Bursaspor’un konumunu ve hoca değişikliğini dikkate alınca Trabzonspor için bu maçın kolay olmayacağı belliydi, öyle de oldu. Ancak daha ilk yarının ilk dakikalarında Trabzonspor maçın nasıl şekilleneceğine dair işaretleri erken verdi. Oyunu domine eden ve geriye yaslanan Bursaspor’un her anının kıymetini bilen Bordo-Mavililer’in gole en çok yaklaştığı dakika 19 oldu. Yusuf’un her savunmanın ayarını bozacak serbest vuruşunda Anthony’nin kafası direkten gelirken, Fırtına’nın özgüveni ise iyice yükseldi. Belki dün gece skore direkt olarak yansımadı ama son haftaların 2 etkili ismi Anthony ve Ekuban’ın varlığı Trabzonspor için gerçekten de çok kıymetli. Hem ön bölgede her yerde tehlike arz ediyorlar hem de rakibi çıkmayacak kadar zorluyorlar. O anlardan birinde daha yine Anthony’nin kafası üstten dışarı çıkarken, Bursaspor, Yusuf Erdoğan’ın pasında Sakho’nun kaçırdığı, bir anlamda da Uğurcan’ın kurtardığı şansı çok arayayacağını henüz o dakikalarda tahmin bile edemiyordu.

Erken bitebilirdi ama...

İkinci yarıda da rollar fazla değişmedi. Trabzonspor’da biraz daha Abdülkadir Ömür oyuna girdi ve zaten dengeyi de o bozdu. Ama ne bozmak... Dakikalar 68’i gösterirken Anthony’nin ayak içiyle uzattığı pası yay üzerinden kaleye öyle bir gönderdi ki, Bursaspor kalecisi de stattaki ve ekran başındaki herkes gibi izlemekten başka bir şey yapamadı. Bursaspor ise bir hocayla sahaya çıkmanın getirdiği dezavantajla bir türlü organize olmayı başamayınca iş çok fazla bireyselliğe kaldı. O anlarda da Trabzonspor izin vermedi. Maç uzatma anlarına kalmadan bitebilirdi. Ancak Abdülkadir Ömür’e yapılan penaltıda Sosa fırsatı kullanamayınca bir 15 dakika daha izledik. Sonuçta kazanan değişmedi ve Trabzonspor derbiler haftasında önemli bir galibiyete imza atmış oldu.

Trabzonspor’un yakaladığı seri ve oyuncularının performansı ortada. Rüzgarı kelimenin tam anlamıyla arkasına almış durumda.

Böyle bir atmosferde, Beşiktaş gibi yakalaması gereken bir rakibi lider Başakşehir ile oynuyorken, Bursaspor karşısında kazanmaktan başka çaresi yok.

Yusuf, Anthony ve Ekuban’ın formu, Trabzonspor için en büyük avantaj. Özellikle Anthony ve Ekuban’ın gol şansı gerçekten de her oyuncunun isteyeceği türden.

Favori Fırtına

Bu arada Ünal Karaman’ın işinin rakip kim olursa olsun her geçen gün daha da zorlaştığı bir gerçek. Kale hariç neredeyse her mevkide büyük bir rekabet söz konusu.

Kısa süre öncesine kadar kendisine bile böyle zor bir karar eşiğinde kalacağını söylesek kesinlikle inanmazdı.

Yani her yakın geçmişli gelişmeyi alt alta koyarsak ve bir sağlama yaparsak bu 90 dakikanın favorisi deplasmanda bile oynasa Trabzonspor’dur.

Beklendiği gibi oldu ve Trabzonspor, maça hızlı başladı.

Tam Antalya sahasında oyun kuracakken, Doukara’nın attığı nefis gol Bordo- Mavililer’in tadını tuzunu kaçırdı. Ancak Ünal Karaman’ın öğrencileri, beklenenden çok çabuk toparlandı. Karşılaşmada dakikalar 21’i gösterirken, gelişen ilk organize atakta Olcay’ın pasında Anthony yine golünü attı. Fırsatçı oyuncu hem formda hem de çok ciddi bir gol şansı var ve bu sayede kendisi kadar Trabzonspor’un da işini kolaylaştırıyor.

Hüseyin’in kötü gecesi

Eşitlik golünden sonra oyun üstünlüğü ilk yarıda tamamen Trabzonspor’a geçti demek yanlış olmaz. Her ne kadar savunmada Hüseyin’in formsuz gecesinde zaman zaman olmayacak pozisyonlar verilse de Karadeniz ekibinin bu durum Karadeniz ekibinin rüzgarını dindirmeye yeterli olmadı.

Ekuban seriye devam etti

İkinci yarıya Trabzonspor, Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür’ü biraz daha önde kullanarak başladı. Bu da kısa sürede meyvesini verdi. Dakikalar 58’i gösterirken Abdülkadir’in nefis vuruşunda direkten dönen topu, tıpkı Anthony gibi gol şansı yüksek ve formda bir başka isim Ekuban tamamlayarak stattaki atmosferi değiştirdi, 61. dakikaya hayli keyifli girildi.

Bu dakikadan sonra her şey daha kolay oldu, ancak skorun artmasında başrolü Anthony oynadı. Yıkılmıyor, yılmıyor, asla yetinmiyor.

Olcay geceyi 1 gol 1 asist ile tamamlasa da Anthony her açıdan gecenin adamı olmayı sonuna kadar hak etti.

Geçtiğimiz hafta Başkan Ahmet Ağaoğlu ile beraberdik. Kendisini biraz zayıflamış olmakla beraber hastalığın etkisinden tamamen kurtulmuş olarak gördüm. Enerjikti, yine çok samimiydi. CAS davasından havalimanındaki uyuma görüntüsüne, menajerlik sisteminden Trabzonspor’un son ekonomik durumuna kadar her şeyi konuştuk. Benim en çok merak ettiğim noktalardan birine de yanıt buldum bu sohbette. Bu yönetim, içinde birçok başkan adayı barındırıyor olmasına rağmen nasıl oldu da hiç çatırdamadı, tam tersine kale gibi ayakta durdu. Zira son 3-4 yönetim mutlaka sorunlar yaşamış, ciddi ayrılıklar ortaya çıkmıştı. Başkan, formülü, “Ortak karar almak” şeklinde açıkladı. Doğrusu bu kadar sorunla uğraşırken bir de başkan adayı kalibresinde kişilerle ortak çalışmayı başarmak, başkanın en önemli icraatlarından biri.

Hami hocaya alınılmaz

Bir başka söyleşiyi de Trabzonspor’un yaşayan efsanelerinden Hami Mandıralı ile yaptık. Dünü, bugünü ve geleceği konuştuk. Manşete ise Yusuf ve Abdülkadir ile ilgili söylediği, “Daha 40 fırın ekmek yemeleri lazım” sözünü çıktık. Son dönemin en çok konuşulan 2 oyuncusuyla ilgili böyle net bir ifade kullanmasının ardından gözler oyunculara çevrildi ama beklenen yanıt gelmedi. Çünkü onlar da Hami hocalarının asla kötü niyetli bir açıklama yapmayacağını, ‘abi’ ve hatta ‘baba’ nasihati yerine geçecek sözler sarf ettiğini bilir.

Yönetim şansı

Yerlide Uğurcan, Abdülkadir Parmak, yabancıda Ekuban, Anthony... Bu isimleri sezon başında alt alta koysak ve Trabzonspor’u sırtlayacağını savunsak herhalde en iyi ihtimalle bana ‘hayalperest’ derdiniz. Ancak önce yönetim, yönetim diyorum çünkü transferin vebali, politikanın sahibi önce yönetimdir, sonra da Ünal Karaman risk aldı ve sonuçları ortada. Sezon başında konuştuğumuzda, bu ‘isimsiz futbolcu’ politikası için, “Önemli olan bizimle aynı hedefi paylaşması, Fransa 3. Ligi’nden de İran’dan da oyuncu alırım” demişti başkan. Bu kazanımların bir önemi de yerine koyabildiğiniz sürece elinizdeki oyuncuları satabilme avantajıdır. Çünkü ancak o zaman Abdülkadir’i, Yusuf’u gönül rahatlığıyla yollayabilirsiniz.

Puan cetveli açısından farklı kulvarlarda olsalar da dünkü hedefleri ortak iki takımın maçı çok entresan görüntüler ortaya çıkardı.

İlk yarının 40 dakikasında müthiş bir Trabzonspor baskısı vardı, Lukac sahne aldı. Sonra Akhisar yüreklendi, Uğurcan canlandı.

İlk yarıda iş kopmayınca oyunun şekli şemali değişti. Üstelik bir de kontradan Akhisar golü gelince ortalık ana baba gününe döndü.

Kurgular şaştı, planlar panik atağa bağladı. Her şey olabilirdi. Ancak normalde öne geçip puan kaptırma geleneğine sahip Trabzonspor bu kez tersini başardı. Önce Anthony, sonra da Sosa’nın vuruşları havayı değiştirdi.

Zor haftalar artık, her puan altın değil pırlanta.

Yusuf’u ıslıklamak

Skor ne olursa olsun eğer o uğultular Yusuf içinse çok yazık. Türkiye’ye rol model olma yolundaki Trabzonspor’un en değerli ürününü böyle kenara alıyorsanız yazıktır, günahtır.

Maçın olayı

İlk yarıda çok çok net pozisyonlar bulmasına rağmen Trabzonspor’un oyunu kopartacak, rakibin direncini kıracak golü bulamaması ikinci devreyi bambaşka bir maç havasına soktu.

Maçın starı

Maçın adamları demek daha doğru olur. O zaman da yaptıkları kurtarışlarla Uğurcan ve Lukac’ı pekala öne çıkartabiliriz.

Gecenin sorusu

Bir Anthony bir Rodallega sahne alabiliyor ama sanki Trabzonspor’un daha net vuruşu olan bir golcüye ihtiyacı yok mu?

Kısa mesaj

Alt sıraların ateşi sürdükçe artık kolay maç olmayacağını her geçen hafta deneyimliyoruz.

Değişik bir maçtı. Trabzonspor’un haber satırlarında okuyacağınız üzere motivasyonu bir hayli fazlaydı. Bu motivasyona uygun bir kadro sıkıntılar sebebiyle belki sahada yoktu ama Trabzonspor, varmış gibi oynadı. Özellikle Novak’ın dönüşü, Sosa’nın katılımı ve Abdülkadir Ömür’ün yokluğunda Yusuf Yazıcı’nın aldığı sorumluluk, Bordo- Mavililer’in fark yaratmasını sağladı. Çok gereksiz yapılan penaltı olmasa Abdülkadir Parmak’ın attığı gol gecenin şöleni olacakken 3 puanı getirmekle kaldı. Ancak şu bir gerçek ki Trabzonspor doğru yolda ilerliyor. Sosa, Burak, Onur, Kucka, Pereira ve niceleri gidiyor, yerlerine artık yenileri konulabiliyor, taraftar da arkasında duruyor. Tabi ki burada Buraklar, Onurlar gitsin, ne gerek var demek istemiyorum. Onlarla da doğru ayrılmak, kulüpte sembol olacak isimlere motivasyon sağlamak da işin bir başka yönetim boyutu. Özetle Trabzonspor dün kendi gibi, önde oyun kurarak, bildiğini yaparak oynadı ve kazandı, artık kafalar da puan tablosu da rahat.

Maçtan dakikalar şu şekilde:

3: Jose Sosa’nın ceza sahası dışından yaptığı sert vuruşta top direğin yanında auta çıktı.

5: Sol kanattan gelişen Göztepe atağında Berkan ortaladı, ön direkte Jerome’un vuruşunda top üstten auta gitti.

23: Trabzonspor’un kullandığı köşe vuruşunda kafayı Rodallega vurdu, top dışarı gitti.

27: Hugo Rodallega’nın pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Yusuf Yazıcı’nın şutunda kaleci Beto topu ayaklarıyla çıkardı, dönen topu kafayla tamamlayan Rodallega takımını öne geçirdi: 0-1

52: Ceza sahası içinde Ekuban!’ın pasını alan Yusuf Yazıcı sol çaprazdan vurdu, kaleci Beto ise topu iki hamlede kontrol etti.

70: Hosseini ile girdiği ikili mücadelede yerde kalan Serdar Gürler, takımına penaltı kazandırdı. Penaltıyı kullanan Deniz Kadah, kaleci Uğurcan’ın solundan topu filelere gönderdi: 1-1.

74: Rakip ceza alanında topu alan Anthony’nin geriye doğru çıkardığı pasta Abdülkadir Parmak, yay üzerinden gelişine sert vurdu ve yerden giden top köşeden ağlarla buluştu: 1-2.

90: Abdülkadir Parmak’ın kale önüne gönderdiği topta Kadu ters bir vuruş yaptı: 1-3.

Riskli bir orta alan kurgusuyla sahaya çıkmıştı zaten Trabzonspor. Bunun üzerine bir de Sivasspor takımı Trabzonspor’un kilit oyuncularıyla çok yakın oynayıp oyunun akan noktalarını kilitleyince Bordo-Mavililer çok zorlandı. İlk yarı boyunca Karadeniz ekibinin Sivasspor’u hiç dengesiz yakalamadığını söylesek yanlış olmaz. Sivasspor tarafında ise tam tersi bir durum söz konusuydu. Ev sahibi sık sık Trabzonspor’u zora sokacak akınlar geliştirdi. İşte o anlarda da savunmanın kritik müdahaleleri ve Uğurcan Çakır devreye girdi. İkinci yarıda ise Sivas biraz daha gevşedi belki ama hücumda da bir o kadar istekliydi. Bunun karşılığında bir topu da direkten döndü, sonra da golü geldi. Evet, Trabzonspor’un çok önemli eksikleri vardı ama mevcutlar ölçeğinde Sivaspor’un da dersine çok iyi çalıştığını söylemek lazım. Golden sonra ise Trabzonspor uyandı. Son haftaların yükselen değeri Abdülkadir Parmak’ın golü hayat verirken, 2 topun birden direkten dönmesi gerçekten talihsizlikti.

Gecenin sorusu

Abdülkadir Ömür’ü acaba taraftar tam olarak nerede görmek ister mevki açısından.

Maçın starı

Uğurcan Çakır en kritik anlarda sahneye çıkarak takımının direncini yükselten isim oldu.

Maçın olayı

Trabzonspor’un yedekler dahil tam 11 altyapı kaynaklı oyuncuyla sahaya çıkması.

Kısa mesaj

Trabzonspor’un böyle sıkı rakiplere karşı alternatif oyun planları geliştirmesi şart.

Trabzonspor’da sezon başındaki en büyük sıkıntı sürekliliğin sağlanamamasıydı. Çünkü o süreçte, Karadeniz ekibi önemli işler çıkarsa da oyunun geneline yayılamayan tempo hep sorun çıkarmıştı, çok iyi oynanan maçlarda bile puan kayıpları yaşanmıştı. Ancak nihayet Bordo- Mavililer bu problemin önüne geçmeyi başardı.

Bu başarılınca da son haftalardaki pozitif tablo ortaya çıktı. Çünkü önde oynayan Trabzonspor ile baş etmek gerçekten güç.

Yusuf, Abdülkadir, Rodallega, dün olmasa da Sosa, gerçekten de uğraşılması zor futbolcular.

Rize karşısında da temposunu oyuna yansıtan ve sahanın hep kontrol edeni olan bir Trabzonspor vardı sahada. Sonuçta goller de üst üste geldi ve Ünal Karaman’ın takımı belki de ilk yarının en kolay galibiyetlerinden birini aldı.

29 puan elbette iyi ancak çok daha iyisi olabilirdi. Bunun için de başta orta saha ve defans olmak üzere eksikler belli. Giderilirse Trabzonlular ikinci yarıda çok daha iyi bir takım izleyebilir.

Gecenin sorusu

Sosa’nın yokluğunda sabit bir oyun kurucu olmadığı için Trabzonspor daha ne kadar zorlanır!

Maçın starı

Skor ne olursa olsun hiç kuşku yok ki, günün adamı olmayı hak etti Abdülkadir. Sadece attıı golle değil, tüm Trabzonspor akınlarının içindeydi.

Maçın olayı

Günün gidişatını değiştiren isimlerden biri de Uğurcan’dı. Genç kalecinin golden önceki net kurtarışı maçın akışını değiştirdi.

Kısa mesaj

Ünal Karaman, Kucka'yı zorunluluk hali dışında sildiğine göre devre arasında orta saha transferi şart.