‘’Elimize sağlık...‘’
3 hafta geçti Galatasaray’ı çözebilene aşk olsun. Florya’nın havası limoni adeta. Ne açıyor, ne de tam kapalı. Sözün kısası bir hafta iyi, diğer hafta izlerken ailece uyumaca. Zamana bırakacağız başka çare yok. Bir de Selçuk’tan başka konu yok sanki. Oynayacak mı, yedek mi kalacak, Hızır mı Yunus mu misali anlamsızca. Yeni arkadaşların zırt pırt sakatlanmalarını masaya yatırmak varken konuşulması gereken. Taraftar takımını özlemiş. Hatırı sayılı bir seyirci topluluğu. Bilen şöför arkadaşların topluca aldığı saçma sapan bir karar yüzünden
taraftar takım buluşması bir ay rötarla dün akşam yaşandı. Maça geçmeden ülkemizde bir ilk olan çocuk tribünü çok şıktı düşünenlerin beyninine sağlık...
Anlatılması imkansız
Hareketli ve hararetli bir başlangıç ev sahibi adına. On beş dakika insanı mest eden. Hele bir gol var ki uzun zamandır görülmeyen. Metin Oktay’ın imzalarına benzeyen büyüklerimizin anlattıklarıyla örtüşen. Eren öyle bir gol attı ki anlatılması imkansız, kelimelerin kıfayetsiz kaldığı Orhan Veli’nin uslubuyla. Sneijder, Bruma ve Tolga’nın gayreti taraftarın gazı çeyrek saat işte o kadar. Tam acaba başka bir lig izliyoruz derken, acı bir fren yine ev sahibi adına. Yok yok rüya da değiliz, yine ülkemizdeyiz, yine uyutan bir futbol...
Şanssızlığı diyelim
İkinci 45 baskıyla başlayan yine aynı adres. Özellikle sol kulvardan bindirmeler başarılıydı. Yasin’e yapılan hareket penaltı mı hakemhocaları konuşsun. Ayrıca Galatasaray adına ilk kez birinci bölge de bu kadar iyi takım savunması yapması artısı oldu Floryalılar’ın. Kusura bakmasın ama Sabri dışında. 2016’dayız ve hala bu isimse, ben ne diyeyim size. Sinan Gümüş’ün antresi geç kalınmış bir karar. Yine Sneijder’in mektubu yine okuyan Eren. Ardından penaltı, Selçuk şanssızlığı diyelim, haftalardır konuşulursan ayakların titrer, dolanır, beceremezsin. Hep birlikte yaptık elimize sağlık...
‘’Sağ tarafa transfer şart‘’
Ne yalan söyleyeyim hazırlık maçlarını görünce umutlandım ve geçen sezonki Galatasaray’dan en azından eser yok dedim kendi kendime, taa ki Manchester akşamına kadar... Lastik patladı şoför camdan atladı misali, sıkı bir takım karşısında gerçeklerle başbaşa kaldık bir anda. Öncelikle Linnes’in yerine birini bulmalı acil. Nasıl bir transfer bu arkadaş, özgeçmişi iyi olabilir ama ülkemize geldiği günden şu ana kadar kılını kıpırdatmadı, olacak iş değil. Eyvallah bir ön libero ve santrfor şart ama sağ taraf için farz, hem de duble farz. Norveçli sadece kendine zarar verse laf etmeyeceğim, önünde oynayayan Bruma’yı da bozuyor iyi mi...
Bruma gece gündüz gibi
Bruma demişken ilk gelişinden bu güne kadar matematiğe vurursak gece ile gündüz kadar fark var. Satılması diye en ufak bir düşünce olmamalı. Zaten bu yönetim bunu da yaparsa gerisini siz düşünün, benim dilim varmıyor. Keza Sneijder’in gitmesi için bir davul çalmadıkları kaldı içimizdeki İrlandalılar’ın, Mustafa Denizli’nin deyimiyle. Gördünüz nasıl mücadele ediyor, nasıl işini ciddiye alıyor, ceza saçmalığına rağmen. Gidecek diyenlere ‘kapak ‘ diyelim kapatalım konuyu. Hakan Balta ve Sinan Gümüş de kaldıkları yerden devam. Peki ya diğerleri...
Leiva keyif veriyor
Serdar Aziz’i ayırıyorum pek fazla görmedik, gördüğümüz anlarda da sınavı geçmiş gibi, şimdilik fragman olumlu bana göre. Ne olursa olsun Muslera’ya güven sonsuz. Başka da kimse yok literatüre giren. Ne olacak peki. Yönetim en kısa zamanda transferleri gerçekleştirmeli. Leiva mutlaka alınmalı. Hem ön libero hem de 3. bölgede keyif veriyor. En önemli olan, Melo seslerini kısar Brezilyalı. Bir başka yakın görünen isim Eren. Galatasaray bu oyuncuyla her konuda el sıkıştı, zaten kendisi de gelmek için gün sayıyor. Kasımpaşa ile anlaşılırsa hafta sonu onu Florya’da görebiliriz, belki daha da yakın. İsabetli transfer olur. Rodallega bağıra bağıra kaçtı, sorumlusu şu an Galatasaray’ı idare edenler. Ceza saçmalığından sonra ikinci skandalıdır Dursun Özbek ve arkadaşlarının. Allah üçüncüden saklasın...
‘’Skandal!‘’
Zürih sınavında sınıfı geçen Galatasaray, Young Boys önünde. Tamam maç yazacağım ama Sneijder’e yapılan haksızlığa değinmezsem içim rahat olmayacak. Dursun Bey, sizinle tanışmışlığımız yok. Kısaca konumuz dışında hakkınızda konuşamam ama mali olarak kulübe yaptığınız ‘İlk yardım’ mükemmel. Ya Hollandalı. Yahu elinizdeki tek yıldız oyuncu, Edirne’nin ötesini hesaplarsak. Nedir bu Sneijder’i göndermek merakı.
Size tavsiyem binin bir gün metroya ya da otobüse, kısaca insan içine çıkın, görün bakın taraftarınız bu konuda ne diyor. Ben anlatmayayım üzülürsünüz. Daha iyisini alamadıkça -ki alamazsınız- bu hareketler gerçekten zır yanlış benden bu kadar, maça dönmem lazım çünkü...
İyi ki Bruma var
Zürih maçının aksine sezonda pek göremeyeceğimiz kramponlar ilk onbirde. Mesala Salih Dursun. Unutanlara hatırlatalım geçen sezon Trabzon formasıyla kiralık oynayan üstelik Galatasaray maçında hakeme kırmızı kart gösterip bizde kahraman (hatta Trabzon da heykeli dikilecekti iyi mi) dünyanın dalga geçtiği olayın as solisti!
Bu arkadaş dünkü maçta Chedjou’nun partneri tandemde. Hay Allahım ya, bu nasıl bir omurgasızlıktır. Skandal kardeşim bunun adı skandal. Neyse iyi ki Bruma var sinirleri alan, skandalın üzerini örten. Öyle bir gol attı ki genç adam, anlatılmaz izleyin...
Adam olacak çocuk
Maçtan çıkardığımız; Riekerink bu sene 4-3-3 oynatacak. O zaman bir Melo bulamadık diye ağlamaya gerek yok. Gönderilmesi istenen Chedjou’yu iki maçta da gördük ki, gitmesi hata olur. Sneijder olmazsa olmaz. Bruma bu dönemin yıldızı. Hamit, abi görevine devam ve gerekli. Umut’un belki de son maçı maalesef olmuyor.
Hele arkadaşlarına pas vermeyip rüştünü ispat etmeye çalışması üzücü. Olcan da bırakmış yazık. Genç Birhan’ı beğendim eyvallah kendini fazla gösteremedi ama adam olacak çocuk...
Oyuna sonradan antre yapanlar arasında Linnes ve Carole önceki maçlara göre daha iyiydiler. İzinli olanlar katılıp üç bilemedin iki kayda değer transfer yapıldı mı geçen sezonu yaşatmazlar taraftarlarına Floryalılar kesin, net...
‘’Umut var...‘’
Yeni sezon hepimize hayırlı olsun deyip başlayalım yazımıza. Yönetimin bugüne kadar yaptığı en doğru iş Riekerink’in takımın başında kalmasıydı. Kupada Fenerbahçe galibiyeti sonrası söylemiştik kalacağını, bir yıl içinde gelen 4 teknik adamı da matematiğe vurarak. Hollandalı’yı öncelikle futbolcular seviyor ayrıca genç oyunculara verdiği değer en önemli sebep Galatasaray’ın şuan ki kasasını da düşünürsek. Ayrıca hırslı yapısı ve başarıya aç olması da diğer artılar... Peki ya yanlışlar yönetim adına, bir kere ceza sistemi. Maksimum saçmalık, minimum düşünce. Bir otorite şovu yapmak istiyorsan biraz mantıklı olmalı. Eyvallah alırsın karar 2016-2017 için dersin ve uygulamaya koyarsın bende senin elini sıkarım. Sezon başlayacak en değerli futbolcularının kramponlarına pranga koymak ne alaka.
Yakışıyor ona
Gelelim düne, Zürih maçına. İlk onbirden bir hayli kişi var yeni sezonda takımda göreceğimiz. Anlayacağınız bu mevsimde oynanan sürüsüne bereket gazozuna maçlardan değil yani. Son derece ağır idmanları düşünürsek Galatasaray takımından öyle müthiş bir tempo beklemek hayaldi. Öyle de oldu zaten. Futbolcu, futbolcu gidelim isterseniz. En merak edilen tabii ki Bruma. Şimdiden hazır, biraz topla fazla haşır neşir olsa da ne yalan söyleyim yakışıyor genç futbolcuya. Attığı gol inanılmaz şıktı. Bu yıl en önemli kazanç Floryalılar adına... Bir de Linnes ayak uydurursa takım rahatlar...
Sinyalini verdi
Umut yine saç baş, hareketli ama son toplar yine bildiğiniz gibi. Serdar Aziz’in performansı iyi ki alınmış dedirtircesine. Chedjou da sırıtmadı, partneri sağlam olunca O da iyi oluyor demek ki. Sneijder takımın patronu olmazsa olmaz cinsinden. Donk’un acil elden çıkarılması lazım. Hamit de uzun maraton içinde tecrübesiyle gerekli, dün bunun sinyalini verdi. Keza Yasin de, şahsi oynamayı bırakmış gibi şimdilik. Arkasında oynayan Carole da ayak uyduran cinsinden. Oyuna sonradan girenlerden Sinan kaldığı yerden devam. Olcan da kalmalı. Emrah’ ı da beğendim. Her an hazır bir joker olabilir. Endoğan’ın golü Sinan’ın becerisi. Berk’in imzası nefis. Diğerleri için konuşmak erken. Durum vahim değil, hatta umut bile var. Ama bir merkez oyuncu, bir de santrafor şart değil farz...
‘’Utan Yasin Öztekin‘’
Son iki 90’da parçalı bulutlu da olsa iyi ve gayretliydi Floryalılar, sayılı dakikalarda, Yasin’in gruplaşmayı fotoğrafladığı pozisyon haricinde. Belli ki kreş hocasının sıcaklığı kramponlara yetmişti. Ama bu kadar sıcaklık yeter miydi 3 hafta sonrasına. Finaldeki rakip büyük ihtimal Fenerbahçe. Zaman kısıtlı, daha çok fırın ekmek meselesi üstelik bu mevsimde. Oynanan futbolun iyileşmesi,
arkadaşlığın pekişmesi yetişir mi...
Bilemem müneccimle bir akrabalığım yok bugüne kadar. Olmadı diyelim, ya farklı bir sonuç, mazallah takımı da götürür, başkan ve arkadaşlarını da, görünen köye bakarsak. Hayırlı mı olur sizce. Böyle hayırı kimse istemez bence. Düne bakarsak ilk maçta Rize’de alınan 1-3’lük skor yetmişti Galatasaray adına...
Halı saha futbolu
Böyle bir skorla Arena’ya çıkmış takımın hocasından ne beklersiniz. Siz yorulmayın ben söyleyim. Rotasyon. Ama haklı kimle, neyle. Sezon başından beri kimler geldi, hiç. Devre arası yine hiç. Batan geminin ürünü Donk ve buraya gelince tanınamayan bir Linnes. Her iki takım da hızlı başladı ama orta sahalar yok, top bir o kalede, bir bu. Özetle halı saha durumu. Ev sahibinde 1. bölge aynı durumda defansın arkasına atılan toplarda bir panik, bir panik ki sormayın gitsin. Yalnız bütün bu olumsuzluğa rağmen bir hareketlilik ve istek var Floryalılar’da göze hoş gelen, tüm sezon olmayan...
Helal olsun Sinan
İkinci 45 de birinci yarının aynı. Yalnız uzun bir sakatlıktan sonra oyuna giren Sinan Gümüş’ten söz etmezsek ayıp. Genç oyuncu oyuna girdiği dakikadan sonuna kadar çok iyi bir görüntü verdi. Helal olsun kendine iyi bakmış, bizde pek rastlanmayan. Biraz da Podolski ve Yasin. Yasin geçen maç bencilliğin dik alasını yapmış, Poldi’ye pas vermemişti. İşte bire bir aynı pozisyon dün akşam da yaşandı. Ve Alman yıldız kendi vurmayıp Sabri’ye öyle bir servis yaptı ki gol olmaması hiç önemli değil. Al o görüntüleri Yasin kardeşim iki görüntüyü montajla izle ve biraz da olsa sıkıl, utan...
‘’Şok!‘’
Önemli bir viraj Galatasaray adına. Kupa da final oynaması kesin gibi ama rakibi Fenerbahçe olması da kesin gibi. Şu ana kadar olan görüntü flu bildiğiniz gibi. Yani final oynamak yetmiyor alacaksın, alabilir mi gibi gibi. Öyleyse ligi beşinci bitirmek için en önemli rakiplerinden Kasımpaşa’yı geçeceksin başka yolu yok. Zor akşam. Başkan ve yönetimden bahise gerek yok, herkes herşeyi görüyor onlar hariç... Ama kramponları es geçemeyeceğim. Her türlüsü var. Cin olmadan şeytan çarpmalar, Podolski’ye kasti pas vermemeler, kısacası gruplar babam gruplar. Sen çamaşır değiştirir gibi teknik direktör değiştirirsen halin bu olur. Yalan mı? Tepedekilerden söz etmeyecektik değil mi? Mümkün değil nereye baksan onların izi, nereye dokunsan defo ve alınmış bir ton saçma karar. Ne o, her eleştirimizde yüzünüz asılıyor haksızca. Sonuç ‘ Kral Çıplak ‘...
Son derece arzuluydular
Hızlı başladı ev sahibi yitik günlerin acısını çıkartırcasına kısa süreli olsa da. Özellikle Selçuk ve Podolski’nin son derece arzulu olması takım arkadaşlarını bir gıdım da olsa ateşledi. Erken gol, Selçuk’un incesini değerlendiren Bilal. Bu arada Poldi de yazdı ama ofsayt kararıyla iptal oldu. Tartışmaya gerek yok nasıl olsa aziz piero’ya göre 15 cm ofsayttır! Sonra acı bir fren klasik. Sazı eline alan misafir takım. Muslera’nın kararsızlığı Kasımpaşa’nın imzası geç bile kalınan... İkinci 45 daha dertli toplu Floryalılar nazarlara! Hiç değilse kademe falan tanımayan defansın, kendine çeki düzen vermesi. Umut’un oyuna girmesi doğru hamle. Yine Selçuk incesi Poldi’den skoru değiştiren dokunuş.. Ve tüm sezon yaşamadığımız bir his, izlerken keyif veren bir Galatasaray. Şoklar dayım! Ve de günün en başarılı kramponu Selçuk’tan çok şık bir imza daha, bu kez filelerle buluşan. Arkadan yine Podolski sahnede, maçı bitiren. Ligde 21 Şubat’ tan beri 3 puan alamayan arkadaşlardan galibiyet. Ne diyelim; ‘Aferin’ bu günlük yeter size, idare edin artık...
‘’Yalan...‘’
Sezonun çöpe atılmaması için son şans Galatasaraylılar adına. Nasıl olacak? Öyle ya, ruhu tükenmiş kramponlar topluluğu, üstelik içlerinde üçe beşe ayrılmış gruplar. Kreş öğretmeni kartvizitli bir hoca! Kasımpaşa’nın alt yapısı için teklif alıp, sonra da tesisleri görünce ‘burası bana büyük gelir’ diyen beyefendiyi Galatasaray Teknik Direktörü yapan bir başkan ve arkadaşları... Nasıl manzara ama tadından yenmez değil mi...
Rize’de maça ilgi az. Gariptir sonuçta kupada yarı final mücadelesi. Akşama iyi ve arzulu başlayan konuk takım, kalesinde pozisyon gören de. Selçuk’un olmayışı da en önemli nedenlerinden, bu duruma düşmenin. Merkez için Bilal ve Emre fazla light. Yapacak birşey yok kadro derinliği bu kadar geçen senenin şampiyonunda! Emre demişken Yasin’in mektubunu iyi okudu gerçekten ve imzayı attı. O ana kadar önemli bir performansa imza atan Sneijder’in sakatlığı da şanssızlıktı İstanbul takımı adına...
Hatayı hatayla telafi
İkinci 45; Makiadı’nın çok basit ve ağır bir hakem kararıyla kızarması Floryalılar’ı iyice rahatlattı. Gerçi Rize takımı tüm riskleri alıp saldırdı ama bu sefer de birinci bölgelerinde öbek öbek boşluk bıraktılar. Durum böyle olunca da Poldi’nin ders verecek asisti ve akşamın istekli kramponu Yasin’in golü, kupada da final yolunu açan. Bu arada Hakan Balta da kızardı, o da son derece basit ve ağır bir kararla. Ben bu hakemleri anlamış değilim. Hatayı hatayla telafi etmeye çalışıyorlar ya anlamsız ve abesce...
Denge denk olunca Rize, Ahmet’le golü buldu. Ama son dakika imzası Podolski’den. Galatasaray ilk maçta aradığı skoru almış oldu. Yalnız şunu söyleyim söylemezsem rahat uyuyamam. Floryalılar’da bir defans kurgusu var evlere şenlik. Gerçi kurgu murgu yok tam bir şenlik. Kademe falan hak getire, dua etsinler Muslera var. Biraz da genç Koray. Lafı dolandırmadan, finale çıksan ne olur. Yalan olur be, yalan olur...
‘’Mutlu musunuz?‘’
Milli aranın ardından lige dönüş. Bu dönüşün, şu ana kadar tüm sezon hiçbir varlık gösteremeyen Galatasaraylılar adına bir cazibesi var mı, tartışılır. İlla başarı diye tutturmuyorum. Eyvallah bir takımın, ona gönül verenlerle her sezon şampiyon olacak diye bir sözleşme yok. Ama bu kadar da hata yapılmaz ki canım. Sen çok değil 10 ay evvel şampiyonluk unvanına sahiptin. Böyle bir değişim gece ile gündüz misali, negatif anlamda. Dile kolay 3 artı 1 hoca şu ana kadar! Son gelen Riekerink alt yapı menşeli. Nihayet Florya’yı kreş de yaptılar ya helal olsun! Neden, nasıl... Hâlâ bu sorumsuzlukların sorumlularından yeterli açıklama yok. Daha fazla sinirinizi bozmayayım da geçelim maça...
Organize sıfır!
Sneijder ve Selçuk gibi iki yıldızından yoksun olan Galatasaray, ligin dibine demir atan Eskişehir deplasmanında. Oyuna iyi başlayan misafir takım. Bilal Kısa’nın şık golüyle başladılar maça. Sadece 11 dakika sonra acı bir fren misafir takımdan. Organize sıfır, yardımlaşma hiç yok, hele defansın uyumu evlere şenlik diyebiliriz. Yumuşacık bir orta alan. Fırsatı kaçırmayan Eskişehir, ilk yarının son anlarında beraberliği yakaladı. Engin, Kaan organizasyonu Bolika’nın imzası...
Kontraların sayısını kaçırdım
İkinci yarı aynı senaryo bu kez daha da dramatik İstanbullular için. İki dakika kıpırdayış hatta öne de geçiş. Ama sonra bitiş, hem de ne bitiş. İnanın abartmıyorum, atağa kalkan geriye dönmüyor, ne yaptığını bileni ara ki bulasın. Tam bir hababam taburu. Yenilen kontranın sayısını ben kaçırdım siz tahmin edin. Bir lafımızda Hollandalı hocaya... Umut neden çıkar? Hadi çıktı diyelim yerine Tarık mı girer? Anladık takım eksik, fakat bu kadar acemice oynatılır mı? Son kelam da tribünde oturan bazı bilen şöförlere... sezon öncesi ıslıkladığınız Sercan gitti, Burak aynı dertten kaçtı. Eee dün akşam Selçuk ve Sabri de yoktu mutlu musunuz?
Devam edin!