‘’Birisi gidecek!‘’
Elbette Olcay’ın sahada yer almasına karşın! Gerisine ise söyleyecek fazla söz yok. Dentinho yerini Mehmet Akgün’e bırakana dek fazla beraber oynama olanağı bulamadığı takım arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı. Altını özenle çizmem gerekirse, gelecek sezon Emre Özkan’ın Gökhan Süzen’den çok daha başarılı ve de yararlı olacağı. Stancu’nun kaleci Cenk’i geçip direğe çarparak dışarı çıkan topu ‘uyarı’ niteliğindeydi Beşiktaş için ancak pek ciddiye alan olduğunu söylenemez. İki dakika sonra nerede ise yüzde yüz ‘gol’ diyebileceğimiz pozisyonda, Stancu’nun ‘cılız’ vuruşu Cenk’i zorlamadı ve ivedi olarak puana gereksinim duyan Orduspor öne geçme şansını art arda iki pozisyonda öteledi. Sonrasında da Niang ile Beşiktaş’ın golü geldi. Veli gösterişten uzak oyunuyla beğeni kazandı. Niang attığı ile aldığının karşılığını kısmen verdi! Cevat Güler, elindeki kozları ikinci yarıyla sahaya sürüverdi. Jaime ve Barral oyuna dahil olduktan sonra Orduspor on dakikalık zaman dilimi içinde Beşiktaş kalesini abartısız, ‘abluka altına’ aldı. ‘Dirilen’ Orduspor karşısında Beşiktaş’ta ise ‘iteleyici’ Oğuzhan oldu. Son haftalarda yitirmeyi alışkanlık haline getiren Beşiktaş, üç önemli puan kazandı, konuk Orduspor ise büyük oranda lige veda etti. Bana kalırsa dün gece alkışı tribünleri dolduran Beşiktaş yandaşı almalı. Ligdeki iddiasını yitiren Beşiktaş’ı destekleyen yandaş grubuna sadece şapka çıkarılır. Beşiktaş yandaşının benimsememeye özen gösterdiği Samet Aybaba’nın oyundan çıkan Manuel Fernandez’e elini uzatmaması ise fazlaca düşündürücü. Oğuzhan’ın kendi çabasıyla filelere gönderdiği gol, ne yazık ki Fernandez-Aybaba arasındaki çekişmeyi unutturmadı! Birisi gidecek, acep hangisi?
‘’Gekas'a önlem almayanlar!‘’
Beşiktaş oynadığı tüm maçlarda beceri noksanlığı nedeni ile savunmasında ‘sıradanın’ ötesinde gedikler veriyor. Rakipler de çok zorlanmadan golleri atıyor. Yunanlı futbolcu Gekas ise rakip kim olursa olsun golünü, çoğu kez de gollerini art arda sıralıyor. Siyah-Beyazlı teknik ekibin Gekas’a ‘özel önlem’ almaması karşılaşmanın başında, başlarına iş açtı. Ev sahibi Akhisar, üç pasta Gekas ile golü buldu. Mustafa Pektemek, Hilbert’in uzun topunda skoru eşitledi, ne var ki coşku sadece bir dakika sürdü. Sahanın ‘en iyisi’ Gekas, takımını tekrar öne geçirdi. Holosko-Niang değişimi doğru seçim gibi gözüktü, ancak sorun başkaydı! Beşiktaş 2-1’in ardından rakip alanda, özellikle de rakip kale önünde çok sayıda pozisyon üretti ancak tümü ‘uyuşmazlık’ problemi ile ya kullanılamadı ya da yanlış kullanıldı.
Oğuzhan, Mustafa, Olcay, Veli dörtlüsü, öylesine uyumsuzdular ki, aynı takımda oynadıkları tartışılır hale geldi! Gekas’ı gole giderken düşüren Gökhan Süzen’in ‘ihracı’ doğru karardı ama pozisyon ceza alanı dışında olduğu için ‘penaltı’ kararı yanlış oldu. Gekas’ın penaltı atışını kurtaran kaleci McGregor bir anlamda Kuddusi Müftüoğlu’nun kararını tekzip etmiş oldu! Uğur, köşe atışından gelen topu Beşiktaş ağları ile buluşturup skoru 3-1’e, Emin Aladağ ise 4-1’e taşıdı. Lige tutunma savaşı veren Akhisar da haklı olarak coşkuyu yaşadı. Beşiktaş mı? Ağır yaralı ama çıkmayan candan umut kesilmez! Bu sezon nasıl biter bilinmez ancak gelecek sezon nasıl başlar orası fazlaca belirginleşti!
‘’Golü Samet Aybaba yedi!‘’
Yağmurlu, serin ‘Dolmabahçe Gecesi’nin en önemli anekdotu, Beşiktaş yandaşının maç başlamadan Samet Aybaba’yı ‘yuhalaması’ oldu, tartışmasız. Takımlar ve teknik adamlar soyunma odalarından yeşil zeminine adım atıyorlar... Tribünler, rakip Antalyaspor’un teknik patronu Mehmet Özdilek’i alkışlıyor, kendi teknik adamları Aybaba’yı ise yuhalayıp, yeriyor. Beşiktaşlılar’ın, Samet Aybaba’yı benimsemediği bilinmedik değil elbet, ancak tepkilerinin de bu denli ‘keskin’ olacağı hesaba katılmamıştı kuşkusuz! Gecenin skordan daha net anlam ve önemi; şu saatten sonra Beşiktaş yönetiminin istese de gelecek sezon Samet Aybaba ile çalışması olanaksızlaştı! Beşiktaş’a teknik direktör aranıyor! İkinci bölüme, yeşil zemin üzerinde ‘dua’ ederek başlayan Olcay Şahan, Veli’nin yerine oyuna katılan Oğuzhan’ın pası ile golü attıysa da, bu sayı Samet Aybaba’yı sevince boğdu ama düze çıkarmaya yetmedi! Konuk Antalyaspor, karşılaşmanın başındaki baskılı oyunundan uzaklaştı, Beşiktaş sahada hakimiyeti ele aldı. Maç eksiği nedeniyle beklenenden uzaktaki Mustafa Pektemek çoğu pozisyonda ‘saç baş yoldurttu.’ Ne yazık ki genç Oğuzhan da ona ayak uydurdu. Benim açımdan bir önemli not daha mevcut! İbrahim Toraman’dan yoksun Beşiktaş’ı izlemek keyif verdi. Zira uzun yıllar centilmen ve de sportmen kişilikleri ile anılan Beşiktaşlı futbolcular, dün gece hakeme hiç itiraz etmediler. Sayelerinde geçmiş yıllardaki gibi keyif aldım. Ayrıca Beşiktaş uzunca aradan sonra ilk kez gol yemedi! Antalyaspor ise sadece yenilip, puan yitirdi. Yağmurlu, serin gecede golü yiyen ise Samet Aybaba oldu! İlginçtir, golü atan da Beşiktaş yandaşı oluverdi!
‘’Aybaba ne yaptın?‘’
Dersin ki, “Samet hoca sezon boyunca fazla şans bulamayan oyuncularına forma verip onları motive ediyor, gönül alıyor.” Ne var ki, Siyah-Beyazlı ekibin kazanacağı ya da yitireceği puanlar fazlaca önem taşıyor. Samet Aybaba ne yapıyor? Necip ’i kulübede oturtup Mehmet Akgün’ü sahaya sürüyor. Sağ kanatta Oğuzhan’ı kullanıp Holosko’yu kulübede tutuyor. Sezon boyunca oturan Escude’yi böylesine bir maçta takıma monte ediyor. Sakatlıktan yeni çıkan Mustafa’dan medet umuyor. Sonra ne mi oluyor? Pinto ile Battala gollerini atıyor ve Beşiktaş, Bursa deplasmanında iki farkla geriye düşüyor. Mehmet Akgün yerini Necip’e, Mustafa da Holosko’ya bırakıyor. Bu arada Ferhat da boş durmayıp aradaki farkı üçe çıkarıyor. Gökhan Süzen, ‘edepsizlik’ yapan Tuncay Şanlı ile tartışıyor, bunu yaparken de kameralara yakalanmamak için elini ağzı ile kapatıp ya küfür ediyor ya da hakaret! Bitmiyor, sinirlerine hakim olamayan futbolcunun yaptıkları. Pozisyonu takip edip Tuncay’a yapıştırıyor tekmeyi ve sarı kartı görüyor. Samet Aybaba da Gökhan’ı oyundan alıp Ersan’a ‘yürü’ diyor. Bu karşılaşma belki Beşiktaşlılar’ın belleklerinde sezonun en ağır yenilgisinin alındığı maç olarak yer edecek. Futbolda kazanmak kadar kaybetmek de doğaldır. Dün gece Beşiktaş’ın Bursa ’da yitirmesi tartışmasız sürpriz niteliği taşımadı. Zemini Samet Aybaba hazırladı, Bursasporlu oyuncularda kusursuz oynayıp kazandı. Samet hoca, iş işten geçtikten sonra değişimleri yaptın ama atı alan Üsküdar’ı geçivermişti. Samet Aybaba, ayıptır sorması dün gece ne yaptın sen?
‘’Gez-toz her gece!‘’
Ancak biz karşılaşmanın başına gidelim, ev sahibi ekibin Nduka ile ‘fırtına ’ benzeri estiği dakikalara... Ersan Gülüm, Nduka’nın boş kaleye gönderdiği topun filelerle buluşmasını ‘bilinçli’ engellemedi elbette, koşarken top ayağına çarptı ama Mersin’i olası golden eden isim oluverdi bir anda. İbrahim Toraman, Ersan Gülüm ve Gökhan Süzen’den oluşan savunma bloğu ‘en kötüler’ sıralamasında kaçıncı basamağın sahibi olur tartışılır ancak Beşiktaş adına bundan daha kötüsü olmaz gibi geliyor. İlk bölümün ortasında oyunun hakimiyetini, konuk Beşiktaş ele alıverdi. Hugo Almeida’nın beklenmedik sakatlığı, bence Samet Aybaba’nın yanlış seçimini doğruya çevirdi! Almeida oyundan çıkınca Niang, sağ kanat yerine alıştığı kulvarda koşturdu ve topu rakip alana taşıyıp Fernandes’in golü atmasını sağladı. Beşiktaş bu; atar ve yer! Cluio’nun serbest atışında Mert Nobre kafa vuruşu ile skoru eşitledi, ilk bölümde sona erdi. Fernandes’in kullandığı köşe atışında Mert Nobre, ters kafa vuruşu ile takımını geriye, Beşiktaş’ı ileriye taşıdı. Doğaldır, futbolcunun kendi kalesine istem dışı sayı kaydetmesi. Yadırgadığım ise Nobre ile birlikte yükselen ancak topa dokunamayan Beşiktaş kaptanı İbrahim Toraman’ın golü kendisi kaydetmiş edası ile sevinmesiydi. Futbolcu öne geçince sevinecek ancak kimseye yanıltmaya kalkmayacak. Unutmamak gerekli nerede ise yaşamımızın her anı, ‘hd’ kalitesinde gözlem altında! Oğuzhan’ın Necip’in yerine alınması, sakatlanan Niang’ın da yerini Escude’ye bırakması, Siyah-Beyazlı ekibin oyun planını alt üst etse de Fernandes dengeledi, gideni de geleni de. Son dakikalarda Beşiktaş öylesine bol sayıda pozisyondan yararlanamadı ki, say say bitmez. Beşiktaş vasat futbolun getirisi üç puanla yarıştan kopmadı. Mersin içinse ‘veda’ turları başladı.
‘’Sorumlu; Aybaba!‘’
Beşiktaş’ın ayaz gecede Kasımpaşa karşısında yitirdiği puanların tek sorumlusu, teknik direktör Samet Aybaba’dan başkası değil.
Golü erken yiyorsun, eşitliği kısa süre sonra yakalıyorsun sonra bir gol daha yiyip geriye düşüyorsun ve tüm sorumluluğu, Emre Özkan’ı oyundan alarak, genç futbolcunun omuzlarına yüklüyorsun. Beşiktaşlı futbolcuların hemen hepsi ‘kusursuz’ oynadı da, tek Emre Özkan mı aksadı? Sevgili Samet Aybaba genç futbolcuyu ‘harcamak’ fazlaca ucuza kaçmak olmuyor mu? Sahada sarı kartlı, gelene ‘geç’, dönene de ‘lütfen bir daha gel’ diyen İbrahim Toraman var! Sinirlerine hakim olamayan, hemen her pozisyon sonrası hakeme itiraz eden, rakipleri ile itişen, bu nedenle de antipatik gözüken Toraman’ı neden oyundan almıyorsun? Geride kalan haftada da aynı hatayı yapmadın mı? Beşiktaş hata yaptığında Emre Özkan’ı oyundan al ve sıyrıl! Cüneyt Çakır, rakibine dirsek atan İbrahim Toraman’ı oyundan atsaydı ne olacaktı?
Açıkçası, Çakır’ın Toraman’a ikinci sarıyı göstermesi gerekiyordu ama nedense bundan kaçındı. Madem oyuna Necip Uysal’ı dahil edeceksin ve o da Toraman’ın görevini üstlenecek, o zaman neden Toraman’ı kulübeye çekmiyorsun? Zirvenin kader maçlarından birisini kendi seyircin önünde oynuyorsun ve Veli Kavlak yerine Oğuzhan’ı tercih ediyorsun. Oğuzhan Özyakup elbette ki ileride çok yararlı olacak ancak henüz böylesine ‘kader’ maçlarının elemanı değil. Ve sevgili Samet Aybaba, takımının sorununun orta alan ve ileri uçtan çok savunmada olduğunun farkına hala varamıyorsun. Ersan Gülüm’ün içinde yer aldığı savunma bloğu her maç açık üzerine açık veriyor. İbrahim Toraman ister savunmada, ister savunmanın önünde oynasın pas hatası ve rakip kaçırmada rekora koşuyor. Madem sakat sakat oynuyor hem kendisine hem de Beşiktaş’a iyilik yapıp düzelene kadar oynamasın tabii ki düzelme olasılığı varsa! Emre Özkan oyundan çıktı, rakip yeni golünü atmadı mı? Kasımpaşa mı? Onları ayakta alkışlamalı. Beşiktaş bu kez ne hakem hatası, ne de zemin mazeretinin ardına sığınabilir. Ayaz gecede ‘Mart Karı’ eşit yağdı! Beşiktaş buz kesti, Kasımpaşa ısındı ve ısıttı. Manuel Fernandes için parantez açıp, profesyonelliğine ve performansına saygı duyması gerektiğini de anımsatmalı...
‘’Olcay ve Oğuzhan‘’
Serkan’ın Fernandes’i ceza alanı içinde indirmesine kayıtsız kalan hakem Fırat Aydınus’u yerden yere vurmak kolayı, Beşiktaşlı oyuncuların özeleştiri yapması ise doğrusu olur...
Oyunun ikinci bölümünde Olcay’ın Onur ile karşı karşıya kaldığı anda topu, daha uygun pozisyondaki Niang’a aktarmamasını, ardından Oğuzhan’ın aynı yanılgıya düşüp Niang’ı unutmasını, irdelemeli öncelikle. Sıra en son Fırat Aydınus’a gelir! Olcay Şahan, Fenerbahçe maçında kaydettiği gol sonrası kendisini gerçekten ‘Messi’ sanmaya başladı! Genç Oğuzhan ise atacağı olası tek gol ile ‘kahraman’ olacağı yanılgısına düşüverdi. İki futbolcuyu da yol yakınken uyarmalı; ‘Keçinin olmadığı yerde koyuna Abdurrahman Çelebi derler!’ Beşiktaş’ın ‘vasatı’ dahi bulmayan oyunun sorumlusu bu iki futbolcu değil tabii ki. Dün gece Trabzon deplasmanında kim ne oynadı? Beşiktaşlı futbolcular, Galatasaray’ın puan yitirdiği haftada, yandaş grubunun duyduğu heyecanının tartışmasız onda birini duyumsayıp, bunu sahaya yansıtamadı. Samet Aybaba’nın ‘kazanmayalım ama asla yitirmeyelim de’ taktiği, Siyah-Beyazlı ekibin değil ancak teknik direktörünün işine geldi gibi! Düşme potasına yaklaşan ev sahibi Trabzonsporlu futbolculara ne demeli? Fazlaca heyecan ihtiva edecek doksan dakika beklerken iki takımın ortaya koyduğu futbol, ‘bitse de gitsek’ ile örtüşüverdi. Manuel Fernandes bu kez ön plana çıkmadı, belki de çıkmak istemedi! Bu nedenle de Beşiktaş duruverdi. Fernandes hareketlenip, yönlendirmez ise Beşiktaşlı futbolcular yeşil zemin üzerinde debelenip duruyorlar, dün gece Trabzon karşısında olduğu gibi! Tartışmasız dün gecenin iki mutlu ismi; Samet Aybaba ile Tolunay Kafkas oldu! Futbol zevkli basit oyun, ancak oyun içinde oyun olunca zevki kaçıveriyor.
Asena Özkan
‘’Beşiktaş'ı Kuyt kurtardı!‘’
Egemen, 15’inci dakikada söz konusu hareketi yineleyince gördü sarı kartı, oysa kartı ilk pozisyonda görseydi ikincisinde ‘kırmızı’ kaçınılmazdı... Fenerbahçe öylesine baskılı oynadı ki, Sow’un kaydettiği gol, Beşiktaş adına ‘sürpriz’ niteliği taşımadı. ‘Gol’ oyunun başında geleceğinin haberini vermişti! Ancak Beşiktaş’ın ilk bölümde böylesine etkisiz kalacağını kimseler kestirememişti. Fernandez’in kullandığı serbest atışta ters vuruşla topu kendi kalesine gönderen Kuyt, Beşiktaşlı oyuncuları ‘uyandıran’ isim oluverdi. Özellikle Fernandez’in başarılı oyunu, Siyah-Beyazlı ekibi eşitliğin ardından toparladı. İkinci bölümün başında Niang ile öne geçen Beşiktaş, ‘coşkuyu’ sadece 2 dakika yaşayabildi. Sow, attığı golle skoru eşitlerken, Beşiktaş savunmasının yetersizliği, geri dörtlünün önündeki İbrahim Toraman’ın beceriksizliği bir kez daha sırıttı. Beşiktaş atıyor ama çok rahat yiyor... Samet Aybaba’nın sınırlı kadrosundaki değişimler bu kez işe yaradı. Aykut Kocaman’ın oyuna Caner ile Mehmet Topal’ı sürmesi ise gereksiz gibi geliverdi! Beşiktaş’ta Fernandez ve Niang ‘iyi’ler arasındaydı. Maçın eşitlikle sona ereceğini varsayarken, Niang’ın akılcı pasında Olcay’ın golü karşılaşmanın son dakikasında geldi ve Olcay Şahan tarihe geçti. Beşiktaş hem 3 puanın sahibi oldu, yarıştan kopmadı hem de ezeli rakibini yendi. Ve İnönü Stadı’nda ‘yenilemeden’ önceki son derbiye galibiyetle veda etti. Bu arada Olcay’ı son dakikada attığı gol kadar kale içinden çıkardığı top için de tebrik etmeli...