Arama

Popüler aramalar

‘’10 değil 9 kişi...‘’

Galatasaray hiçbir şeyden çekmedi bu Federasyon'dan çektiği kadar. Yahu ayıp, günah Çarşamba akşamı deplasmanda maç yap, üstelik Kupa'da finale adını yazdırma randevusu, üç gün sonra lig maçı koy. Allah'ın günü çuvala mı girdi! Artı derbi öncesi koy ki bu akşam yapılacak herhangi bir kaza rakibe moral olsun, maçta şeker gibi geçsin. Tam bir şark kurnazlığı! Hiç şaşırmıyorum. Sezon öncesi malum şahıs, saz arkadaşlarını toplayıp 'Ne yapacağız bunlar aldı başını gidiyor, toplamadıkları kupa kalmadı, şikeymiş teşvikmiş sıfır, adamlar sütten çıkma ak kaşık adeta, her sezon da Şampiyonlar Ligi de cabası, bir şey yapmalıyız durdurmalıyız' dediler ve önce kaleyi içten yıkıp, Fatih Terim'i Galatasaray'dan uzaklaştırılmalı kararını verdiler. Malum şahsın noteri Demirören de emri alıp elinden geleni ardına kadar icra etti. Bu bir tahmin fakat her geçen gün inandığım teori. Ama yetmiyor doymuyorlar, Floryalılar'a zorluk çıkarmaya. Az önce söz ettiğimin gibi üç günde bir maç. Bundan sonra ne yapacaklar bilinmez. Allah Galatasaraylılar'a sabır versin, başka laf bulamıyorum. Kusura bakmayın yine maç yazımızda futbolun dışına çıktık. Ama söyleyene değil söyletene bak derler bizim mahallede...

İlk kez ceza, hanımlar ve çocuklar tribünde. Sayıları hiçte küçümsenecek rakamda değil. Ve sürekli tezahürat, içten, sıcak. İşte böyle bir ortamda başladı Galatasaray - Kasımpaşa maçı. Mancini'den yine değişik bir kadro. Akşamın sürprizi genç Berk İsmail. Kırmızı kart ve penaltıyla başladı maç. Pozisyon başından sonuna kadar temiz. Ev sahibi Hakan Balta'sız erken saatte 10 kişi. Galatasaray buna rağmen istekli ama sadece istek yetmiyor. Sistem falan yok kimse ne yaptığını bilmiyor bir dağınıklık ki hak getire. Sol tarafta Sabri alışmadığı kulvarda çabalıyor, elinde Alex var onu kullanmıyorsun anlayan bana söylesin, diğer yöne bakarsak Eboue koşsun dursun kafasını kaldırdığı yok. Bir abeslikte Yekta varken Ceyhun, bin kunduz! Yahu bir tek olumlu hareketi yok, neymiş İtalyan Hoca ' nın gözdesiymiş. Hadi canım sende. Floryalılar sahada 10 kişi değil, Ceyhun'u da saymazsak 9 kişi, buyur buradan yak...

Ceyhun'un muhteşem asisti ( ! ) Oldu mu iki. Mancini ya bizle kafa buluyor ya da biz onun kadar anlamıyoruz. İki gol yemişsin Eboue'yi çıkartıp Alex'i alıyorsun. Tam komedi, aslında tam bir dram. Bu arada Kasımpaşa dörtlüyor. Skandal. Mancini bu gece rahat uyur mu bilemem. Direk havaalanına gitse kimse üzülmez sanırım. Bahane buluyorum sanmayın ama tüm sezonu hesaplarsak başardılar. Güllük gülüstanlık bir derbi bizi bekliyor. Ellerinize sağlık!!!

19 Nisan 2014, Cumartesi 19:50
YAZININ DEVAMI

‘’Herşey olur...‘’

Önce 800 tl den başlayalım. Maçın önüne geçen iki gündür taraftarların dilinden düşmeyen kale arkası misafir tribün fiyatına. İlk duyduğumda Fanatik Tv ' de programdaydım. Ve insiyaki tam pansiyon mu, yoksa oda kahvaltı mı dedim izleyenler şahidimdir. Olacak iş değil tam bir skandal. Bursaspor camiyasına saygım
sonsuz ama bu nasıl bir uygulama. Tff ' nin başında ki zattın bu karara el koyacağını aklından bile geçirmedim. Konu Galatasaray'sa ' Beter olsun ' dedi bugüne kadar tabiri caizse.

Sezon başında ki yapılan operasyonun baş aktörü olan bu beyefendiden çare beklemek zaten abesle iştigal. Neyse bugün bu karara suskun kalan rakip büyükler de kısa zaman sonra başlarına aynı menü gelince ne yapacaklar merak ediyorum. Amacı önce büyüklere karşı kurulmuş Kulüpler Birliğinde tartışırlar artık dostlar alış verişte görsün misali.

Gelelim Aysal'a, Ünal Bey Mali Kongre 'de güven tazeledi tebrik ederiz. 2016 ' da bırakıyormuş hayırlara vesile. Yalnız nasıl bırakacak o da ayrı bir merak. Seçim kararının basketbol daki büyük başarının zafer sarhoşluğun da güme gitmesi kafalarda soru işareti. Ben yemedim. Aziz Yıldırım ' ın küfür vecizelerine hiç girmek istemiyorum. Duble Ayıp ! Bir de şu var tabi Melo ' yu yerin dibine sokan Demirören, Yıldırım ' ı Galatasaray taraftarına sövdüğü için kınadı mı. Asla. İşin özü bu ! Hayırlı işler.

Kusura bakmayın maç yazısı ama o kadar çok konu var ki dertleşecek. Zaten 3 - 5 - 2 ve yahut 4 - 4 - 2 miş, Selçuk asist yapmış Sneijder golünü atmış
bunu herkes yazıyor artı izliyor. Bende ki tarzda bu kabul ederseniz. Tabi ki adetdendir maça da şöyle bir uğrayalım. Kadroya bakarsak 2 kulvarda 0 çeken artı sezonu kupayla kapatmak adına Floryalılar için son şans. Bu kupayı 14 kez en çok sen almışsın ama 8 senedir hasretsin. Üstelik evindeki ilk maçta tüm
kozları rakibin Bursaspor ' a vermişsin. Zor dostum zor...

Hareketli ve hararetli başladı akşam. Her iki takımda istekli. Sonuçta keyifli bir futbol. Mancini ' den farklı bir diziliş şaşırmadık. Her maç ayrı taktik, aynı kabus. Bu kez 3. bölgede bir tek Burak. Kalabalık bir orta alan. Mantıklı. Ama ilk kez denersen ne kadar mantıklı o tartışılır. Durum böyle olunca önce Fernandao, sonra yine aynı krampondan duble, Hakan Balta imzalı ( ! ) Zaten sol taraf hafiften koridor. Öncelikle şuna kara verilmeli Alex defans mı, yoksa hucüm ayaklı mı. Hala kararı verilmeyen iki bilinmeyenli denklem mübarek ! Neyse ki Sneijder umutları ikinci yarıya taşıdı Galatasaraylılar adına, bakacağız...

İkinci yarı penaltıyla başladı. Selçuk attı maç adeta 0 - 0 oldu. Eşitliği bozan Burak oldu. Veysel 'in akıl dolu şutunu iyi takip eden golcü, imzasını şık bir şekilde attı. Sonra bir kez daha Burak. Tüm gollerde Sneijder ' in a ama öncesi ama sonrası emeği büyük. Hollandalı maça performansıyla damgasını vurdu. Bu ara Melo da takımının sayısını beşledi penaltı ayaklı. Melo demişken, Brezilyalıya öyle komik bir sarı kart verildi ki yazacak bir şey yok. Akıllara takılan bin türlü soru. Bu hale getirdiniz ya bizi yazıklar olsun. Galatasaray 'ı ilk kez bu sezon bir deplasman maçında bu kadar istekli gördüm. Biraz geçte olsa yapacak birşey yok. Finali sonuna kadar hak ettiler...

16 Nisan 2014, Çarşamba 20:50
YAZININ DEVAMI

‘’Keyifli bir ilk 45‘’

Futbola geçmeden Cuma akşamına gitmek istiyorum bizi sevince boğan, önce kızlarımızın son şampiyonu yenerek euro lig finaline kalması, sonra erkek basketbol tarihinde ilk kez Eurolig son sekizine adını yazdırması. İnanılmazdı gerçekten inanılmazdı. Kucak dolusu tebrik en derininden. Gelelim futbola derbi galibiyetinden sonra her 90 dakika hayati önem taşımakta. İkinci olmak hiç bu kadar değerli olmamıştı. Bu takım ikincilikle yetinecek olacak iş değil! Bir de son günlerde Galatasaray ve Fenerbahçe Başkanları ' nın sloganları. Tatsız, sevimsiz üstelikte gereksiz. Benim çocukluğumda bir banka reklamı vardı. ' Yok aslında farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız.' Aynen öyle. Ya da daha açarsak. Tencere kara seninki mor neyin kavgası...

Geçelim maça, derbizedeli kramponların olmadığı akşama; Sİvasspor önünde zaruri bir rotasyona giden Mancini. Koray, Hajroviç, Veysel ve Umut ilk onbirde. Maça iyi başlayan ev sahibi, akıllı oynayan da. Sivas, önce rakibini üzerine çekti sonra da yavaş yavaş geldi, kurnazca. Golü bulan da aynı adres oldu, imza Aatıf ' tan. Sonrası gece ile gündüz farkı. Bu kez sazı eline alan İstanbul ekibi. Bindirmeler, pres ve Yekta ile gelen beraberlik. Sonuçta keyifli ve heyecan ve hareket dolu bir ilk 45. Hayırlısı...

İkinci yarı yine aynı film önce bastıran ev sahibi amacına ulaşan. Utaka bir gol attı ki defans Hisseli Harikalar Kumpanyası. Adın Galatasaray böyle gol yiyorsun. Ayıp mı, skandal mı adını siz koyun. Ardından Floryalılar ' dan baskı ama dostlar alışverişte görsün misali. Anlaşılıyor ki bu takım derbi den sonra bitirmiş, erken tatile ailecek. Anlayamadığım Drogba niye yok. Kimse sakat masalına sığınmasın. Bu arkadaş futbolcu olarak mı alındı, yoksa Turist Ömer mi. Devre arasında kamyon dolusu transfer, milyonluk kramponlar, sonuç kocaman bir sıfır. Yazık! Koskoca Galatasaray, Drogba ve Mancini ' nin oyuncağı olmuş. Bir de...Eserinle iftihar et Ünal Bey. Rahmetli Özhan Canaydın abiydi keza Adnan Polat ' ta. Ama sen hiç bir zaman abi olamadın Sayın Aysal sorun burada....

12 Nisan 2014, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Daha çok gol olur...‘’

Chealsea maçından önce demiştik, Galatasaray önünde 3 hedef var diye. Elit Lig ' de yolunu uzatmak, iç hatlarda şampiyonluk ya da ikincilik. Ve Kupa 2. Eyvallah Edirne ötesini anladık hoşgörümüz sonsuz, ülkende ne futbol oynanıyor ki sen umutlanasın. Peki ya ligde, bu kadar masraf, borç, harç, bana göre Türkiye' nin en iyi kadrosu sonuç ; takla ! Elde kalan ikincilik yarışı bir de bu akşam ki Kupa mücadelesi. Vah vah, kurumsal arkadaşlarımızın eseri diyebilir miyiz, deriz üstüne basa basa. Sende amma nankörsün 2 senedir bu takımın almadığı kalmadı saçmalama dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız bu zaman içinde kazanamadığı bir Ziraaat Türkiye Kupası kalmıştı kısmet bu seneymiş ( ! ) Tabi kazanabilirse. Pantolon olmadı gömlek verelim misali...

Kusura bakmayın her zaman olduğu gibi maç yazısı olmasına rağmen içimizi döktük. İnelim sahaya. Mancini kendi elleriyle getirdiği Burdisso sahada, partneri Hakan Balta. Mehmet Demirkol yerinde bir tespit yapmıştı geçen maç. 21 maç 21 ayrı kadro. 22 oldu Mehmetciğm kulakların çınlasın. Hayırlara vesile. Burak ' tan sag kanattan bindirmeler. Semere erken imza Sneijder. Onun dışında herkesin alıp başını gittiği bir akşam mahalle maçı tadında ! Her iki takımda da defans kurgusu falan yok. Gelene ağam gidene paşam.

Konuk takım Bursaspor 'un en az net 2 gol pozisyonu. Ev sahibine verilmeyen yüzde yüz penaltı. Sonra bir penaltı daha bu kez verilen. Vallahi ne diyeyim son günlerde yaşananlar adına eleştirmek için oturduk ama herşeye rağmen keyfli bir ilk 45 ' ti. Yine alkışı hak edenlerin başında Melo sırasıyla Alex, Sneijder, Burak... İkinci yarı golle başladı bu kez konuk takımdan. Hak etmişlerdi ne yalan söyleyeyim. Ne kademe var ne konsantre tabi bir de Burdisso faktörü. Bizim mahallede bir laf vardır çok aradın mı diye. İşte öyle bir şey. İtalyan Hoca da dayanamadı Semih ' i sürdü sahaya Arjantinli yerine. Bu yarı tempo düşük. İki haftadır izlediğimiz Galatasaray tekrar sahnede. Oyuna sonradan giren Hajroviç ve Yekta ile hareketlilik. Ara sıra Burak ' la girilen pozisyonlar neticesiz.
Son imza Bursa ' dan. 2 - 2 iyi mi ! Tribünlerden yönetim istifa. Rahmetli Özhan Abi derdi ' Müşteri her zaman haklıdır ' diye. Eee monşerler, Adnan Polat ' ı nasıl gönderdiniz dün gibi aklımda, o güne alkış tutanlar, şimdi ne yapacaksınız bakalım...

25 Mart 2014, Salı 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Mucize...‘’

Nefesimizi tuttuk, gözümüz yüreğimiz Londra ' da. 99 sene önce bugün İngilizler önünde dünya tarihinin belki de en önemli zaferini almıştık Çanakkale topraklarında. Bu kez de futbol anlamında bir destan yazar mıyız. Zor, ama imkansız değil. Maça gelene kadar Mancini, Mourinho çekişmesi izledik. Replikler havada uçuştu Premier tadında. Tabi bir önemli nokta da doğal olarak her iki formayı da giydiği için her yerde Drogba konuşuluyor, hatta zaman zaman gecenin önemini geçmişcesine...

Ucuz bir gol yedik hem de çok ucuz üstelik çokta erken Eto'o ayaklı. Mancini ' de durum aynı top rakipteyken 4'lü, hücumdayken 3'lü defans. İlk başta sağlamcılıkta olsa riskleri de fazla. Hele atağa kalkarken rakibe kaptırılan toplar başa bela. Chealse hatırı sayılı pozisyon yakaladı kalemizde. Ve devre biterken bir bedava gol daha umutları tüketen...

Skor 2 - 0 olunca biraz arka taraftan söz edelim. Chedjou-Semih ikilisinde uyum sıfır. Nasıl olsun ki her maç defansın en önemli ikilisi sürekli değişim içinde, dön baba dön misali. Eboue iç hatlarda yediği kesik yüzünden kırgın, Telles ise Sneijder ' dan gram yardım görmeyince, öksüz çocukları oynuyor futbol oynayacağına Brezilyalı...

İkinci yarı film devam ediyor kaldığı yerden. Sadece ev sahibi skorunda avantajıyla vites küçülttü o kadar. Yoksa oyunun tek hakimi yine Chealse takımı. Konuk takımda kendini gösteren bir tek Melo, bir Melo'yla ne olur siz hesap edin. Bir lafım da Selçuk için olacak. İnanın bu hali ona hiç yakışmıyor hiç. Ne oldu sana kardeşim! Bir an evvel eski Selçuk 'u görmek istiyoruz. Bu potansiyel var sen de , hem de herkesten çok...

Elit Lig'de bu sene erken veda, geçen yılı baz alırsak. Artık üç hedef var parçalılar için. Kendi liginde, şampiyonluk ya da ikincilik ve de Türkiye Kupası. Hayırlısı diyelim. Yine de Avrupa yolunu Martayına kadar sürdüren Floryalıları içim buruk da olsa tebrik ederim, nezaketen...

18 Mart 2014, Salı 21:35
YAZININ DEVAMI

‘’Susma hakkı...‘’

Öncelikle maç seçmeyeceksin ve kendi evinde oynar gibi konsantre olacaksın. Bak o zaman ne oluyor. Zaten artık gram puan kaybetme opsiyonun yok... Galatasaray alıştığımız gibi hücum yaparken 3’lü atak, yerken 4’lü defans kurgusunda. Yekta’nın olması Selçuk’un ofansif rolünün ortaya çıkma nedeni. En azından Mancini’nin düşüncesi bu yönde. Tek sürpriz Semih’in bu kez partneri Hakan Balta. Tabii Sneijder’in sol tarafa mahkum edilmesi de. Sağ kulvar sanki boş konuşmaya değmez. Eboue niye yok anlamadım gitti. Buna rağmen ilk 45’te oyunun hakimi konuk takım.

2 Burak, 1 adet Drogba’nın net gol pozisyonu, brütleri saymıyorum. Sonuç karavana. Hakeme bakarsak penaltı falan yok doğru karar ama el freni mübarek. Sürekli düdük! Can sıkan, göz zevkini flulaştıran...

Bomboş bir ikinci yarı. İnanın kelime bulmak zor. Aslında söylenecek çok şey var ama susma hakkımı kullanıyorum, Chelsea maçını düşünürek. Yazdık, çizdik, maç seçme, konsantre ol diye başta olduğu gibi. Sadece şunu söyleyerek bitireyim parçalılara, berabere kalarak yazık ettiniz hem de çok yazık. Hem kendinize, hem de taraftarınıza...

15 Mart 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mancini farkı‘’

Zor akşam. Kırılma karşılaşması adeta, beraberlik öndekinin ekmeğine yağ sürer. Alınacak ya 3 puanla, devam ya da havlu. Ev sahibi aksiyon dolu bir hafta geçirdi. Drogba polemiği, idmanda yaşanan Melo - Gökhan Zan tartışması gereksiz abartılan, bir de dolandırılma çakma liseli hanımefendiden. Bu akşama yansır mı bilemeyiz, yansırsa el birliği ile başardık ne diyeyim. Bence misafirin kaybedeceği hiçbir şey yok. Statsız, hatırı sayılı cezalı ve kadro derinliği olmayan bir takımın buralara kadar gelmesi bile bolca alkışa değer. Ayrıca harika bir hocaları var, rakibine saygı duyan ve en önemlisi kışkırtmayan İki takımın, maç öncesi röntgeni aşağı yukarı bu, hadi dilerseniz biz gidelim Arena'ya...

Veysel ve Alex bu maçın anahtarı ve doğru seçimler. Sabri can ama bal yapmayan arı, Veysel acil monte edilmeliydi, zor maçların trafiginde edildi. Alex dersek fragman da gördük ki hücuma daha elverişli Hakan'ın önünde yıldız olur benden söylemesi. Mancini de bizimle aynı fikirde ilk on birde hata yok. 3 - 5 - 2 görünümlü Galatasaray ilk yarının hakimi. 34. dakika Drogba'nın şutu heyecan getiren. O ana kadar sıfır anlayın. Ardından baskı ve penaltı imza Selçuk. Eyvah Dany penaltı yaptı akbabalara gün doğdu.

İkinci yarının en güzeli Semih. Aferin bin defa aferin. Cüneyt Çakır aut diyor o korner, aslanım benim örnek oldun bu kirli dünyaya. Basketbolda olur, ama futbolda ilk kez görüyoruz. Cüneyt Çakır da hatasını kabul edip sarıya ihtiyaç duymayıp komplekslerine mahkum olmadığı için ona alkış. İlk kez iç hatlarda bu kadar başarılı.

İki takım da gözyaşı dökmeyeyip, gazetelere ilan vermeden, fedarasyonun kayrılmasından ihtiyaç duymadan yollarına devam ediyor. İkisine de helal olsun, helal... Galatasaray mı merak etmeyin demiştim. Onu kimse tutamaz...

22 Şubat 2014, Cumartesi 18:55
YAZININ DEVAMI

‘’Bu maç böyle bitmez‘’

Rakiplerin, özellikle biri, ama öyle, ama böyle kazanmış. Ağlamayana meme yok misali. Gözyaşları yerine damlamış, başarmışlar. Hadi onlar bu taş devrinden kalma taktikle yollarında yürüyor. Ya sen ? Çıkıp gece karanlığında, üstelik hiç gerek yokken atmışsın sloganı resmi sitende kendini haklıyken, haksız duruma getirerek. Bin kunduz! Aferin size!

Yahu maç yazısı yazayım diyorum. İmkansız. Her taraftan çığlık, haykırış, isyan dolu mesajlar. Deşarj olalım diyoruz, şarj oluyoruz her dakika. Allah taraftara sabır versin, söylecek kelime, kurulacak cümle bulamıyorum. Tekrar sabırlarla temennisiyle uzanalım Antalya'ya...

Bir ay içinde 3. kez karşılaşıyor Antalyaspor ve Galatasaray. İki maç gazozuna olmasa da rotasyonlu geçmiş berabere bitmişti. Bu kez tam takımlar ve puan kaybetme opsiyonları sıfır, zirve ve dibe vurma matematiğinde. Golle başladı akşam, Sneijder 'in müthiş futbol zekası, Alex'in ben buyum dedirten asisti ve Burak'ın imzası. Mancini 'nin futboluna alışalım keyif veren futbol, sürekli pres, ama yürek hoplatan açıklar. Bazen rakibine nefes aldırma, bazen de kontralarla skor ara, ama bazen de... İşte o verilen açıklardan gelen her an geliyorum diyen bir Tita golü. Arkadan yenilen oldukça acemice bir gol daha konuk takım adına. 25 dakika oyna işler bir anda ters dönsün olacak iş değil...

İkinci 45, hal ve gidişatta değişiklik yok. Önce Ceyhun'un sonra da haklı olarak oynadığı dakikaya kadar pek varlık gösteremeyen Drogba'nın kenara alınışı. Bir de tavır kulübeye, Fil Dişili yıldızdan. Neyse biz oyuna dönelim. Umut ve Veysel'in alınışı geç kalınsa da doğru tercih. Son 7 dakika da tüm riskleri alış ve 3-5-2 ye dönüş. Umudun bitmesine izin vermeyen Umut'un kafası. Ve berabere. Melo, Burak, Alex ve bir tutam da Sabri. Yetmez. Deplasman fobisi devam ediyor, şampiyonluk yarışı da. Merak etmeyin...

17 Şubat 2014, Pazartesi 19:50
YAZININ DEVAMI