Sezon başından bu yana Kayserispor’un Anadolu takımları arasında en iyi kadroya sahip olduğunu ve daha iyi noktalarda olması gerektiğini vurguluyorum. Belki de sezon başından bu yana ilk kez kadronun kalitesinin bu kadar net sahaya yansıdığı bir ilk yarı izledik. Agresif hücum anlayışı ve son vuruş becerisi yüksek olunca maç beklenmedik şekilde erken çözüldü. Önce bir duran top ve Gavranovic dokunuşu. Ardından Thiam’ın müthiş asisti yine Gavranovic’in ustaca farkı 2’ye çıkarması. Son olarak da Thiam’dan Henry vuruşu ve skor 3-0... Tüm bunlar olurken dakikalar sadece 23’ü gösteriyor, olanı biteni ne RızaÇalımbay ne de oyuncuları anlayabiliyordu. Sezonun ilk yarısı boyunca eleştirdiğim Hikmet Karaman’a bu maç özelinde hakkını teslim etmek gerek. Takım bariz bir şekilde Sivas’ın açıklarının üzerine gitti ve istediğini aldı.

Reaksiyon gösteremedi

Sivas önemli eksikleriyle geldiği Kayseri’de hamle gücünü de kullanamadı. Zaten bu skordan sonra ikinci yarı toparlanma emaresi gösterse de Kayserispor önceki haftalarda yaşadığı sendroma kapılmadı bu kez. Öne geçtiği maçlarda 17 puan kaybedip taraftarını kahreden Sarı-Kırmızılılar, bu kez oyundan hiç düşmedi, aynı konsantrasyonla maçı bitirdi. Yiğidolar’ın 5 maçlık yenilmezlik serisi sona ererken 24 puana ulaşan ev sahibi ise tehlikeli bölgeden uzaklaşarak devre arasına stresi azaltıp girdi

Gaziantep’in bu kötü seriyi bir yerde kıracağı belliydi. Çünkü her hafta gelişen, iç sahada özgüven kazanan oyun haklı çıkacaktı bir şekilde. Öyle de oldu. Üstelik bunu son haftalarda içeride en başarılı takımlardan birine karşı, Rize’yi yenip başarmaları daha da önemli. Her ne kadar ilk 45’in üstün tarafı ev sahibi görünse de Karadeniz ekibi yakaladığı 3 pozisyonu filelerle buluşturmayı başaramadı. 5’li savunmayla rakibine duvar ören Antep’in golü ise soyunma odasına gitmeye ramak kala penaltıdan geldi. 44’te Figueiredo, havadayken Selim tarafından yapılan müdahale ile yerde kaldı. Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi, topun başına geçen Maxim, yerden vuruşla topu ağlara gönderdi: 0-1. Gole karşın uzatmada yine kaçıran taraf Rizespor’du.

Skor eline geçince...

Gaziantep skor üstünlüğünü eline aldıktan sonra daha tehlikeli bir takım. Özellikle de rakip kazanmak zorunda olunca sahadaki oyun Kırmızı-Siyahlılar’ın en işine gelen hali... Nitekim Rize bastırdı, Gaziantep kontraları kovaladı ama ilk 45’te istediğini alan, maçın da sonucunu belirleyen oldu. Gaziantep FK, topladığı 28 puanla ilk 10 içerisinde devreye girerken hedefini tutturmuş oldu. 17 puanda kalan Rize ise ateş hattından çıkma şansını bu yenilgiyle tepmiş oldu.

Kayseri o kadar dağınık başladı ki maça Yeni Malatyaspor en fazla alan bulduğu ilk yarıyı oynadı. Bunu da iki temiz golle taçlandırdı. Hikmet Karaman, Sumudica’yı kendi planıyla vurmayı düşündü. 5’li savunmayla başladı ama takımın bu oyuna alışık olmaması büyük dezavantaja dönüştü. İkinci yarı ise işin rengi değişti. Daha derli toplu bir Kayseri vardı. Gavranovic’in golü de konuğu iyice umutlandırdı. Kuşkusuz maçın kırılma anı Chouair’e verilmeyen penaltı. Yani, VAR’ın bu pozisyonu inceleyip ‘Gel, izle’ dememesi hakikaten hayretlik. Malatya’nın öfkesi, Kayseri için fırsat oldu. Uzatmada Mustafa Pektemek beraberliği getiren golü attı. Sumudica’nın takımı 8 maçtır kazanamıyor. Geçen hafta bahane, kulübede oyuncu azlığıydı. Dün de Hüseyin Göçek... Penaltı muhakkak verilmeliydi. Buna bir şey demiyorum.

Sumudica’nın oyunu

Ancak Sumudica’nın geçen hafta yapması gerekip de yapmadığı hamleler ile dün yapmaması gerekip de yaptığı hamleleri de değerlendirmek lazım. Bir hoca kendi kendini, takımını ancak bu kadar sabote edebilir. Kulübün transfer tahtasının kapalı olduğunu, açmak için 60 milyon TL gerektiğini bile bile “6-7 oyuncu alınmazsa giderim” diyor. Yani demek istediği aslında, “Tazminatımı verin gideyim” ama yönetim yanaşmıyor. Olan Malatyaspor’a oluyor.

Gaziantep FK takımı öyle bir hâl aldı ki deplasmanda kazanamamanın enteresan bir şekilde iç sahada avantajını yaşıyorlar. Zaten dışarıdan da puanlar getirseler ligin hedef takımlarından biri haline gelecekler. Yani rakipleri temkini bırakmadan çıkacaklar karşılarına. Ancak bu durumda Antep’e her gelen ‘ekstradan bir 3 puan alabilirim’ düşüncesine giriyor. Kırmızı-Siyahlılar’ın tuzağı da burada devreye giriyor. Kalabalık savunma bireysel hata yapmazsa ön tarafta Muhammet, Figo veya Maxim’le bir şekilde problem çözüyorlar ve istediklerini alıyorlar. Dünkü maç da tam olarak böyleydi. ‘Kazanırım’ diyen Alanya’yı kusursuz savunmayla ilk yarıda uyuturken ikinci yarıda 56’da gelen erken gol maçın çilingiri oldu. Tabii Alanya pes etmedi.

Novais attı ama...

Novais’le eşitledi. Kaos oyununa sürüklenen maçta sonucu Famara’nın kendi kalesine attığı gol belirledi. Kulübe hamlelerine bakıldığında bençi daha güçlü olanın kazandığını söyleyebiliriz. Erol Bulut; Merkel, Dicko, Cenk hamleleriyle maçı istediğini rakibe de kabul ettirdi. Son 5 maçında 4yenilgi yaşayan Alanya’da Bülent Korkmaz etkisinin terse döndüğü aşikâr. Takımın yaşadığı hastalık ve sakatlıklar bunda elbette etkili ama tabela pek iç açıcı gitmiyor.

Nuri Şahin’in sistemi, konuk takımların aşması güç bir oyun ortaya çıkarıyor. Kasımpaşa’ya kadar evindeki son 3 maçını kazanıp aynı anlayışı Lacivert-Beyazlı ekibe karşı da sergilediler. Genç hocanın 3-4-3’ü bireysel hataları en aza indirgediği sürece zaten her takıma sıkıntı yaşatır. Kasımpaşa’nın kontra çıkışlarını doğru kademelerle önlediler, baskıyı presle kırdılar. Yani topsuz oyunda patron kim onu gösterdiler. Topu aldıklarında kaleye çabuk gitme istekleri ise çoğunlukla duvardan döndü ama bir duran top sonrası 38’deNaldo’nun kafasıyla golü buldular. Antalyaspor’un bu sezonki ikinci kafa golü. Nuri hocanın bu kadar uzunların yer aldığı bir takımda daha fazla kafa golü bulması lazım. Çünkü güçlü kapanan ekiplere karşı zorlanıyorlar dünkü gibi.

Hoca istikrarsızlığı

Kasımpaşa’nın hamlelerle beraber çabasını izledik. Savunma duvarını bozmadıkları gibi hücumda da tehdit ettiler son ana kadar. Nitekim 2’yi bulamayan, 52’de Mukairu’yla yüzde yüzü kaçıran Antalyaspor’u uzatmada Umut’un attığı golle skora dengeyi getirdiler. Kasımpaşa kadro olarak aslında bulunduğu yeri hak etmeyen bir takım. Ancak yaşanan hoca değişiklikleri takımın kafasını geçen sezondan bu yana o kadar karıştırmış ki maç içerisinde yaşadıkları dalgalanmalar en büyük problemleri. Bunu aşabilecekleri bir istikrar yakalayamazsalar zaten ligde kalmaları mucize. Parantez olarak; Donk’un hem savunmada, hem de golde katkısı çok büyük, hep üst düzeyde kalması gençlere önemli bir örnek.

Maç şiddetle galibiyete ihtiyacı olan iki takımın karşılaşması olunca haliyle oyun kalitesi beklemek hayal... Birtarafrisk almaya çalışırken diğerinin ortaya koyduğu temkin kısırlaştırıyor oyunu doğal olarak. Yine de Rize açısından daha baskın ve sonuca yakın bir maç izledik. Tetteh’in direğin içinden çıkan enfes şutu dışında konuk ekip üretmekte güçlü geçti. Kağıt üzerinde hiç fena sayılmayacak kadroyu kendi başarısızlığını örtmek için her hafta yerden yere vuran Sumudica’nın sözleri sonrası zaten takım performansı ortaya koyabilmek çok daha zor. Özellikle hücumda çoğalmakta ciddi sıkıntı yaşadı Rumen hocanın ekibi. Hamza Hamzaoğlu maçı kazanmayı daha çok isteyen taraftı, hamle gücü de rakibine oranla daha iyi zaten. Bunu da fazlasıyla kullandı tecrübeli teknik adam.

Hamzaoğlu ve hamleler

Remy, Alper ve Deniz’i oyuna alıp topu iyice 3. bölgede tutan Karadeniz ekibi nitekim Alper’in başlattığı, Deniz’in bitirdiği atakla golü buldu. 80. dakikada gelen gol kaleye gidemeyen Yeni Malatya’nın fişini de çekmiş oldu. Rizespor hak ettiği bir 3 puan kazanırken Sarı-Kırmızılılar dibe vurdu. Sadece, “Elimde oyuncu yok” demek için 85’e kadar değişiklik yapmayan Sumudica, halbuki Jospin’i salsa orta sahaya baskıyı kırıp momentumu çevirecek. Yazık gerçekten... Konu yetersizlik ise; sakat Remy, vasat Deniz ve formsuz Alper’i sokarak kazandı Hamza Hamzoğlu. Yani kazanmayı istedi, denedi.

Bu sezon özellikle büyük takımların kötü gidişleri Anadolu'daki bariz hoca performanslarının da etkisiyle gerçekleşiyor. İlhan Palut, Ömer Erdoğan, Emre Belözoğlu gibi isimler çok konuşuluyor ama sessiz sedasız lige damga vuran biri daha var. Oda Adana Demirspor'un hocası Montella... Devraldığı darmadağınık ve düzensiz kadroyu öyle toparladı ki taş gibi birtakım çıkardı ortaya. Giresun'dan sonra Alanya'yı da yenmek Adana Demirspor için Süper Lig'de bir eşiği atlamak demek. Bu başarıda Vargas'ın da katkısı çok büyük. Sezon başından beri harika işler yapıyor. Attığı golle maçın kilidini açtı. Alanya Diedhiou ile eşitledi ama bu kez sahneye Balotelli çıktı. İtalyan yıldız bir kez daha takımını öne geçirdi. Asist de yine Vargas'tandı.

Alanya toparlanamadı

Alanya'nın toparlanan kadrosuna rağmen Demir'in baskısını kaldıramadığını gördük. Bence Yunus Akgün de Galatasaray'ı pişman etmeye devam ediyor. Montella ile ulaştığı seviye önemli. Asistiyle Bjarnason maçı bitiren isim oldu. Kuşkusuz Adana Demirspor 26 puanla artık Trabzonspor'un çok uzak da olsa dikiz aynasındaki takımlardan biri olmayı başardı. Tebrikler Montella. Süper Lig'de İlk kez karşılaşan iki takımın maçında seyir zevki de oldukça yüksekti.

Uzun bir seri yakalayamadı, takım puan tablosunda mükemmel bir noktada değil ama Montella bu sezonun bana göre en başarılı hocalarından. Kadro yapısı olarak birbirinden bu kadar kopuk bir oyuncu grubunu o kadar iyi toparladı ki oyun olarak geldikleri nokta kesinlikle takdiri hak ediyor. Son haftaların en formda takımlarından Giresunspor'u doğru analiz etmiş İtalyan hoca. Tuzağa düşmedi. Dengeli bir oyun sergilediler maç boyunca. Takım savunmasının merkezindeki isim de kuşkusuz Stambouli'ydi. Orta sahada böyle tecrübeli oyuncuların yönlendirme kabiliyeti maç kazandırıyor. Üstelik skoru da üreten isim yine o oldu. Gökhan'ın asistinde uzatmalarda takımını zafere taşırken 90 dakikanın da yıldızıydı.

Keleş saygı kazandı

Giresunspor'a gelince... Hakan hocaya da ayrı parantez gerekiyor. Çünkü tabelada mağlup olsalar da oyun olarak yenilmeyen, saygıyı hak eden bir ekip haline geldiler. İlk sezonda kalıcı olmak kolay değildir. Ancak Giresunspor şu anda düşme potası civarında yer almayı hak etmeyen tek takım belki de. İki takım için de devre arasında yapılacak olan takviyeler ligdeki kaderlerini belirleyecek. Planlama eksiklerine karşın hoca faktörleri sayesinde takdir gören iki takımın bunu doğru organizasyonla yukarı taşımaları mümkün.