Arama

Popüler aramalar

‘’Derbiye doğru - 4‘’

Bölüm 4

Tam maç gününe kadar 6 bölüm yazacağız.
Kim kazanır? Bu sorunun yanıtı 6. bölüm tamamlandığında karşılığınız zihinlerde bulacak.
Biz sadece tanımlamalar yapacağız ve dördüncü durak savunma önündekiler ve kanatlar.
Galatasaray rakibinin kişisel hatalrı ile gol arayacak.
Fenerbahçe mi?

Oyunu rakip sahaya yıkmaya çalışacak.
Sağdan saldıracak.
Sahaya yayılarak oynamayı planlayacak.
Kısa pas vererek hızlı orta saha geçişleri yapacak.
Sık ara pas deneyecek.
Topa daha çok sahip olma gayretinde olacak.
Rakip takımın agresif oynamasına sebep olacak.
Ofsayt taktiği deneyecek
Bunun için orta alana çok yük düşecek.
Maç orta alanlar arasında döngülenecek.

Güçlü olan,
Alan geçişlerini iyi yapan,
Kanatları aktif değişim ile iyi kullanan,
Diagonal pas oranlarını ve farklı bakış açılarını ortaya koyan öne geçecek.
Göbekte Mehmet Topal ve J.De Souza oynuyor
Defansif yapıları hücum zenginliğini törpülüyor.
Hücum aksiyonu için kanatlara yük biner mi?
Dirar sağda ve Atıf solda etkili olmaya çalışacak.
Fernando yok ise orta alan Selçuk ve Donk’a kalacak.
İlk tercih olmayan bu ikili Fatih Terim ile öne çıktı.

Rodriguez ve Feghouli ise kanatları kurgulayacak.
Peki Galatasaray ne yapacak, ofsayt taktiği dışında;
Topa daha çok sahip olmak isteyecek Donk ve Selçuk basit hata yapmamalı.
Ortadan saldıracak, ara topları ve Gomis’i kaçırıcı etkin paslar farklı görüş alanı yaratma yetisi öne çıkacak.
Kısa pas ama hedefi bulan olmalı.
Sık ara pas deneyecek.

Oyunu rakip sahaya yıkma gayreti olacak. Burada Donk ve Selçuk oyunu en önemli kilit.
Ofsayt taktiği oynayan bir takım ama bazen Serdar göremiyor bu bakışı.
Çok değişmeyen ilk on bir ortaya koyan Terim için zaman en önemli güç.
Özet ile çok ortada orta alanlar.

Defans anlamında Fenerbahçe, ofans anlamında Galatasaray önde.
Kanatlarda bireysel yetiler bakımından Galatasaray daha önde.
Atıf’ın performansı belirleyici olacak.
Gününde Dirar çok başarılı.
Ortada bir orta saha anlayışı.

16 Mart 2018, Cuma 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Derbiye doğru-3‘’

Bölüm 3 Tam maç gününe kadar 6 bölüm yazacağız.
Kim kazanır? Bu sorunun yanıtı 6. bölüm tamamlandığında karşılığınız zihinlerde bulacak.
Biz sadece tanımlamalar yapacağız ve üçüncü durak savunma.
Ofsayttan kaçınma sorunu yaşayan bir Fenerbahçe savunması var.
Bireysel hataların pahalıya mal olduğu savunma anlayışı.
Sağdan saldırıyı benimseyen Fenerbahçe, sağ beki ileri çıkınca sorun yaşayabiliyor.
Agresif bir savunma var, bu rakibi agresif yapıyor ve kartlar kaçınılmaz oluyor.
Solda Hasan Ali-Sağda Şener etkili isimler değil. Son haftalarda Şener biraz toparlansa da fena değil ile olmuyor.
Stoperler Skertel ve Neustadter. Ama ya Neu düzelmezse. O zaman Neto.
Neto saatli bomba. Ön libero Neu hep stoper olarak tercih edildi.
Takımın en zayıf noktası.
Hele Gomis karşısında.
Galatasaray savunmasında mecburi sağ bek Linnes ne yapar?
Sol bek hızlı ve takıma uyum sağlayan ve kısa sürede iyi işler yapan Nagatomo
Göbekte Maicon ve Serdar.
Bu takımın saatli bombası Serdar.
Top ile gereksiz özgüvene yönelik hareketleri var.
Hamle sorunu yaşıyor.
Geç hamleleri faul getiriyor.
Bu yüzden ik takım içinde savunmaların önünde oynayacak isimler çok önemli.
Yoksa hızlı oyuncular bu savunmaları ezer geçer.
Savunma oranları mı?
Yok ki birbirinden farkları.
Lakin Nagatomo etkisi kendini gösterirse bir tık Galatasaray.

14 Mart 2018, Çarşamba 13:05
YAZININ DEVAMI

‘’Derbiye doğru-1‘’

Bölüm 1. Tam maç gününe kadar 6 bölüm yazacağız.
Kim kazanır? Bu sorunun yanıtı 6. bölüm tamamlandığında karşılığınız zihinlerde bulacak.
Biz sadece tanımlamalar yapacağız ve ilk durak kenar.
Fenerbahçe’de Aykut Kocaman baskı altında,
Zaman zaman oyuna dalabiliyor.
Ömeroviç iyi bir yardımcı,
Hasan Çetinkaya iyi bir toparlayıcı.
Kayıplar ile gerilen sinirler, kazanılan maçlar ile rahatladı.
Oyunun hakemine itirazlarda birbirlerinden yok farkları.
Dördüncü hakemin işi zor olacak.
Baskıyı arkasına alan Fenerbahçe kulübesi hamleler anlamında güçlü destek bulacak.
Lakin yenilecek gol, oynatılmayan oyuncu sinirleri gerebilir.
Seyircinin aşk ile bağlı olduğu, büyük beklentiler olan oyuncular Aykut Kocaman ile kenarda oturtulunca problem büyüyebiliyor.
Hep kazanan olmak zihinde yorgunluk ve baskı yaratacaktır.
Galatasaray Kadıköy’de istediğini galibiyet anlamında hep alamadan dönmüş.
Fatih Terim ile bu düşünceyi şampiyonluk kupasını kaldırarak kırmaya çalışmış.
Karanlıklar arasında alınan kupa ile şampiyonluk yaşanmış
O kadro Cumartesi yine saha kenarında ve tribünde.
Fatih Terim hamle zenginliğini kulübedeki farklı bakış açılarından alıyor.
Ümit Davala-Hasan Şaş önemli yüzler.
Terim motivatör.
Takımı bu maçlara hazırlamada başarılı.
Terim mi? Kocaman mı?
Bu sorunun yanıtı açık ve net.
Terim.
Maçın yanıtı mı, önce kaleden ileri uça kadar inceleyelim yanıtı bulalım
Yarın Kale…

12 Mart 2018, Pazartesi 11:25
YAZININ DEVAMI

‘’Ikarus‘’

Grigory sporcular tarafından hiç unutulmayacak bir isim.
Rusların, demir perde bloğunun kademeli olarak nasıl doping yaptığını anlatıyor.
Biyolojik pasaportların onun tabiri ile devlet eli ile nasıl şekillendiğini
Kullanılan Tanezolov, Stanazolol gibi ilaçların nasıl temin edildiğinden.
Çin’de legal olarak üretilen Anaboliklerin IOC başkanı Rogge’nin üretimi durdurun çağrısı ile nasıl merdiven altına indiğini.
Rus takımının anabolik koçu Portugalov’un Londra olimpiyatları öncesi ve sonrasında neler yaptığını.
Biyolojik bozulmaların önlenmesi için Dünya Anti Doping Ajansının en gözde Laboratuvarı olan Moskova laboratuvarının kalibrasyonlarının nasıl bozulup yeniden şekillendiğini.
Bir sporcunun 2-3 hafta içinde tespit edilebilme durumunun nasıl 6-8 aya kadar çıkarıldığını.
Ve tüm bunlar yapılırken kişilerin “Asla Doping Yok” yaklaşımı ile nasıl yalan söylediklerini.
Buzda dondurulan idrarların haftalarca biriktirilip saklanmasını anlatıyor.
Anlatırken sporun çirkin ve berbat yüzünü görüyorsunuz.
Bugüne kadar kırılan rekorların-alınan madalyaların ve elde edilen başarıların ne kadar suni olduğunu…
Sadece Moskova’da gözüken bu yansıma bence farklı ülkelerde de uygulandı.
Hapise düşen adı kara listeye alınan Grigory Putin tarafından Soci oyunlarında başarılı olsun diye nasıl affedildiğini anlatırken politik yapının nasıl sporu kirlettiğini görüyorsunuz.
Doping illetinin bulaştığı her noktayı kirletişine sahne olurken,
İnsanların hiç kalp sorunu yaşamadan nasıl yaşamını kalp krizi ile yitirdikleri anlatılırken şok oluyorsunuz.
Sporun asla sadece spor, dünya çapındaki başarıların asla kişisel çabaların tatmini olmadığı gözüküyordu.
Film yapımcıları derneği ve gazetecilerin cesur tavrı ile ortaya çıkan bu yapı Oscar alan Ikarus filmi ile yansıma gösteriyor.
Müthiş bir film.
Her sporcu izlemeli.
Her gazeteci.
Her iletişimci.
Sporun içinde olan her kimlik.
İnsan olmanın gururunu bilen her insan.
Doping illetinin en çirkin yansıması.
IKARUS HER SPOR GÖNÜLDAŞININ İÇİNİ TİTRETECEK.

10 Mart 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’FİNANSİLİN ve FİNANSBİYOTİK‘’

Kulüpler batıyor.
Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok.
Borçlar tavan yapmış, ödemeler yapılamıyor.
Çoğu kulüp çalışanı aylardır maaş derdinde.
Aşçı, malzemeci, masör, doktor, garson, bahçıvan…
Eve para götüremiyorlar. Bebeleri aç hanımları futboldan gelecek paradan aş çıkaracaklar ama,
Nerdeeee.

Nedeni belli.
Kulüpler yasası. Hala yönetim şekilleri dernek mantığı ile yönetiliyor.
Kurdukları A.Ş’leri sistemden sözüm ona ayırıp paraları hoyratça harcıyorlar.
Oynamayan oyunculara milyon dolar, menajerine yüzbinler, aracılara binler…
Bu işin içinde olan her kişi çığrıyor; “Hani bana, Hani bana”
Kulüplere yönetici olan her kimlik ego tatmini, popüler olma ve çevresine para kazandırma gayretinde.
Kulüpler yaşar gözüküp öldürülüyor.
Hem de içlerindeki onu sevdiğini söyleyenler tarafından.

Kendi şirketlerini yönetme konusunda bu kadar kontrolsüz olabilirler mi?
Türk futbolu artan naklen yayın gelirlerine,
Sponsorluk anlaşmalarına,
Yabancı kuralına,
Futbol aşkına,
Tribünlere koşan taraftara,
Ürün gelirlerine,
Gönüldaşlarının her türlü desteğine karşın kötü yönetilmeler nedeni ile batıyor.

Galatasaray için FİNANSBİYOTİK hazırlıyor UEFA,
Sabah 2*2 nasıl yani?
Ya denecek ki 65 milyon Euro olan transfer harcamanı 45 milyon Euro’ya çek,
Ya da 1 yıl daha Avrupa’ya çıkma. Bunun kaybı yaklaşık 45 milyon Euro (Şampi Lig için)
Trabzonspor’a FİFASİLİN başlandı bile,
Komadan çıkması için son hamle,
Bunu en iyi Dr. Muharrem Usta bilir. (Kulak Burun Uzmanıdır)
Kendisi doktor ve takım batıyor. Bu yüzden kulak vereceği isimleri iyi seçmeli.

Bir transfer dönemi boş geçecek, alt yapısı bu kadar güçlü bir marka için tam zamanı.
Seçim kararı akıllıca.
Lakin yönetirken almak kadar satmayı da bilmek gerek.
Her yıl merakla beklenen Deloitte’un Para Ligi Raporu’na göre en yüksek gelire sahip 20 kulübün toplam gelirleri %6 büyüyerek 7,9 milyar Euro’ya çıktı.

Peki ya ülkemizde;
Daha önce Türk kulüplerinden Galatasaray ve Fenerbahçe ikişer kez ilk 20’de kendilerine yer bulmuş ve geçtiğimiz sene ilk 30’da yer almışlardı. Ancak son iki sezonda her ikisi de gelir kaybı yaşadılar. Bu nedenle 2018 sıralamasında yer almadılar. Öte yandan gelirlerini önemli düzeyde artıran Beşiktaş buna rağmen ilk 30’da kendine yer bulamadı.
Yani aslında öldük de, FİNANSİLİN ve FİNANSBİYOTİK ile yaşatılıyoruz.

09 Mart 2018, Cuma 13:15
YAZININ DEVAMI

‘’Kadının adı var gözü kör olmayana‘’

Taha Akgün büyük şampiyon, arkasında bir koca ana yüreği, Gülbahar ana.
Hamza Dursun milli kayakçı, arkasında tüm yaşamın zorluklarına göğüs geren Asiye ana.
Olimpiyatlarda yarışan en genç okçu Mete Gazoz, şampiyonluklarında emeği olan Meral ana.
Aliye Demirbağ Türkiye için farklı spor Badmintona gönül verdi, yanında Remziye ana.
Tekvandoda Dünyayı sallayan Servet Tazegül ve ondan desteği hiç eksiltmeyen Gültan ana.
Kimi rüyasında gördü evladını madalya alırken anlattı, yarışmaya hazırladı.
Kimi en düşmüş olduğu anda, ne olursa olsun şampiyonumsun diye haykırdı.
Kimi hasta olduğu an sporu bırakma planı yapan evladı için malzemelerini temizledi.
Kimi en acı çektiği anda ona sevgisi ile dayanma gücü verdi.
Onlar evlatlarının isimlerini;
Taha-Rıza-Mete-Arda-Servet-Hamza-Halil-Aliye -Nevin-Guliyev-Escobar-Nur-Murat diye,
Tarihe yazdırdı.
Ve tüm anneler gibi tarihin kahramanlarına soluk verdi, umut verdi, hayat verdi.
Hepsine bir ad, kendine kalplerde taht verdi.
Ana diye kucak, eş diye dayanak, sevgi diye kızlarımızı verdi.
Adını göremeyenlere, Allah akıl ve göz verdi.
Onlardan bize ödenemeyecek bir borç verdi.
Kadınlarımıza sevgimizi haykıracak bir soluk verdi.
O zaman ne duruyoruz.
Gününüz bir gün değil her gün.
Kutlu olsun.
İyi ki varsınız...

08 Mart 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Baba Astori‘’

Astori için zaman durdu.
İtalya Serie A futbol yerine, bu haftayı gözyaşlarına ve hüzne bıraktı.
Ama nasıl? Ve neden?
Fiorentina takımı Udinese maçını bekliyordu.
Neşe ile gülündü keyiflenildi yatıldı.
Sabah kahvaltı için herkesten önce gelen kaptan yoktu.
290. Serie A maçına çıkmaya hazırlanan,
14 kez İtalya milli takım formasını giyen,
31 yaşındaki Davide Astori neredeydi.
Odaya çıkıldığında acı gerçek ortaya çıktı.
Yatağında ölü bulunmuştu.
Araştırmalar sürse de ilk açıklama futbolcu her kimliği kendini sorgulamaya itti.
Astori kalp dolaşım sisteminin durma ihtimali ile öldüğü belirtiliyordu.
Milan akademisinde yetişip 10 yıldır aşık olduğu renklerden uzakta kalan isim için acımasız bir son.
Onun için her kimlik büyük bir isim derken Buffon “Dünya bir efendi adamı kaybetti” diyor.
Beckham-Messi-Ronaldo konuşurken takım arkadaşı Bonucci “ Bizi kim güldürecek” diye soruyor.
Gülücükler öksüz kaldı.
Futbol düşleri yarım.
Genç Fiorentinalı futbolcular babasız.
Son röportajını geçen ay veren Astori, Gazzetta dello Sport tarafından yayınlanan bu son röportajında biraz üzgündü.
Eleştiri oklarını gazeteci Federico Chiesa’ye yöneltiyor ve genç yetenekler üzerinde çok fazla baskı uyguladığı için ona kızdığını söylüyordu.
“Gençli her şey diye” ekliyordu.
Fiorentina taraftarları Pazar gününden beri Stadio Artemio Franchi'de saygılarını sergiliyorlar.
Cesare Prandelli'den Conte ve Giampiero Ventura onu istatistik dehası diye anlatıyor.
Kendisi ile La Nazione gazetesinden bir röportaj yapmıştı ve şöyle diyordu Astori;
"İstatistikler benim tutkum"
İtalyan futbolu ağlıyor.
Futbol tutkunu ülke ara verilen lige sessizce alkış tutarken saygının yansımasını ortaya koyuyor.
Sadece 2 yaşındaki minik kızı değil gençlerde Astori ile öksüz kaldı.
Ve istatistikler de.

05 Mart 2018, Pazartesi 13:00
YAZININ DEVAMI

‘’Ekogol!‘’

UEFA geçtiğimiz günlerde Slovakya’da bir toplantı gerçekleştirdi. Slovakya’daki kongresinde Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nin geleceğini etkileyecek değişikleri hayata geçiren UEFA’nın, yeni ve daha büyük ölçekli bir girişimde bulunmaya hazırlandığı ortaya çıktı. İki kritik karar alındı. İlki; Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi 2018-2021 arası değişim yaşayacak. İkincisi; milli takımlar düzeyindeki Avrupa Uluslar Ligi başlaması planlanırken, şimdi Dünya Uluslar Ligi gündemde. İşte yapılacak değişiklikler;

İlk 4 ülkeden 16 takım olacak

İlk olarak şampiyonlar ligine bakalım; Yine 32 Takım. Yine gruplar 4 takımlı ve yine deplasmanlı olarak 6 maç yapılacak. Lakin katılımlar değişiyor. UEFA Ülke sıralamasında ilk 4 ülke; İspanya-Almanya-İngiltere-İtalya bu lige 16 takım gönderecek. Lig sıralamasında ilk 4 içinde yer alan takımları direk gruplara katılacak. 5. sırada yer alan Fransa ile onu takip eden Rusya, gruplara sadece ilk iki takımını yollayacak. Bu iki ülkenin 3. Takımı 2 ön eleme oynayacak. 7. 8. ve 9. sırada yer alan Portekiz, Ukrayna ve Belçika sadece lig şampiyonunu direk gruplara yollayabiliyor. 2. sırada yer alan takımlar burada iki ön eleme oynayacak. 10. sırada yer alan Türkiye, şampiyonunu direk gruplara yollarken, toplamda 3 ön eleme oynayacak. Eğer takımlarımız Avrupa’da son 5 yıl içinde her yıl en eski lig geride bırakılarak yapılan puanlamada 11. sıraya düşerse tüm takımlarımız şampiyon dahil gruplar için ön eleme oynayacak. Avrupa Ligi içinde Türk takımlarına bakalım; Türkiye Kupası şampiyonu direkt gruplarda, ligde 3. olan iki ön eleme, 4. olan 3 ön eleme oynayacak.

FIFA bu duruma sıcak bakmıyor

En önemli ikinci gelişme ise UEFA’nın bir süre önce yürürlüğe koyduğu Uluslar Ligi’ni genişletme kararı. Global Uluslar Ligi adı altındaki projeyle sadece Avrupa değil, dünya takımları kapışacak. Yani mini Dünya Kupası planlanıyor. Plana göre turnuva 2 yılda bir düzenlenecek. İlk olarak elemeleri 2020 yılında, finalleri ise 2021’de düzenlenecek. Şu an için kesin tarihler oluşturulmadı. Yeni girişimin elbette UEFA ile FIFA’nın arasını aşması muhtemel gözüküyor. Hatta FIFA yetkilileri tüm Konfederasyonlar’ın bu konuda fikrini istedi. Burada ise tek amaç var; Daha çok maç, daha çok para... Ekonomisi giderek büyüyen futbol da artık ‘EKOGOL’ olma yolunda.

03 Mart 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI