Arama

Popüler aramalar

‘’Fenerbahçe'de yıldız çok tempo az‘’

Başarılarını az gol yemelerine borçlu olan iki takımın maçı tam da beklendiği gibi. İlk yarıda pozisyon az, gol yok, mücadele çok. Gökhan, gönül rahatlığıyla atağa çıkamıyor. Çünkü Aminu’nun inatçı futbolunda geri dönüşler mevcut.

Hamleler doğru ama

Hasan Ali’nin önceliği ise defans. Dolayısıyla kanat varyasyonlarında, Fenerbahçe; Alper ve Volkan Şen’in bireysel yeteneklerine mahkum. Bu iki atak oyuncusuna, rakibin fazla alan bıraktığı da söylenemez. Alves ve Kjaer’in de hava hakimiyetinden duran top azlığı nedeniyle faydalanamayan Kanarya’ya maç kazandıracak oyuncular lazımdı. Vaziyeti öngören Pereira’nın üç hamlesi de doğru. Risk içermesine rağmen Fenerbahçe’nin tüm etkili forvetleri sahada. Çünkü şampiyonluk yolunda puan kaybına tahammül yok. Ligin boyu cüce kaldı.

Hocalar çalışmış!

Bu kadar ofansla saldıran rakibi karşısında sadece savunarak maçı bitiremeyeceğinin farkına varan Mustafa Reşit Akçay öldürücü hamlesini yaptı. Webo dışarı, Rusescu içeri. Planlı ya da plansız çok doğru bir hareket. Bu değişiklikten sonra maçın hızlanması kaçınılmaz. İki teknik adam da dersini iyi çalışmış. rakibe yaradı Diego attığı şutlarla maça pozisyon zenginliği getirirken, Nani’nin driplingleriyle de Fenerbahçe kanatları daha canlı. Fakat orta sayısı artmıyor. Fernandao ve Van Persie ikilisinin sahada olması ne işe yarayacak? Rakibin işine yarayacak. Zira ofans çoğalırken defans azaldı.

Bu şekilde zor

Skoru belirleyen Osmanlıspor’un mücadeleci oyun anlayışı. Musa ve Mehmet hep oyunun içinde. Ndiaye ve Lawal kontrolü zor oyuncular. Muhammed çok tarafsız. Sağ bek ya da sol bek fark etmiyor. Ahmet’in tecrübesi önündeki oyuncular için büyük avantaj. Osmanlıspor az gol yemeye devam edecek. Fenerbahçe’nin puan kaybı telafi edilebilir. Ancak evinde kaybetmesi düşündürücü. Tempo artmazsa şampiyonluk zor..

04 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Topu hızlı dolaştırınca...‘’

Volkan Babacan ülkemizin en iyi kalecisi olmayabilir. Ama iyi niyetinden şüphe yok. Tecrübe kazandıkça performansı artıyor. Yan toplarda temkinli. Alamayacağı topa çıkmıyor. Geri paslarda topu çok iyi kullandığı söylenemez. Fakat bariz hatası da yok. Berlin Panteri olamayacağı kesin. Çünkü milli takımımız uzun zamandır 1-9- 1 oynamıyor. Artık ofansta da etkili oyunculara sahibiz. Arda’yı dünya tanıyor. Gruptan çıkarsak Hakan Çalhanoğlu Avrupa Şampiyonası’nın yıldızı olabilir. Duran toplarda kendisini kanıtladı. Arkadaşlarıyla uyumu sağladığında daha çok şut atma fırsatı bulacak. Emin olun şutları frikiklerinden etkisiz değil. Yeter ki açıyı yakalasın.

Cenk, tosun değil boğa

Oğuzhan hazırlık maçlarına iyi hazırlanamamış. Resmi maçlarda hazır kıta olacaktır. Cenk, tosunluktan çıkmış boğa olmuş. Kırmızı forma giyenin vay haline. Öldürücü mızrağı saplayamazsan çekeceğin var. Bu hırsıyla Cenk milli formayı fazlasıyla hak ediyor. Ozan Tufan tabii ki beklentilerin uzağında. Ancak orta sahamıza, gözle görülmeyen bir defansif katkı sağlıyor. Top çalamasa bile rakibin pas yolu hep kapalı. Bu, hem Selçuk hem de defans oyuncularımız için vakit demek. Toparlanma vakti. Ozan bu haliyle bile milli takımın vazgeçilmezi.

Gökhan sıkıntı yaşıyor

İlk yarıda topu hızlı dolaştırdığımızda iyi işler yaptık. Top rakipteyken defansif sıkıntılar yaşamamız doğal. Stoperlerimizden Ahmet çok tecrübesiz. Mehmet’in stoperliği ise zaten mecburi. Gökhan, süper ligin en iyi beklerinden biri. Önündeki kanat oyuncusuyla uyum sağlayamadığında sıkıntı yaşıyor. Hakan’la iyi bir ikili oldukları söylenemez. Hakan defansına pek yardımcı değil. İçeri kat ederek Gökhan’a bindirme fırsatı da yaratmadı. Defansif sıkıntı yaşayan Gökhan, ofansa da katkı sağlayamayınca alışılagelmişin dışında bir görüntü çizdi.

30 Mart 2016, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş, Gomez'in hücrelerini yenilemiş‘’

Bavyera Eyaleti’nin Başkenti Münih’e veda ederken Mario Gomez, başına geleceklerden habersizdi. ‘Dönüşüm muhteşem olacak’ diye bir lafın tam da onu anlatacağını nerden bilebilirdi ki. Kafasında yüzlerde soru işaretiyle Çizme’nin yolunu tutarken ‘Seni Beşiktaş’a kiralayacaklar’ deseler muhtemelen Fiorentina’nın teklifini kabul etmezdi. Kötü giden İtalya macerası, yaşadığı sakatlık ile daha da çekilmez bir hâl alırken, yeni bir başlangıç kaçınılmazdı. Ona, tekrar zirve müjdeleyen Kara Kartal’ın büyüklüğünün farkına varması uzun sürmedi. İtalyanca dışında başka bir lisana fazla ihtiyaç duymayan İtalyanlar’ın aksine, gurbetçilerimizin onun dilini konuşması adaptasyon sürecini başlamadan bitirmişti bile. Sorduğu her soruya cevap vermeye çalışan, Mario’yu tekrar ‘Süper’ yapma çabasıyla bir dediğini iki etmeyen bir büyük camia, Gomez’i tekrar Almanya Milli Takımı’na yollamakta gecikmedi.

Hocasının listesinde garanti

Sonuç ortada. Önceki gün İngiltere karşısında attığı iki golden birini yan hakemin yanlış ofsayt bayrağına takılmasına rağmen Mario,‘Fransa’ya bensiz gidemezsiniz’ dedi arkadaşlarına... Hocasının esame
listesindeki yerini garantilerken maçı seyreden taraftarlara da şöyle haykırdı; Yine, yeniden beraberiz! Tam bir süperstar Son Dünya Şampiyonu’nun keyifsiz oyununa, yeterince pas ve yardım alamamasına rağmen Mario, İngiltere karşısında bir santrforun yapabileceğinden çok daha fazlasını yaptı. Yakaladığı pozisyonları kaçırmaması onun konsantrasyonunun ve gelişmiş vuruş tekniğinin en büyük kanıtı. Girdiği gol pozisyonu sayısına göre attığı gol istatistiği diğer forvetlere göre çok yüksek. Bu yeteneği de Mario Gomez’i bir Dünya Şampiyonu’nun santrforu yapıyor.

Beklentiler çok yüksek

Moral, motivasyonunun üst seviyede olduğu her halinden belli. Alamayacağı toplara bile koşmak, rakip defansa tek başına prese kalkışmak ve arkadaşlarına hiç sitemde bulunmamak, sadece kendinden hoşnut bir adamın yapabilecekleridir. Beşiktaş Gomez’e yeni bir kariyer aşılamış. Hücrelerini yenilemiş. Sakatlığını unutturmuş. Beklenti de malum. Mario’nun gollerine devam etmesi. Yapabileceğinden de
kimsenin kuşkusu yok...

28 Mart 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yıldız aranıyor‘’

Ön liberoyu ister tek oyna ister ikili. O mevkinin ülkedeki en iyi oynayanı Mehmet Topal. Mehmet’i geri çekip sıradan bir stoper yapmanın anlamı ne? Şu olabilir. Ozan Tufan’ı, Avrupa Şampiyonası’na hazırlamak ve oynatmak. Selçuk ve Oğuzhan orta sahamızın vazgeçilmezleri gibi gözüküyorlar. Eğer üçlü oynayacaksak Mehmet Topal ya da Ozan Tufan’dan biri bekleyecek. Alternatiflerin yetenekli olması bu bölgedeki rekabeti üst seviyeye taşıyacak. Tek bir soru işareti var. Ozan’ın takımında yeteri kadar süre alamaması. Fatih hocamızın bu dengeyi çok iyi kuracağından şüphemiz yok. Çünkü en güçlü olduğumuz yer burası. Kısa paslarla topun bizde kalmasını sağladığımızda oyuna hükmedebiliyoruz.

Oscar bile alabilir

Ofansta en büyük kozumuz Arda. Bizi rakip kaleye götürecek en önemli yeteneğimiz. Defans arkası koşuları da portföyüne eklemiş. Her sene yeni bir kreasyonla çıkıyor karşımıza. Kendini bu kadar geliştirebileni çok az gelir. Reklamların da yıldızı. Film yıldızı olursa yandık. Yapamayacağından değil, Oscar bile alabilir. Ama bizim diri bir Arda’ya itiyacımız var. Güçlü olduğunda yapabilecekleri hepimizce malum.

Sıkıntı yaşıyoruz

Oyunun hakimiyetini rakibe bırakmak sonumuz olur. Defans yapmakta ezelden beri beceriksiziz. Bu kadar pozisyon vermemiz düşündürücü. Hava toplarındaki zaafiyetimizi tüm dünya biliyor. Golü yiyeceğimiz o kadar belli oluyor ki. Oyunun konsantrasyonunu bozmamamız şart. Sıkıntı yaşıyoruz. Düşünülenin aksine uluslararası arena için yeterince alternatifimiz yok. Oyuncularımızın hepsi takımlarında birer yıldız. Fakat dünya yıldızımız çok fazla değil. Çoğaltmamız lazım.

25 Mart 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her şeyden önce güvenlik‘’

Karda kışta maç ertelenince seyirci dışında kimse üzülmez. Hele maç öncesi erteleme ihtimali belirince motivasyon sıfıra iner. Sıcacık sobanın başında oturmak varken koşmanın ne alemi var ki. Kar daha fazla yağsın diye dualar eder futbolcular. Ev sahibi takımın dezavantajları mevcut ise o maçın oynanması çok zordur. Şimdi durum farklı. Erteleme sebebi güvenlik. Mazallah bir kişi zarar görse derbinin bütün havası kaçabilirdi. İnsan sağlığından önemli ne olabilir ki bu dünyada! İhbar da varsa bu maçın ertelenmesi kaçınılmazdı. TFF’ye tepki göstermek de anlamsız.

Pereira’ya fırsat

Niye oynandı diye tepki gösterilmesinden iyidir. Erteleme kararı daha önce açıklansaydı, tabii ki çok daha iyi olurdu. Yapılan hazırlıklara ve erkenden maça gelen taraftara yazık oldu. Yorgun ve moralsiz Fenerbahçe’nin bu karara itirazı anlamsız olur. Pereira’nın takımı toparlaması için elinde güzel bir zaman oluşacak. Futbolcuların da üzüldüğünü de sanmıyorum. Milli takımlara gidecek oyuncu sayısı oldukça fazla. İki takım için de kolay bir maç değil. Üç ihtimalli maç. Neticede bir derbi.

Galatasaray yanılabilir

Galatasaray rakibinin zorda olduğunu düşünebilir. Ama yanılırlar. Avrupa’da kaybeden takımların ligde kazanmaktan başka çareleri yoktur. Yeni teknik adamın takımıyla çalışması için güzel bir fırsat. Milli maç arası da var.Sadece bir büyük heyecan ertelendi. Biz sabırlı milletizdir...

21 Mart 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bebek altına etti!‘’

Hakem İvan Bebek. Bu bebek ağzındakini emzik zannediyor. Fenerbahçe’nin kanını emiyor. Oysa ağzındaki düdük. Kurallara göre öttürmesi lazım. Din, dil, ırk gözetmeden, gördüğünü çalması lazım. Mehmet Topal’a yapılan faulü görüyor. Refleks olarak kartını da çıkarıyor. Ama Braga’lı oyuncuya gösteremediği kartı dönüp Mehmet’e gösteriyor. Gerekçe ise hakemi kandırmaya yönelik hareket. Mehmet kimseyi kandıramaz ki. O kendini kandırana bile doğruyu söyler. Hırvat hakemin garip kararları maç boyunca devam etti. Bu hakem Avrupa ligini kaldıracak kadar büyümemiş. O daha bebek.

Faturası ağır oldu

Nani önceki maçlara göre daha hareketli. Memleket havasını özlemiş. İkili mücadelelerde dimdik ayakta. Preste üstüne düşeni de fazlasıyla yapıyor. Top kaybetmemesi de deplasmanda oynayan bir takım için çok önemli. Dinlendirilmek de iyi gelmiş. Ancak maç berabere giderken yakalanılan kontra atakta, yanından koşana pas verse ya da düzgün vurup gol yapsa tur Fenerbahçe’nin. Bu kaçan golün faturası ağır oldu. Hakemin Braga’ya ikramlarını engelleyemedik.

Bekle rakip gelsin!

Pres yapmak hassas bir konudur. Birliktelik gerektirir. Kendini güçlü hisseden bir takımın maça presle başlamasına da eyvallah. Fakat skor avantajı olan bir takımın ilk 15 dakika pres yapması ne alaka. Zira gol, pres yapılırken geldi. Skor avantajın var. Bekle rakip üzerine gelsin. 90 dakika pres yapabilen bir takım dünyada yok. Barcelona bile topu kaybettiği yerde yaptığı presi 6 saniye sürdürüyor. Pereira ilk maçtaki mükemmel senaryosunu ikinci maça taşıyamadı. Böylelikle Fenerbahçe’nin, Avrupa ligindeki “muhteşem galibiyet” dizisi sona erdi.

18 Mart 2016, Cuma 00:21
YAZININ DEVAMI

‘’Hiç olmadığı kadar yakın!‘’

Beşiktaş, bu sezon daha önceki sezonlarda olmadığı kadar şampiyonluğa yakın ve hak ediyor... Oyunun genelinde olmasa bile zaman zaman müthiş bir tempo yakalıyorlar. Rakiplerin önlem alması mümkün değil. Özellikle ofans gücü tavan yapmış durumda...

1-Gomez 19 gole ulaştı. Sezon sonuna kadar 9 hafta var. Bu performansı sürerse kaç gole ulaşabilir?

Şampiyonluk daha değerli

Yakaladığı sayı ilk sezonu için büyük başarı. Ortalama olarak 25 haftada 19 gol atmış. İstatistikten yola çıkarsak 25 golü bulması mümkün. Şöyle bir dezavantajı var. Ligin boyu kısaldı ve Beşiktaş şampiyonluğa oynuyor. Herkes lider takımı yenmek ister. Rakipler daha defansif olarak sahaya çıkacak. Bundan da en çok santrforlar etkilenir. Çünkü yakın markaja maruz kalırlar... Bu durum, Gomez’in gol sayısını negatif yönde etkileyebilir ama şampiyonluk, gol krallığından daha önemli. Zaten Gomez de bunu dile getiriyor.

2-Beşiktaş, yeniden ligin zirvesine çıktı. Kalan süreçte Kartal şampiyonluğa ulaşabilir mi?

Ofans gücü başarıyı getirir

Beşiktaş bu sezon daha önceki sezonlarda olmadığı kadar şampiyonluğa yakın ve hak ediyor... Oyunun genelinde olmasa bile zaman zaman müthiş bir tempo yakalıyorlar. Rakiplerin önlem alması mümkün değil. Özellikle ofans gücü tavan yapmış durumda... Tek sıkıntı defanstaki alternatifsizlik.... Özellikle stoper bölgesinde...

3-Beşiktaş’ın kulübesi şampiyonluk için yeterli mi?

Tek sıkıntı savunmada

Beşiktaş’ta yedek yok, kulübesi var... Kadroya baktığımız zaman performanslar göz önüne alındığında herkes ilk 11 oynamayı hak ediyor. Kadro oldukça geniş. Rhodolfo’nun sakatlığı büyük şanssızlık. Bizi hem kendinden hem de rekabetinden yoksun bıraktı. Diğer mevkiler için problem görmüyorum.

4-Vodafone Arena’nın açılışının bu sezona yetişecek olması takımı ateşler mi?

Bütün camia bekliyor

Yıllarca tüm İstanbul takımları bu statta oynadı. Stadın açılışı, takımı mutlaka ateşler. Hele bir de şampiyonluk yarışı sırasında Kartal yuvasında birkaç maça çıkarsa moraller tavan yapar. Bütün camia olarak o günü bekliyoruz. Vodafone Arena, bir stat değil bir futbol mabedi olacak. Bu stat bütün ülkenin stadı. Süper Lig’deki bütün takımları açılışa bekliyoruz.

Süper Lig’deki kalan süreçte yönetimin üzerine düşen görev ne?

Açıklamalar etki yaratmalı

Beşiktaş Yönetimi, son dönemlerde aslında diğer kulüplerin idarecileri gibi sesini yükseltiyor. Ama önemli olan daha fazla medyada yer alması... Daha etkin, gerektiğinde kinayeli, akılda kalacak sözlerle daha çok etki uyandırabilirler. Basın bülteni gibi konuşmaktansa hiç konuşmamaları daha iyi... Beşiktaş tribünü, mizahtan iyi anlar... Yönetim de bu mizahtan yararlanabilir.

17 Mart 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tek yürek olmalıyız‘’

Trabzonspor çok istekliydi ama rakip Beşiktaş’tı. Onların ofansif gücünü tarif etmek imkansız. Ancak şu an kimin şampiyon olduğu önemli değil, önemli olan ‘tek yürek’ olmak.

Maç başında pozisyon bol. Çoğu bireysel hata. Tolga önde yakalanıyor. Cardozo’nun orta sahada yolladığı top üst ağlarda. Esteban elinden kaçırdığı topu almaya giderken Douglas uzaklaştırmaya çalışıyor. Ortada kalan topu Gomez gol yapamıyor. Queresma ile Necip’in anlaşmazlığından pozisyon yakalayan Yusuf, topu auta atıyor. Kendi ligimizde yaptığımız bu hataları Avrupa’da da yapıyoruz. Tek fark, Avrupa takımları gol yapıyor. Biz bu ikramları geri çeviriyoruz. Bu sebepledir ki, Trabzonspor ve Beşiktaşımız Avrupa’da yok. Kartal lig şampiyonluğuna oynuyor, Trabzonsporumuz da prestij peşinde. Büyük takımlarımız Avrupa’da başarılı olmadıkça, Anadolu takımlarımız lig şampiyonluğunu zorlamadıkça, futbolumuz yerinde saymaya devam edecek. Uygun adım marş. Bir de ligimizin ‘marka değeri’ diye boş bir söz var. Markası olmayan bir şeyin değeri nasıl olacak?

Müthiş isteklilerdi

Trabzonspor bir çıkış arıyor. Futbolcular bu maçın öneminin farkında. Önceki maçların aksine müthiş istekli bir takım var sahada. Esteban’ın kurtardıkları mucize. Cavanda’yı geçmek ne mümkün. Mustafa’nın savunması can siperhane. Aytaç ve Okay birbirlerinin en önemli destekçisi. Marko Marin’de değişen bir şey yok. O, her maç takımının en iyisi. Trabzonspor böyle oynadığı her maçı kazanır. Ama rakip Beşiktaş.

Günay hak ediyor

Kaleci Tolga çok formda. Fakat nedense kritik maçlarda hep sakatlanıyor. Şansızlığa yoralım. Şükür ki Günay var. Zor maçların ve derbilerin kalecisi. İkinci kaleci olmayı hak ediyor. Boyko daha adapte olamadı. Beşiktaş’ın ofans gücünü tarif etmek imkansız. Rakip hatasına ihtiyaç duymadan böylesine pozisyonlar hazırlayabilmek büyük maharet. İki golde de asistler gollerden daha değerli. Hele Kerim Frei’ın asisti Oskar’lık. Olcay sanki penaltı attı. Kimin şampiyon olduğu önemli değil. Önemli olan tek yürek olmamız. Ne mutlu Türk’üm diyene...

16 Mart 2016, Çarşamba 00:00
YAZININ DEVAMI