‘’Efes, Milano'ya patladı!‘’
Luca Banchi yönetiminde üst üste 3 maç kaybedip hedeften uzaklaşan Anadolu Efes, kazanmaktan başka çaresi olmadığı maçta sakatlık sorunları yaşayan Milano’yu adeta sürklase etti: 110-66. Lacivert-Beyazlılar tarihi bir farklı kazanıp hayatta kalmayı başardı.
Anadolu Efes'in kazanmaktan başka çaresi olmadığı bir maçtı. Yeni coach Banchi yönetiminde oynadığı 3 maçı da kaybeden, ligde de Büyükçekmece'ye mağlup olan Lacivert-Beyazlılar için tehlike çanları çalıyordu. Efes'in imdadına da Milano yetişti. Takımın yıldızı Mirotiç olmadan İstanbul'a gelen Milano'da Causeur, Nebo ve Diop da sakattı. Leday, Bolmaro ve Dimitrijeviç de sakatlıkları bulunmasına rağmen sahaya çıktı. Bu şartlar altında Milano Efes karşısında en ufak bir direnç gösteremedi. Tabii ki bunda Efes'in baştan itibaren kararlı ve baskın oyununun etkisi de vardı. Yeni transfer Dozier önderliğinde mükemmel bir hücum performansı sergileyen Lacivert-Beyazlılar, ilk çeyreği 24-9 önde bitirdikten sonra farkı giderek açtı ve tarihi bir farkla galibiyete ulaştı. İkili oyunlar sonrası Poirier ve Oturu çok kolay smaçlar bulurken, son haftaların formda ismi Beaubois kenardan gelip çok skorer oynadı ve Milano'nun fişini çeken isimlerden biri oldu.
Play-In şansı hala zor görünüyor
Euroleague'de maç içinde 40 sayı farka ulaşmak kolay değil. Ama Efes her ne kadar aç ve arzulu oynasa da, Milano'nun yılgın ve bitkin hali de farkın buralara gelmesine neden oldu. 110-66'lık skor ile tarihe de not düşüldü. Dozier'in 9 asisti, Beaubois'nın 18 sayısı, forma giyen tüm oyuncuların skor bulması Efes için sevindirici yönlerdi. Ama takım sadece 10 galibiyette ve önünde Olympiakos, Real Madrid ve Panathinaikos'la oynanacak olan 3 maç var. Efes için Play-In şansı hala zor görünüyor...
‘’Hoş geldin Luca Banchi!‘’
Anadolu Efes bir şekilde hedefe doğru gidiyordu. Evinde oynadığı son 4 maçı ortalama 17 farkla kazanmıştı. Basketbolcular oynamaktan keyif alıyorlardı. Coach Mijatoviç tartışılıyordu, bir Euroleague tecrübesi yoktu belki ama bence işi idare ediyordu. Coach değişikliği gerçekleşebilirdi belki ama bu ismin Luca Banchi olması çok şaşırtıcı oldu. Yıllardır Euroleague’de bir başarısı olmayan, sadece Letonya Milli Takımı’na fena basketbol oynatmayan Banchi, vizyon olarak Efes’e bir şey katamaz. Günü kurtarabilir belki ama o işi zaten Mijatoviç yapıyordu. Nitekim dün Efes, 9 sayı geriden 11 sayı öne geçti. 20 sayılık bir diferans yakaladılar ama oradan Asvel gibi bir takıma maçı vermeyi başardılar.
Hamleler yapamadı
Özellikle 4. çeyrek tam bir fiyaskoydu. Efes, 10 dakika boyunca bir saha içi basketi bile bulamadı. 10 sayıyı serbest atışlardan ürettiler. İnanılmaz savunma hataları yaptılar. De Colo hiç kaçırmadan 4 üçlük attı. Asvel takım olarak tam 12 üçlük buldu. Dış adam savunması kötüydü ama çember altını da savunamadı Efesli oyuncular. Basketbolu yıllar önce bırakan (!) sonra Asvel’de ortaya çıkan Tarık Black 15 sayı ve 7 ribaunt ile kariyerinin sonlarında kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkardı. İşler kötü giderken de Banchi de ritmi değiştirecek hamleler yapamadı. Sadece oyuncu değiştirdi o kadar. Zaten Bologna’da buna benzer bir sürü maç kaybetmişti. Umarım ben yanılırım ama bu sezonun devamı Efes için çok ama çok zor geçecek...
‘’Kanarya hata yapmadı‘’
Euroleague’de en tehlikeli olanlar bu tip maçlardır. ‘Nasıl olsa kazanarımı’ havasında maça çıkılırsa ciddi sıkıntılar yaşanır. Nitekim Sarı-Lacivertliler, 33 dakika çok zorlandı. Kendi evinde geri düştü ama bölümde vidaları sıkınca farklı kazanmayı başardı. 7-8 dakikalık iyi savunma ve konsantre hücum Alba Berlin’i devirmeye yetti.
Guduriç’in kararlı ve istikrarlı oyunu
Baldwin ve Zagars’ın yokluğu hücumları etkiliyor. Fenerbahçe organize olmakta çok zorlanıyor. Nitekim maç boyu, daha doğru ilk 33 dakika tam 15 top kaybı yaptı Sarı-Lacivertliler. Hall ve Mays dün bekleneni veremedi. Guduriç’in kararlı ve istikrarlı oyunu galibiyetin anahtarı oldu. Rakip savunmada adam değiştirince pota altında Sertaç’ı çok iyi kullandık. Son bölümde Davis’in arka arkaya attığı 3 üçlük, ona Guduriç ve Biberoviç’in eklenmesi 8 dakikada 28 sayı atılmasını sağladı. Bu sayılar Alba Berlin’in direnci düştükten sonra geldi.
Son 2 galibiyetin temel faktörü; savunma
Anadolu Efes’ten sonra alınan Alba Berlin galibiyetinin temel faktörü ise savunmaydı. Kaybettiği son 5 maçta ortalama 90’ın üzerinde sayı yiyen Sarı-Lacivertliler, son iki maçta rakiplerini 70’lerde tutmayı başardı. Zaten Fenerbahçe’nin kazanmak için başka çaresi de yok. Çünkü hala kötü ve hiç göze hoş gelmeyen hücumlar var. Bunda Jasikevicius’un baş döndürücü rotasyonunun da payı var. Özellikle kısa oyunculara hiç blok süre vermiyor. 2 dakika oynayan kenara geliyor, 3 dakika sonra bir daha oyuna giriyor. Bu değişiklik temposu ile oyuncuların ritm bulması çok zor görünüyor...
‘’Türk derbisi Fenerbahçe'nin!‘’
2024 yılı iki Türk takımı için de çok iyi sona ermemişti. Sakatlık sorunları ile boğuşan Fenerbahçe Beko, kaybettiği son maçta ortalama 90’ın üzerinde sayı yemişti. Hücumda gerçek bir yılıdzı olmayan, takımı oyunu oynayan, doğru set hücumları ile skor bulabilen Fenerbahçe için savunma yapmaktan başka çare yok. Nitekim 24-24 berabere biten ilk çeyrek sonrası, çeşitli savunma stratejileri denedi Jasikevicius. Kombine savunmalar, 5 kısa ile sahada bulunma, uzunlara sürekli ikili sıkıştırma vs... Bu denemelerin hemen hemen hepsi başarılı oldu. İlk çeyrek 10 sayı üreten Larkin, kalan üç periyotta ortalarda yoktu. Efes’in kazandığı maçlarda pota altında büyük hakimiyet kuran Poirier ve Oturu hiç efektif olamadı. Thompson ve Beaubois de hiç devreye giremedi.
Sinekten yağ çıkarmak!
Son periyotta Fenerbahçe’nin yediği 20 sayıya bakmayın. 5.5 dakikada tam 4 sayı yedi Sarı Lacivertliler. O sayıların ikisi de serbest atıştan geldi. Fark da 11’e çıktı. 71-60. Maçın kazananı belli olduktan sonra iki takım da savunmayı bıraktı ve Sarı Lacivertliler özlediği galibiyete ulaştı. Savunma yapmadan maç kazanamayacağı bir kez daha görüldü Fenerbahçe Beko’nun. McCollum, bireysel olarak biraz hücumda katkı yapabilir. Ama tamamlayıcı rolde olacak. Gelecek uzun da tek başına her maç 20 sayı atamayacağına göre, her maç iyi savunma yapıp hücumdan da sinekten yağ çıkarmak durumunda Fenerbahçe Beko... Anadolu Efes’li oyuncuların sahadaki vücut dilini beğenmedim. Sanki sıradan bir maç oynuyormuş havasındaydılar. Çözüm üretmek için çok fazla bir şey yapmadılar. Bryant dışında sorumluluk alan olmadı. Herkes birbirinden bir şeyler bekledi. Hal böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz oldu...
‘’Efes erken pes etti‘’
Sezona evinde sürekli kaybederek ama deplasmanda kazanan Anadolu Efes, İstanbul kabusuna son verdi belki ama dış sahada aynı konsantrasyonu devam ettiremedi. Panathinaikos, Kızıl Yıldız ve Partizan’ı adeta sürklase ederek yenen Efes, son dönemin formda takımı lider Monaco’ya konuk oldu. Böyle bir deplasmanda kazanmak tabii ki kolay değil ama Larkin’in dönmesi ile ivme yakalayan Efes’in de yenilgiyi bu kadar kolay kabullenmesi de hoş değil. Bu yıl çok sürpriz sonuçlar, çok farklı yenilgiler alınabiliyor. Bir hafta önce Real Madrid deplasmanında benzer bir ruh hali ile oynamış ve darmadağın olmuştu Monaco. Bu kez Efes aynı şekilde oynadı. Smits dışında fark yaratmaya çalışan isim yok gibiydi. Zaten skor hep 20’li farklara yakın gitti. 3. çeyrekte Smits’in arka arkaya sayıları ile fark 10’a indi; o kadar. Devamında Monaco çok rahat potaya gitti, çok rahat sayı buldu ve 94 sayıya ulaşmayı başardı.
Gece ile gündüz!
Lacivert-Beyazlılar için kağıt üstünde büyük bir kayıp değil. Halen Play-Off potasının içindeler. Ama oynanan basketbol son haftalarla karşılaştırdığımızda gece ile gündüz kadar farklı. Görünen o ki, bu yıl liderlik ve PlayOff yarışı son haftaya kadar sürecek ve sıralama sürekli değişecek. Güç dengelerinin bu kadar benzer olduğu bir sezonda mental olarak ayakta olan kazanacak...
‘’Efes evine alışıyor‘’
Bu sezon yeni salonuna taşınan Anadolu Efes, sahasına alışmaya zorlandı ama son 3 maçta gelen galibiyetlerle Play-Off yolunda iddiasını sürdürdü. Maça dağınık başlayan ve oyunun başında 9 top kaybı yapan temsilcimiz periyodu 25-14 geride bitirdi. Ama sakatlıktan dönen Shane Larkin’in kenardan gelmesi ile çok şey değişti. Larkin belki bireysel olarak skor yapamadı ama takımı oynatmaya başladı. Top kayıpları azaldı. Onun asistleri sonrası; Oturu, Ercan ve Bryant çok rahat sayı üretmeye başladı. 3. çeyrek sonunda oyun kafa kafaya geldi ve Lacivert-Beyazlılar, öldürücü yumruğu dördüncü çeyrekte vurdu. Sezon başından bu yana Efes’in en çok eleştirilen yönü savunmasıydı. Ama son şampiyon Panathinaikos’u 67 sayıda tutan temsilcimiz, dün de 4. periyotta öyle bir savunma baskısı kurdu ki, Kızılyıldız’lı oyuncuların eli ayağına dolandı. Larkin sadece 4 sayı atmasına rağmen tam 12 asist yaptı, 4 de top çaldı. Özellikle son bölümde farkın oluşmasının en büyük nedeni bu savunma kaynaklı sayılar oldu. Beaubois da 3 top çalıp, gidip turnike attı. Son bölümde gelen 30-10’lık seri inanılmazdı.
Bir galibiyet daha...
Oturu, Panathinaikos uzunlarına da büyük üstünlük kurmuştu. Dün de Kızılyıldız’da Bolomboy ve Petrusev gibi iki önemli uzun sakatlıktan dönmüştü ama Oturu, 17 sayı atarken 6 da ribaunt kurdu, pota altında hakimiyekini ilan etti. Efes, bu sezon 4 numalarından da ciddi katkı alıyor. Dün Ercan ve Smits ikilisi tam 25 sayı üretti. İşler son dönemde iyi gidiyor. Yarın başka bir başka Sırp rakip Partizan, İstanbul’a gelecek. Alınacak bir galibiyet sonrası ilk yarı Anadolu Efes için oldukça iyi bir yerde bitmiş olacak.
‘’Efes şampiyon tanımadı‘’
Anadolu Efes, evinde oynadığı 6 maçta sadece 2 galibiyet alabilmişti. Bu kötü istatistiği bozmak istiyordu. Karşısında ise son şampiyon olmasına rağmen son 5 haftada 4 yenilgi alan Panathinaikos vardı. Efes’te Larkin 45 gün sonra potalara dönerken, Panathinaikos’un en skorer ismi Nunn cezası nedeniyle yoktu. Sert savunma yaparak, hücumda da çok iyi yerleşerek başladı maça Efes. Bu nedenle çok rahat pozisyonlar buldular, topu iyi çevirip doğru şutlar attılar. Larkin’in gelmesi, diğerlerini de hücumda rahatlatmış göründü. Oturu’nun pota altındaki enfes performansı, Nwora ve Beaubois’nin skorer oyunu Lacivert-Beyazlılar’ın alışık olduğu sayılara çıkmasını sağladı. Evinde 93 sayı atmak önemliydi ama Panathinaikos gibi bir takımı 67’de tutmak daha da önemliydi. Her ne kadar PAO çoğu boş olmak üzere kullandığı 24 üçlüğün tam 19’unu kaçırsa da, pota altını çok iyi savundu Efes. Sadece 11 asiste izin verdi. Geçen hafta Partizan deplasmanında ağır bir yenilgi alan Panathinaikos’un biraz reaksiyon göstereceğini düşünüyordum ama hücumda çare bulamayınca çabuk pes ettiler, denemekten vazgeçiler. Sadece Sloukas direnmeye çalıştı o kadar. Zaten bir ara kenara geldiğinde ağlamaklı oldu.
Önlem alması şart
Cedi Osman da özellikle savunma ve ribauntlarda iyi işler yaptı ama Nunn’un yokluğunda daha çok hücum fırsatı gelmesine rağmen bunu değerlendiremedi. Efes için moral ve özgüven kazandıran bir galibiyet oldu. Panathinaikos’ta işler iyi gitmiyor. Bazen oturmuş kadroyu daha da güçlendirmek için yeni yıldızlar alırsan kimya bozulabilir. Bunun en güzel örneği Clyburn’ün Miçiç ve Larkin’li takıma gelmesiydi. Takımda, ‘Biz şampiyon kadroyuz. Şimdi daha da güçlendik’ rahatlığı hakim. Sorun mental bence. Ama Ergin Ataman’ın bir an önce önlem alması gerekiyor...
‘’Fener'e ağır darbe‘’
Fenerbahçe Beko cepten yemeye devam ediyor. Deplasmanlarda harika bir performans sergileyen Sarı-Lacivertliler, evinde rakiplere hediyeler dağıtınca o kritik dış saha galibiyetlerinin de anlamı azalıyor.
Spanouilis’in Fenerbahçesi!
Sarı-Lacivertliler’de dün Hall, Pierre ve son haftaların formda ismi Zagars yoktu. Wilbekın zaten yok. Mays var ama yok. Dar bir kısa rotasyonu nedeniyle hücumda sıkıntı çekeceği belliydi. Ama bu kadar ağır bir yenilgi beklenmiyordu. Monaco’da da Calathes, Furkan ve Diallo gibi önemli isimler eksikti. Normalde Euroleague maçlarında 12’ye bile giremeyen Tarpey mecburiyetten oynadı ama oyunun başında Monaco’nun ayakta kalmasını sağlayan isim oldu. Sonra Mike James, Okobo filan devreye girince beklediğinden çok ama çok rahat bir galibiyet aldı Spanouilis’in Fenerbahçesi...
Hayes Davis’e eşlik edecek bir kişi bile çıkmadı
Bu takım Nigel Hayes Davis’e bağımlı diyorduk. O oynamayınca kazanmanın çok zor olduğunu biliyorduk. Ama dün o oynadı, Hayes’e eşlik edecek bir kişi bile çıkmadı. Fenerbahçe Beko kazanırken de sinyaller veriyordu. Takımın defoları vardı. O defolar ortaya çıkınca da ‘hezimet’ denebilecek ağır bir yenilgi geldi..
Yönetim de aynı şekilde davranmalı
Herşeye rağmen 15 maçta 10 galibiyet, Play-Off için büyük avantaj... Ama kulübün içinde olduğu mental yorgunluk basketbol şubesini de etkiliyor. Profesyoneller ne kadar işlerini yapsalar da, yönetim tarafının da aynı şekilde davranması gerekiyor.
Acil önlem alınması gerekiyor
Birch takımda kalacak gibi. Ocak ayında alınacak uzun Mays gibi değil de takıma katkı verecek bir isim olursa (Kontrat şartlarını bilmiyorum ama Mays’den de acilen çıkmak gerekiyor çünkü artık hiç umut vermiyor) Hall ve Zagars’ın dönmesiyle takım tekrar ritmini bulabilir. Ama acil önlem alınması gerekiyor...