Arama

Popüler aramalar

‘’Üstat zaten iş başında!‘’

Bizim çocuklar kurnaz. Fatih Terim’in ayak istobunu tüm yedek kulübesi alkışlıyor. Kadro 23’e düştükten sonra aynı alkış için futbol direktörümüzün göğüs istopu yapması ya da topu en az üç dört kere sektirmesi gerekecek. Enteresan milletiz. Reflekslerimiz hiç değişmiyor.

Topla rakip eksilten çok oyuncumuz var. Arda Turan bu konuda önderimiz. Gördüğümüz kadarıyla Emre de rakiplerini morartabilecek kapasitede. Bu yaşta böyle futbol zekası az bulunur. Topla hızlı, adam geçmede yaldızlı, en az yirmi sene ay yıldızlı. Bu evladımızı milli takımımıza kazandıran herkes alkışı hakkediyor. Görünen o ki, Türk futbolunun geleceği Avrupalı’dan kurtardıklarımıza bağlı. Ne yazık ki ülkemizdeki altyapılar bitmiş durumda.

Hazırlık da olsa kazanmalıyız

Defans arkası koşular bir takımın sağlık göstergesidir. Rakip arkasına sarkmak için daha iyi bir yol yoktur. Hele koşu yolunda topla buluşabiliyorsan tadından yenmez. Bu topları atabilecek oyunculara da sahibiz. Selçuk, Oğuzhan ve Arda bu pasları atabilirler art arda. Burak ve Cenk bu koşuları fazlasıyla yapıyor. İkisinden biri hatta gerekiyorsa ikisi birden milli takımımızı çok
rahatlatır. Rakip defansın arasında nefes alabilecek alanlar yaratır. Özellikle, Burak oyuna girdikten sonra ofans varyasyonlarımız zenginleşti. Onun önde açtığı, arkasında boşalttığı alanlarda diğer forvetlerimiz aktifleştiler. Pozisyonlarımız çoğaldı. Geç de olsa golü bulduk. Maden bulduk, altın bulduk. Kazanma alışkanlığı özgüveni zirveye çıkarır. Hazırlık maçı da olsa kazanmalıyız. Bu galibiyetle bizim çocuklar İngiltere mağlubiyetinin stresini attılar. Çok önemliydi. Başardık. Stoper bölgemizin dışında fazla bir derdimiz yok. O mevkiinin üstadı da milli takımlarımızın başında. Bize laf düşmez. Haddimizi bilir, çözüm bekleriz..

30 Mayıs 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Takviyeler yerinde‘’

Gökhan Gönül, Beşiktaş için ihtiyaç olan bir oyuncu. Ofans katkılarının yanı sıra, defansif görevlerindeki hassasiyeti onu mevkiisinde önder yapıyor. Arkadaşlarıyla olan diyaloğu, hakem ve medya ilişkileri konusunda da bugüne kadar bir yanlışını duymadık, görmedik. Bilen varsa söylesin. Boyko geldiğinden beri Beşiktaş camiasında güven telakki etmedi. Edeceğe de benzemiyor. Refleksleri Tolga’dan iyi değil. Yer tutmada daha kötü. Defanstan oyun kurmalarda da çok başarılı olduğu söylenemez. Zaten Beşiktaş’ın defanstan oyun kurmak gibi bir futbol anlayışı yok. Olduğu zaman da Atiba iki stoperin arasına girerek bu sorunu çözüyor. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda Boyko’ya ihtiyaç var mı? Yok. Tolga’dan faklı yapıda bir alternatifle Beşiktaş kalesi çok daha güvenilir olacak. Ospina, bu özellikleri taşıyor. Şartları uygunsa hayırlı uğurlu olsun.

Serdar transferinde fayda var

Serdar, stoperde ‘Aziz’ bir kardeşimiz. Kademe anlayışı da eksik değil. Çok süratli olmasa da doğru pozisyon alarak hızlı forvetler karşısında sıkıntı yaşamıyor. Hava hakimiyeti ofansif olarak daha başarılı ancak fizikli forvetlere karşı problem yaşayabiliyor. Beşiktaş’ın mevcut stoperlerinin gideninin-geleninin gerisinde değil. Tranferinde fayda var. Sol beke ise kimi alırsa alsınlar eyvallah. Ülke olarak İsmail’den bir sol bek yapma çabamız ne yazık ki başarıslığa uğramıştır. Bu evladımızı biraz daha önlerde sağda-solda hatta ortada kullanabiliriz. Performansındaki değişikliği farketmemek mümkün değil. Dileriz kendisi de artık yapabileceği işlerin, yuvarlayabileceği topların peşinde koşar.

Keşke Bilic zamanında...

Beşiktaş’ın transferdeki defans önceliğinin yönetim ve teknik heyet tarafından gözardı edilmemesi büyük taktir topluyor. Keşke bu hassasiyet Bilic döneminde gösterilseydi.

28 Mayıs 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray'dan da Pereira'ya teşekkür!‘’

Bu geri zekalıların evinde elektrik kesilse meşale yakmak akıllarına gelmez. Zaten evlerinde de bulundurmazlar. Çoluk çocuk var, yaşlı başlı insanlar var. Tehlikeli. Bu aklı kıtlar, evlerinden uzak tuttukları tehlikeyi stada niye götürürler ki? Astım olup da Fenerbahçe sevgisi ağır basanlar yok mu? Bu ülkede tansiyonu Galatasaray’la beraber düşüp kalkan futbolseverler yaşamıyor mu? İlk yarının 5 dakika uzamasının sebebi sahaya atılan meşaleler. Dumansız hava sahası rüyası ülkemizde hiç gerçekleşmeyecek galiba..

Çilingir getirsen açamazsın

İlk dakikalarda kaçırdığı gol için Podolski’ye kızmak yersiz. Çünkü golcü değil. Golcüler bu tip pozisyonlarda bileğini kilitler. Çilingir getirsen açamazsın. Bilek sabit kalır, oynamazsa o top o mesafeden o kadar havalanıp auta çıkmaz. Ama kaçırdıklarının etkisinde kalmamasından dolayı Podolski’yi kutlamak lazım. Israrla gol araması takımı için büyük avantaj. Vazgeçmemesinin karşılığını da gördü. Ezeli rekabet tarihine adını yazdırdı. Ligin en iyi defans yapan takımına karşı gol atabilmek kolay iş değil.

Tek vazgeçilmez Kjaer

Pereira’nın, takımının en iyi bölgesinde bu kadar rotasyon yapması garip. O da farkında ki, geri dörtlüsünde Kjaer’den başka vazgeçilmezi yok. Önlerinde nasıl olsa Mehmet Topal ve De Souza var. Bu ikilinin arkasında kim oynasa az gol yer. İyi de Gökhan’dan daha ofansif bir bek başka hangi takımda mevcut. Kazanmak isteyen bir takımda gönüllerin sağ beki nasıl oynamaz. Pereira, hamlelerinin çoğunu ilk 11 tercihlerindeki yanlışları düzeltmek için harcıyordu. Bu maçtaki hamleleri, ilk 11 yanlışlarından daha da yanlış. Faturanın adı, kupasız Fenerbahçe. Beşiktaş’tan sonra Galatasaray da aynı sözü söylüyor: Teşekkürler Pereira..

27 Mayıs 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İnancımız daha da arttı‘’

Türk’ü, Türk’e kırdırmak, Avrupa geleneklerindendir. Alman liglerinde görev yapan bir Türk evladını maçımıza istemek bizim aklımıza gelmez. UEFA’nın aklına gelir. Demokrasi şovu yaparlar. “Pekala bir Türk, Türk milli takımının maçını yönetebilir” diyerek, insan hakları savunucusu olurlar. Gerçek niyetleri, hakemin üzerinde doğal olarak oluşacak baskıyı Milli takımımız aleyhinde kullanmaktır. Yediğimiz goldeki bir metre ofsaytı görmek için yan hakem olmak gerekmez. Renk körü olmayan herhangi bir kişi bu pozisyonu görür. Statta olmayada gerek yok. Ekran başında bile net olarak görüldü.

Topal tercihi mantıklı değil

Neyse ki cevabımız fazla gecikmedi. Tarihi bir golle cevap verdik. “Herşeyin bir ilki vardır” derler ya bu gol, ilklerin en güzeliydi. Mehmet Topal’ın stoper oynamasına karşıyım. Çünkü Mehmet bana göre ülkemizde oynayan en iyi yerli ön libero. En iyi ön liberoyu sıradan bir stoper yapmak hiç mantıklı gelmiyor. Fatih Terim’in kendisi stoper oynasa itirazım olmaz. En azından o mevkide oynamışlığı var, gereklerini bilir. Hatasını örtme pahasına kendi ceza sahasında rakibe arkadan dalmaz. Penaltı arayan birinin ekmeğine yağ sürmez. Yan toplarda defansif başarı sağlar. Bire birde sıkıntı yaşamaz. Futbol direktörümüzün her zaman olduğu gibi bu sorunu da çözeceğinden hiç şüphemiz yok.

Yapar mıyız? Yaparız

Kısa pastaki başarımız ortada. Topu ayağımızdan çıkarmakta gecikmediğimiz sürece topu kaybetmiyoruz. Topun bizde kalması rakipte olmasından çok daha hayırlı. Zira defans yapmakta sıkıntılarımız var. Vaziyet böyle ise topla oynayan taraf biz olacağız. Yapar mıyız? Yaparız. Bu takımın kapasitesi var. Fatih Terim’in yönetiminde mucizelere koşar. Haydi Fransa’ya..

23 Mayıs 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gaziantep'ten müthiş final‘’

Ligde kalma şansını son maça bırakmak risklidir. İyi takım ya da kötü takım olmak da farketmez. Şanslı olan veya şansını iyi kullanan kümede kalır.

En büyük tehlike “Biz iyi takımız” söylemidir. Takımın abi futbolcuları bu lafı çok telaffuz ederler. Lig sıralamasındaki yer unutulur.

Birinin onlara “Düşmeme mücadelesi yapanlar iyi takım değillerdir” gerçeğini söylemesi lazımdır. Bu söz genelde söylenmez. Söyleyen dostlar ise kötü olur, uzaklaştırır. Ve köklü kulüplerimiz göz göre göre düşerler. Gaziantepspor bir kaç yıldır uçurumun kıyısında. Ve bu durum Güneydoğu temsilcisine hiç yakışmıyor.

Gaziantep’in düşme potasında kalmasının öncelikli sebebi gol yollarındaki beceriksizlik. Skora gidemediklerinden maç kazanmakta zorlanıyorlar. Oysa etkili forvetleri de var. Larsson’un hareketli futbolu rakipler için tehlike. Son pas ve vuruşlarda etkinliğini artırsa takıma katkısı büyük olacak. Bu performansıyla yetinmemeli. Potansiyeli olmasa zaten ilk onbir oynayamaz.

İşini şansa bırakanlar...

Chibuike adam geçmede çok becerili. Ancak kollektif oyunda eksikleri mevcut. Boşa çıkmak, verkaç ve defans arkası koşular gibi modern futbolun gereklerini göz ardı etmemeli. Bireysel yetenek tüm sorunları çözmez. Kollektif oyun futbolun olmazsa olmazıdır. Habibou’nun fiziksel gücüne laf yok.

Ancak oynadığı mevki için son vuruş becerisi gerek. Kırmızı-Siyahlılar yeni sezonda mutlak bir golcü bulmalı. Aksi takdirde sıkıntılar hiç bitmez. Son maçı evde oynama avantajını iyi kullandı ve kümede kaldı. İşini şansa bırakanlar ise seneye bir alt ligde mücadele edecekler.

20 Mayıs 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çok yakıştı‘’

Çabuk değil. Süratli hiç değil. Mücadelecide sayılmaz. Lakin çok akıllı. Hem de pek akıllı. Onun adı Marcelo. Duracağı yeri bilir. Durduracağı yerde indirir. Alamayacağı topa atlamaz. Vuramayacağı topa zıplamaz. Adamakıllı akıllı bir adam. İlk golü zamanlama başarısı. İkinci golü de şut değil. Gol vuruşu. Golcü vuruşu. Ayağının içiyle kalecinin uzanamayacağı yere bir plase.

Marcelo’nun golleriyle stresini atan Beşiktaş özüne döndü. Oğuzhan’ın pasları oyunu şekillendirmeye, Sosa’nın futbol zekası da pozisyonları yaratmaya başladı. Quaresma durur mu? Şov nerdeyse Portekizli orada. Çalımlarının bini bir para. Rabona vuruşuyla gol mü olur demeyin. Vuran Quaresma ise ve direkte patlamasa bal gibi olur. Topu bir kontrol edişi var ki sanki kramponu mıknatıslı. Ne o topu bırakmaya niyetli ne de topun gidesi var. Sakın bir daha gitme Quaresma. Uzaklaşma Kartal’dan. Beşiktaş’ı sensiz bırakma. Bunun adı Beşiktaşk. Asla unutma..

Tolga’nın kritik kurtarışları, Atiba’nın istikrarı ve Gomez’in bitiriciliği, maçı ve peşi sıra şampiyonluğun gelişinde unutulmaması gereken faktörler..

Oldu işte!

Yakıştı be Kartal’ım. Bu şampiyonluk sana çok yakıştı. Bu taraftara, bu takıma, bu stada yakıştı. Başkanına ve yönetime, sağlık heyetine, malzemecisine kısaca emeği geçen herkese yakıştı. Ve hocamız Şenol Güneş... Hiç böylesine parlamamıştı.

Kaç sezondur hasrettik. Artık şampiyonuz. Bazen golcüler bir gole, kaleciler bir kurtarışa, takımlar da bir galibiyete ihtiyaç duyarlar. İyi takımlarında bir şampiyonluğa ihtiyacı vardır. Oldu işte. Şampiyonluk geldi. Emin olun arkası da gelecek. Kartal bütün rekorları tek tek kıracak...

16 Mayıs 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’ES ES'e artık mucize lazım‘’

Eskişehirspor çok onurlu bir mücadele veriyor. Kadro yetersizliğine, sezonun ilk yarısında alınan eksik puana, devre arası yapılan transferlerin çoğunun uyumsuzluğuna rağmen kümede kalma çabasındalar. Eskişehirspor taraftarlarına ayrı bir parantez açmak lazım. Bu takım tüm bu olumsuzluklara rağmen hala kümede kalma mücadelesi verebiliyorsa, bunun en büyük sebebi Es-Es taraftarıdır. Bu maçta da sahadaki futboldan daha coşkuluydular. Maç boyunca bitmeyen destekle takımın üzerindeki pozitif etkiyi hiç eksiltmediler.

Büyük şanssızlık

Oyunun ikinci yarısı tamamen Eskişehirspor ablukasına dönüştü. Bokila’nın direkten dönen topu ve Nadir’in kaçırdığı pozisyon büyük şanssızlık. Nadir’in topla dönerken rakipten kurtuluşu mükemmeldi. Ancak son vuruşta plase yapsa daha kesin bir sonuç alabilirdi. Onun şut tercihiyle top direk dibinden auta çıktı. Engin Bekdemir iyi gününde tam bir silah. Ancak topla fazla oynadığı zamanlarda takıma ağır bir yük. Yedek kalmasının sebebi kendisi. Suçu başkasında aramamalı. Böyle bir yeteneğin kulübede olması takımı adına büyük kayıp.

Mucize olacaksa...

Başakşehir ligin ne yaptığını bilen takımlarından belki de en önde gideni. Sahalarına kapandıklarında rakibe boş alan bırakmıyorlar. Topu kaptıklarında müthiş bir kontra güce sahipler. Visca, Doka topla müthiş hareketli. Napelleone oyun zekasıyla ofansa büyük katkı sağlıyor. Rotman’ın pozisyonunu hiç kaybetmemesi büyük avantaj. Orta saha hiçbir zaman boş kalmıyor. Kaleci Volkan sezonun en iyi kalecisi. Risksiz oyunu, doğru yerde durması, çıkacağı toplardaki doğru tercihi defansının ona güvenini artırmış. Bu güven tenis topu gibi. Kaleciyle defans arasında gidip geliyor. Eskişehirspor’un kümede kalması artık mucize. Ama bu ligde mucize olacaksa bunu da ancak Eskişehirspor başarabilir.

Eskişehir nasıl kümede kalır?

Son hafta öncesi ihtimal hesapları başladı. Eskişehirspor’un kümede kalması için diğer rakiplerinin oynayacağı maçlar çok önemli. Öyle ki Es Es, Gaziantep ile puan puana kalırsa, ikili averajda geride olduğu için küme düşüyor. Üçlü averajda ise durum farklı. Üçlüde Eskişehirspor, Gaziantep ve Sivas’ın önünde. Yani 3 takımın puanı son hafta 33 puanda kalırsa, Şimşekler kalacak. Bunun için Sivas’ın galip gelip, Gaziantepspor’un ise kaybetmesi gerekiyor.

15 Mayıs 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’'Baba Can'dır!‘’

Kalelerde Demirel ve Babacan. Sahada Şen. Şeref Tribünü’nde ise Avrupa bakanı Bozkır. Her yer Volkan. Üstelik kaleciler arasındaki rekabet, had safhada. Demirel’den aldığı milli takım kalesini başarıyla koruyan ve Avrupa şampiyonasına katılma şansı yakalayan Babacan, maçtaki Volkan’ların en streslisi. Ama O bu stresin altından kalkabiliyor. Basit hatası yok. Fernandao ve Van Persie’nin kafa vuruşlarındaki uzanışı, yine Van Persie ile karşı karşıya kaldığı pozisyondaki refleksi maçın skorunu belirledi. Kurtardığı penaltı ile de milli takım kalesindeki yerini perçinledi. Yediği golde hatası yok. Dileğimiz Avrupa Şampiyonası’nda da bu başarısını tekrarlaması..

Bravo De Souza!

Orta sahada kaybettiği topu sonuna kadar kovalamak. Kendi kalene girerken topu çıkarmayı başarabilmek. Sonra da arkadaşlarından özür dilemek... Sorumluluk budur. Arkadaşlarına duyulan saygı ve iş ahlakı budur. Bravo De Souza. Topu kaybettiğinde seyretmeyi tercih eden meslektaşlarına güzel bir ders verdin. Arkadaşlarının hatasını kapamaya çalışmak tabi ki daha ibretlik ama hiç değilse kendi top kayıplarını telafi etme çabası futbolun gereklerindendir. Unutanlara yada takım arkadaşlarının sırtına binerek, kahramanlık peşinde koşanlara duyurulur...

Visca hata affetmez

Alves kendi hatasını kapatamayınca Fenerbahçe geriye düştü. Çünkü Başakşehir’de hata affetmeyen bir adam var. Edin Visca. Müthiş sürati hiç boşa gitmiyor. Çünkü bitirici vuruşlara sahip. İkinci golündeki vuruşu tam bir usta işi. Rakipleri bu sezon Visca’yı tutamadı. Başakşehir onu daha ne kadar tutabilecek, göreceğiz. İstikrar Başakşehir’i örnek takım yapıyor...

10 Mayıs 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI