‘’Efes'te düşüş sürüyor!‘’
Anadolu Efes maça felaket başladı, 25. dakikaya kadar da felaket oynadı. 22 sayı geri düştü. Ardından biraz kıpırdanıp, farkı 6 sayıya kadar indirdi ama bu kısa dönem iyi basketbol, Kaunas deplasmanında galibeyete yetmedi. Gece ile gündüz kadar farklı performanslar sergiliyor Anadolu Efes. Asvel deplasmanında sezonun en kötü oyunlarından biri ardından 101 sayı atıp kazanılan Bayern maçı ve dünkü Zalgiris kabusu. Aslında kabus gibi bir maçtı. Zalgiris, Lonnie Walker’ın 3, Siryvdas’ın 2 üçlüğü ile maça başladı. İlk periyot 27-17 sona erdi. Efes sürekli rotasyona girdi ama kenardan gelen kimseden katkı alamadı. Rıdvan oyundayken hücumda hiçbir şey üretemedi Lacivert-Beyazlılar. Keza Willis. Bu bölümde sadece serbest atıştan sayılar bulabildi. Onların da çoğunu kaçırdı temsilcimiz. Zalgiris 15. dakikada 14-2’lik seriyle farkı tam 22 sayıya çıkardı: 41-19. Devam eden 10 dakika da benzer bir şekilde geçti. 25. dakikada ev sahibi ekip 59-39 öndeydi.
Hak etmediği maçı kaybetti
Bu bölümde biraz daha iyi savunma yapmaya başlayan Efes, Beaubois, Bryant ve Thompson ile skor üreten temsilcimiz 14-2’lik bir seri yakaladı 35. dakikada farkı tam 6 sayıya kadar indirdi. 69- 63. Artık maça ortak olmuş ve umutlanmıştık. Ama hücumda gelen top kayıpları, savunma hataları mucizenin gerçekleşmesine engel oldu. Fransisco, adam değişme savunmamızı çok iyi değerlendirdi. Karşısına aldığı her uzun ya geçti, ya üzerinden üçlük buldu. Sonuçta Efes, hiç de hak etmediği bir maçı kaybedip son 4 maçta 3. mağlubiyetini aldı...
‘’Efes nihayet‘’
Anadolu Efes, ligin en çok sayı yiyen 3, en çok sayı atan takımı olan Bayern Münih karşısında harika hücum istatistikleri ile sonuca gitti, 101-90’lık skorla salondan galip ayrılıp Play-Off iddiasını sürdürdü. Deplasmanlarda 5 galibiyet almasına rağmen İstanbul’da sadece 1 kez kazanabilen Lacivert-Beyazlılar, her ne kadar yine potasında 90 sayı görmesine (ki bu ilerisi için tehlike) kazanmasını bildi. İlk yarıda bu yılın en iyi 4 numaraları arasında yer alan Ercan Osmani oyuna ağırlığnı koydu. Larkin’in yokluğunda sorumluluk alan Darius Thompson yine iş başındaydı. Efes, tam tam 56 sayı attığı devreyi önde kapadı. 3. periyot sendromu bizi biraş düşündürüyordu. Nitekim Bayern, Babb ile bu çeyrekte tam 5 üçlük buldu. Kariyer sezonu oynayan Devin Booker attıkça attı, bir ara 15 sayıya çıkan fark 4. periyot başlarken 1’e indi: 74-73. Ama son bölümde Efes, tüm silahlarlarını sahaya sürdü. Nwora katkı vermeye başladı.
Kritik toplar...
Smits çok kritik basketler bulu, hücum ribauntları aldı. Oturu ve Poirier pota altında tekrar hakimiyeti kazandı. Bryant her ne kadar geçen ayki gibi olağanüstü performanslar sergilemese de, dün kritik toplar çaldı, 10 sayılık da skor katkısı verdi. Kazanmak güzel. Artık Efes, evinde yenilgi kapasitesini doldurdu. Rakip kim olursa olsun kazanmak durumundalar. Bayern, Booker-Edwards’ın ellerinde yüksekiyor. Bu ikili takımı sırtlıyor. Booker dün 27, Edwards da 20 sayı üretti. Takım olarak deplasmanda 90 sayı atmayı başardılar. Ama karşılarında kendilerinden daha iyi hücum bir eden Anadolu Efes vardı...
‘’Kabus gecesi‘’
Fenerbahçe Beko’nun iç saha maçları sıkıntılı geçiyor. Deplasmanlarda daha konsantre oluyorlar ama içeride kazanırken de zorlanıyordu. Milano, sezona kötü başladı. Sonra toparlanmaya başladı ama yenilmeyecek bir takım değildi. Bu mağlubiyetin başlıca nedeni takımın sahaya hiç enerji koyamaması ve savunmada hiç agresif olamamasıydı. Milano gibi bir takımdan 22 asist üzerinden 91 sayı yemek kabul edilir gibi değil. Hücumda da 85 sayı atıldı belki ama çoğu organize basket dışıydı. Yıllardır çok eleştirilen Ettore Messina, bu maça çok iyi hazırlanmış. 3 uzunla ve alan savunması ile maça başladılar. Fenerbahçe Beko’nun sırtı dönük oyunlardan yaptığı hücumları tamamen ortadan kaldırdılar. Jasikevicius ise bu savunmaya karşı maalesef çözüm bulamadı. Nigel Hayes yılın MVP adayı. Ama o hücumda devreye giremezken savunduğu Mirotiç 3. periyot sonunda tam 29 sayı atmıştı. Her şeye rağmen 3. periyot sonunda maça ortaktı Sarı-Lacivertliler. Ama felaket bir son çeyrek başlangıcı umutlarımızı da suya attı. Milano, Mirotiç dinlenirken 15- 3’lük seri yakaladı ve 83-68 öne geçip maçı da kopardı. Baldwin uzun süre sonra formda döndü belki ama takımın olmazsa olmazı Nigel Hayes-Davis işin içine girmeyince Fenerbahçe Beko çok farklı bir görüntüye bürünüyor.
Çözüm bulunmalı
Melli haftalardır hiç skor katkısı yapamıyor. Mays geldiği günden beri ortalarda yok. Birch ve Marjanoviç zaten ‘etkisiz eleman’. Kazanırken takımın defoları görünüyordu. O defolar halen duruyor. Sonuçta cepte 12 maçta 9 galibiyet var. Ama işler kötü gitmeye başlarsa gerisi çorap söküğü gibi gelebilir. Tamam piyasada uzun yok ama bir an önce bu duruma çözüm bulunmalı. İçeriyi kapatan, alan savunması yapan Milano’ya karşı çok az yakın mesafe şutu sokabildik. Rakipler de artık Fenerbahçe’ye bu önlemleri almaya başlayacaktır...
‘’Macarlara 5 kişi yetti‘’
12 Dev Adam, belki de rahat kazanabileceği bir maçı kenardan hiç katkı alamayınca zora soktu ama Cedi’nin 33 sayılık müthiş performansı ile Avrupa Şampiyonası’na gitmeye hak kazandı. Maça 9-0 önde başladık. İlk maçta forma giymeyen Ömer Faruk da kadroya dahil olmuş, daha da güçlenmiştik. Ribauntlarda da çok üstünlük kuran ekibimiz skoru hep önde götürdü. Ama Ergin Ataman ne zaman rotasyona girdi, Macarlar hep skora ortak oldu. 9-0’dan sonra evsahibi 22- 21 öne geçti. Cedi, Ercan, Ömer Faruk tekrar oyuna girdi. Cedi’nin yanı sıra Ercan Osmani de kritik sayılar atınca devreyi yine önde bitirdik.
Ömer Faruk’tan pota altında büyük hakimiyet
İkinci yarıda ise fark 14 sayılara kadar çıktı. Ömer Faruk pota altında büyük hakimiyet kurdu. Ama, yine yedekten gelenler oyuna girince işin rengi değişti. Zaten Ergin Ataman, bu kadroya çok fazla tahammül edemedi ve 5 oyuncunun tamamı 30’un üzerinde dakika aldı. Macaristan, Hanga’nın önderliğinde 14 sayı geriden gelip 4. periyodun başında 66-60 öne geçti. Taraftar desteğini de arkalarına almışlardı. Ama mola sonrası yine asıl beşine dönen Milliler, yorgunluğa rağmen çok konsantre bir 5 dakika oynadı. Cedi bu dönemde gerçek bir yıldız gibiydi. Ona Şehmuz ve Ömer Faruk da yardımcı olunca 10-0’lık seri ile maçı yine döndürdük. Macarlar oyunu bırakmadı ama Cedi Osman bu kez maç topu olan serbest atışların birini sokup, galibiyeti getiren isim oldu.
İstanbul’da katkı veren isimler bu kez etkisiz kaldı
Bu pencerelerde deplasmanlarda kazanmak kolay değil. Ama İstanbul’da ciddi katkı veren isimlerin çoğu bu kez etkisiz kaldı. Sadece 5 oyuncudan sayı bularak deplasmanda kazanmak tabii ki de zor oldu. Bu sonuçla Avrupa Şampiyonası biletini aldık. Cedi ve Ömer devreye girdi. Furkan ve Onuralp de şubat ayındaki sıralamayı belirleyecek İzlanda ve İtalya maçlarında katkı vermeye başlarsa, Alperen’in de formda geleceğini düşündüğümüzde elimizde potansiyeli yüksek bir kadro olacak...
‘’Devler kendine geldi‘’
Euroleague maçları, sakatlıklar, Fenerbahçe Kulübü ile yaşanan sorun derken çok ama çok kısıtlı bir kadro ile Macaristan karşısına çıkmıştık. İlk kez milli olanlar ve beraber oynamaya hiç alışık olmayan oyunculardan kurulu bu kadronun, açıkçası özellikle hücumda sıkıntı çekeceğini düşünüyordum. Ama coach Ergin Ataman özellikle mental olarak çok iyi hazırlamış oyuncuları. Son derece kendinden emin ve özgüvenli bir basketbol oynadılar. Kısıtlı kadronun en formda isimleri Şehmuz ve Ercan’dı. Şehmuz bu yıl Bahçeşehir’de bambaşka bir performans sergiliyor. Ciddi süreler alıyor ve takımın skor lideri. Keza Ercan Osmani de. Efes’teki rolü giderek büyüyor. Bu iki oyunu kendisinden bekleneni fazlasıyla verdi. En önemlisi ise Cedi Osman’ın oynadığı basketboldu. Panathinaikos’ta henüz rimini bulamadı. Aldığı dakikalar istikrarlı değil ama dün kalitesini gösterdi ve beklentileri fazlasıyla karşıladı. Bu üç değerli performansın yanı sıra Kenan, Furkan, ilk kez milli olan David Mutaf, ciddi katkılar verdi.
Oyuncuların kararlılığı...
İlk yarıda da hücumlar yeterince iyiydi ama savunma kolay basketlere izin verdi. Ama ikinci yarı itibariyle savunmadaki agresifliğin artması, hücumda da aynı performansın devam etmesi Macaristan’ın direncini kırdı. Fark da giderek açıldı. Şimdi pazartesi günü bu kez Macaristan’da oynayacağız. Mental olarak bir üstünlük kurduk. Ömer Faruk ve Onuralp Bitim de bu maçın kadrosunda olacak. Daha da güçlü bir şekilde sahada olacağız. Bir galibiyet Avrupa Şampiyonası’na katılmamızı sağlayacak. Kazanmanın yanı sıra oyuncuların kararlığılı, sahadaki duruşu beni mutlu etti. Eksikleri düşündüğümüzde potansiyelli bir kadroyuz. Avrupa Şampiyonası’nda da bu takımın iddialı olacağını düşünüyorum...
‘’Anadolu Efes'e İstanbul yaramıyor‘’
Anadolu Efes’i zor bir maç bekliyordu. Paris Basket, Euroleague’in NBA basketbolu oynayan bir takımı. Bütçeleri düşük belki ama yıllardır bir aradalar. Bu takımın yarısı önceki sezon Telekom Bonn ile Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Geçen sene Eurocup’ı kazandı ve Euroleague hakkını elde etti. İlk 4 hafta 3 yenilgi alırken bu yenilgilerin hepsi son topta geldi. Kalan 7 haftayı ise galibiyetle bitirdiler. Neredeyse 10’da 10 yapacaklardı. Bu sonuçları almaları kesinlikle tesadüf değil. Ama Baskonia ve Real Madrid deplasmanlarında üstün oynayıp net galibiyetler alan Anadolu Efes’in de kazanabileceği bir maçtı. Paris kendi basketbolunu oynadı ama temsilcimiz bir türlü ritmini bulamadı. Maç 10’a 2 Paris üstünlüğü ile başladı, öyle de bitti. 40 dakika boyunca Fransız ekibi kaçtı, temsilcimiz kovaladı. Zaman zaman rakibi yakaladılar ama son vuruşu yapamadılar. Özellikle savunma bir türlü oturmadı. TJ Shorts yıllardır bu takımın beyni. Onu çok rahat bıraktık o da istediği gibi at koşturdu. Belki yapılacak ikili sıkıştırma, onu ve Paris’i düzenden çıkarabilirdi ama bu denenmedi. Çoğu kritik anlarda gelen 11 top kaybı da can yakıcı oldu.
Cepten yiyorlar
Bryant’ın sezon başından bu yana gelen istikrarlı performansı giderek artıyor. Onun sayesinde takım maçın içinde kalabildi. Ama Kevarius Hayes’in pota altında kurduğu büyük üstünlük, Paris’in kazanmasına yardımcı oldu. Efes’in deplasmanlarda aldığı galibiyetlerin bu yenilgilerle bir anlamı kalmıyor. Cepten yiyorlar resmen. İç sahada oynanan 5 maçta alınan 4 yenilgi takımın hak ettiği yerden uzaklaşmasına neden oldu...
‘’Fener eksildikçe çoğalıyor‘’
Fenerbahçe Beko’dan müthiş galibiyet... Sarı-Lacivertliler, Wilbekın, Baldwin ve Hall gibi üç oyun kurucusundan yoksun olarak çıktığı maçta, genelde kaybettiği Zalgiris deplasmanından çok önemli ve kritik bir galibiyet elde etti. Uzun rotasyonu eleştirilen Fenerbahçe Beko, kısaların da sakatlığına rağmen kazanmaya devam ediyor. Takım, bir Jasikeivicius takımı olma yolunda ilerliyor. Coach’u eleştiriyoruz bazen ama o karakterini oyuncularına da geçirmiş durumda. Onca eksiğe rağmen savaşarak, iyi savunma yaparak, tabii ki hücum aklıyla kazandı Sarı-Lacivertliler. Burada en önemli faktör ise Guduriç’in oyun kurucu pozisyonunda aldığı sorumluluk ve takımı yönlerdirmesi oldu. Zagars kötü başladı ama iyi bitirdi. İkinci çeyrekteki 26-5’lik seri galibiyeti getirdi.. İkinci yarının başında Zalgiris’in baskılı savunması sonrası top kayıpları geldi. Taraftarı önünde bunu yapmak durumundaydı ev sahibi. Bu baskı sonuç getirdi. Fenerbahçe tam 7 top kaybı yaptı. Ama rakip geri gelmesine rağmen Fenerbahçeli oyuncular hiç geri adım atmadı. Ribauntlardaki 45’e 33’lük üstünlük takımın maçı ne kadar istediğini de gösteriyordu aslında. Sertaç’ın özellikle ilk yarıda yaptığı katkı muazzamdı.
Büyük başarı
Son bölümde Zalgiris 5 kısaya dönüp Mitchell’i 5 numaraya çekti. Bu 5 bizi oldukça zorladı. Fark 17 sayıdan 3’e kadar indi ama sezonun en formda ismi Davis’in hücumda sakin kalışı ve kritik şutları zaferi Fenerbahçe’ye getirdi. 10 maçta 8 galibiyet, hem de bu şartlarda büyük başarı. Ama 3 oyun kurucunun yokluğunda Mays’i de yok sayabiliriz artık. Vücut dili, oyuna bakışı Jasikevicius’un sistemine uyum sağlayamayacak gibi duruyor. Umarız Baldwin ve Hall bir an önce takıma geri döner...
‘’Fener hata yapmadı‘’
Wilbekın’dan sonra Baldwin’in sakatlanması, oyun kurucu olarak alınan Mays’ın oyun kurucu oynatılmaması Fenerbahçe Beko’nun hücum organizasyonlarında zorlanacağını düşündürüyordu. Rakip de iki eski Fenerbahçeli Edwards ve Booker’ın ellerinde yükselen, son 5 kazanıp zirveyi paylaşan Bayern Münih’di... Nitekim maç tahmin ettiğimiz gibi başladı. Sarı-Lacivertiler, sadece Hall’ın bireysel çabaları ile ilk periyotta sadece 13 sayı üretebildi. İkinci çeyrekte ise kenardan gelenlerin müthiş savunma performansı ile Bayern’i uzun süre 2 sayıda tutup Colson ve Guduriç’in etkili oyunuyla 18 sayı atan Fenerbahçe skoru lehine çevirdi. Devre biterken 35 sayı atmışlardı ve takımın skor lideri Nigel Hayes Davis ve son haftaların formda ismi Tarık Biberoviç ise hiç sayı üretememişti. Ama 3. çeyrekte Hayes Davis eşine çok rastlanmayacak bir hücum performansı sergiledi. O ana kadar kullandığı 6 şutu da kaçıran Amerikalı yıldız, devamında 7-7’de ile tam 18 sayı atıp Bayern’in bütün dengesini bozdu, oyunun tüm ritmini Fenerbahçe lehine çevirdi. 10 dakikada 18 sayı atan Davis, maçı da 25 sayı ile tamamlayıp gecenin kahramanı oldu. 8 de ribaunt alan Davis, 17-18 dakika içinde 25 sayı atıp nasıl bir hücum potansiyeline sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.
Zor maçta iyi savunma...
Tarık Biberoviç de son bölümde 3 üçlük atıp takımı rahatlatan isim oldu. Zor bir maçı iyi savunma yapıp, ikinci yarıdaki hücum performansı ile kazandı Fenerbahçe Beko. Sıkıntılı bir dönemden geçilmesine rağmen 8 maçta alınan 6 galibiyet çok değerli. Jasikevicius’un, Mays’e bakış açısı hiç olumlu değil anladığım kadarıyla. Onu bu şekilde hücumda bir kenara atıp etkisiz eleman olarak kullanmaya çalışarak kazanamaz. Mays bir point guard. Tabii ki Euroleague’e adapte olması gerekiyor ama sorumluluk verilmeyen 2 numara gibi oynatılırsa boşa yapılmış bir transfer olur.