‘’Oğuzhan ve kolektif oyun‘’
Beşiktaş, Mersin İ.Y karşısında farklı sonuca hem genç Oğuzhan Özyakup’un bireysel yetisi, hem de ‘takım oyunu’ ile gitti. Oğuzhan beceri düzeyinin sinyallerini geride kalan haftalarda verdi ve dün gece de neler yapabileceğini somut olarak gösterdi, buna ikinci sarı kartla oyun dışı kalması da dahil elbette! Oğuzhan attırdı, attı sonunda dayanamadı kendini attırdı…
Beşiktaş uzun aradan sonra ilk bölümü üç farkla tamamlayıp soyunma odasına giderken, yandaş grubu haklı olarak ikinci bölümde devamını bekledi. Ancak Oğuzhan gitti, sahada eksik kalan Beşiktaş’ın istemi bitti! Dikkatleri çeken öncelikle Oğuzhan sonra da kolektif futbol oldu ancak gözden kaçmayan gol sonrası ‘coşku yumağı’ oldu.
Beşiktaş en son ne zaman ‘gole’ takım olarak sevinmişti? Samet Aybaba’nın özenle yapmaya çabaladığı buydu başından beri. Şayet kadronuzda üstün yeteneklere sahip çok sayıda futbolcu mevcut değil ise başarı ‘takım oyunu’ ile gelir, başka alternatifiz yok. Dün gece Beşiktaş forması giyen tüm futbolcular vasatın üzerinde mücadele etti. ‘Bunu neden her hafta yineleyemiyorlar?’ Aybaba’ya sorulması gereken soru bu sanırım! Mersin İ.Y karşısındaki istemlerini geriye kalan haftalara yayma becerisini sergiler ise Beşiktaşlı futbolcular, hem puan cetvelinin tepesine tırmanırlar hem de izlerken tarafsızına dahi keyif verirler. Hugo Almeiada’nın karşı karşıya kaçırdıklarına karşın!
‘’Öyle değil mi Samet?‘’
Oturmuş kadroya bir ya da iki oyuncuyu monte edip gençlere deneyim kazandırması doğalı ancak nerede ise tümü yedek futbolcu topluluğu ile mücadele etmesi, az daha Beşiktaş adına ‘facia’ ile sonuçlanacaktı dün gece. Gökhan Durmuş’un golü için ‘şans’ nitelemesi yapmak olası değil. Beşiktaş defansı izledi, durdu ve Ofspor da vurdu! İkinci bölümde oyuna dahil olan Fernandes ile Almeida’nın art arda gelen golleri Beşiktaş’ı öne geçirirken derin nefes alan Beşiktaş yandaşı değil, teknik direktör Samet Aybaba oldu! Öyle değil mi Samet Hoca? Dün gece maçı izleyen yansız ‘bir çift göz’, Beşiktaş forması giyen hangi futbolcuyu transfer etmek isterdi? Batuhan Karadeniz’e güle güle, Veli Kavlak’a geçmiş olsun, Kadir Arı’ya da hava değişimi!.. Escude ile Ersan ikilisini bonservis bedeli olmadan verseniz, alıcı çıkar mı? Mehmet Akyüz’e dokunmayın en azından yüzü ak! Samet Aybaba’nın dün geceki ‘yanlış’ kadro seçiminde bir doğru çıktı. Erkan Kaş, bu takımın sol kanadında rahatlıkla oynar ve katkı sağlar. Ofspor’u kutlamalı ve örnek almalı. Böylesine mücadeleyi ve de savunmayı kimse beklemiyordu.
Savaş golü kaçırmasaydı ya da Cenk kurtarmasaydı bugün spor sayfalarında manşet olacaklardı! Beşiktaş bir kez daha Manuel Fernandes ile kazandı ve tur atladı. Samet Aybaba da geceyi kurtardı, öyle değil mi Samet Hoca?
‘’Uğur'suz Beşiktaş!‘’
Beşiktaş’ın futbolu güven ihtiva etmiyor, en azından ligin dokuz haftası geride kalırken. Beşiktaş orta alan ve ileri uçta sorun yaşıyor ancak göz ardı edilen kanımca savunma... Rakip kim olursa olsun, Beşiktaş ceza alanına girerken fazla sorun yaşamıyor. Şayet rakibi Beşiktaş’a gol atamıyor ise bilin ki bunun sorumlusu karşı takımın beceriksiz ileri uç elemanları. Dün gece yaşandığı gibi! Astronomik onca transfere karşın Beşiktaş’ın sol kanat oyuncusundan yoksun mücadele etmesine tanıklık etmek trajikomik! Uğur Boral’ın yedek kulübesine gelip, ‘ben yoruldum’ demesini ise kabullenmek olası değil. Uğur’suz Beşiktaş daha mı iyi olur? Kasımpaşa karşısında Beşiktaş’ta dikkatimi çeken, neden sağa kulvarı kullanmaktan kaçındıkları. Hilbert nerede ise maç boyunca bir tek orta yapmadı. Holosko’nun kusursuz pasında Almeiada kafa sayısını kaydetti ama sonrasında sağ kanat durdu. Özer’in aradaki farkı bire indiren golüne Sivok yanıt verip farkı yeniden ikiye taşıması Beşiktaşlılar’a nefes aldırdı ama o süre içinde de hop oturdular hop kalktılar. Olcay’ın yıldızı giderek parlıyor, önü açık. Ne var ki, Beşiktaş’ın sahadaki performansı Fernandes’in yetisine endeksli olmaya devam ediyor. Olur ya Manuel Fernandez sakatlanır, o zaman neler olur? Dilerim yedek kulübesinde tırnaklarını yiyen Batuhan Karadeniz, Almeida’nın attığı golü net şekilde görmüştür. Batuhan’da boy var ama!..
‘’'Batuhan iyisi mi sen galeri aç!'‘’
Ya Batuhan Karadeniz? Bu çocuk kimi idol belledi kestirmesi güç ancak kendisine Sergen Yalçın’ı örnek alıyor ise öncelikle unutmaması gereken, Sergen’in tanrı vergisi yeteneği olmalı. Batuhan ya futbol oynamalı ya da kendisine ‘oto galerisi’ açmalı! Samet Aybaba, ‘gol atacağın, alan açacağın’ umudu ile Hugo Almeida’yı senin için sol kanata monte ediyor, geleceği futbola endeksli sen ise sürekli top yitirip, sahada çaresiz ve de isteksiz dolanıyorsun...
Manuel Fernandes mi hata yaptı, hakem Cüneyt Çakır mı, tartışmaya açık! Net olanı, Trabzonspor’un karambol golünü Marek Sapara’nın kaydettiği ve Beşiktaş’ın geriye düştüğü. Sahada basmadık yer bırakmayan Fernandes ikinci bölümün başında eşitliği sağlayan golü kaydetti ve Beşiktaş’ın atakları sayısal artış gösterdi. Bunda önemli etken Batuhan’ın yerini Olcay’ın alması ve yeniden Almeida’nın ‘golcü’ görevini üstlenmesi oldu. Beşiktaş art arda öylesine 3 önemli pozisyonu ‘hovardaca’ harcadı ki, içlerinde en kayda değeri Almeida’nın kaleci Onur ile karşı karşıya kalıp topu file bekçisinin elerine teslim etmesiydi!
Karşılaşmanın ikinci yarısı ilk bölüme oranla hem heyecan hem de bol sayıda gol pozisyonu ihtiva etti. Ancak her iki ekip de kusursuza yakın pozisyonlardan yararlanamadı. Özellikle de Siyah-Beyazlılar son dakikalarda neler kaçırdı, neler! Beşiktaş’ı ‘sevecen’ günlerin beklemediği ortada. Samet Aybaba’nın işi zordan da öte. Hem yönetim, hem teknik kadro zorlukları kabullenerek göreve geldi ama tribündeki müdavimlerin puan kayıplarını hoşgörü ile kabulleneceklerini beklemek hayalcilik olur...
‘’Vefa ve Veda!‘’
Alkışlar, Aykut Kocaman’a; Futbol ikonu ‘Alex’i gönderdi ve Fenerbahçe olumlu değişkenlik gösterdi, neşteri kusursuz kullanmış belirgin! Savunma elemanı Gökhan Gönül attırdı ve attı, ders niteliğinde hem de. Bir alkış da Gökhan’a lütfen. Fenerbahçe takım olmaya başarmış toplu alkış; teknik ekip ile futbolcu topluluğuna...
Uğur Boral’ı yeti yoksunu olduğu için yeremem ancak sahadaki otoriteye yaptığı edepsizlik nedeni ile yerden yere vururum. Samet Aybaba’yı da Uğur Boral’ı sol açık oynattığı için kündeye getiririm! Ayrıca Hugo Almeida ısrarı nedeni ile de ‘tuş’ yaparım. Beşiktaş artık ‘sıradan’ bir ekip, önce bunu kabullenmeli ve beklentilere gem vurmalı! Lig maratonunda benzeş rakipleri karşısında alacağı olası yenilgilere de şimdiden hazırlanmalı. Samet Hoca’ya güvenmek ile hata mı yapıldı? ‘Vefa’ ideolojisi ‘Veda’ demagojisine mi dönüşecek?
Bildik gerçeği zorunlu olarak yinelemek gerekecek. Beşiktaş mevcut kadrosu ile ancak ligin orta sırasında yer alabilir. Beni şaşırtan Samet Hoca’nın futbolcu topluluğu ile kurduğu olumlu iletişimin sahaya yansımaması! Uzun süredir bu kadar çaresiz Beşiktaş izlememiştim. İbrahim Toraman’ın gerek futbolu gerekse ‘kaptan’ kimliği ile Beşiktaş’a yakışmadığını da fırsat bulmuşken dile getireyim!
‘’Alex gitti, Q7 gitmedi!‘’
Buna karşın Sivasspor’da aynı görevi üstlenen Eneramo ne yapıyor? İleride topla buluşup, Beşiktaş savunma elemanlarını aşıyor, son vuruşu çoğu kez ‘cılız’ da olsa kaleci McGregor ile karşı karşıya kalacağı pozisyonları yaratabiliyor. Hakem Metin Kalkavan, İbrahim Toraman’a yapılan bariz penaltıda yanılgıya düşebilir, doğaldır. Ne var ki Beşiktaşlı futbolcuların bu pozisyonun ardına sığınma hakları yoktur. Hakem Kalkavan’ın bir türlü kurduramadığı ‘baraj’dan dönen topta yenilen golün sorumlusu kim? ‘Garip’ vuruşu ile takım arkadaşı Fernandes’i sakatlayan Uğur Boral mı? Elbette ki hayır... Sorun takımın bütünlüğünde! Dün gece ne Hilbert üretkendi, ne Veli Kavlak istemliydi, ne Necip Uysal ayağından geleni yaptı, ne de Escude uyum sağlayabildi. Beşiktaşlı futbolcular hızlı oynadılar, aynı hızla da Chahechouhe’den gelen golü izlediler. Sezon başındaki yengiler yanıltıcıymış! Beşiktaş mevcut kadro ve oyun sistemi ile ancak ligin orta bölgesinde yer alabilir, gerisi kocaman yalan olur! Karar doğru ya da yanlış (ki bu ayrı yazı konusu), Fenerbahçe, ‘Alex sorununu’ bir gecede kökünden çözerken Beşiktaş yönetimi ‘Quaresma problemini’ 5 aydan bu yana çözmeye çabalıyor! Beşiktaş yönetimi ‘enkaz’ devraldı doğrudur ancak onlara bu görev zorla veren olmadı! Futbolcu topluluğunu fazla yermemek gerek, elindeki sınırlı elemanlar ile debelenen Samet Aybaba’yı da yerden yere vurmak kimseye kazandırmaz. Peki, Beşiktaş’ın içinde bulunduğu kaotik ortamdan kim sorumlu? Yazmaya gerek var mı?
‘’Aybaba'ya ilk ders!‘’
Öyle ki, kimin nerede oynadığı belirsizliğini korurken, konuk Beşiktaş üstün futbol ortaya koymasa da rakibini sahasına hapsetti, Antep de oyunu kendi alanında kabul etmek zorunda kaldı. Elbette Olcay’dan gelen erken gol bunda etken oldu. Ancak Gaziantepspor oyunun ikinci bölümüne, farklı kimlikle çıktı!
İlk yarıdaki beceri yoksunu oyuncular gitti yerine basan, pres yapan futbolcu topluluğu geldi, Sosa da çok bekletmeden eşitliği sağlayan golü kaydetti. Beşiktaş’ı bir kez daha öne geçiren, alışageldiği gibi Fernandes oldu. Her ne kadar topu ağlarla buluşturan Almeida olsa da, ona, ‘al ve at’ bağlamındaki topu veren Fernandes’ti.
Sivok’un ceza alanında topu elle kontrol etme istemi G.Antep’e bir kez daha eşitliği sağlama olanağı getirdi. Penaltı atışını gole çeviren Cenk skoru 2-2 yaptı. Beşiktaş farklı kazanmayı başarabilirdi, tabii ki ilk yarıda ‘uyuyan’ rakibi karşısında. İkinci yarıda bu olanak kalmadı, tıpkı Beşiktaş’ın yedek kulübesinde skoru değiştirebilecek yetenek olmadığı gibi! Beşiktaşlı futbolcuların hatası ilk yarıdaki pozisyonları ‘hovardaca’ harcamaları oldu.
Uzatma dakikalarında Beşiktaş’ın alt yapısından yetişen Orhan uzaktan yaptığı kusursuz vuruşla Gaziantepspor’u öne geçirdi ve Beşiktaş bu sezon ilk kez yitirdi. Bu karşılaşma Beşiktaşlı futbolcular için ‘ders’ niteliği taşıyor, elbette Samet Aybaba için de! Şimdi oturup tekrar tekrar izlesinler ve yanıt arasınlar; ‘Bu kadar pozisyondan nasıl kaçar, uyuyan rakip nasıl uyandırılır, iki kez öne geçtiğin maçta puanlar nasıl yitirilir?’
‘’Samet Aybaba'ya destek...‘’
Sonunda üzerindeki ‘ölü toprağını’ atmayı başardı Beşiktaş, gücü sınırlı rakibi Elazığspor karşısında... Ecnebi erozyonunu, parasal daraltıyı iteleyip sahada takım oldu ve alkışı hak etti dün gece.
Tek puanlı Elazığspor karşısında elde edilen farklı yengi alkışlanmalı mı? Kesinlikle evet, zira; Beşiktaş uzun sürenin ardından takım oyunu oynadı, üstelik zaman zaman aksayan Olcay ve Uğur Boral’a karşın. İlk yarıda sol kanat tamamen unutuldu ve Beşiktaş’ın hücum kurgusu sağ kanat üzerinde kuruldu. Hilbert’e fazlaca iş düştü o da yılmadı Holosko ile uyum içinde çalıştı. İkinci bölümde yerini Almeida’ya bırakan Batuhan, sınırlı sayıdaki ortadan yararlanamadığı gibi ortadan gelen topları da eziverdi! Önce Necip, sonra Sivok attı, ama pasları veren Manuel Fernandez oldu, Hilbert de vuruşu ile skoru belirledi. Elbette ki konuk ekibin savunma elemanları yaptıkları bireysel hatalarla gollere davetiye çıkardılar, ancak Beşiktaşlı oyuncuların hakkını da teslim etmeli. Öylesine baskılı oynadılar ki, rakip kim olursa olsun açık vermesi kaçınılmazdı! Sahanın en iyisi tartışmasız Fernandes’di.
Portekizli oyuncu ‘imitasyon’ vatandaşları olmadığında takımı yönlendiriyor, skoru belirleyen isim oluyor. Elazığspor karşısında da oyuna benliğini vererek bunu başardı. Beşiktaş’ın ivedi olarak bir, iki takviyeye gereksinimi var kaçınılmaz. Batuhan ile Almeida arzulanan düzeye gelene kadar sezon ortası olacak. Beşiktaş yokluklar içinde baskılı futbol oynayıp yengilere imza atabiliyor ise bunun ardındaki isim kuşkusuz Samet Aybaba ve yardımcıları. Beşiktaşlılar teknik direktörleri Samet Aybaba’ya destek vermeliler ki, yengiler art arda gelsin... Kanımca, Sivok’un yaptığı hareket kırmızı kart ve penaltıydı.