‘’Mustafa'nın eli net penaltı‘’
Mustafa Yumlu’nun 12. dakikada arka arkaya cezaalanı içerisinde iki kez ihlali var. Önce Gomez’i arkadan tutup çekti, sonra da yerde üzerine gelen topu koluyla net bir şekilde oynadı. Yüzde yüz penaltı, Mustafa
Yumlu’ya da da kırmızı kart gösterilmesi gerekirdi. 33. dakikada Cavanda bilerek isteyerek ayağının ucuyla kalecisi Esteban’a pas verdi. Kaleci de topu eline aldı. Tartışmasız, yorumsuz endirekt serbest vuruş verilmesi gerekirdi. Maçın ikinci yarısı biraz daha kontrollü geçti diyebiliriz. Gomez’in Douglas’la girdiği ikili bir mücadele var. Gomez kayarak düştü. Pozisyon temiz göründü. Yalnız Beşiktaş, bu maçta galibiyeti
yakalamamış olsaydı, ciddi hakem vakası olarak tartışma yaratırdı. Çünkü ilk yarıda Bülent Yıldırım ile ilave yardımcı hakem Hakan Ceylan’ın Trabzon ceza alanı içerisindeki hem penaltı pozisyonu hem
de kaleciye pas olan kararları ciddi manada maçın önüne geçebilirdi.
‘’Selçuk'un penaltısı yanlış‘’
Gençlerbirliği’nin kazandığı penaltıda Stancu topu önüne aldığı anda Denayer hazırlıksız yakalanıyor ve kontrolsüz bir giriş yapıyor. 16. dakikadaki pozisyonda Galatasaraylı oyuncu, eliyle Stancu’nun karnına doğru hamle yapıyor.
Bu temas penaltı için yeterli midir, tartışılabilir. Ancak Denayer’in hareketi kesinlikle çok riskli. Dolayısıyla hakemin penaltı kararına kimse yanlış diyemez ya da hatalı düdük çaldığı yönünde eleştiri yapılamaz. 60. dakikada Galatasaray’ın kazandığı penaltıda ise pozisyon karamboldü, net görülemedi.
Yakın mesafeden Selçuk İnan’ın şutu Doğa’nın karnından sekti. Bence bu pozisyonlar kesinlikle penaltı değil. Kaldı ki Doğa’nın kolu da zaten açık değil. Aslında şunu belirtmek lazım; gol öncesinde de Kulusic ile Umut’un mücadelesinde ben herhangi bir faul görmedim. Kısacası Hüseyin Göçek’in hem faul hem de devamındaki penaltı kararları maçın gidişatını etkiledi.
‘’Biri doğru biri yanlış‘’
Maçın 11. dakikasında Mijailovic ceza alanı içerisinde top Nani’nin ayağındayken kayarak hamle yapmaya çalıştı. Topla oynayamayacağını anladığı anda ayaklarını bükerek hem Nani’ye hem de topa müdahale etmeme isteğini gösterdi. Aydınus’un penaltı vermeyerek oyunu devam ettirmesi bence de doğru karar. Yalnız penaltı da çalmış olsaydı kimse bir şey diyemezdi.
Kontrollü olmalıydı
Aynı Mihajlovic 57. dakikada ise Fernandao’nun kontrol ettiği topa net biçimde eliyle müdahale etti. Verilen penaltı kararı net ve tartışmasız. Fırat Aydınus’un Mijailovic’e sarı kart göstermemesi eksik kaldı. Maçın içerisinde konuşulacak ve kritiği yapılacak en önemli pozisyon Mabiala’nın gördüğü kırmızı kart. İkinci sarı kart ve gördüğü kırmızı kart pozisyonunda pozisyon almaya çalışan Fernandao’ya eliyle ve vücuduyla kontrolsüz hareketini net bir şekilde gördük. Karar doğruydu ve Mabiala’nın daha kontrollü olması gerekirdi.
Sekmiş olsa dahi...
Maçın son dakikalarında Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Hasan Ali Kaldırım’ın dizinden sekerek eline temas eden pozisyon, MHK’nin devre arasında hakemlere verdiği talimatlara göre panaltı olması gerekirdi. Çünkü hakemlere şu söylendi; “Kol vücuttan açıktaysa, açı genişletiyorsa vücudun herhangi bir yerinden sekmiş olsa dahi elle oynama olacak şekilde değerlendirin” denmişti. O yüzden bu pozisyon sonrasında penaltı kararı gelmeliydi.
‘’Viera kararı yerinde‘’
Serkan Çınar, bazı kritik pozisyonlarda doğru kararlara imza attı. Mesela 12. dakikada Beşiktaş’ın hızlı geliştirdiği bir atakta topsuz alanda pozisyon almaya çalışan Oğuzhan’ı formasından tutup çeken Murat Duruer’e oyunu ettirip daha sonrasında kart gösterdi ki yaklaşık 2 dakika kadar da top oyun dışına çıkmamıştı... 15. dakikada ise Beşiktaş’ın kazanmış olduğu ilk gol öncesinde Viera, Gomez’e engelleme suretiyle faul yaptı. Hakemin kararı doğru ancak Gomez sıyrılsa ceza alanına girecekti. Burada Çınar’ın sarı kart da göstermesi gerekirdi. Aslında Viera’ya göstermediği kart dışında Serkan Çınar hata yapmadı.
Gomez’le çarpıştı!
18. dakikada Ahmet İlhan, Beşiktaş ceza alanına gönderdiği ortada Marcelo topa yan dönerek ve elini açarak müdahale etti. Serkan Çınar pozisyonu görmedi. Ancak bence yardımcı hakem İsmail Şencan devreye girip gecikmeli de olsa doğru penaltı kararı verildi. Bana göre de penaltı kararı oldukça netti. 43. dakikada Rizespor kalesine doğru biraz dışında Viera, Gomez’in önünde kritik sayılabilecek kayarak topa yaptığı hamlede niyet tamamiyle topa yönelikti. Zaten bu oyuncu ilk temasında topa müdahale ettikten sonra Gomez’le çarpışıyor. Oyunun devam kararını ben de destekliyorum.
‘’Van Persie'nin golü verilmeliydi‘’
Fenerbahçe’nin 56. dakikada Van Persie ile bulduğu gol, yan hakem Danos’un bayrağıyla ofsayt nedeniyle iptal edildi. Pozisyon şüpheli. Avrupa’da böyle durumlarda hakemlere golü desteklemeleri önerilir. Ancak yan hakem bu konuda cesaretli davranmadı. Bana göre gol verilmeliydi. Aynı yan hakem 65. dakikada yine Hollandalı oyuncunun bir pozisyonunda bayrağını kaldırdı, burada da hatalıydı. Orta hakem Clement Turpin yardımcısı Danos’un hataları dışında maçı çok iyi yönetti.
‘’Kesinlikle penaltı değil!‘’
Umut Bulut’un yere düşürülmesinde penaltı yok. Umut, iki Başakşehirli oyuncunun arasında ceza alanı içerisinde kendisine bir müdahale yapılmış izlemini vererek, kendisini yere bıraktı.
Pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Aslında Özgür Yankaya’nın maç içerisindeki kararlarına baktığımız zaman, bundan önceki maçlarına nazaran iyi gibi göründü.
İkili mücadelelerdeki yorumları hatalı olsa da, kabul edilebilirdi.
Ancak son penaltı kararı, maçın skoruna direkt etki etti.
‘’Otorite sıfır, kararlar yanlış!‘’
5 gün önce Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal-Barcelona maçını yöneten Cüneyt Çakır’ın; bu mücadeledeki genel yönetimi içerisinde hem faullerde hem de gösterdiği kartlardaki standardı alın, bir de dün akşamki Fenerbahçe- Beşiktaş derbisindeki verilen-verilmeyen faulleri, gösterilen-gösterilmeyen kartları bir karşılaştırın. Aradaki uçurumun, ne kadar büyük olduğunu göreceksiniz. Şimdi soruyorum; Çakır’ın daha maçın 3. dakikasında Volkan Şen’in golü öncesinde, Alper Potuk’un, İsmail Köybaşı ile girdiği ikili mücadelede kendini yere ne kadar kolay bıraktığına çaldığı düdüğü, Avrupa’da yönettiği hangi karşılaşmada çalar!
Burada yaralayıcı hareket var
20. dakikada Caner Erkin ve Ricardo Quaresma’ya sarı kart gösterdi. Caner’in eliyle (-ki daha önce de aynı hareketi yapmıştı. Fakat görmezden geldi) kendisine yapmış olduğu ikinci itiraza sarı gösterdi. Peki, aynı pozisyon içerisinde Quaresma ne yaptı? 37. dakikada ise Beck, ayağındaki topa vurmak isterken telaşlandı ve topa kontrolsüz, dikkatsiz bir şekilde vurup, topun üzerinden önündeki Volkan Şen’in sırtına ayak tabanıyla yaralayıcı şekilde bastı. Bu hareket, kesinlikle kırmızı kartı gerektirir.
Çok geç müdahale etti
Ancak burada faul bile çalmadı, Beşiktaş lehine taç atışı verdi! Caner 42. dakikada, önce Quaresma’ya sert bir faul yaptı, hızını da alamadı, bir de önündeki Beck’e kontrolsüz bindirdi. Caner, 2. sarıdan kesinlikle atılmalıydı. Çakır, 65. dakikada Sosa ile Volkan Şen’in birbirlerini itmelerine, tutmalarına, tartışmalarına o kadar geç müdahale etti ki, gösterdiği sarı kartlara bu iki oyuncu bakmadı bile.
‘Tartışılırım’ korkusu yaşadı
Çünkü sahada oyunun kontrolünü sağlamada zorlanan, çekingen, ‘maçtan sonra tartışılma korkusunu’ yaşadığını, maçın başından sonuna kadar net biçimde gösteren bir hakem vardı. Volkan Şen’i oyundan çıkması sırasında bile; sanki genç birine nasihat verir gibi sırtını sıvazlamadığı kaldı! Burada bile, ‘sahanın otoritesi bende’ hissiyatını gösteremedi. Sonuç olarak; MHK’nın mecburen bu maça vermek zorunda kaldığı Çakır, bir kez daha Avrupa’da farklı, Türkiye’de farklı yönetim sergilediğini gösterdi.
‘’Her şey güzel ama son pozisyon...‘’
Maçtan yaklaşık 30 dakika önce Muharrem Usta’nın taraftarlarına uyarı konuşması, Trabzonlular üzerinde etkili oldu. Hami Mandıralı’nın da soyunma odasında oyuncularını sadece işlerini yapmaları konusunda telkinde bulunması da saha içerisine pozitif anlamda yansıdığını net biçimde gördük. Aslında bir çok kesimin büyük protesto ve olay çıkacağı beklentileri Trabzon’un futbol şehri olduğunu göstererek bu kesimleri de hayal kırıklığına uğratmış oldu. Yalnız şu uyarıyı yapmadan geçemeyeceğim... Trabzon takımının en zayıf halkalarından biri Mustafa Yumlu. Her an her dakika takımının içine dinamit koyacak yapıya sahip. Belli ki oyuncu kişiliği ve karakteri henüz oturmamış.
Geri pası atladılar
Maçın başlamasıyla beraber yaklaşık ilk 30 saniyelik zamanda Trabzonlu oyuncular kendi yarı alanlarında durarak topa yönelik bir hareketlenme yapmadılar. Osmanlı takımı kendi alanında top çevirdi. Sonrasında kalecileri Ahmet Şahin, gelen topu eline alarak oyunu başlattı. Şimdi soruyorum o topu Ahmet Şahin’e hangi oyuncular attı. Bu bir kaleciye geri pas değil midir? Pozisyonda hakem ve yardımcıları resmen uyudu. Maçın genelinde sportmence bir maç oldu. Hakemi zora sokabilecek pozizyon da yoktu.
Erkan’a kart gerek
Yalnız 70. dakikadaki Musa Nizam’a adaşı Musa Çağıran’ın hareketine takıldım. Bir de maçın son saniyelerinde Erkan Zengin’in Torje’ye arka arkaya kasıtlı hareketlerine Özgür Yankaya’nın önce kart gösterme niyetinde olduğunu hissettirip, sonrasında vazgeçmesiydi. Buna açık ve net söyleyelim... Eğer Erkan’a kart göstermekten çekinip, bunu raporda belirtecekse, eyyamın tavan yaptığı bir harekete
tanıklık etmiş oluruz.