‘’Golcü eksikliği‘’
Batalla, Bursaspor’a çok yakışıyor. Aklından geçenleri yapmak, ona zor değil. Çünkü teknik kapasitesi çok yüksek. Üstün futbol zekası ile de yaptığı işler hep doğru. Ne zaman dripling yapacağını ve ne zaman pas yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Pas tercihlerinde kuşku yok. Golleri hep estetik. Evet, bir takıma oyuncu kazandırmak zordur. İnandığına gereken süreyi verip kol kanat gereceksin. Ama en zoru takımına yıldız oyuncu kazandırmaktır. Sayıları az, maliyetleri fazladır. Çoğu yıldız olarak gelir, göktaşı olarak evrene geri dönerler. Batalla büyük bir yıldız. Onu alırken bir, satarken bin kere düşüneceksin. Batalla’nın sözleşmesi ömürlük olmalı.
Dzsudzsak işinin başında
Dzsudzsak yeteneklerini gizler gibi. Extra’ya kaçmadığı için kimse patlayıcı gücünün farkında değil. Süslemediği pasları ile rakibin ciğerini söküyor. Dripling yapıyorsa sebebi var. Kimse farkında değil ama o işinin başında. Çok rakip yakacak. Danny riskli oynamadığında mükemmel bir stoper. Müthiş hızlı. Sivok ile iyi bir ikili olma yolundalar. Harun verilen şansı iyi kullandı. Uzatmalardaki kurtarışıyla skoru belirledi.
Düşman çatlatır
Eskişehirspor’un çabası takdir topluyor. Kadro alternatifsizliği mevcut takımın suçu değil. Yapılan yanlışların mazisi çok eski. Son kullanım tarihi geçenlerin çokluğundan devre arası transferler ve hoca değişikliği fayda etmiyor. Engin’in bireysel yeteneklerinin bir iş bitiriciye ihtiyacı var. Sürüklediği topları gol yapmakta zorlandığında bir pas alternatifine ihtiyacı hasıl oluyor. Golcü olmayınca da skor yok. Emre’nin şutları da etkisiz kalınca, sonuç hüsran. Eskişehirspor, düşse bile taraftarı ligde kalmalı. Böyle taraftar düşman çatlatır.
‘’Süper Mario etkisi‘’
Ligin ilk yarısındaki derbide Kartal’ı uçuşa geçiren Mario Gomez’in performansı, Kadıköy’de belirleyici olur... Takım arkadaşlarının desteğini arkasında hissederse yeteneğini konuşturması kaçınılmaz.
Süper Lig’de bu sezon Şenol Güneş’in yönetiminde harikalar yaratan Beşiktaş, derbiye hem 1 puan önde hem de 1 maç eksikle çıkacak olması sebebiyle Kadıköy’e büyük bir avantajla gidecek. Sezonun ikinci yarısındaki takvimi, olumsuz hava koşulları sebebiyle alt üst olsa da Başakşehir beraberliği sonrasında Kartal çabuk bir toparlanma gerçekleştirdi. Beşiktaş’ın derbiye özel bir şablonla çıkmasına gerek yok. Klasik oyununu oynaması yeterli. Yine de Volkan Şen’e tedbir almak ve Kanarya’nın orta sahadaki çokluğunu unutmamakta fayda var. Yüksek tempo Beşiktaş’a yarar. İlk yarıdaki derbide Kartal’ı uçuşa geçiren Mario Gomez’in performansı, derbide belirleyici olur... Takım arkadaşlarının desteğini arkasında hissederse yeteneğini konuşturması kaçınılmaz.
Yarış devam eder
Takım boyu kısalırsa Fenerbahçe’nin yıldızlarına alan ve zaman kalmaz... Beşiktaş’ın kazanması eksik Trabzonspor maçının değerini ikiye katlar. Eksik maçta kazanılırsa büyük avantaj. Yine de ligin boyu şampiyonluk şarkıları için yeteri kadar kısa değil. Yarış, ilerleyen haftalarda da devam eder...
Güneş için en önemli sınav
Şenol hocanın oyuncularla olan ilişkileri tam da olması gerektiği gibi. Gerekli özgüveni verip yüklüyor sorumluluğu. Gel de oynama. Takımın bir parçası olmak elinden gelenin en iyisini vermek zorundasın. Vicdanıyla baş başa kalan insanın yanlış yapması zordur. Şenol hoca o yanlışı yaptırmıyor. Çünkü el vicdanda. Oyuncu değişikliklerinde belirli rutinleri var. Macera aramıyor. Aramasına da gerek yok. Elindeki kadroyu en iyi şekilde kullandığı söylenebilir. Bu maç hocamız için çok önemli bir sınav.
Tolga Zengin:
Tolga, Boyko transferi sonrasında adeta tekrar formuna kavuştu. Moralli olduğunda kalesinde devleşiyor. Kaleyi terk etmekte gecikmedikçe sıkıntı yok.
Andreas Beck:
Beck defansif olarak başarılı. Arada bir bindirip etkili ortalar yaparsa katkısı duble olur. Yeni stoperler ona bu özgürlüğü verecek.
Alexis Delgado:
Alexis’in çabukluğu seken toplar için ideal. Serseri topları süpürüp defansın bütün dağınıklığın giderebilir. Önsezisi ve futbol yeteneği buna müsait.
Marcelo:
Brezilyalı Marcelo, derbide savunmadaki yerinde müdahaleleri ile takımı rahatlatacak. Top kullanma becerisi, oyun kuruluşlarında Beşiktaş’a büyük avantaj sağlıyor.
İsmail Köybaşı:
İsmail top rakipte iken birebir kalmalı. Aradaki mesafeyi ayarlayıp doğru zamanlama ile sorunlarını çözebilir. Ofansif destekte başarılı. Tıkır tıkır işler
Atiba Hutchinson:
Basit futboluyla Beşiktaş’ın oyununu tıkır tıkır işletiyor. Sezon genelindeki yükselişini son maçlarda artık golle süslemeye başladı. Kadıköy’de şovuna devam eder.
Olcay Şahan:
Gökhan Töre’nin sakatlıktan yeni kurtulması sonrasında Güneş’in forma vereceği Olcay Şahan, derbilerin adamı... Büyük maçlara daha iyi konsantre olması büyük avantaj.
Oğuzhan Özyakup:
Oğuzhan, oyun kurmakla yetinmeyip pozisyon da inşa edebiliyor. Yeterki pas alternatifi bol olsun. Kötü gününde bile iyi yaptığı işler var. Önde preste çok başarılı.
Ricardo Quaresma:
Portekizli yıldız Quaresma, her daim varyete peşinde. Verkaç ve topsuz koşu ile daha kolay adam eksiltebileciğini bir kabullense, tutabilene aşkolsun...
Jose Sosa:
Kartal’ın Arjantinlisi Sosa’nın gezgin futbolu kimseyi endişelendirmesin. Oyun zekası ve futbol becerisi o kadar çok ki her yere yetişebiliyor.
Mario Gomez:
Gomez çok yönlü bir forvet. Adam eksiltmede çok başarılı olmasa da kolay top kaybetmemesi takımını rahatlatıyor. Etkili şutları ise gol sayısını yükselten en önemli unsur.
‘’Volkan ‘Şen' şakrak‘’
İlk yarıda en etkili oyuncu Volkan. Nani’nin şöhretiyle, sağ gösterip sol vurmak iyi fikir ama Portekizli yıldız bu kadar etkisiz olmamalı. Ağrıları Gökhan’ı zorluyor olsa gerek, bindirmeye niyeti yok. Sakatlığının nüksetmesi büyük şanssızlık. Nitekim maça devam edemedi. Durum böyle olunca Kanarya’nın sağ kanadı kırık. Volkan sol kanatta tek başına çırpınıyor.
Lokomotiv’i çufçufladık
Geri pasa şut atmak için tek gerekçe vardır; Baskı. Rakip baskı yapıyorsa topun en çabuk şekilde o bölgeden uzaklaştırılması lazımdır ki, sert vurmak mantıklıdır. Lokomotiv’in golünde Fabiano, kendine atılan geri pasında, topun dibine girse, o hızla top uçurtma olacak. Yere düşene kadar değil defans, tam tekmil bütün takım pozisyon alacak. Fakat Fabiano’nun canı geri pasına şut atmak istedi. Kendi asistinin sebep olduğu şutu tutamaması da garip. Bu kadar ikramı Samedov bile geri çeviremez. Uyuyan Lokomotiv’i çufçufladık. İkinci yarıda kendini affettiren kurtarışları da var. Fabiano maça heyecan getirmese tur zaten garantiydi.
Orta saha uçurdu
Mehmet Topal’ın golü maçı bitirdi. Ama ne gol. Topu kafayla geri aşırtırken, yönününü değiştirebilmek... Üstelik kalecinin uzanamayacağı yere. Bu dokunuşta sihir var. Şapkadan tur çıkarmak diye buna denir. Mazallah son dakikalara 0-1 geride girmek sıkıntı yaratabilirdi.
Fenerbahçeli futbolcuların Lokomotiv Moskova maçlarındaki performansı pek değişmedi. Kaleci ve defans vasat. Nani iki maçta da kötü. Van Perse iyi ama golü eksik. Volkan Şen her iki maçın da yıldızı. İlk maçta De Souza, ikinci maçta ise Mehmet Topal. Kanarya’yı orta sahası uçuruyor.
‘’Golcü olmak başka bir şey!‘’
Isı haritası ile asrın icadını gerçekleştiren istatistik bilimi, futbola daha ne kadar hizmet edebilirim çabasında iken, futbol kamuoyu çok enteresan bir sonuçla karşılaştı. Gençlerbirliği takımının ilk yarı ısı haritasında en fazla kızaran yer kalecinin olduğu bölge. Kaleci Hopf kızamık mı çıkarıyor diye telaşlandık. Zira kurtardığı bir şey yok. Toplar ya direkten dönüyor ya da aut oluyor. Şükür ki maçı anlatan spiker kardeşimiz bu kızarıklığın sebebinin Gençlerbirliği kalecisinin ağır hareketleri olabileceğini açıkladı. Yüreğimize su serpildi. Yalnız bu bu istatistik bizi nereye götürecek endişemiz devam etmekte. Son dört maçını kazanmış olan Gençlerbirliği’nde nasıl oluyor da topla en çok haşır neşir olan şahıs kaleci Hopf. Diğer on kişi ne yapar. Ya da bu ısı haritası ne işe yarar.
Gomez'e iyi gelecek
Bu gol Gomez’e iyi gelecek. Son maçlarda kaçırdığı goller özgüven eksikliği yaşatabilirdi. Ama topu rakipten kurtarışı ve gol vuruşuyla gösterdi ki golcü olmak başka bir şey. Bisiklete binmek gibi. Takılır düşebilirsin. Net pozisyonları da kaçırabilirsin. Ama yeteneklerin kaybolmaz. En ihtiyacın olduğu zamanda seni de kurtarırlar, takımını da.
Quaresma...
Quaresma çok istekliydi. Defansına yardım etmesi ve çok topla buluşması dikkat çekici. Ancak hareketlerini sonlandıramaması handikap. Faul alamadığında top kaybı yaşanıyor. Hep adam eksiltme niyetinden vazgeçip arada bir pas vermeyi düşünse hem güçlü kalacak, hem de performansı artacak. Onun yeteneklerine Beşiktaş’ın ihtiyaçları var. Biraz basit oynamak sorunları çözer.
Üst sıraları zorlar!
Golü yedikten sonra bambaşka bir Gençlerbirliği izledik. Djalma’nın katkısı artacak. El Kabir potansiyel tehlike. Çabukluğu ve futbol zekası her rakibi zorlar. Doğa’nın çalışkanlığı ve Kulusic’in pozisyon bilgisi bu takımı kümede tutar. İkinci yarıdaki Gençlerbirliği üst sıraları bile zorlar. İbrahim Üzülmez’in yan hakemin koşu yolunu kapatması da enteresandı. Artık sol bek değilsin İbo. Bir mucizeyi
gerçekleştirdin. Gençlerbirliği beş maçtır hoca değiştirmiyor. Gururumuzsun!
‘’Golcü bol, gol yok‘’
Futbolda ‘birbirini tartmak’ deyiminden nefret ederim. Niyetlenenlere de tavsiye etmem. Koy orta sahaya bir baskül, herkes kendini tartsın. Maçın başı ve sonunda futbolun sorumlulukları değişmez. Kaleni savunurken ataktan da geri kalmayacaksın. Gol için ilerleyen dakikaları beklemek anlamsız. Erken baskı her zaman sonuç verir. Rodallega’nın ilk dakika pozisyonu gol olsa maç bambaşka şekillenecekti. Ama Volkan maça iyi hazırlanmış. Erken gole geçit yok. Yine de Akhisar’ın bu iyi başlangıcı alkış alır.
Merter’in ritüelleri
Muğdat’ın oyunu hiç muğlak değil. Anlaşılır ve basit oyunu ile takdiri hakediyor. Gerektiğinde yaptığı driplinglerle gereksiz pas hatalarından hep uzak. Merter en son Altay’da oynarken gol pozisyonuna girmişti. Şut attığında Akhisar’da bedava köfte dağıtıyorlar. Hocalığını yaparken söz dinletemedik. Bari yazılarımızı oku Merter. Biraz öne oyna. Yana geriye oynamandan arkadaşlarında sıkılmış olacaklar ki mecbur kalmadıkça sana pas vermiyorlar. Allahtan rakipten çaldığın toplar var. Yoksa ayağına top değmeden maç bitecek. Potansiyelini göster artık. Bırak şu ritüelleri..
Rodallega keyfi
Şanssız gününde de olsa Rodellega’yı seyretmek büyük keyif. Ahmet Cebe bindirmelerini azaltmış. Çoğaltması lazım. Defansta bu kadar geri gömülmesinde Bekir etkisi mi var acaba? Üç stoperle oynuyormuş gibi de gözükmüyor. Zira Abdullah Avcı’nın takımlarının boyu bu kadar uzamazdı. Aslında Bekir atağa da çıkıyor. Ancak bindirme değil geriden destek şeklinde. Duran toplarda katkısı da mevcut. Yine de defans kurgusunu yeniden gözden geçirmekte fayda var. Golcü olmak cesaret ister. Açıyı bulduğunda vuracaksın. Doka ile Mehmet Batdal birbirine pas verirken defans yerine yerleşti. Pozisyon kaçtı. Vurun kardeşim. Cesur olun. Sorumluluk alın. Bırakın futboldan anlamayanlar bencil desinler. Ama böylesine net bir pozisyon heba olmasın. Maçın golsüz bitmesinde sizinde katkınız büyük. Yazık değil mi kaçan gole. Kaybedilen puanlara. Emeğinize yazık değil mi?
‘’Öyle düşünsünler!‘’
Deplasmanda attığı için golü daha değerli olan Lazio, avantaj sağladığını düşünebilir. Düşünmelerinde yarar var. Türk takımları son sözü söylemeyi çok iyi bilir!..
Semih’in bireysel hatalarından canı yanan Mustafa hoca çareyi onu kulübede oturtmakta bulmuş. Chedjou’nun özgüveninden kaynaklanan riskli oyunu da bir diğer çekince. Defansın göbeğinde Koray ve Hakan tercihinin sebebi hatayı azaltmak. Ev sahibi olmayı da avantaj olarak görmeyen hocamızın ilk 11 tercihi de oldukça defansif. Oyun mümkün olduğunca eşit götürülecek ve tur ikinci maçtaki hamlelerle gelecek. Türk futbolunun en sıkıntılı günlerinde bile ofansif oyundan taviz vermeyen Mustafa Denizli’nin bu maçtaki taktik anlayışı alışılagelmişin dışında. Kimse takımına güvenmediğini zannetmesin. Tam tersi. Hocamız Galatasaray’ın Avrupa tecrübesine her zamankinden fazla inanmış. Yeter ki bireysel hata olmasın. Moral bozukluğu yaşanmasın.
Sneijder sorun etmiyor ama
Sneijder oynadığı mevkiyi sorun etmiyor. Oynatıldığı yerin hakkını verdiği de söylenebilir. Çok daha fazlasını yapabilecekken kenarda oynatılmak performansını düşürüyor. Özgür bir Sneijder’in yapabilecekleri sınırsız. Bekine yardım etmek, fırsat bulduğunda içeri katedip şut atmak Hollandalı yıldıza yetmiyor. Yeterince fiberleyemiyor. Podolski sırtı rakip kaleye dönükken çok etkisiz. Şut atamadığı gibi arkadaşlarına pozisyon hazırlamaktan da çok uzak. Defans arkası koşuları yok. Takipçi değil. Duvar olamıyor. Tek santrforda sürekli olamaz. Part-time oynayabilir. Burak’ın gidişinin üstüne bir de genç Sinan’ın sakatlanması Cim Bom’un golcü alternatifini çok azalttı. Umut’un seyirci memnuniyetsizliğinden etkilendiği bariz belli. Çare yok. Umut kazanılacak. Biraz hoşgörü çözüm olabilir.
Tarih tekkerrür etmeli
Deplasmanda atıldığı için tabii ki Lazio’nun golü daha değerli. Rövanş için avantaj sağladıklarını düşünebilirler. Hatta düşünmelerinde fayda da var. Takımlarımız skoru korumakta pek başarılı değildir. Ama son sözü söylemeyi bilirler. Galatasaray’ın tek yapacağı tarihin yeni bir tekerrürü..
‘’Dört mevsim‘’
Maçın başlama saati ile yarım saat sonrasında ne değişti. Görüş mesafesi düzeldi ise bu kadar pas hatasının sebebi ne? Beşiktaş’ın ilk yarıda yaptığı 19 ortadan sadece 2 tanesi isabetli. Pozisyon yok, atak girişimi var. Şutların hepsi uzaktan. Kaleyi gören değil, kaleci göremez diye ümit eden vuruyor. Pas yapamıyorsun ki ara pasını nasıl yapacaksın. Oğuzhan bile 5 metre yanına pas veremedi. Bu nasıl maç? Oynayanların keyif almadığı maçı seyredenlerin beğenmesi mümkün mü? İyi takım olmanın avantajı olmayan bir maç oynandı. Beşiktaş’ın, maç kazandıracak oyunculara sahip olması büyük şans.
Atiba’yı zorlaştırıyor
Beşiktaş defansı sıkıntılı. Mecburi stoperler Necip ve Tosic’in sağında atağa çıkmayan Beck, solunda ise defansını bir türlü geliştiremeyen İsmail var. Bu defans Atiba’nın işini daha da zorlaştırdı. Hava toplarında da oyun kurulumunda da daha çok sorumluluk almak zorunda. Oğuzhan’ın maça kötü başlaması nedeniyle orta sahanın yükü daha da ağır. Atiba’dan beklenti elinden geleni yapması. Daha fazlasını beklemek haksızlık.
Oğuzhan canlanınca...
Temposuz ve yavan maçtaki tek mükemmel hareket gol oldu. Sosa bu vuruşları gözü kapalı bile yapıyor. Sisten önünü görmese bile ne yazar? İkinci yarıda Oğuzhan biraz canlanınca tempo arttı. Top kullanma becerisiyle Beşiktaş’ın pozisyon bulmasını kolaylaştırıyor. Quaresma ve Gökhan Töre’nin sahada olması rakip için ciddi tehdit. Ümit hoca onlardan hiç değilse birinin markajı için Serkan’ı sağ beke çekmiş. Önünde Güven’in oynatılma amacı da sadece bekine yardım etmesi. Sağ önde fazla katkısı yok. Bu taktik dizilişin Mersin İdmanyurdu’na faydası olmadı. Beşiktaş’a maçı kazandıran Şenol Güneş’in ilk hamlesiydi. Cenk dört mevsim futbolcusu. Her türlü şartta ve forvetin her mevkisinde oynayabilir. Rakibi hataya zorlaması takım arkadaşları için büyük avantaj. Sadece Gomez’in alternatifi olmamalı. İlk onbiri fazlasıyla hak ediyor. Kartal şampiyonluğa inanmış. Koşullar fark etmiyor...
‘’Bu Fenerbahçe'yi Putin bile eleyemez‘’
Yazdan kalma günü görünce, Kanarya öyle keyifli ki değme gitsin. Kjaer’in müdahaleleri yerli yerinde. Gökhan boşuna bindirmiyor, her ortası tehlike. Ozan çok istekli, ah bir de şu pas hatalarını yapmasa! Volkan Şen’in bekine yardım ettiğini, De Souza’nın gol attığını görünce iyice ümitlendik.
Nani’ye iltimas geçiyor
Van Persie’nin aldığı süre ve gol sayısı eksik olabilir. Ama oyuncu kalitesi çok fazla. Doğru koşuları ve top kullanma becerisi ile fark yaratıyor. Yeterince top aldığında neler yapabileceğini kanıtladı. Tek eksiği moral. İyi oynadığında da çıkarılacağını bilmek hiç hoş değil. Pereira, Nani’ye gösterdiği iltiması, diğer oyuncularına da göstermeli. Bu şekilde Nani’yi de kazanamıyor. Biraz rekabet her yıldızı uçurur.
İkinci yarıda da Volkan’ın sürprizleri devam etti. Bekine yardım ve önde presle beklentilerin çok üstünde oynuyor. Toplu topsuz çabukluğu ve dripling becerisi zaten tartışılmaz. Bu randıman Volkan’ı vazgeçilmez yapar, taraftarı da Şen.
Lokomotiv’in takım ruhu yok
Alves’in arkadaşlarındaki inancı görüp, “Göklerin hakimi benim” demesi gecenin bir başka güzelliğiydi. Rakip, Alves’i havada zorlayamayıca üç Sarı-Lacivertli aynı topa çıkıyor. Bu sadece hırs değil, aynı zamanda özgüven.
Rakibin terk formda oyuncusu kalecileri Guilherme. Fernandes etkisiz. Samedov konsantrasyonunu kaybetmiş. Defansta kademe hataları yapıyorlar. Arka direk hep boş. Forvette uyumlu oldukları da söylenemez. Takım ruhunu kaybetmişler. De Souza’nın ikinci golüyle ümitlerimizi boşa çıkarmazken tur kapısını da araladı. Tur garantisi ise direklerden döndü. Bu Fenerbahçe’yi Putin bile eleyemez. Yeter ki niyet futbol oynamak olsun.