyonlu, gollü ve dolayısıyla çok keyifli geçti. Fenerbahçe’nin olağanüstü coşkulu taraftar desteğine erken karşılık verme adına hızlı başladığı bu yarıda Trabzonspor golü yiyene kadar bayağı zorlandı. Nitekim Avdijaj hücuma çıkarken kaptırdığı topta bir anlamda Rodrigues’in golünü hazırladı. Bu golle kendine gelen Bordo-Mavililer, 10 dakika sonra da bu kez de Avdijaj’ın asistiyle eşitliği sağladı ve nedense yine durdu. Kalan bölüme Rodrigus’in cömertçe harcadığı 3 pozisyon sığdı. Fenerbahçe, ezici baskı kurduğu 2. yarının ilk bölümünde Uğurcan’ın olağanüstü direnciyle karşılaşınca Yanal, Zajc ve Ferdi hamlelerini yaptı. Karaman’ın karşılığı gecikmedi, oyun teknik adamların taktik savaşına döndü. Ama taraflarda yorgunluk baş gösterince tempo düştü ve sonuç değişmedi.
Gecenin sorusu
Baskı yiyip yenik duruma düşünce Fenerbahçe’ye bir süre net üstünlük kuran Trabzonspor 1-1’den sonra anlaşılmaz biçimde yine durdu. Neden? Bunu sadece rakibin iyi top yapmasına bağlamak mümkün değil.
Maçın starı
Topu oyuna geç sokmasıyla iki uyarı bir sarı kart alan Uğurcan, mutlak gollük pozisyonlarda kalesinde adeta devleşti. Böylece takımını olası yenilgiden kurtararak ön plana çıkmanın haklı gururunu yaşadı.
Maçın olayı
27 Nisan’daki 1-1’lik maçtan bugüne Fenerbahçe’de çok şey değişti, Trabzonspor istikrarı tercih etti. İlk 11’lerde o geceden Sarı- Lacivertliler’de sadece Jailson ve Dirar varken, Bordo-Mavililer’de iki yeni Avdijaj ve Sörloth yer aldı.
Kısa mesaj
Skor bir yana Fenerbahçe de Trabzonspor da genel olarak, bu sezon taraftarlarının beklentilerine büyük ölçüde karşılık verebilecek kapasitede gözüktü.