Arama

Popüler aramalar

‘’Kritik virajı da döndü!‘’

Beşiktaş maçı kaybedecek kadar kötü değildi kesinlikle ama kazanacak kadar iyi oynadığını ve yönetildiğini de söyleyemeyiz her halde.
Al musrati kendi kalesine o golü atmasa belki, hatta büyük olasılıkla maç golzüz bitecekti. Ama futbol böyle bir oyun işte. Beklenmedik anlarda umulmadık şeyler nanik yapabilir size.
Peki, bu Beşiktaş dün akşam Galatasaray'ı yenebilir miydi? Yanıtım net; Hayır. Neden? Çünkü, Sayın Fernando Santos rakibi enikonu analiz etmediği veya edememiş olduğu için doğru onbirle takımını sahaya süremedi bence.
Yetmedi, sonrasında da zamanında gerekli müdahaleleri de yapamadı Portekizli teknik direktör.
Beşiktaş'ın dün akşam asla oyundan alınmaması gereken oyuncularının başında Milot Rashica geliyordu her halde. Ama onu oyundan aldı Sayın Santos maalesef.

Takımın akortonu bozan, her defasında (düşünce, hareket ve liderlik yapmak dahil) her açıdan rötar yapan Cenk Tosun'a da tam 80 dakika tahamül etti.
Oysa kulübede Jackson Muleka ve Vincent Aboubakar gibi Cenk Tosun'u aratmayacak iki önemli futbolcu oturuyor. Sayın Santos, bu gerçeğe rağmen takımın en iyi ve en etkili oyuncusu Rashıca'yı kenara aldı ne yazıkki.
Açıkçası öyle ahımşahım oynamadan Sayın Fernando Santos'un tercihlerinden dolayı zor bir deplasnandan üç puanla döndü Galatasaray ve yeniden liderlik koltuğuna oturdu.

03 Mart 2024, Pazar 23:49
YAZININ DEVAMI

‘’Netleşti artık, yönetemiyor!‘’

İsmail Kartal iyi futbolcuydu, ama maalesef ne yazık ki iyi bir teknik direktör olduğunu söylemek mümkün değil. Bir kere iyi bir teknik direktör rakibe saygı duyar, asla hafife almaz rakiplerini hiç bir kulvarda.
Önemli bir kupa maçı oynuyorsunuz, kazanmak zorundasınız, çünkü kaybeden eleniyor. Ama, Sayın İsmail Kartal böylesi önemli bir maçta bile gayriciddi tercihlerde bulunabiliyor. Misal, Osayi Samuel'i sol bekte sahaya sürüyor. Be arkadaş elinin altında Oosterwolde ve Ferdi Kadıoğlu gibi iki sol bek uzmanı varken, tercihin böylesi rakibe saygısızlık, Fenerbahçe'ye de haksızlık değil mi?

Kruniç'in performansı geldiğinden beri bildiğimiz keçi boynuzu tadında, Miha Zajc paslanmış demir, Cengiz Ünder sararmış yaprak...Ama, maalesef üçü de aynı anda ilk onbirde sahaya çıkıyor veya sürülüyor. Bu nasıl bir teknik direktörlük, anlamış değilim.

Tamam, saygıda kusur etmeyelim, nezaketi elden bırakmayalım, iyi de bu kadarı fazla artık. Bu Fenerbahçe'nin Ankaragücü'ne göre eksiği ne, söyleyin lütfen. Ya da Fenerbahçe'nin bu geniş ve kaliteli kadrosuna rağmen hemde doğru dürüst bir futbol oynamadan Ankaragücü'ne 3-0 yenilmesi kalite adına bir çelişki değil mi?
Peki, sorun nerede? Tek kelimeyle kenar yönetiminde. Artık gerçeğin adını koyalım. Sayın İsmail Kartal bu değerli kadroyu yönetemiyor, elindeki kaliteli kadroyu gerektiği gibi kullanamıyor, bu zengin kadrodan gerekli verimi alamıyor maalesef ve ne yazık ki.

28 Şubat 2024, Çarşamba 01:27
YAZININ DEVAMI

‘’Fred olmayınca zorlanıyor‘’

Futbol kesinlikle yetenekle orantılı bir oyundur. Fakat, yetenekli bir futbolcunun yeteneğini sergileyebilmesinin yolu da iyi bir takımdan geçer kaçınılmaz olarak. Dolayısıyla, büyük hedefleri olan takımlar birbirinin dilinden anlayan, birbiriyle uyumlu futbolculardan kurulursa ancak hayallerini gerçeğe dönüştürebilir.

İsmail Kartal'ın kararlarına, tercihlerine saygı duyarım şüphesiz, ama bu onun kararlarını ve tercihlerini doğru bulduğum anlamına gelmez kesinlikle. Bir kere şu Rade Kruniç'in alınması için neden bu kadar uzun süre ısrar ettiğini ve hala ona neden ilk onbirde forma verdiğini maalesef anlamış değilim. Ne kokuyor ne bulaşıyor dediklerinden Bosnalı futbolcu resmen.

Peki, Lincoln Henrique gibi çok yönlü ve hatta oyunu iki yönlü de oynayabilen Miguel Crespo gibi iki futbolcuyu bu Kruniç'e feda etmek nasıl bir öngörüdür, Tanrı aşkına?

Ve en önemlisi Fred'in yokluğuyla akortsuz enstrümana dönüşen Fenerbahçe'nin günah keçisi olarak Szymanski ve Mich Batshuayi'yi görmesi İsmail Hoca'nın.

Sahi, İsmail Yüksek ile Rade Kruniç'i aynı anda sahada tutmak teknik direktör adına sorgulanmaya muhtaç değil mi? Keza, Batshuayi'den dururken Sedar Dursun'u oyuna almak veya Cengiz Ünder'in bu mecalsiz haline bu kadar uzun süre sabır göstermek.

Tamam, son anda da olsa penaltı golüyle Kasımpaşa engelini aştı ve maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu Fenerbahçe. İyi de koca ilk yarıda bir, yineliyorum bir tek korner kullanmadı Fenerbahçe dolu tribünler önünde, hem de Kadıköy'de.

Gelecek ne getirir, bilemem. Ama, Fenerbahçeliler oturup kalkmalı aralıksız şekilde Fred'in sakatlanmaması ve sezon sonuna kadar sağlam şekilde oynayabilmesi için dua etmeli.

25 Şubat 2024, Pazar 00:54
YAZININ DEVAMI

‘’Yazık, çok yazık!‘’

Yazık, gerçekten çok yazık. Bir o kadar da ayıp tabi. Bu çağda, hemde futbol adına iddiamızı hayli yukarılarda tutuyorken, böylesi zeminlere takımlarımızı mecbur bırakmak. Gerçekten utanç verici bir durum. Futbol Federasyonu başta olmak üzere yetkili tüm paydaşlar biran önce bu rezalete dur demeli, sporun yüzkarası haline gelmiş bu soruna çözüm üretmeli artık. Çünkü, bu zeminde Maradona tekniğine sahip futbolcular bile topa hükmedemez, düşündüklerini sahaya yansıtamaz. Zira, top çoğunlukla ya suda boğuluyor yada çamurun içinde kayboluyor. Ve kaçınılmaz şekilde böylesi zeminler resmen kara kedi olur futbolcuyla top arasında.

Tabi birde Sayın İsmail Kartal''a söylenecek şeyler veya yapılacak sitemler var. Sayın Kartal, sizin gibi tecrübeli bir teknik direktör böyle bir sahanın yaratacağı dezavantajları hiç mi hesaba katmaz yani 11'inibelirlerken?
Cengiz Ünder böyle bir sahada kuş olsa bile uçamaz. Sebastian Szymanski "On numara" bir futbolcu. Ama Fred'in olmadığı maçlarda maalesef sıradanlaştı Polonyalı yıldız defalarca gördüğümüz gibi. Demek ki onun eli ayağı, kolu kanadı Fred'miş bunu bu kadar geç mi anlar insan?

Neyse ki ikinci yarıyla birlikte hatasını gördü ve bu kez 60, 70 mişi beklemeden gerekli ve doğru değişiklikleri zamanında yaptı tecrübeli teknik direktör. Zaten teknik direktörün bu müdahalesiyle de ilk yarının aksine çok daha hırslı, karakter ortaya koyan bir Fenerbahçe izlemeye başladık.
İkinci yarıyla birlikte oyuna dahil olan İrfan Can Kahveci bir gol bir asistin altına imza atarken, Mert Hakan Yandaş asistini yaptı, Serdar Dursun da golünü attı izlediğiniz gibi.
Her fırsatta yineliyorum, Fenerbahçe şampiyonluğa oynayabilecek iki 11'e sahip, yeter ki gerektiği şekilde yönetilsin.

Tamam, bu sahadan kayıpsız ayrıldı Fenerbahçe. Peki, iç saha maçlarını orada oynamak zorunda olan Rizesporlu futbolcu ve İlhan Palut'un emeklerine yazık değil mi Tanrı aşkına.

18 Şubat 2024, Pazar 01:44
YAZININ DEVAMI

‘’Teknik direktör zaafiyeti!‘’

Eğri oturup doğru konuşalım. Fenerbahçe kadro olarak nereden baksanız yaklaşık olarak 200 milyon euroluk bir değere sahip. Buna karşılık Alanyaspor'un ise kadrosuysa en fazla 25 bilemedin 30 milyon euroluk değere sahip. Peki, dün akşam hem de Kadıköy'de kim daha bir takım gibi oynadı veya hangi kadroya teknik direktör eli değmişti? Bu soruların net bir yanıtı var; Hiç tartışmasız Alanyaspor takım gibi oynadı ve Fatih Tekke o mütevazi kadrosuyla İsmail Kartal'ın şampiyonluğa oynayabilecek iki 11'e sahip geniş ve kaliteli kadrosunu deyim yerindeyse atıl hale getirdi.

İlk 45 dakikada tek gol var, o da Fenerbahçe'den değil Alanyaspor'dan. Neden? Çünkü, koca Fenerbahçe golü yediğinde kaleci hariç sadece üç kişiyle kalesini savunurken rakip o anda dört kişiyle golü arıyordu ve zaten golü de Livakoviç'in çırpınmasına rağmen attılar.

Dzeko artık kesinlikle adalelerine söz geçiremiyor. Tamam, Fenerbahçe'nin ikinci golünü attı belki, ya kaçırdıkları, ya yanlış tercihleriyle arkadaşlarını oyundan düşürmesi.

Sezon başından beri "Rade Kruniç" diyerek Kruniç ismini Fenerbahçelileri'n belleğine kazıdı İsmail Kartal. Arkadaş adam yıllar önce izlediğimiz eski Şilili Maldonado resmen. Ne yani Crespo bu Kruniç'ten daha az mı katkı sunuyordu? Ya da Lincoln Henrique bu Kruniç'ten daha fazla yararlı olmaz mıydı Fenerbahçe'ye?

Kimse kusura bakmasın, Fenerbahçe takım oyunu oynamıyor veya oynayamıyor. Belli futbolcuların gününde olmasıyla kazanmak da işte bu kadar oluyor. Sezonun yarısında Ryan Kent'i yok saymışsın, ikinci yarıda da takımında düşünmediğin için göndermek istemişsin ama dün akşam maçın bitimine sayılı dakikalar kala kurtarıcı olarak sahaya sürüyorsun onu. Böyle bir tutarsızlık takımda hiç sinerji yaratır mı Tanrı aşkına?

11 Şubat 2024, Pazar 21:53
YAZININ DEVAMI

‘’Batshuayi demek gol demek!‘’

Fenerbahçe, lig maçlarında kendisini hayli zorlayan Gaziantep karşısına sürpriz bir onbirle maça başladı. Bir başka söylemle büyük bir rotasyonla sahaya sürdü takımını dün akşam İsmail Kartal. Geride kalan haftalarda ilk 11'de yer alan sadece iki futbolcu vardı: İsmail Yüksek ve Mert Müldür.

Açıkçası şans bulanlar arasında en büyük düşkırıklığını Miha Zajc yarattı. Onun dışındakiler yakaladığı şansı iyi değerlendirdi. İrfan Can Eğribayat biri penattıdan olmak üzere iki net pozisyonda kaledinde devleşti deyim yerindeyse. Michy Batshuayi kalitesi tartışılmayacak bir santrafor. Ama maalesef hakettiği süreyi alamıyor bir türlü. Nitekim onun iki golüyle turu cebine koyarak dündü Gaziantap'ten dün akşam Fenerbahçe.

Oosterwolde hırslı ve süratli olduğu kadar keşke biraz da faul yapmak konusunda da kendisini geliştirse ve daha az zamanla hatası yapsa.

Sayın İsmail Kartal çok şanslı bir teknik direktör. Miha Zajc'ı haketmediği halde o kadar uzun süre sahada tuttu. Hem de ikide bir hata yaptığı halde. Ama öylesine güçlü, dikkatli, atletik ve özveriliydi ki İsmail Yüksek, Sloven futbolcunun hatalarının yaratabileceği olası faturayı bile çöpe attı performansıyla resmen.

Gaziantep FK de en çok dikkatimi çeken futbolcu Mustafa oldu. Gerçekten yetenekli ve geleceği parlak bir futbolcu. Tabi, Markoviç'in oyuna dahil olduktan sonra tam bir joker gibi sahanın her yerinde takımını oynatmaya yönelik katkısını da unutmayalım.

Sonuçta şampiyonluğa oynayacak iki kadroya sahip olan Fenerbahçe pekte zorlanmadığı doksan dakika sonunda tur biletini alarak döndü Gaziantep'ten.

08 Şubat 2024, Perşembe 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Skor çok iyi!‘’

Fenerbahçe nicedir kalitesi ve hedefiyle bağdaşmayan bir futbol oynuyor. Adeta akortsuz enstrüman gibi. Takım olarak da bireysel olarak da sanki biraz düşüş içinde sarı lacivertliler. Ferdi hariç, Sebastian Szymanski, Dusan Tadiç, Edin Dzeko da dahil, eski performansına kimse ulaşamıyor maalesef. İsmail Yüksek bile dün akşam ilk yarıda çok hata yaptı. Dolayısıyla son çeyrek hariç ilk yarıda daha etkili olan taraf Antalyaspor'du.

32'de rakip kale önünde kalitesine yakışmayan vuruş, artı 47'de hatalı taç atışı yaptı Tadiç mesela. 30'da Szymanski düş kırıklığı yarattı keza .Cengiz Ünder'in golü çok güzeldi, ama o golün asistini yapan İsmail Yüksek'in çevre görüşünü ve doğru tercihini de alkışlayalım.

Gerçeği söylemek gerekirse ikinci yarının özellikle son çeyreğinde de topa daha çok sahip olan, gol için çırpınıp duran ve rakip kalede tehlike üstüne tehlike yaratan taraf Sergen Yalçın'ın öğrencileriydi. Açıkçası resmen köşesine çekilen boksörü andırdı ikinci yarının son çeyreğinde Fenerbahçe.

Buna rağmen Sayın İsmail Kartal'ın Michy Batshuayi'i oyuna oldukça geç almasını yadırgadığımı söykemek zorundayım. Edin Dzeko'nun kariyerine şapka çıkarılır. Ama ne yazık ki yaşlandı ve sırf bu nedenle tüm iyi niyetine rağmen beklentilerin altında kalıyor katkısı nicedir.

Neyse ki, Sayın Kartal, Batshuayi ile birlikte geriden oyun kurmak üstadı olan Leonardo Bonucci'yi de oyuna aldı da ikinci golü bularak rahatladı Fenerbahçe. Hem de Antalyaspor'un kurduğu baskıyla bunaldığı dakikalarda. Üstad Bonucci tek ve uzun bir pasla topla buluşturdu Batshuayi ve Belçikalı da ancak nitelikli golcülere has bir vuruşla farkı ikiye çıkardı ve zor maçı kolaya çevirdi.

Açıkçası futbolu ahım şahım değildi dün akşam Fenerbahçe'nin ama aldığı skor çok iyiydi.

03 Şubat 2024, Cumartesi 22:05
YAZININ DEVAMI

‘’Farkı Bahadır ve Dzeko engelledi!‘’

Fenerbahçe geriye düşene kadar öyle ahım şahım bir üstünlük kuramadı Ankaragücü karşısında. Penaltı kararı kesinlikle doğruydu. Livakoviç müdahalede geç kaldı maalesef. Aslına bakarsanız hiç de gerekli olmayan zamansız bir çıkış yaptı Hırvat kaleci ve o ana kadar ciddi bir tehlike yaratamamış rakibe ikramda bulundu deyim yerindeyse.

Tolga Ciğerci'nin penaltıdan gelen golüyle geri düşünce pabucun pahalı olduğunu anladı ancak sarı lacivertliler. Dolayısıyla daha konsantre ve iştahlı hücum etmeye başladılar. Bunda Ferdi Kadıoğlu ve Mert Müldür'ün hücuma hücumun bir parçası haline gelmelerinin büyük rolü vardı.

Cengiz Ünder'in ilk golünde komple hatası vardı Ankaragücü savunmasının. Çünkü, Cengiz'in büyük ihtimalle orta yapmak için ceza sahasına gönderdiği top şapkadan çıkan tavşan örneği Fenerbahçe'nin beraberlik golüne dönüştü.

Cengiz'in ikinci golü de bahsedilmeyi hak eden bir gol. Önce Dzeko kaleciyle karşı karşıya golü atamadı, dönen topu bu kez müsait olduğu halde Tadiç gole dönüştüremedi, derken defanstan seken top Cengiz'in önüne düştü ve o da kendisinin ve Fenerbahçe'nin ikinci golünü atarak gecenin kahramanlarından biri oldu. Sonrasında Dusan Tadiç ve Ferdi Kadıoğlu'yla farkı arttıracak fırsatlar da yakaladı sarı lacivertliler ama kalesinde devleşti Ankaragücü kalecisi Bahadır.

Farkı arttıracak pozisyonları ikinci yarıda da yakaladı Fenerbahçe. Ama bu kez de Edin Dzeko farkı engelledi. İkinci yarının hemen başında peşpeşe net üç tane gol kaçırdı Boşnak futbolcu. Yazık, gerçekten Dzeko'ya da yazık. Sayın İsmail Kartal, Dzeko'da ısrar ve Batshuayi'yi yok saymak konusunda neden bu kadar tutucu davranamıyor, anlayamıyorum. Oysa, biraz dinlense Dzeko tekrar güç kazanacak ve biraz fazla maç oynasa Batshuayi'nin gol melaikeleri daha da güçlenecek büyük olasılıkla.

28 Ocak 2024, Pazar 21:46
YAZININ DEVAMI