Arama

Popüler aramalar

‘’Nefes aldırmadılar‘’

Fenerbahçe yine bir İstanbul takımı karşısında savunma kodlarından bir süre de olsa uzaklaştı. Ümraniye ve Karagümrük’ten sonra dün 2. yarıda takım boyunu ayarlamak konusunda zaman zaman zorluk çektiler. Szalai’nin 47’de yaptığı hatayla gelen gole kadar aslında savunma planı hiç de fena işlemiyordu. Avantaja bırakılanlar dahil 6 kez rakibi ofsayta düşürmüş ve isabetli şut imkanı tanımamışlardı. Bundan sonra iş biraz değişti. 2. golde çizgiyi ve derinliği ayarlayamadılar, uzun süredir görülmemiş şekilde yakalandılar. 2 metre geriden çıkan Topalli’nin golü Jesus’u fazlasıyla sinirlendirmiş olmalı. Tabii bunda 1 dakika önce ikisi savunma ve orta sahadan olmak üzere yapılan 3 değişikliğin tam yerleşememesi de sebep.

Bolca top kaptılar

Jesus bunu seyretmedi. Crespo oyun girdi ve o baskı/savunma kodları hemen hatırlandı. İlk 45 dakika boyunca iyi işleyen oyun bu kez bir üst seviyeye çıktı. Arao-Crespo bağlantısı etrafını da zenginleştiren bir kaynak ve aynı zamanda herkesin mesafesini ayarladığı bir çapa rolü görüyor. Bu 3’lü de çok daha iyi çalışsa da 4’lüde orta saha merkezine bir ekstra oyuncu katılması demek. Ki İstanbulspor seviyesinde bir takım geriden pasla oynamaya çalıştığında bolca top kapan bir oyuna dönüşüyor. Perşembe Rennes maçından 2 gün sonra, skor 3-2’ye gelmesine rağmen hiç endişe duymadan vites artırabilmek ve rakibe nefes aldırmamak da övgüyü hak ediyor.

Jorge Jesus'un Flamengo'daki Harika Dönemi

31 Ekim 2022, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Buradan devam!‘’

Okan Burak geçen haftanın dizilişi ve hücum şablonlarını kullanarak maça başladı. Pirlo ise Diagne ile... Fenerbahçe karşılaşmasında rakibin savunmayı önde kurmasını, Borini’yi hücumun merkezinde tutan, Kouassi ve Colley’i iki kanatta hızlı akınlarla çizgiye indiren yapıdan vazgeçmişti. Muhtemelen Abdülkerim ve Boey’siz rakibi bu bölgeden Kouassi-Diagne fizik birlikteliğiyle zorlamak istedi. Bu anlaşılabilir bir plan ve kırmızı karta kadar da buradan üretim yapılamasa da sinyalleler alabildi. Ancak Galatasararay’ın ön alan presi Karagümrük’ün baş edebileceğinden oldukça fazla bir yoğunluktaydı. Enine, çizgiye basarak iyi genişlediler. Pirlo da savunmayı merkeze toplayıp rakibi kanada yönlendirdi. Ev sahibi kırmızı karta kadar dengeyi böylece kurabildi. Ancak bundan sonra ev sahibinin bir B planı ortaya koyamadığını söylemek lazım. Torreira-Oliveira bağlantısı Karagümrük için fazla güçlüydü.

En iyi çözüm...

Bu tabloda Buruk’un devre arasında Mertens’i yine en etkili olduğu yere İcardi’nin önüne göndermesini bekledim. Ama bunu yapmadı. Bu baskıyı garantilemişken Belçikalı’yı işi bitireceği yere göndermek en iyi çözüm halbuki. Ama hakkını verelim, o sağdan da iş yapmaya devam etti. Galatasaray’ın bu şartlarda sonuna kadar orta saha baskısı ve savunmanın mesafeyi korumasıyla rakibi hiç çıkartmayışı önemli bir gelişme. Buruk buradan yola devam edebilir.

29 Ekim 2022, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Çok güçlü bir mesaj‘’

Rennes 4-3-3 temel dizilişiyle sahadaydı. Öndeki 3’lü Fenerbahçe stoperlerine yakın durdu.Hem hücumda hem savunmada... Arkadan Majer de bu 3’lüyle mesafesini hiç kaybetmedi ve kendisini harika boşa attı.Çok hareketli, çok hızlı bir tek pas oyunuyla baş döndürdüler. Genesio, iyi çalışmış ve ilk maçta 4-4-2'sinin yaşadığı sıkıntıların çözümünü bulmuş gibiydi. Rennes ve Fenerbahçe’nin temel oyun fikirleri birbirine benziyor aslında. Ama onlar hep bir adım daha önde ve bir adım daha hızlıydı. Ve hücumda tek pas oyunları daha gelişmiş. Böyle olunca Fenerbahçe’den farklı olarak, şutu çeken oyuncular hem demarke hem de doğru vücut duruşuyla topla buluştu. Ne olduğunu anlamadan maç 3-0’a geldi. Kolay şutlar olmadığını bilerek Altay’ın da olaya müdahale edemediğini söylemek lazım.

Yenilgiyi kabullenmemek

61’de Jesus’tan 4-4-2 hamlesi geldi. Özellikle Emre’nin sağ kanata müthiş bir akışkanlık getirdiğini söylemek lazım. Zacj ve Arda’nın dahli ise topla ilişkiyi çok daha iyi yaptı. İlk yarıda Rennes ne kadar üstün gözüktüyse 61’den sonra da Fenerbahçe daha gelişmiş bir ekip oldu. Tek eksik hücum alanındaki akışkanlığı ve beceriyi artıramamak olmasına rağmen 3-0’dan 3-3’e dönebilmek gerçek bir meydan okuma. Fenerbahçe bu sene sık sık yaptığı gibi çok güçlü bir mesaj verdi. Bu seviyede bu kadar kötü başlayıp Rennes’i 2. kez toplam 5-0’dan yakalamak, yenilgiyi asla kabullenmemek... Bu çoktandır unuttuğumuz bir Fenerbahçe.

28 Ekim 2022, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yıkıcı son!‘’

Galatasaray, Farioli’nin kibirli pas oyununu maçın başından itibaren cezalandırdı. Enerji depolarını ilk yarıdan tüketmek pahasına çok adamla iyi yayılarak ilk metreden itibaren kademeli bir baskı yaptılar. Alanya zaman zaman kendi yarı sahası ortasına uzun oynamak istediğinde de savunmayı öne çıkararak aynı set ve amansız baskıyı yaptı. Her seferinde Alanya’nın yapmak istediği her şeyi kendi lehine silah olarak kullandı. Goller buldu, golleri ofsayta takıldı. Bu oyun Mertens’i en uçta kullanabilme şansı da verdi. Ki bu da asıl çözüm. Alanya’nın savunmaya yayılışı allak bullak oldu. Zaman zaman sağ kanatları bomboş kaldı. Okan Buruk’un doğal olarak hesaba katmadığı kırmızı kart oldu. Böyle enerji harcayan bir takım için kabus gibi bir senaryo.

Ceza sahasına buyur etti

İkinci yarıya Mertens’i çıkararak 2. bölgede bekleyip risk alan rakibi tek ayak üzerinde yakalamak istedi. Bundan pozisyonlar çıkarsalar da Alanya’yı oyuna ortak etmek zorunda kaldılar. İkinci hamle ise gereksiz bir riskti sanki. 5-3-1’e dönmek Alanya’yı ceza sahası çevresine tüm hatlarıyla buyur etti. Balkovec’in insafsız şutlarının da frekansı arttı. Ev sahibi için can sıkıcı olan, savunmaya yerleşmeyi ve açık bırakmamayı öğrenmişken kalabalık bir çıkış sonrası yerleşemeden yenen beraberlik golü oldu. Mükemmel başlayan bir gece için yıkıcı bir son.

24 Ekim 2022, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yoğun bir baskı!‘’

Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’nin oyun merkezini Deniz ve Berkay’la, sürekli bir pres yoğunluğuyla yordu. Biglia hem savunmasına iyi bir destek verebildi hem de oyun kurulumunda yalnız kalmadı. Ev sahibinin ön alan baskısını enine iyi yayılarak Hasan Ali ve Ömer’in de destek vermesiyle pas istasyonu sayısını artırarak kırmak istedi. Bunda büyük oranda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu yoğunluk, misal İsmail’in Deniz’in baskısı altında kalması gibi sebeplerle büyük bir mücadeleye de sahne oldu. Başakşehir için yolunda gitmeyen Fenerbahçe'nin hemen her rakibinin yaşadığı ofsayt krizi oldu. Kendi sezon ortalamalarını daha ilk yarıda ikiye katladılar.

Delicilikte eksik kaldılar

Okaka’ya uzun oynamak fena bir fikir değildi ama ona yaklaşma konusunda sorun yaşadılar. Fenerbahçe’de ise İrfan ve Valencia topu tutma konusunda iyi, delicilik konusunda eksik kaldılar. Ömer ve Hasan Ali’nin planı iyi uyguladıkları kesin. Sonra Jesus’un hamleleri geldi. Zorunluluk sebebiyle oyuna giren Arao oyunda bir derinlik yarattı ve merkezdeki Başakşehir üstünlüğüne son verdi. Rossi ve Emre ise driplingle rakibin planını zorladı. Pedro’nun da iyi bir pivot görevi gördüğünü söylemek lazım. Baskının hem yoğunluğu hem de şekli değişti. Tempo arttı. Ve Rossi’nin baskı sonrasında gelen güzel golü de işi çözdü

23 Ekim 2022, Pazar 08:25
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe testi geçti‘’

Fenerbahçe, sadece en çok gol atan takım değil, en çok gol beklentisi yaratan, en fazla net pozisyona giren ve ilk yarılarda en fazla gol atan ekip. Bunu sezon başında bekliyor muydum? Bu kadar açık bir farkı hayır. Jesus’un total oyunu Fenerbahçe’yi rakip savunmalar için kontrol edilmesi zor bir ekip yapıyor. Bu oyunun taşıdığı öldürücü risklerin testi de Avrupa Ligi’nde yapıldı. Dolayısıyla Fenerbahçe bu testi geçti denilebilir.

Gol & ofsayt bağlantılı

Fenerbahçe, sadece en çok gol atan takım değil, en çok gol beklentisi yaratan, en fazla net pozisyona giren ve ilk yarılarda en fazla gol atan ekip. Bunu sezon başında bekliyor muydum? Bu kadar açık bir farkı hayır. Peki, bu nasıl oldu? Jorge Jesus’un kompakt oyunu Fenerbahçe’yi sürekli 15-20 metrelik bir takım boyunda tutuyor. Aslında atılan gollerle rakiplerin düştüğü ofsaytlar birbirleri ile bağlantılı. Bu Beşiktaş maçı ile de başlamadı. Daha öncesinde de Fenerbahçe rakiplerini çok fazla ofsayda düşürüyordu. Çünkü Fenerbahçe akına çıkarken, savunma da aynı süratle takip ediyor. Orta saha da koridorları çok iyi paylaşarak durduruyor.

Sadece iki kaçak oldu

Bu total oyun, Fenerbahçe’yi rakip savunmalar için kontrol edilmesi zor bir ekip yapıyor. Hücumda opsiyon tutuyor, dönen topları toplamak konusunda ekstra efor harcamak gerekiyor. Bunun sonucunda takımda 13 farklı oyuncu skor yaptı ve birçok yolla akan oyunda sayı bulmak mümkün oldu. Bu oyunu sağladığınızda bu tip sonuçlar doğal olarak ortaya çıkıyor. Bunda iki kaçak oldu, ilki Ümraniye maçındaki git-gelli oyundu. Diğeri de Karagümrük karşısındaki... Bu iki oyunda da Fenerbahçe hem derinlik hem de genişlik anlamında sorunlar yaşadı.

Crespo farklı oluyor

Peki, bu oyunun taşıdığı riskler ne kadar öldürücü? Bunun testini de Fenerbahçe sanırım Avrupa Ligi’nde yaptı. Sadece bu kadar da değil, ligin en iyi önde basan takımlarından Beşiktaş da kendi evinde standart oyunundan vazgeçti. Dolayısıyla Fenerbahçe şimdilik testi geçti denebilir. Ancak Arao, İsmail ve Crespo’dan ikisi sahada olduğunda Fenerbahçe oyun merkezinin çok daha iyi çalıştığı da bir gerçek. Özellikle Crespo, arkasında biri olduğunda Ankaragücü maçında da 60. dakikadan sonra görüldüğü üzere farklı bir oyuncuya evriliyor.

Maç sırasında öğreniyorlar

Jesus, takımını bu orta saha ile sürdüğünde her şey onlar için farklı oluyor. Neden zaman zaman Lincoln ya da başka tercihler yapılıyor diye sorarsak, sanırım bunun cevabı da her oyuncuyu hazır tutmak. Sürekli maç trafiğinde olunduğu için bu üçüncü oyuncu dışındakilere bu pozisyonları oynamayı öğretecek antrenman sürekliliği yok. Dolayısıyla Jesus, bunu da maç trafiği içinde halletmek istiyor.

19 Ekim 2022, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hatalı çıkış‘’

Ankaragücü cüretkar bir oyunla başladı. Fenerbahçe geriden oyun kurmaya niyetlendiğinde 6-7 kişiyle ön alanda rakibi bozmaya çalıştılar; Çok yüksek enerjiyle. Jesus, Crespo’yu merkezde Lincoln ile tamamlamak isteyince burada Ankaragücü ilk yarıda fizik ve sayısal bir üstünlük sağladı. Rotasyonda bu normal. Ancak 2-0’ı bulduktan ve orta sahayı tamamen rakibe verdikten sonra devre arasında İsmail’i Crespo’nun yanına/arkasına almamayı anlamadım. Ankaragücü iyi ön alan baskısı yaptı, Fenerbahçe’nin sol tarafını çok rahat geçti. Ancak iki şeyi yapamadılar. Savunma çizgisini büyük bir dikkatle orta sahaya kadar çıkaran savunma 3’lüsüne doğru reaksiyonu gösteremediler. Fenerbahçe’nin bu çizgisi klasik bir ofsayt taktiği yapmıyor ama evet rakibi sürekli faux-depart’a (Hatalı çıkış) itiyor.

Crespo örneği...

Fenerbahçe’nin orta sahayı kaybetmesinin yanı sıra (ve buna bağlı olarak) hücumüçgenlerini de doğru kurduğunu söyleyemeyiz. Osayi çok top kaybedenlerin, kontrol pasta çokça sorun yaşayanların başındaydı. Bir duran top ve büyük bir kaleci hatası skoru getirdi. Öte yandan bu tempoyla Başkent ekibi erken yoruldu. 60’da düşmeye başladılar. Değişiklikler ise Ömer Hoca’nın istediği katkıyı yapmadı. İsmail, Rossi ve Pedro’nun oyuna girişi ise hem orta sahaya direnç kattı hem Crespo’nun öne çıkıp oyuna katılmasıyla gollük kontra fırsatları yarattı. Onun maç içi performansı doğru diziliş/rollerin bir oyuncuyu nasıl değiştirdiğinin örneği.

18 Ekim 2022, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Acelecilik ve olgunluk!‘’

Beşiktaş’ın yeni savunma hattının hem uyumsuzluk hem de biraz acelecilikten yaptığı hatalar oyuna damga vurdu. Trezeguet’nin golü, bunun en tepe noktası. Masuaku kaleciye dönebilir ya da daha uygun bir pas arayabilirdi ama en uzağa topu kritik noktada kaleye paralel atmaya karar verince asist oldu. Avcı’nın bunlar konusunda hücumcularını uyardığına eminim. İlk golde savunmada kimsenin topa hareketlenmeyişi ise kornerlerdeki tek örnek değil. Korner alan savunmasında herkes alanını alır ve sonra bölgeye gelen topa hareketlenir. Hem alana göre yayılıp hem hareketsiz kalırsanız büyük sıkıntıya girersiniz. Trabzonspor savunma kanatlarını özellikle de Eren’i pek çıkarmak istemedi. Ghezzal’ı kontrol altında tutmak bu tip bir maçta olmazsa olmaz. Bunu tam yapamadılar. Ev sahibi çizgiye indi. Ancak burada da Beşiktaş’ın genel tercihi belirleyici oldu. Ortalar hemen her seferinde altı pasın içine paralel geldi. Salih ve Dele’yi birlikte içeri sokarken geriye top çıkarmaya çalışmamak -her ne kadar gol bu yolla gelse de- Trabzon’un işine yaradı.

Trezeguet dışında...

Bu sıkıntı baskının arttığı 2. yarıda da devam etti. Ghezzal’ın yokluğuna rağmen bu baskıyı kurabilmek başarı. Ama santrforu ikileyene kadar pozisyon yoğunluğu sağlanamadı. Trabzon ise Trezeguet dışında Beşiktaş savunmasıyla başa çıkabilecek bir sürat bulamayınca sonunu getiremedi. Avcı bu sonuçtan çok mutsuz değildir. İsmael ne düşünüyor bilemiyorum. Beşiktaş hızlı değil, sürekli acelesi varmış gibi oynuyor. Puan durumundaki yer kötü değil ama bu hıza bir olgunluk katmak lazım.

17 Ekim 2022, Pazartesi 07:19
YAZININ DEVAMI