‘’Zifiri karanlık...‘’
Önceki gün oynanan derbide iki rakibinin berabere kalması bu maçı daha da önemli hale getiren en önemli nokta. Mancini’den yine farklı bir kadro, farklı diziliş ve 4-4-2. Tamam hocanın işine karışmayalım, erken, zamana ihtiyacı var diyoruz da garip olan bu takımın içinde bulunduğu durumda en formda olan kramponu Umut niye yedek? Anlamak gerçekten çok zor...
Kasımpaşa’nın baskısıyla başladı maç. Floryalılar’da hastalık devam etmekte. Pres karşısında topu oyuna sağlıklı bir şekilde oyuna sokamayan Galatasaray defansı sürekli dönüp kalecileri Eray’a pas vermeleri olacak iş değil! Yenilen golde evet Chedjou hatalı ama adam ne yapsın, her maç partneri değişiyor. Semih’le aralarında uyum sıfır. Bu kadar kolay ve amatörce gol yenmez. Ayıptır! Hakem konuşmayalım diyoruz ama Eboue’ye yapılan hareket bana göre penaltı. Evet misafir kötü oynuyor ama cezayı neden hakem kesiyor. Neyse geçelim... Eboue’nin o pozisyonu dışında en ufak kıpırdanma yok. Şişirme ve amaçsız kaleci Isaksson’un ellerinde eriyen toplar...
İkinci yarı biraz kendine geliş. Bruma ve Riera yerine, Umut ve Emre Çolak değişiklikleri doğru. Tabii Eboue ve Sabri’nin bindirmeleri Selçuk’un risk alıp 3. bölgede daha fazla görünmesi bu kendine gelişte en önemli etken. Drogba’nın derslik asisti, Burak’ın imzası. Tünelin ucu hala karanlık hem de zifiri...
‘’Hayati 3 puan...‘’
Egolar havada uçuşurken taraftara masal okuyup ' Aslolan Galatasaray ' diyen beyefendilerin ailecek düşürdüğü durum bu ne yazık ki. Maçtan önce taraftar futbolcusuna tepkili ne tribüne çağırıyor ne de bir sevgi tezahüratı. Haklılar. Sen milyonları götür, yediğin önünde yemediğin ardında, kılın kıpırdamasın özellikle Saraçoğlu ' nda. Mancini ' den farklı bir kadro. Riera, Aydın ve Gökhan ilk 11 ' de. Drogba yedek, Bruma tribünde. Rakibi Sivasspor ise istim üzerinde 4' te 4 yapmış bir ekip...
Hareketli aynı zamanda hararetli bir ilk 45, 3 gol iki kırmızı sürüsüne bereket sarı kart. Önce Sivas ' tan ev sahibinin sol tarafını felç eden atakları apar topar telafi edilen. Selçuk ' un topu rakibinden kapışı ve Burak ' a nefis asisti top ağlarda. Yalnız Selçuk topu alırken faul var gibi. Hakemin maçın başında Eboue' ye atılan dirseği görmeyince bir anlamda maçın kontrölünü kısa zamanda kaybetti. Biraz da Danny, bir profesyonel futbolcu bu kadar mı amatör olur. İnanılacak gibi değil. İki ucuz sarıdan kızarış. Hakem Özkahya bu kez haklı. 10 kişi kalan Floryalılar pahalıya patlayan geri vites. Sonucunda Djebbour ' la gelen beraberlik, sonrası kendine geliş. İki kez direkte patlayan penaltıyla neticelenen pozisyon. İmza devrenin en başarılı ismi Selçuk 'tan. Bu arada misafir takımdan Ümit'in de kırmızı kartını unutmayalım...
Ne devreydi ama biz takip ederken yorulduk. İkinci 45 oyuna daha hakim Galatasaray takımı son dakikaları saymazsak tabi. Melo ve arkadaşları desek yalan olmaz. Sahanın her yerinde Brezilyalı krampon. Arkadaşlarına yardımı oyunu organize etmesi mükemmel üstü. Drogba ' nın yedek kalmasıyla uzun zaman sonra kendi bölgesinde oynayan Burak da akşamın iyilerindendi. Bir kere daha anlaşıldı ki Burak ' tan kanat oyuncusu olmaz. Partneri Umut da çok çalıştı. Drogba oyuna girdi penaltıyı kendi yarattı ama kaçırdı. Sivas ' ta 2 oyuncu daha kırmızı kart gördü. Maç bitti. Hayati 3 puan alındı bir anlamda kötü gidişe dur denildi...
‘’Monşerler'den hesap sorulur...‘’
Maçtan önce onbir çizmiştik, az çok yanılmadık. Bruma ve Dany dışında. Hakeme de başta lafımız yoktu. Pek kabahati yoktu, özellikle parçalılara karşı bugüne kadar. İlk 45’te deplasman takımı hiçbirşey yapmadı. Topu kendi alanlarından çıkartmaya çalıştılar gerçi, dostlar alışveriş görsün misali. Drogba’nın heyacan dışı şutları o kadar. Aa çubuklular çok mu iyi oynadı. Hayır. Ama Chedjeu’nun düşerek eline çarpan top, yakan top olunca öne geçen ev sahibi. Seri devam ediyor helal yüreyedürün. Siz bakmayın dedikodulara, yok Fenerbahçe’yi bitireceklermiş, hadi canım! Bu sezon birileri kayrılıyor ve Galatasaray da bu sezon en çok kayrılan takıma karşı oynadığı maçta mantıksız bir penaltıya kurban gitti ilk yarıda. Hadi mantıklı diyelim peki pozisyon ofsayt değil mi. Bal gibi ofsayt... İkinci yarı futbol yok, lezzette, her iki tarafta da. Nasıl derler tencere kara senin ki mor. Ama dedik ya kayrılma Emenike Fenerbahçe’nin attığı golde pasif miydi, aktif miydi. Pasifmiş! 2-0. Gerçi söyleniyoruz da Mancini’nin takımı ne yaptı, koskoca bir 90 dakika. İnanın hiçbirşey. Anladık Sneijder ve Muslera yok. Olabilir diğerleri ne peki. Bostan korkuluğu mu? Olsalardı da bir şey değişmezdi. Mancini’yi sezon sezonu kadar eleştirmemeye söz verdim kendime. Yalnız Galatasaray’ı bu hale getirenler hesap vermesi yakın. Sırf egolarınız yüzünden Fatih Hoca’yı gönderdiniz ama Genel Kurul Üyeleri de Mali Kongre’de bunun hesabını soracak size, ben dahil hiç şüpheniz olmasın monşerler saygılarımla...
‘’Aferin çocuk sana‘’
Her atakta Snejder her pozisyonda o. Ben Mancini geldi Hollandalı kendine geldi gibi sırf Fatih Hoca kompleksiyle yanıp tutuşan arkadaşlar gibi düşünmüyorum. Sezon öncesi hazırlık kampında beraberdik Fatih Terim’in takımında Sneijder maşallah Maradona gibiydi. Takımın en iyi kramponuydu. Bakın o günlerde ne yazmışız. Arşivler yalan söylemez. Yok Mancini gelmiş kendini bulmuş falan filan. Siz bakmayın bu şakşakçılara. Adam zaten Türkiye’deki en iyi yabancı futbolcu.
Evet dün akşam da oyunda kaldığı sürece Sneijder takımını göğüsledi. İlk imzayı attı alkış aldı sonra bir imza da Chedjou’dan. Galatasaray taraftarı aman ne güzel rahat bir akşam yaşacağız derken ilk 45’in son iki dakikası tam bir kabus oldu onlar için. Chedjou’nun iki skandal hatası bir anda iki yenilen gole mal oldu. Sorumsuzca, gereksiz adeta rakibine hediye cinsinden.
Oh nihayet diyeceğimiz iki enstantane, biri ligde 63 gün sonra gol orucunu bozan Kuzeyin Oğlu Burak ve ülkemizde hababam deneyip bir türlü başaramayan çok şükür ki ilk kez frikik golü atan Drogba. Rahatladınız mı! Bence rahatladık ailecek. Özellikle Burak’a çok sevindim. Onun gibi golcü inanın yok. Çok önemli bir karakter ve gerçek bir sporcu. Aferin sana kardeşim aferin. Yıllar önce aynı sendorumu Hakan Şükür de yaşamıştı. Neler çektiğini en yakınında biri olarak çok iyi bilirim. O yüzden yıldızlı aferin sana devamı gelecek. 3 puan 4 golle geldi takım yavaş yavaş ritmini buluyor. İster Mancini rüzgarı deyin, ister Fatih Terim’in ektigi tohumlar farketmez. Ne derseniz deyin Galatasaray herkesten önce 4. yıldızı takar benden söylemesi, gerisi faso fiso.
‘’Hep böyle kal‘’
Özellikle Eboue, ilk 45 dakikanın en faydalı kramponu... Antipatik hareketlerini unutum yeminle, hep böyle ol... Ama Edirne ötesinde gösterdiği performans çok daha kıymetli... Melo, Sneijder ve Drogba... Üç isim üç imza... Daha ne olsun... 4-1-4-1 oynayan Galatasaray’da, bazı isimlerden söz etmezsek ayıp olur. Öncelikle kuzeyin oğlu Burak, Dany’nin önünde sol kulvardaki mücadelesi ve rakip defansı yoran presiyle bugüne kadar aldığı eleştirileri bir kalemde silip attı, alkışı da doyasıya aldı taraftarından... İtalyan hocanın Burak ısrarını anlamıştır futbol ulemaları! Üzerindeki ölü toprağını bir haftadır atan Sneijder ise merkezin patronu, maestro desek abartmayız sanırım...
İkinci yarı kapandık rakibe gel dedik adeta skor avantajını da arkamıza alarak... Tam Mancini’nin istediği olay. Gel üzerime topluca bak ben sana neler yaparım misali. Pozisyonlar yakaladık kaçtı can sağlığı... Gerçi skora yansıyan bir olay yok. Yenilen gol dışında. Nazar boncuğu diyelim. İlk yarı işi bitiren Galatasaray, 3 puanı 3 golle aldı ve yoluna devam etti. İtalyan hoca alışıyor... En azından futbolcular ona saygı duyuyor. Neden derseniz birbirlerine gösterdikleri jest ve mimikler sıcak ve samimi.. Kimse saklamasın bir ay önce böyle değildi ve aralarında ki guruplaşma hat safadaydı. Neyse ki bu negatif tablo bitmiş. Evet son olarak başta Eboue, Sneijder, Burak ve Melo olmak üzere tüm takımı tebrik ederim. Şu an ikincilik, bu da yetiyor. Hep böyle kal...
‘’Kurumsallaştırdıklarımız‘’
Kadrolara bakıyoruz. Sadece taraftara değil bizlerin bile göz zevkini okşayan, skoru her an değiştirebilecek Bruma yok, hatta 18’de yok. Neymiş Gökhan Zan sakatmış herhangi bir stoper sakatlığında sıkıntı yaşamamak adına Danny kadroya alınmış. Vah benim Galatasarayım. Ayıp desem acaba ayıp olur mu! Ya, kendi evindesin 3 puan almaktan başka çaren yok, tir tir titriyorsun. Yazık! Hakan Balta’nın bu takımda gerektiği zaman stoper oynadığını kimse söylemiyor mu İtalyan Hoca’ya. Tugay insan bir tüyo vermez mi! Mancini’ye hiçbir sözüm yok hatta sezon sonuna kadar da olmayacak. Ama bu kulübü her geçen dakika zarara sokan, sırf kendi egolarını tatmin etmek için baş koltukta oturan, Fatih Terim’i yemek için federasyonla flörtü bir keyif bilip asla çaktırmayan, kendinden başka kimseyi tanımayan beyefendiyi kaleme alacağız her daim kuşkusu olmasın. Maç yazısı fazla bu konulara gerek yok öyle öğretti büyüklerimiz ama elde değil hoşgörünüze sığınarak. Başta da söyledik mahalle ağzıyla tırsak bir görüntü ev sahibinde. Kanatlar Sabri ve Hakan Balta’ya kalmış önlerinde yardım edecek kimse yok. İlk 45 boyunca toplam sadece 2 pozisyon biri gol Sneijder imzalı ki bu kez Hollandalı performansıyla göz doldurdu. Burak’ın hırsına alkış, rüştünü ispat etme savaşı bu kariyerden sonra! O hale getirdik çünkü. İkinci yarı Karabük beraberliği sağlıyor tüm defans izliyor ailecek! Sonrası heyecan fırtınası. Umutlar tükendi derken akşamın yıldızı Sneijder tekrar sahnede. Müthiş bir gol, acaba yarın hangi takıma transfer haberini okuruz dünya yıldızının. Gitsin de Galatasaray’dan, nereye gitsin! Bir sözüm de maçın acemi düdüğüne. Neyse vazgeçtim konuşmayalım, ismine saygımız var tövbe. Sonunda 3 puan, sevinmiş midir acaba kurumsallaştırdıklarımız.
‘’Peki ya diğerleri...‘’
Melo ve Selçuk yerine Ceyhun ve Yekta görevde. Geçen seneyi de sayarsak uzun süredir forma giyemeyen bu futbolcular için büyük şans.
Gelelim maça...
Maça geçelim. İnanın ben Floryalıları yıllardır bu kadar kıfayetsiz olduğunu görmedim. Koskoca bir 45 dakika tek pozisyon yok. Chedjou dışında işine sarılan yok. Sabri Ebue’nin önünde ne yaptığını bilemiyor. Diger tarafa gidiyoruz. Hakan Balta Sneijder’in aymazlığında kulvarını tek başına idare etmeye çalışıyor, niyeti iyi ama yaşı kramponlarına pranga. Eee iki kanadın yerlerde, merkeze yardım etmesi gereken Sneijder’in ayakta duracak hali yok. İnanılır gibi değil hazırlık kampının yıldızı şimdi ise adeta bir hayalet. Eee ne bekliyorsunuz top aglarda Muslera’nın bakışları arasında. Üstelik ayakla, kafayla da değil Niasse ’ın sırtından yenilen bir gol...
Niasse yine sahnede
İkinci yarı tam uyandılar diyorduk İstanbul takımı için ama Niasse bir kez daha sahneye çıkıp hevesleri kursakta bıraktı. Sonra Drogba’yla gelen imza umut tazeleyen. Nafile bu tarz oyunla çok zordu. Olmadı da. Koskoca Galatasaray iki oyuncunun yokluğunda bu hallere düştü. Çilekler yetmedi, bu takıma daha kiraz şeftali avakodo ne eklerseniz ekleyin şart, yedek kulüben bile maça 3 kişi eksik çıkıyorsa anlayın hali. Hamza Hoca’yı ve ögrencilerini tebrik ediyorum. Akıllı, tatlı sert bir şekilde ve en önemlisi ne yapmak istediklerini bilen bir oyun yapısına sahiptiler. Mancini için söylenecek fazla bir kelam olamaz vakit erken. Peki ya digerleri...
‘’Harika harika‘’
Yeni hoca yeni heyecan. Değişiklik var tabi Terim’in takımını hesaplarsak. Mesala Riera futbola başladığı mevki de daha sağlam, daha sigorta 4 – 5 – 1 şablonu. İyi başladık. Sneijder ve Ebuoe dışında herkes tam konsantre maça. Canları sağolsun diğerleri kapatıyor açığı. Melo ve Chedjou ilk 45 dakikanın yıldızı. Drogba’nın imzası ve ayaktayız. Hak ettik. Oyunu yönlendiren biziz. Olması gereken neyse icra eden yine biziz. Harikayız ya havaya mı girdim ne bırakın girelim. Çünkü bu takımın her daim havaya, dolayısıyla morale ihtiyacı var. Az şey yaşamadıfutbolcular son günlerde olumsuzluk anlamında. Haydi çocuklar, bir 45 dakika daha var dayanın tarihi yazmanıza sadece bir 45 dakika…
İkinci yarı ne söyleyeyim, kapanan dış hatlar gereği bir Galatasaray, kendine hayırı olmayan bir Amrabat, bedava yaptırdığı bir penaltının ayıbını örten Umut. Drogba’nın enfes asisti bugüne kadar buzdolabına gereksiz mi gereksiz yatırılan Umut’un inanılmaz imzası. Beraberliği alan takımımızda bu kez gurupta hedef değişt. Artık Real Madrid’in arkasına yapışmamız ve bırakmamamız lazım. Herşey çok güzel. Ne demiştik Rize maçından sonra, ‘ Başaramayacaksın Beyefendi’ yıldırımlara rağmen Edirne ötesinde bile Galatasaraylı beyefendiler, kaldı ki onlar gerçek beyefendi, bir kez daha yüzünüze şamarı patlattı ve ne yaparsanız yapın bu kulübün önüne taş koyamayacağınızı tekrar hatırlattı. Yarın Manicini’ye gel Milli takımımızı çalıştır derlerse şaşırmam. Başka sözüm yok…