Arama

Popüler aramalar

‘’İşin zor kısmı şimdi başlıyor!‘’

Trabzonspor, milli maçlar nedeniyle verilen aranın ardından Gençlerbirliği sınavıyla lige dönüş yapacak. Şu ana kadar geçen 3 haftada birer galibiyet, beraberlik ve yenilgi alan Bordo- Mavililer için hafta sonu kendi seyircisi önünde oynanacak karşılaşma yeni bir çıkış fırsatı olarak görülüyor. Öyle de olmak zorunda zira, saha sonuçları, sona eren transfer sezonunun ardından, yeni oyuncuoyuncular gibi haberlerin gündem yapılmasıyla gölgede kalmayacak. Bizzat gündem olacağından daha bir önem kazanacak! 51. kuruluş yılına denk gelen 2017-18 sezonuna başarı için “50. yılda şampiyonluk” parolasıyla başlayacağı ifade edilmesine karşın, hedef, Başkan Muharrem Usta’nın lig öncesi düzenlediği basın toplantısında “Başarı zirve mücadelesini sonuna kadar kovalamaktır” şeklinde ve doğru biçimde “revize” edildi.

Taraftarın beklentisi yükseldi

Buna rağmen pahalı transferlerle taraftarın beklentisi yeniden yükseltildi. Bu noktada ekonomik anlamda taahhütlerinin altından nasıl kalkacağı ayrı merak konusu... Sportif hedeflerle, ekonomik realiteler arasında sıkışan kulübün özellikle parasal konulardaki performansı saha sonuçlarını doğrudan etkileyecek önemli bir faktör olarak orta yerde duruyor. Zaten yeni katılımlarla oyuncular arasında bozulan dengenin, bir de ödeme düzensizlikleriyle desteklenmesi halinde yıkımın hangi boyutta olacağını kestirmek kahin olmayı gerektirmiyor. İşte bu faktörler teknik direktör Ersun Yanal’ın sadece sahayla değil, saha dışındaki motivasyon becerisiyle de kendisini hissettirmesi gerektiğinin temel sebebi olarak orta yerde duruyor.

Battı balık yan gider havasındalar

Yanal, özellikle taraftar gözünde iyiden iyiye tükenen kredisiyle bu süreci nasıl yönetecek hep birlikte göreceğiz. “Battı balık yan gider!” İzlenen transfer politikasının kulübün önüne çok ciddi bir ekonomik yoğunluk çıkardığı aşikar. Aralık ayındaki genel kurulda Trabzonspor’un borcunun, bir “iflası - tükenişi” çağrıştıran bir milyar liralık, eski parayla bir trilyon liralık psikolojik sınıra ulaşacağını - aşacağını şimdiden öngörmek mümkün. Bunun yanı sıra gelirler aynı oranda artıyor mu? Tabii ki hayır... Öyleyse nakit akışını sağlayacak hangi üstün beceri sergilenecek orası da muamma... Yönetim, ya da başkan diyelim, “battı balık yan gider” havasında... Bu kadar bilinmezlik arasında Trabzonspor’un geleceğini ve yol haritasını hesaplamak hiç kolay değil...

Kolay gelsin

Yönetimin, özellikle Trabzon içi ve dışı arasında yaşanan fikir ayrılıklarını, oluşan küskünlükleri, sorumluluk alma noktasındaki kararsızlıkları kurum performansını olumsuz etkileyecek olası faktörler olarak sıralamak mümkün... Bu tablo Trabzonspor’un gidişatının Başkan Muharrem Usta’nın iki dudağının arasına baktığı gerçeğiyle birleşince, O’nun veriminin kulüp adına taşıdığı önem bir kaç kat daha artıyor... Her şeyden önemlisi Usta’nın, bu yükün altından kalkabilecek moral motivasyona sahip olup olmadığı gerçeği! Başkan’ın en çok iddialı olduğu ve sözünün geçtiği sosyal medyada dahi kendisi hakkında çok ciddi eleştirel gündemler oluşmaya başladığı görülüyor. Anlayacağınız, transfer de kapandığına göre başta da ifade etmeye çalıştığımız gibi artık gündemi tutmak, dahası değiştirmek sadece saha sonuçlarıyla olabilecek. Kısacası işin en zor kısmı şimdi başlıyor... Kolay gelsin...

08 Eylül 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kaybeden taraf olmak!‘’

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’dan, henüz lig başlamadan düzenlediği basın toplantısında, göreve geliş süreci de dahil en doğru sözleri hesap kitap yapmadan, spor kitlesi diliyle ‘tribüne oynamadan’ ilk kez bu kadar net duymuştuk.

Demişti ki özetle: Transfer kolay iş değil. Her transferden yüzde yüz sonuç alamayabilirsiniz. Transfer etmek istediğiniz oyuncuların Trabzon tercihiyle ilgili sıkıntılarımız oluyor. Ekonomik koşullar bir dert, Türkiye söz konusu olduğunda İstanbul Trabzon kıyaslaması bir başka dert.

Asıl önemlisi başarı kriterleri. Seçim sürecinde ve sonrasında, “50. Yılda şampiyonluk” gibi çok iddialı, 50. Yıl geçtiği için de “Özünde ütopik” hedefte ısrara son vermek başlı başına bir olay. Hedef için, “Zirveye oynamak” ve “Başarı sadece şampiyonluk değildir” gibi söylemler, eğer, bazı çevrelerin değerlendirdiği gibi, olası başarısızlığın “Kılıfı” değil de, samimi görüşse ki biz buna inanıyoruz- sorun yok.

Hiçbir hedef için garanti verilmez

Kaldı ki, futbolda hiçbir hedefe mutlaka ulaşacaksın diye bir kural yok, buna olanak da... Sen her şeyi dört dörtlük yapsan da, direkt etkileyemediğin koşullar ki 2010-11 buna çok net bir örnek-, hakem hataları, futbolcuların form durumu, rakiplerin daha isabet kaydeden transferleri gibi faktörler buna engel olabilir.

Hâl böyleyken Burak Yılmaz transferiyle ve sonrasında bu futbolcunun iki maçlık performansıyla camiada oluşan hava, yönetenleri Göztepe maçına kadar “Farklı bir havaya!” sokmuş. Burak Yılmaz’ın performansı, sadece 6 ay içinde bu bölgeye Rodallega-Burak ikilisiyle yapılan yatırımın, borç batağındaki Trabzonspor’a maliyetinin sorgulanmasını unutturmuş ya da ötelemiş olsa da, günlük çıkış ve olası başarılardan çok camianın geleceğiyle ilgili kaygı duyanların “eyvahlarını” görmezden gelmek, onların duyarlılıklarına ve renk aşklarına saygısızlık olur. Bunun özellikle altını çizelim ve devam edelim.

Skorlar söylem değiştirtir!

Farklı havadan kastımız; sezon başlarında kazanılan her maçtan sonra girilen “büyük hedef” modudur. Dillendirilmesinde, söylemlerde çelişki yaratacağından sakınca görülen “büyük hedef” iştahı, yönetenleri fark edemedikleri biçimde maceraya iter. Diğer taraftan olumsuz skorlar da söylem değiştirir, olmadı eteklerdeki taşı döktürtebilir. Göztepe yenilgisi sonrası olduğu gibi, teknik kadroya da, eksik mevkilere takviye taleplerini daha yüksek sesle, kamuoyunun, daha doğrusu bugünden yarına “büyük hedef” peşinde koşanların duyabileceği şekilde seslendirtir. Böyle ortamlarda menajerler ellerini ovuşturur, panik transferler yaptırır. Olmadı; ilerisi için, “Eksikleri söylemiş ama giderememiştik” savunmasına zemin hazırlar.

Trabzonspor’da şu sıralarda olan tam da budur. İdari ve teknik kadrolar birbirlerine, idari kadrolar ayrıca, peşinden koştukları “Büyük hedef” için, “Evet koşuyoruz. Başarı bu koşuyu sonuna kadar sürdürmektir” sözüyle de, asıl o hedef beklentisinde olan kitlelere karşı usta birer satranççı edasıyla hamleleri sıralamaktadır.

Son hamle yapılıp “Şah-mat” dendiğinde, “Şah çeken” tarafsan eyvallah ama “çekilen” taraf olursan “Kralın çıplaklığı” artık saklanamayacak ve kaybeden sadece Trabzonspor olacaktır oysa ki...

29 Ağustos 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon'dan hayal kırıklığı‘’

Ligin ilk 2 haftasındaki kazanma arzusunu Konya maçında uzatmalarda taçlandırırken Fenerbahçe karşısında skora yansıtamamasına karşın taraftarına umut veren Trabzon, bu durumu perçinleme fırsatını yakaladığı seyirci desteğinden mahrum rakibi Göztepe karşısında özellikle ilk yarıda tam bir hayal kırıklığı yarattı. Öyle ki ilk yarım saatlik sürede üç gol yediği bu 2 maçtakinden toplamda çok daha fazla pozisyon verdi. Ghilas, Jahoviç ve Tayfur, Onur’un koruduğu kaleyi adeta bombardımana tuttu. 1 kez direk, 2 kez Onur, 2 de son vuruş yetersizliği Bordo- Mavililer’in şansı oldu.

Ucuz penaltı

Göztepe, beklemediği anda sahalarımızda ender görülen güzellikteki gollerden birini Kucka’nın ayağından yediği halde, değerlendirememiş olsa da o ana kadar bulduğu 2 mutlak gol şansının verdiği özgüvenle oyun disiplinini bozmadan mücadelesini sürdürdü. Kucka’ya Tayfur’un benzer şıklıktaki vuruşuyla yanıt verdikten sonra da rakibi üzerinde sinir bozucu etki yapan kararlılıkla mücadelesini devam ettirdi. Ucuz penaltı kararıyla öne de geçti ama devre arasında soyunma odasına bu avantajla gitmesine, bu maç için Yanal’ın zorunlu tercihi olan ve renklerine katmak için birkaç gündür yoğun çaba sarf ettiği Rodallega engel oldu.

Onur farkı önledi

Ersun Yanal’ın, Bongonda-Bero değişikliğiyle müdahale ettiği oyunu 2 taraf da uzun süre abartılı kontrollü anlayışla sürdürürken, Sabri’nin serbest atışında uyuyan Trabzonspor savunmasının ikramı sonucu gelen golle maç yeniden hareketlendi. Uzatmalarla son 20 dakikada en azından eşitlik için risk alarak N’doye takviyesiyle çift santrfor oynayan Bordo-Mavililer, bu süreye o santrforlarla sonuç getirmeyen birer pozisyon sığdırabildi. Ama aldığı riskin bir anlamda doğal sonucu kalesinde ciddi tehlikeler yaşarken Onur farkı önledi ve daha üçüncü haftada yenilgiyle, Göztepe de Süper Lig’deki ilk galibiyetiyle tanıştı.

27 Ağustos 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Müthiş mücadele‘’

Tempolu, futbol kalitesi yüksek bir ilk yarı izledik. Maç öncesi lig için tam hazır bir görüntü vermemesine karşın taraftarının olağanüstü desteğini arkasına alan Fenerbahçe’nin arzulu futboluna, Trabzonspor’un karşılaşmanın hemen başında klas bir Burak Yılmaz golüyle öne geçmiş olmanın sağladığı özgüvenle karşılık vermesi, genel olarak ligin ilk haftaları ve ezeli rakiplerin mücadeleleri için alışık olmadığımız bir mücadele ortaya çıkardı.

Konyaspor maçına iki golle damgasını vurarak 3 puanın en önemli aktörü olan Burak Yılmaz, bu maçın da bir anlamda kader adamı oldu.

Kucka’nın akıl dolu pasına yaptığı hamle ve tam bir ustalık içeren gol vuruşu maçın seyrini, Bongonda yerine defansif özellikleri daha yüksek olan Bero tercihiyle, daha güvenli savunmayı planlayan Ersun Yanal’ın tam da istediği yöne çevirdi.

Varlığıyla rakip kalede her an tehlike olacağını gösterirken Burak’ın sakatlanarak oyundan çıkması bu kez Aykut Kocaman’ın beklentilerini yükseltti.

Burak devam edebilme umuduyla bir süre daha sahada kaldı ve bu arada Yanal’a ileride top tutma özelliği yüksek N’Doye ile daha hızlı Rodallega arasında tercih yapmak için zaman kazandırdı.

Yanal “N’Doye” dedi. Böylece Fenerbahçe’nin daha kalabalık adamla öne çıkması olanaklı kılındı. İki tehlikeli gol girişiminde özellikle Valbuena’nınkinde Onur kalesinde devleşti ama devre arasına önde girme şansının engellenmesinde, Uğur ve Pereira’nın sadece izlediği Alper’in çok da etkili olmayan vuruşuna geç hamle yaparak pay sahibi oldu.

Skoru Kucka belirledi

Aykut Kocaman, takımını ikinci yarıya Van Persie’yi kulübeye çekerek tabiri caizse bir kişi eksik oynamaktan kurtardı.

Böylece oyunu daha çok rakip alanda tutmayı amaçladı. İşler istediği gibi giderken Olcay Şahan’ın maçtaki futbol kalitesini taçlandıran müthiş golü geldi.

Teknik adamların sonraki hamleleri Fenerbahçe’de en azından beraberlik için risk, Trabzonspor’da ise skoru koruma amaçlı önlem alma yönünde oldu.

Skoruysa Kucka’nın pozisyon hatasıyla neden olduğu penaltı belirledi.

21 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bütçeye Uygun Takviye!‘’

Trabzonspor hazırlık maçlarından sonra çıktığı ilk resmi müsabakada istediği skoru elde etse de gidermesi gereken bazı eksiklikleri olduğunu da gözler önüne serdi. Defans bloğunun kanatlarında da problem devam ediyor. Burada Perreira’nın hakemin hoşgörüsüyle kırmızısız atlatılan, futbolda insaf ve oyun kurallarını aşan abartılı agresifliği, kendisinin ve takımının her an ciddi bir sorun yaşamasına neden olabilir. Göbekte Durica, Konyaspor önünde son derece başarılı gözükse de örneğin Fenerbahçe gibi güçlü ve tecrübeli forvet elemanlarına sahip rakipler karşısında gayreti yetmeyebilir. Bu nedenle savunmanın göbeği, daha çevik ve güçlü bir takviyeyi gerektiriyor.

Oyun akışı olumsuz etkileniyor

Orta sahanın kenar kulvarlarında görev yapan Bongonda ile Olcay’ın özellikle atak organizasyonunda daha dengeli ve etkili olmaları gerekiyor. Olcay ağırlığını hissettirerek rakibin dengesini bozmalı. Bongonda teknik becerisini ve mücadeleci özelliğini son adım tercihlerinde daha iyi kullanmak zorunda. Özellikle savunmasında dengesiz yakalandığında sorun yaşayan Bordo Mavililer’in orta sahası topu gerektiği gibi kullanacak seviyede değil. Okay ve Kucka’nın savunma ağırlıklı futbolcular olması Trabzonspor’un oyun akışını olumsuz yönde etkiliyor. Bu ikiliyi zorlayacak, orta alanda pas trafiğinin yönetimine katkıda bulunacak, ofansif özellikleri de olan bir takviye de bu bölge istiyor.

Bir stoper, bir orta saha...

Ersun Yanal, önde Yusuf Yazıcı’yı, Burak’a yakın oynatarak bu ikilinin teknik becerisiyle sonuç üretmeyi planlıyor. Ancak orta sahada yaşanan problemler aradaki doğru pas bağlantısını kopartıyor. Başkan Muharrem Usta’nın, daha önce “50. yılda şampiyonluk” diye belirlediği ancak, sezon başlamaya yakın, “Zirveye oynayacak bir kadro” diye revize ettiği hedef de bunu gerektiriyor. Özetle bu kadro, kulübün ekonomik yapısı ve UEFA’nın Mali Fair Play kriterleri izin verdiği ölçüde bir stoper, bir de orta saha takviyesi istiyor.

15 Ağustos 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ligimize Kral geldi‘’

Yusuf Yazıcı ile birlikte ilk 11’de ortalamayı düşürerek Trabzonspor adının “en yaşlı” kategorisinde anılmasını engelleyen Okay’ın büyük hatasıyla hayal kırıklığı yaşayan tribünlerin, “Kralın golle dönüşüyle” yeniden coşmasını sağlayan ilk 10 dakika, kalan sürenin keyifli geçeceği izlenimini verdi. Tempoyu artıran, iki tarafın da golü amaçlayan futbol anlayışları, ligin ilk haftasına denk gelen bir maç için sporseverler açısından hoş bir sürpriz oldu.

Hamleler birlikte oldu

Ev sahibi olsa da sonuçta daha bir kaç gün önce, yeni transferlerle kadrosunu daha da güçlendirmiş olan geçen sezonun şampiyonunu yenerek Süper Kupa’yı kaldıran rakibi karşısında Trabzonspor, zaman zaman savunmada aksasa da pozisyon üretiminde artısı fazla taraf oldu. Ama bu durumu skora yansıtamadı. Teknik adamların oyuna müdahaleleri, birbiri hamlelerine karşılık vermek gibi değil, birlikte oldu. Yanal maçın başındaki hatasının etkisiyle bir türlü normale dönemeyen Okay’ın yerine Bero, Akçay da, sakatlanan Traore’nin yerine Musa ile oyuna devam etme kararlarını uygulamaya koyduktan sonra tempo yine arttı. Bir o kalede bir bu kalede yoğunlaşan sonuçsuz gol girişimleri tribünlerin adrenalini yükseltti. Bero ve Burak son vuruş beceriksizlikleriyle, Kucka da Konyaspor’un girişiminde bir kaleci becerisiyle topu çizgiden çıkarmasıyla bu pozisyonlara damga vurdu.

Son sözü söyledi

Futbol kalitesi hayli yüksek bu karşılaşmanın daha çok golü hakettiği düşüncesi bir futbolsever olarak bizlerde, kendi sahasında 3 puanı elde edememenin üzüntüsü de tribünlerde ezikliğe neden olmak üzereyken “Kral” yeniden sahne aldı ve “Son sözü ben söylerim” dedi. Ligimize Kral geldi, hoş geldi.

14 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Transfere dikkat!‘’

Bilinçli, kulübünün ekonomik ve sportif çıkarlarını düşünen gerçek spor adamı kimliklileri bir kenara koyuyoruz. “Ehliyetsiz Yöneticilerin” elinde, taraftara şirin gözükme ya da söylemeye dilimiz varmasa da “tamamen duygusal!” nedenlerle menacerlerin kontrolünde transfer çılgınlığı yaşamış, ekonomik açıdan dip yapmış, buna karşın saha sonuçlarında hedefe ulaşmayı geçtik, hüsrana uğramış kulüplerin birçoğunun hali ortada.

Darılmak yok, belirtmek zorundayız: Trabzonspor da son beş yılda, belki aynı nedenlerden ötürü değil ama “transfer çılgınlığını hovardaca yaşayan” kulüplerden biri oldu maalesef. Gelen-giden, gidemeyen-gitmeyen futbolcu trafiğini takip etmek, geniş kadrolu farklı bir scout ekibi gerektiriyor. Hal böyleyken “50.Yıl’da şampiyonluk” hedefi için kaldı ki önümüzdeki sezon 51.Yıl’a denk düşüyor. KAP’a bildirildiği, sağlık muayenesinden geçirildiği, söylenip, yazılıp, çizildiği, bol takipçili twitter hesaplarından verilen mesajlardan anladığımız kadarıyla yeni bir “taarruz” başlatılmış durumda. Aman dikkat diyoruz, taraftar ister tabi ki diyoruz, yönetenler transfer piyasasında menacerlerin velinimeti, taraftarın gözdesi olur diyoruz, bazı teknik adamlar doymaz, siz aldıkça onlar daha fazlasını ister diyoruz. Sonuç olarak Trabzonspor Başkan ve yöneticileri de, ortaya söylediklerimizden üzerlerine alacaklarını alsın diyoruz, o kadar!

Vurun abalıya!

Ortada bir suç, bir ihmal, bir haksızlık varsa; suçu işleyen, ihmaliyle mağdur yaratan, haksızlığıyla hak gasp eden değil, bunu ortaya çıkaran, gündeme getiren, eleştiren yargılanıyor ve linç ediliyor! İlginç bir ulus olduk vesselam! Sporda, siyasette, sanatta vs böyle maalesef! Bir bakın ülke gündemine, bir karıştırın spor sayfalarını göreceksinizÖ Siyaset bu sayfanın konusu değil, biz spora bakalımÖ Konumuz da Trabzonspor. Bu kurumda yaşananlar, aksayan yönler, yapılan yanlışlar, bir spor adamı kimliğini geçtik, sporla kıyısından köşesinden ilişkisi olan herkesi rahatsız edecek boyutlara ulaştı. Kupalara haciz koyuldu örneğin; ihmalleriyle bu süreci yaratan esas sorumluların değil, alt kademenin bedel ödediği bu olayı eleştiriyorsunuz; “Kol yen içinde kırılmalı, neden bunu gündeme getiriyorsunuz?” sözünü ağızlarında sakız edenlerin hedefi oluyorsunuz.

Bursaspor maçı! Olanlar herkesçe malum. Trabzonspor cephesi, yoğun eleştiriler üzerine her kesimi ikna edici bir savunma yapma yerine, Ersun Yanal’ın soyunma odası görüntülerini yayınladı. Ne diyor Yanal: “Utanırız, rezil oluruz. Biz Trabzonspor’uz!” Yanal’ın korktuğu oldu! Yenildi takım. Eeee! ‘Trabzonspor haini’ ilan edilenler, Yanal’ın söylediğini dedi: “Utandık, rezil olduk!” Neden ‘Trabzonspor Haini’ oldular Allah Aşkına! Ramazan geçti, bayram da geldi. Çalışanlar, 3 aydır maaş alamadıklarını söylüyorlar. Ne yani! Gazeteci bunu yazmasın mı? Akli selim düşünen taraftarlar, üyeler söylemesin mi? “Ödeyin maaşlarını, ramazanı parasız geçirdiler, bayramda şeker alacak harçlık verin!” de, demesin mi? Dediler, bir maaş ödenmiş! Diyenlere linç! Borç almış başını gidiyor. Bir gün ödenecek. Sürekli kredi yapılandırmasıyla kapanacak değil. Bugünkü yönetim olmazsa, gelecek olan ödeyecek. “Aman dikkatli olun, kasa tamtakır, UEFA Kriterleri’nin biliyorsunuz. Bütçe oyunlarıyla bunu aştınız diyelim, son üç yılın transfer rekorunu kıran, kadrosunda Süper Lig’de 3 takımın sayısı kadar oyuncusu bulunan kulübe gözü kapalı transfer yapmayın. Bu paralar nereden ödenecek!” sözlerinin sahiplerini, tribün değimiyle “vur kır parçala!” Transfer gazı verenlere ise “Abicim, ablacım ağzından bal damlıyor” de! Vurun abalıya yani!

Altın Kolye Turnuvası ve BNU

Trabzon’da doğan, gençliğini bu şehirde geçiren 40-50 yaş grubu gençlerin çoğunluğunun top koşturduğu, 50 yaş üzerinin de en azından seyirci olarak ilgilendiği, Trabzonspor alt yapısına çok sayıda oyuncu kazandıran ve 1977-1993 yılları arasında Trabzon futboluna damgasını vuran Altın Kolye Turnuvası yeniden düzenlenecek. Aynı yaş grubu kişilerin oluşturduğu Bizim Neslin Uşakları BNU Grubu, birçok sosyal ve sportif etkinliğin yanı sıra, Trabzon’da unutulan Altın Kolye Futbol Turnuvası’nı 40. Yılı’nda organize edileceğini, Trabzonspor Eski Başkanı - Teknik direktörü Özkan Sümer’in ve çok sayıda futbol adamının katıldığı toplantıyla açıkladı. Trabzon’un tüm spor camiasında büyük heyecan yaratan bu etkinliği için tebrikler BNU.

22 Haziran 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İkisini de üzen skor!‘’

Maç; iki takımın da kontrollü oyunu tercih ettikleri, kalelerde ciddi tehlikelerin yaşanmadığı bir orta alan mücadelesi şeklinde devam ederken, Emenike’nin biraz da pozisyon devamı sert hareketine maruz kalan Onur’un abartılı tepkisiyle gerildi.

Oysa ki Fenerbahçe maçlarındaki gerilim, son yıllarda Bordo-Mavili camiayı hayli üzen ve bu iki takımın her mücadelesi öncesinde gündeme gelen o kötü istatistiklerin ortaya çıkmasına neden olan en büyük faktördü.

Onur’un Emenike’ye aldırmayı başardığı sarı kart aşamasındaki gelişmeler, başta kendisi olmak üzere Trabzonspor’un bir süre oyun disiplininden kopmasına neden oldu. Yoksa Onur, Hasan Ali’nin orta-şut karışımı vuruşunda o topa öyle mi müdahale mi etmeye kalkışırdı? Golde bir başka önemli etken de; ofsayt için bayrağını o ana kadar 5 kez doğru kaldıran kıdemli yardımcının, Sow’un daha net pozisyonunu kolay atlaması oldu.

Tarihe gömdüler!

Yanal ikinci yarıya takımını, dizindeki acısı, buna bağlı siniri ve goldeki hatası gibi unsurları dikkate aldığı Onur’u ve ilk 45 dakikanın vasatın üzerindeki isimlerinden Okay’ı soyunma odasında bırakarak çıkardı. Durica girince Medjani kendi yerine geçti. Sakin Trabzonspor, oyunu uzun süre rakip yarı alana yıktı. Rakip kaleyi peş peşe şut yağmuruna tutan Durica, Bero ve Yusuf üçlüsünden Bero direk desteğiyle amacına ulaştı. Böylece takımının Fenerbahçe’ye gol atamama istatistiğini 11. maçta tarihe gömdü!

Bordo-Mavililer’in oyuna hakimiyeti bir süre daha etse de sonuç getirmedi. Ardından Emenike-Volkan Şen değişikliği, maçın gidişatını da değiştirdi. Ev sahİbi ekip etkili gelmeye başladı. Ama karşısında kalesinde devleşen bir Esteban buldu. Yanal’ın Rodallega hamlesi de skoru değiştirmeye yetmeyince Fenerbahçe’nin üçüncülüğünü tehlikeye sokan, Trabzonspor’un Avrupa şansını matematiksel olarak bitiren skor çıktı.

28 Mayıs 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI