‘’Kazanmayı bilmek‘’
Maç tempolu başladı. İki takım da agresif. Karşılıklı pozisyonlar var. Galatasaray’ın önde presi Beşiktaş defansını tedirgin ediyor. Çareyi Tolga’ya geri pası atmakta buluyorlar. Pası geciktirip boşa da çıkmadıkları için Tolga hep uzun vuruyor. Daha doğrusu vuramıyor. Kısa düşen toplar Sarı-Kırmızılılar için tekrar atak şansı. Ancak Podolski’nin durağan oyunu ve neticeye hep şut atarak gitmek istemesi Galatasaray’ın ataklarını tekdüze yapıyor. Sabri defans arkası koşuları ve önde pres ile rakibi zorluyor ama çok yalnız.
Önlem almak zor
İkinci yarıda Galatasaray’ın temposu düştü. Beşiktaş pozisyon bulmakta çok rahat. Sosa bu kadar pozisyonu ancak idmanda bulur. Sağdan, soldan, cepheden, çaprazdan pozisyon yağıyor. Sosa kaleyi bulsa gol yapacak. Bu arada Muslera’nın kurtardıkları da mevcut. Özellikle Atiba’nın yakından vuruşunu direk dibinden çıkarması müthiş. Bu gidişata Şenol hoca ‘dur’ dedi. Ve kanatlara yaptığı hamleyle Sosa ve Muslera’ya rağmen maçı kazanmayı başardı. Cenk’in hareketliliği, Gökhan Töre’nin ise adam eksiltmedeki başarısı ile Kartal’ın ofans varyasyonları daha da zenginleşiyor. Beşiktaş forvetlerine önlem almak çok zor. Alternatifteki zenginlik ve son vuruş ustası Gomez ile galibiyet kaçınılmaz.
Cenk'in icraatı!
Cenk sonradan oyuna girip sonucu belirlediği maçlara bir yenisini ekledi. Aldığı süreye karşı yaptığı icraat mükemmel. Derbiler şampiyonu belirler. Beşiktaş bu sezon derbileri de kazanıyor. Sıra şampiyonlukta..
‘’Heyecan sürecek!‘’
Erken gol Antep baklavası gibi.
Ev sahibinin iştahını artırdı. Boffin skorun artmasını engellerken Eskişehirspor forvetleri skoru eşitleme adına ilk yarıda çok etkin değillerdi. Engin ve Okriashvili, adam eksiltmede yetenekli. Ancak takım oyunu ve kollektif anlayışta eksikleri çok. Boşa çıkmak, defans arkası koşu, duvar olma ve verkaç gibi modern futbolun gereklerinden bi haberler. Vaziyet böyle olunca yakın markajda çözüm üretemiyorlar.
Saatli bomba!
Nadir Çiftçi tam bir saatli bomba. Takımını da yakabilir, rakibini de...
Bu kadar kendine oynayan üçlüden ortaya pek bir şey çıkmıyor. Ne zamanki aralarında pas alışverişi başladı, oyunun şekli değişti. Pozisyon bulmaya başladılar.
Gaziantepspor’un ofansta en etkili oyuncuları ne yazık ki stoperleri. Figueras’ın taç atışları kornerden daha etkili. Elyasa duran toplarda takımının en önemli kozu. Uzaktan attığı şut ve Boffin’in kurtarışı maçın en güzel pozisyonuydu. Ancak Gaziantepsor forvetlerini anlamak mümkün değil. Larsson hareketli ama pozisyon yaratamıyor. Habibou güçlü, kuvvetli fakat bitirici değil. Gaziantep’in bu maçtan önceki yedi maçın beşinde gol atamaması çok doğal. Sergen Yalçın forvetlerini çok antrene etmek zorunda. Hiçbirinde ondaki yetenek yok. Çalışmak zorundalar.
Beklemeyeceksin
Maç uzatmada gitti geldi. Sahanın en iyisi Boffin, Emre’nin penaltısını kurtarmakla kalmayıp müthiş bir atak başlattı. Kaan’ın rakip ceza sahasına götürdüğü topta, Bokila ön direğe gelse boş kaleye gol yapacak. Vuramasa arka direğe gelen arkadaşı yapacak golü. Ama o topu bekledi. Araya giren defans topu uzaklaştırdı. Beklemeyeceksin kardeşim. Topa gideceksin. Golü yapacaksın. Kral olacaksın. Yoksa böyle daha çok beklersin.. Herkesi de bekletirsin.
‘’Kartal gibi uçarsan Arena'dan çıkış var!‘’
‘Büyük camialar küçük işler peşinde koşmaz’
“Son zamanlarda ortalıkta dolaşan spekülatif laflar, bazı insanların Galatasaray’ı gaza getirme çabasıdır. Galatasaray büyük bir camiadır, küçük işlerin peşinde koşmaz. Rakip kim olursa olsun kendisi ve kazanmak için oynar. Ancak biz kendi aşamadığımız sorunlarımız yüzünden durduk yere problemler yaratıyoruz. Ve doğal olarak çözemiyoruz, çünkü problem yok ortada! Ne Galatasaray, ne Fenerbahçe, ne Beşiktaş, ne Trabzon kimseye kıyak yapmaz.”
‘Puan cetvelini unutarak oynamalı’
“3 maç içinde 1 beraberlik lüksü söz konusu. Ancak beraberliğe çıkarsan, kaybedersin. Bu, çok denenmiş ve genelde aynı sonuçların alındığı bir şeydir. Kesinlikle bu lüksü unutmalı Beşiktaş. Her maçı kazanmaya çıkmalı. Ancak şu olabilir; maçın son 2-3 dakikasında bir beraberlik vardır, onu korumak başkadır.”
‘Bu şampiyonluk seri yaptırır’
“Bu sezon gelecek bir şampiyonluk Beşiktaş’ta çok farklı bir atmosfer oluşturur. Bir golcünün gole, bir takımın galibiyete, bir kalecinin kurtarışa ihtiyacı olduğu gibi bir camianın da şampiyonluğa ihtiyacı vardır... Yenilerini başarabilmek için. Bu sezon Beşiktaş mutlu sona ulaşırsa yeni ve belki daha da büyüyecek başarıların da önü açılacaktır.”
‘Camia tedirgin çünkü...’
“Yüzde olarak tablo Beşiktaş’ı işaret ediyor. Ancak camia hâlâ biraz tedirginse bunun sebebi, geçen yıllarda yaşananlar. Hem Aybaba hem de Bilic döneminde şampiyonluk kaçtıysa o da teknik adamlardan çok futbolcuların deneyimsizliğindendi. Çünkü bitime 3 hafta kala takımını ilk 2’ye sokan hoca başarılı hocadır. Gerisi ise futbolculardadır. Fenerbahçe’nin havası son haftalarda değişti ama herkes kabul eder ki, Beşiktaş bu sezonun en iyi futbolunu oynayan takım. Bu saatten sonra tekniği-taktiği de değişmeyeceğine göre iş oyuncuların deneyimi ve özgüveninde, camianın desteğinde. O nedenle geçen dönemlere oranla çok daha avantajlı bir yapı söz konusu. Artık stresle baş edebildiklerini görüyorum.”
‘’Bu skora ‘Rıza'mız yok!‘’
Sezon başından beri Kasımpaşa’nın hakemlerle başı dertte. Üstelik hatalar, sonucu direkt etkiliyor. ‘Hakem hatası’ diye geçip gidemiyorsun. Bilerek yapılsa ancak bu kadar olur. Rıza hocanın bir de Adem sorunu var. Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Bir oyuncu kendine bu kadar ihanet edebilir. Her iki ayağını kullanabiliyor. Ağır gibi gözükür ama fuleli adımlarıyla her yere yetişir. Sıçradığında en yükseğe çıkar. Bir de havada kalır ki sanırsın kanatları var. Ama en kritik maçlarda takımını yalnız bırakma alışkanlığı mevcut. Sebebini sorma; kendi de bilmiyor. Yazık, çok yazık...
Çok adamlı hücum
Skor oyunun gidişatını direkt etkiledi. İlk dakika dolmadan öne geçen Kasımpaşa, kontralarla ikinci golü ararken, Osmanlı çok adamlı hücumla beraberlik peşindeydi. Ataklarının çok da etkili olduğu söylenemez. Ama gösterdikleri çaba orta hakemi de etkilemiş olacak ki, kafaya çarpan topa penaltı düdüğü geldi. İkinci yarıya trübündeki hocasıyla başlayan ev sahibi, takım kaptanının da atılmasıyla iyice sahasına gömüldü. Garip olan bu kadar alternatifli Osmanlıspor’un eksik rakibine karşı bitirici vuruşu bir türlü yapamaması. Yedi cihanda ne kadar iyi futbolcu varsa hepsini toplamışlar.
Tercih hatası
Sonradan oyuna giren oyuncular Bilal Aziz, Torje ve Rusescu. Bu üçlü herhangi bir Anadolu takımında banko ilk onbir oynar. Bu kadar yıldızı bir arada oynatmak da pek kolay değildir. Dolayısıyla Mustafa Reşit Akçay’ı kutlamak lazım. Yalnız Webo tercihine itirazım var. Rusescu başlar, Webo sonradan oyuna girer. Kaleciden ve direkten dönen topları tamamlar. Golünü de atar. Vardır hocasının bir bildiği...
Bütün hafta takımıyla birlikte. Tercihlerine saygı duymalıyız. Garip bir maçtı. Hakem skoru belirledi.
‘’Nefes nefese bir yarış‘’
Serpil Hamdi Tüzün futbolcuları üç kategoriye ayırır. Golcüler, kaleciler ve diğerleri. Van Persie’nin golünü görünce bu büyük futbol adamının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anlayıp, ellerinden öpüyoruz. Beklentileri karşılayamamış olabilir. Hocasıyla sıkıntı yaşayabilir. Gol krallığı yarışmasının dışında da kalabilir. Ama golcü golcüdür. Attığı gol hiç de kolay değil. Ama ondaki yetenek diğerleri için çok zor olan bir varyasyonu basite indirgeyebiliyor. Topu alırken rakipten kurtuluşu, kapanmış olan gol açısını bir dokunuşla tekrar kazanması ve bitirici gol vuruşu. Bunları diğerleri yapamaz beyler. Golcüler yapar.
Yılın en iyi defansı...
İkinci golünde de vuruş anında kafayı kısması golün garantisi. Kalecinin yapabileceği hiçbir şey yok. Topu ağlardan çıkarmaktan başka.. Kjaer’i yazmadan Fenerbahçe’yi yorumlamak mümkün değil. Defansta zaten her müdahelesi futbol dersi. Bir de ofanstaki bu duran yan top başarısı yok mu. Onu yılın en iyi defans oyuncusu yapıyor. Sezon başındaki adaptasyon sürecini atlattıktan sonra kötü maçı yok. İstikrar abİdesi.
İkisi de hak ediyor!
Gaziantepspor 2001 yılında Kadıköy’e şampiyonluk maçına gelmişti. 2016 yılında ise düşme potasında geldiler. Trübünde Kırmızı-Siyahlılar için ayrılan yerde sadece iki taraftar var. Sadece iki kişi. Bu Gaziantepspor için bir şey yazmaya gerek var mı?
Şampiyonluk yarışı çok keyifli. Bu hafta zirvedeki takımlar şov yaptı. Görünen o ki mücadele son dakikaya kadar devam edecek. Beşiktaş’ın puan, Fenerbahçe’nin ise fikstür avantajı var. İki takımımızda şampiyonluğu fazlasıyla hak ediyor.
‘’Quaresma'yı seyretmek ayrı bir zevk‘’
Kartal yuvasını sevdi. Çünkü trübünlerde 41.903 Kartal daha var. Titretiyorlar. Ortalığı inletiyorlar. Bu stat Beşiktaş’a çok yakıştı. Artık ev sahibi olmanın avantajı en az ezeli rakipler kadar yaşanacak. Siyah-Beyazlılar yeni yuvasından hep daha yükseğe uçacak. Atakta her türlü keyfi yaşayan ama defansta bir türlü aradığını bulamayan Beşiktaş’ta bu maçta Marcelo’nun yanında Tosiç var. Alexis’i yedek bırakan kendi istikrarsızlığı. Tosiç’in daha iyi olması değil. Oğuzhan’ın geri oynamasının trübünleri bu kadar rahatsız sebebi de bu güvensizlik.
Bu sorunu çözerse şampiyon
Taraftar geri pastan nefret eder oldu. Çokta haklılar. Beşiktaş’ın gollerinde beceri, defansında ise beceriksizlik mevcut. Bu nasıl bir tezattır. Bu sorun çözülürse Beşiktaş şampiyonluk yolunda sıkıntı yaşamaz. Şenol Güneş’in, Ricardo Quaresma’yı oyundan almasının sebebi alkışlatmak. Fakat taraftar onu çıkarken alkışlamayı mı yoksa sahada seyretmeyi mi tercih eder? Tartışılır. Öyle formdaki Portekizli... Seyrine doyulmuyor.
Topu bir kontrol edişi var. Pas değil taş atsan, Quaresma’nın bileğinde un ufak olur. Çalımları başka güzel. Rakibin neresinden isterse orasından geçiyor.
Alkışlar Kayseri’ye...
Quaresma, Beşiktaş’a sezonluk değil ömürlük yakışır. Sosa’nın asistleri, Gomez’in bitiriciliği ayrı birer katma değer. Bu forvetle alayına gider. Kayserispor’un genç kadrosu tecrübesizlik kurbanı. Oğulcan, Sinan ve Deniz geleceğin yıldızları olacaklar. Bu genç kadro ile Süper Lig’de mücadele etmek büyük cesaret. Teknik heyet ve yönetim alkışı hak ediyor. Diğer takımlarımıza da örnek olsun. Süper Lig genç yeteneklerle dolsun. Maç biter taraftar gitmez.Bu sevda hiç bitmez...
‘’Karadeniz faciası‘’
Nani Nani Nani. Cankurtaran iş başında. İlk golde asist öncesinde pas, ikinci golde asist ve maçı bitiren üçüncü gol. Portekizli yıldız, Beşiktaş’ın puan kaybetmesiyle daha da hayati bir önem kazanan maçta 3 puanın nasıl kurtarılacağını spor kamuoyuna gösterdi. Adam eksiltmedeki becerisini rakip ceza sahasında rahatlıkla göstermesi onun ne kadar büyük bir özgüvene sahip olduğunun göstergesi. Yıldız oyuncu budur.
3 geldi, maç bitti
2-0’dan sonra golü kimin atacağı maçın gidişatı açısından çok önemliydi. Fenerbahçe attı. Maç bitti. Koca bir sezonu tek maçta kurtarmak mantıken yanlış. Beklentiyi yükseltmek ve futbolcuyu strese sokmaktan başka bir işe yaramaz. Trabzonspor’u bu yanlışa kim sürükledi ise mağlubiyetin sorumlusu da odur. Bordo-Mavililer’in yaşadığı sıkıntı uzun zamandır yapılan yanlışların sonucu. Anlık çözüm mümkün değil. Ülkemize en çok futbolcu kazandıran Trabzonspor bir an önce özüne dönmeli. Ancak bu şekilde karadeniz fırtınası sahalara geri döner.
Pereira’dan doğru ayar
Tek forvetin arkasına Alper, Nani ve Volkan Şen’i yerleştirdikten sonra Fenerbahçe’nin ofansif gücü tavan yaptı. Rakipler bu üçlüyü tutmakta müthiş zorlanıyor. O kadar hareketliler ki marke edilmeleri imkansız. Forvete yapılan bu ayar, Van Persie ve Fernandao’nun da performansını arttırdı. İster tek oynasınlar ister ikili fark etmiyor. Pereira’nın takım içindeki sistem arayışı bu şekilde bitti. Sezona çift santraforla başlayan, Musa Sow’un gidişiyle tek santrafora dönüp orta sahayı kalabalık tutan Pereira’nın artık yeni bir şey aramasına gerek yok. Fenerbahçe artık çok daha güçlü.
Kimse bunu hak etmiyor
Bunu da gördük. Yere düşmüş birini böylesine yumruklamak. Kim olursa olsun. Hakemlerin yanlışları olabilir. Ama değil hakem, sahadaki hiç bir görevli bu muameleyi hak etmiyor. Bu görüntü hafızalardan silinmeyecek. Yazık oldu. Çok yazık..
‘’Direklerarası‘’
Beşiktaş için rakipler sorun değil. Sorun stres. Ve bu sezon bu mesele mutlak çözülmeli. Şu mâkus talihi yenelim artık...
Kolay değil zirve. Orda kalmak daha da zor. Rakipler bilenir, lideri yenmek isterler. Önce stresi yenmek zorundasındır. Sonra da karşında aslan kesilen rakiplerini. Beşiktaş için rakipler sorun değil. Sorun stres. Ve bu sezon bu mesele mutlak çözülmeli. Şu mâkus talihi yenelim artık.
Şansını zorlamak budur
Beşiktaş’ın golleri şans değil. Şansını kendin yaratmak. İlk golde Gomez, İsmail’in kötü pasına sırtını dönmedi. Defansın hata yapabileceğini unutmayarak pozisyonunu aldı. Haklı da çıktı. Topu kesmek isteyen Merter’in dokunuşu, harika bir asist oldu. Gomez bu asisti kaçırmaz. Çünkü hep hazır ve nazır. İkinci gol önceside de Olcay’ın çapraz koşusu var. Sosa’nın önünü açan ve bütün defansı harmanlayan bir koşu. Ardından da atılan şutu takip. Kaleciden seken top ve boş kaleye plase. Şansını zorlamak dedikleri işte bu.
Hentbolcu değilsin Alexis
Gelelim Akhisar’ın gollerine. İlk yarıda Beşiktaş’ın ceza sahasına sadece iki kez girebilen Yeşil-Siyahlılar, Alexis’in garip müdahalesinden haklı bir penaltı kazandı. Hentbol de ellerin açık savunma yapabilirsin. Çünkü zaten elle oynamak serbest. Fakat futbol da yasak. Evet, top ele çarptı ama el açık. Hentbolcu değilsin Alexis. Futbolcusun. Üstelik stopersin unutma. İkinci gol Oğuzhan’ın ikramı, üçüncü gol ise zincirleme kaza var. İsmail’in geri pası rakibe ara pası oldu. Alexis taça vuracağına, Tolga’yı bekledi. Tolga çıkmak için neyi bekliyor bilmiyoruz. Aynı golü devamlı yiyoruz.
Maçın skorunu direkler belirledi. Soner’in direkten dönen topu mağlubiyeti önledi. Sosa’nın direkten dönen topuyla da galibiyet kaçtı. Şampiyonluk direkler arasında gidip geliyor..