‘’Onun için de kritik‘’
Mevcut hakem kadrosu içerisinde özellikle ligin ikinci yarısında en iyi çıkış yapan hakem şüphesiz Mete Kalkavan. Sezonun son derbisi ve de şampiyonluğu ciddi manada etkileyebilecek olan bu maçta göstereceği performans, Kalkavan adına hem UEFA’daki geleceği hem de Türkiye’deki kariyerinin belirleyici olmasında önemli bir etki oluşturacaktır.
Ev sahibi Galatasaray’ın şampiyonluk yarışının dışında olması onun açısından bir şans olarak görülebilir. Ancak unutulmaması gereken, bu tip maçların ne favorisi olur ne de sonucu önceden kestirilebilir. Kontrolü kaçırdığınız an başınıza gelmeyen kalmaz. Dolayısıyla çok kontrollü, ciddi ve iyi bir hazırlık yapması gerektiğini de unutmamalı.
‘’Ofsayt tartışılır, penaltı kararı doğru‘’
Griezmann’ın attığı golde pozisyonun başlangıcı çok kritik ve şüphe oluşturdu. Bu yüzden tartışmaların yoğun yaşanmasına sebebiyet verdi. Bana göre pozisyon ofsayt ancak olayı gole prim tanıma açısından değerlendirmeliyiz.
Torres’in penaltı pozisyonunda ise Bayernli oyuncu Torres’e iki kez çelme taktı. İlk hareket ceza alanı dışında. İkincisi ise bana göre ceza alanı çizgisi üzerinde yaşandı ki çizgiler ceza alanı içinde sayılır. Çıkan penaltı kararı da bu sebeple yerinde oldu.
‘’Gereksiz diyaloglar‘’
Türkiye’de oyunun sık sık kesilmesi, temponun düşmesine hakemlerin ne kadar müdahil olduklarına birkaç örnek verelim...
25. dakikada Gökhan Gönül, duran topu çabuk başlamak niyetindeyken, hakemin izin vermeyip, Gaziantepsporlu oyuncularla girdiği diyaloğa bakmak lazım. Yine 37. dakikada Fenerbahçe’nin geliştirdiği atak sırasında ikinci top oyuna gelince, yine oyunun durması! Halbuki bu tip pozisyonlarda ikinci topun oyuna ya da oyunculara etki edip etmediğine bakmak lazım. Bir başka pozisyon; 45. dakikada Karcemarskas, kale vuruşu kullanacakken, orta alanda yine hakemin Hürriyet’le uzun süre yaptığı sohbet.
Uyarı yapıyorlar...
Bunlar, bizim hakemlerin gereksiz oyunun temposunu düşürmeye ve kesmeye yönelik birkaç örnek. Bir başka dikkatimi çeken olay da son haftalarda hakemlerin kural dışı hareket yapan oyunculara kart göstermek yerine, uyarı yapmaları. Sonuçta Mete Kalkavan, ligin ikinci yarısında iyi çıkış yapan ve performası en iyi hakemlerin başında geliyor. Ancak seyir zevkini artıracak, bu tip pozisyonlarda kendisini geliştirmeli.
‘’Penaltı tartışılır, kırmızı doğru‘’
Halis Özkahya’nın Trabzonspor’un aleyhine vermiş olduğu penaltı, hakem yorumuna girer.
Aykut Demir düz dursa ve ellerini vücuduna yapıştırmış olsa sadece toptan korunma niyeti olur ama yan döndüğü zaman hakemin kafası da karışır.
O zaman Aykut’un bilerek veya kendine avantaj sağlayabilecek bir durum yaratması söz konusu olabilir ki, hakem bu durumda penaltı çalarsa çok fazla eleştiri yapamayız.
Devamında sarı kart doğru çünkü topun yönü kaleye doğru. Kıvanç’la yaşadığı pozisyonda da oyundan atılması kararı doğru.
‘’Aydınus'un çöküşü!‘’
Galatasaray ceza alanı içerisinde 2. dakikada yaşanan pozisyonda Denayer’in topa omuzuyla müdahale ettiğini düşünüyorum. 8. dakikada da Selçuk İnan, Bursa’nın hızlı ve çabuk atağında rakibine bilerek faul yaptı ancak avantaj oluşunca hakem maçı devam ettirdi. Oyun durduktan sonra Selçuk’a sarı kartı göstermedi. Aynı Selçuk bu kez 15. dakikada Batalla’ya sert bir herekette bulundu. Aydınus, yine avantaj oynatıp sonrasında sarı kart göstermeyince tepki çekti.
Penaltı güme gitti
Tam bu sırada 19. dakikada Bursa ceza alanı içerisinde Jem Karacan, dirseğiyle topla çok net biçimde oynadı. Bu hareket yüzde yüz penaltı olması gerekirken, Fırat Aydınus, Selçuk’a göstermediği kartlar ve seyircinin yoğun tepkisinin etkisinde kalarak ilave yardımcı hakem Caner Ak’ın uyarmasına rağmen Galatasaray’ın penaltısını yedi.
Otoriteyi kaybetti
Son dönemlerde büyük bir çöküş içerisindeki Aydınus, ilk yarının son dakikalarında oyunun kontrolünü de yitirme noktasına geldi. Nedendir bilinmez ikinci yarıda da Selçuk İnan’a yapılan kural dışı hareketlere kart göstermemek için inat etti. Yalnız üzerine vazife olmayan bir şey yaptı ki, Podolski ile Yasin’in kapıştıkları pozisyon arasına takım arkadaşlarıymış gibi girdi. Yasin de Aydınus’u tutup çekip kenara itti. Böylece otoritesini yerler altına aldı.
‘’Kırmızı kartlar yanlış‘’
Ali Palabıyık, ilk 45 dakikada neredeyse mükemmele yakın bir maç yönetti. Öyle ki sahada hakemin olup olmadığı belli değildi. Gelin görün ki ikinci devre tamamen ilk yarıdan farklı tartışma yaratacak kararlara imza attı.
Rizesporlu oyuncu Makiadi’yi oyundan ikinci sarı kartla ihraç ettiği pozisyonda bu oyuncunun amacı, niyeti ve düşüncesi tamamen topla oynamak. Tabii ki oyuncu vücut vücuda olan pozisyonlarda elini doğal olarak kullanacak. Ancak bu pozisyonda Galatasaraylı oyuncu Yasin kendini avantaj oluşturabilecek bir şekilde yere bırakınca Palabıyık’ı yanıltmış oldu.
Bariz gol şansı değil
Rize’nin skor 2-1’ken ofsayt gerekçesiyle iptal edilen kararı doğru. Yalnız aynı yardımcı, Ahmet İlhan’ın önemli ve tehlikeli olabilecek atağına ofsayt bayrağı kaldırdı ki; pozisyonu Hakan Balta bozuyordu. Aynı Hakan Balta’ya bariz gol şansını engellediği için gösterdiği kırmızı karta da katılmıyorum.
Çünkü Deniz Kadah’tan önce Hakan çabuk davranıp topa dokunuyor. Rakip Hakan’ın ayağına takılıp düşüyor. Pozisyon kesinlikle bariz gol şansını engellemeye yönelik bir hareket değil. Sonuçta özellikle ikinci yarıda Ali Palabıyık’ın önemli sayılabilecek kritik pozisyonlardaki kararları maçın gidişatına direkt olarak etki etti.
‘’‘Ba ve Ali atılmalıydı‘’
Skor berabere iken maçın 19. dakikası kırılma anıydı. Skubic, taç atışından topu oyuna soktuktan sonra Ba, ceza alanı içerisinde arkasında Rangelov’u görerek dirseği yüzüne yaralayıcı biçimde dirseği çaktı. Hareket direkt kırmızı kart ve sonucu penaltı olmalıydı. 76. dakikada ise Konya defansındaki son adam Ali Çamdalı, Fernandao’ya kayarak bariz gol şansını önlemek adına net, tartışmasız kırmızı kartlık bir hareket yaptı. Ancak hakem Tolga Özkalfa, skora yönelik eyyam bir kararla çok açık gördüğü pozisyonu geçiştirdi.
‘’Skandal hakem kararları‘’
Maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu, son haftalarda enteresan kararlara imza attı. Öyle pozisyonlar var ki verdiği kararlara baktığımızda bu hakemin böylesine önemli bir kategoride maç yönetmesini ve bulunmasını sorgulattı. 11. dakikada M’Billa ile Hakan Balta’nın ceza alanı içerisinde -tabiri caizse kıran kırana- mücadelesi oldu. Bu pozisyona devam kararı çıktı. Eğer ki oyunun her alanında bu tip hareketlere devam kararı verebiliyorsan itirazım olmaz. Ama gelin görün ki bu tip pozisyonlara farklı dakikalarda farklı kararlar verdi.
Kontrolsüz hareketti
Karşılaşmanın o kadar çok tartışılacak pozisyonu var ki bu tarz tartışmaların yaratılmasını hakem Uğurlu sağladı. Donk’un kırmızı kart gördüğü pozisyonda bir defa top cepheden geliyor, oynama mesafesinde topa ayağını uzattığı an Antalyalı oyuncu erken hamle yapınca Donk’un rakibine müdahalesi oluştu. Buradaki direkt kırmızı karta katılmıyorum. Burada en fazla ‘kontrolsüz hareket’ ve karşılığı sarı kart olmalıydı.
Emre’ye niye çıkmadı
Bu pozisyona kırmızı kart gösteriliyorsa, Emre’nin rakibinin kasıklarına doğru yaptığı harekete iki defa kırmızı kart göstermesi gerekirdi. Misal Hakan Balta, sarı kartı varken ayağını Yekta’nın kafa hizasına kaldırdığı darbesine mutlaka ikinci sarı kart gösterilmeliydi. Ancak maçın birçok bölümünde bu tip kartlık hareketlerde hep yanlış kararlar çıktı.
Sadece ofsayt doğruydu
50. dakikada akıllara zarar bir karar daha verdi Uğurlu. Donk, ayağındaki topu Eto’o’ya doğru vurdu ve koşarak ceza alanı içerisindeki Kamerunlu’ya çok net ve tartışmasız penaltı yaptı. Penaltı vereceğine oyunu devam ettirdi. Aynı Eto’o, 53’te elinin yardımıyla atmış olduğu golü ilave yardımcı hakemi Özgüç Türkalp’le konuşarak nizami olarak ‘gol’ kararı verdi. Bana göre Antalya’nın 3. golünde hem Eto’o ofsayt değil hem de Emrah’a gol pası verdiğinde Emrah da şüpheli diye adlandırdığımız bir konundaydı. Burada yardımcı hakemin kararını destekliyorum.