‘’Fener'e mağlup olup geleceğiz!‘’
Türkcell Süper Lig’in marka değerini yükseltmeye çalışanlar bir tarafa, bir de ligin seviyesini kendi seviyesine çekmeye çalışanlar var. Saçma sapan iftira ve iddialarıyla camiaların onurlu tarihlerine leke sürmeye çalışan bu insanlara ya adam yerine koyup cevap vermeyeceksin ya da bunlarla dalga geçeceksin.
Sadri Şener, Denizlispor maçı sonrasında kendine has üslubuyla, bunlarla hem dalga geçmiş hem de bunları adam yerine koymadığını en güzel şekilde ifade etmiştir...
Başarmak, sevinmek, abartmak...
Başarmak bir işi istenilen biçimde bitirmektir. Trabzonspor Ziraat Türkiye Kupası’nda, sezon başından beri istediği hedefe ulaşmıştır. Yani başarmıştır...
Sevinmek, sevinç duymaktır. İstenilen bir şeyin olmasıyla duyulan coşkudur. Kupayı kazanan Trabzonspor’un duyduğu coşku, en doğal hakkıdır.
Abartmak bir şeyi olduğundan çok veya büyük göstermektir. Üç beş yılda bir zaten kazanılan bir kupanın havada, karada ve denizde kutlanması, bir sonraki maça kupa kucağında gelinmesidir.
Trabzonspor, Türkiye Kupası’na değil şampiyonluğa aç bir camiadır. Bu kupa 1991 senesinden beri biri hariç diğer bütün yönetimler zamanında kazanılmıştır. Türkiye Kupası’nın sevincini, takımdaki sorunları unuttururcasına abartılı bir şekilde yaşamak, kupa sevincini kullanarak başarısızlıklarında üstünü örtmeye çalışmaktır. Trabzonspor bugün ligde, liderin 17 puan gerisindedir.
Dolayısıyla sevinmek, Trabzonspor taraftarının en doğal hakkıdır. Trabzonspor yönetimi ise sevinci bu kadar abartmayı hak etmemiştir...
‘’Neden Urfa?‘’
Türkiye Kupası Finali’nin Urfa’ya verilme sebebi ile Akyazı Projesi’nin Trabzon’a yapılma sebebi aynı temele dayanıyor. Nasıl mı? Kendinize sırasıyla şu soruları sorun.
Kim 2004 yerel seçimlerinde Trabzon’da beklenmedik bir yenilgi aldı?
Piyangodan çıkmış gibi bir anda gündeme oturan Akyazı Projesi, 2009 yerel seçimlerinde kimin seçim kozuydu?
Akyazı Projesi’nin sözü bile Trabzon’da kime, ne kazandırdı?
Şimdi geçelim Urfa kanadına...
Kim 2009 yerel seçimlerinde Urfa’da beklenmedik bir yenilgi aldı?
17 yıldır tamamlanamayan bir stadın bir anda tamamlanması ve o kadar eksiğe rağmen Türkiye Kupası finalinin bu stada verilmesi en çok kimin işine yarar?
Dolayısıyla, Akyazı Projesi ile Urfa Arena birbirinin ikiz kardeşidir.
Trabzonspor yönetimi de her şeyin farkında ama...
Neden Barcelona uçağı?
Spor tarihinde bir ilki gerçekleştirip, karşı tarafın haberi olmaksızın, Urfaspor ile kardeş kulüp olma kararı alan Trabzonspor Yönetimi bu sıralar çok yaratıcı fikirlere sahip. Urfa’ya da Barcelona uçağıyla gidilecek...
Merak ediyorum;
Büyüklüğü ne olursa olsun bir kulübün kendi kimliği olması gerektiği hiç mi düşünülmedi?
Barcelona uçağını kullanmak ile Fenerbahçe ya da Galatasaray otobüsü ile deplasmana gitmek arasında ne fark var?
Onlar rakibimiz, diğeri ile asla rakip olamayacağız diye mi düşünülüyor?
Ya da bütün bunlar hiç düşünülmeden, sadece yaratıcı olalım diye mi uğraşılıyor.
Bu fikir nasıl ortaya atıldı?
Her şey, ‘Habu uçağı istesek verirler mi?’ sorusuyla başlamış olsa gerek...
‘’Mevsimlik değerlendirme‘’
Geçtiğimiz sezon Süper Lig’in bitimine tam 6 hafta kala (20 Nisan 2009) Başkan Sadri Şener Trabzonspor’u değerlendirmişti:
‘...Ligin sonunda ne olacağı belli değil, ama belli olan bir şey var ki herkes Trabzonspor’dan bahsediyor. Bir takım olduk ve her yerde Trabzonspor konuşuluyor. Trabzonspor bu yıl keyif verdi... Avrupa kupalarına katılmamız kesinleşti. Gelecek sezon 2-3 transfer daha yapacağız. 4-3’lük bir takımımız var seneye 4-4’lük bir takımımız olacak ve yeni ufuklara doğru yol alacağız...’
Değerlendirmenin bir hafta sonrasında Trabzonspor gerçektende yeni ufuklara doğru yol aldı. Önce teknik direktör Ersun Yanal ile yollar ayrıldı. Ligin kalan haftalarında takımı Ahmet Özen çalıştırdı. Sonrasında akıllara zarar bir teknik direktör arayışı başladı. Neticede Hugo Broos la sağlanan anlaşma da uzun sürmedi. En başından beri istenen isim zaten Şenol Güneş’ti. Sonunda Şenol hoca Trabzon’un imdadına yetişti. Ha unutmadan bu araya bir de kongre sıkıştırıldı...
Trabzonspor’un Şenol Güneş’le yakaladığı başarılı grafik devam ederken, geçen sezonki değerlendirmenin tam da yıldönümünde (12 nisan 2010) başkan bu sezonu değerlendirdi:
‘Keyif veren bir takıma sahibiz. Şenol Güneş’in gelişiyle birlikte takım değişti. Herkesin beğendiği çok iyi bir takıma sahibiz. Savunma ve forvete oyuncu bakıyoruz. Önümüzdeki yıl çok daha iyi bir takıma sahip olacağız...’
Kimse kusura bakmasın, bu saatten sonra gözümle görmeden inanmam...
NOT: Bu arada namıdiğer ‘Jet Fadıl’a da forma hediye edildi!.. Buna da görsem de inanmak istemiyorum.
‘’Bir ve beraber olabilmek...‘’
Trabzonspor camiası 43 yıllık tarihindeki başarılarda emeği geçen herkese bunun karşılığını fazlasıyla vermiş, nice belediye başkanlığı bakanlık yolları Trabzonspor’dan geçmiştir. Hal böyle olunca, Trabzonspor adına yapılacak her güzel organizasyonu sadece kendi tekelinde sayan, başkalarının bu anlamdaki çabalarını engellemeye çalışarak Trabzonspor’dan beslenmeye çalışan insanların sayısı da gün geçtikçe artırmıştır. Bu insanlar birlik beraberliğin önündeki en büyük engellerdir. Bunun bir örneği geçtiğimiz günlerde bordomavi.net forum sitesinin hatıra ormanı projesinde yaşandı. Samsun’da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Trabzonspor taraftarlarının anısına yapılmak istenen hatıra ormanının, siyasi nüfus kullanılarak engellenmesinin altında yatan sebep; forum sitesinin yayınlanacak yeni kitabında bir kişinin isminin yer almıyor olmasıydı. Başka bir deyişle; kendisi işin içinde olmadı diye Trabzonspor adına bir kitap yayınlanacak olmasının güzelliğini göremeyen bir kişi, olayı kişiselleştirip forum sitesinin son derece anlamlı başka bir projesini engelleyecek kadar ileri gitti.
Projenin hayata geçmesine bir gün kala BMN’nin karşılaştığı bu problem sonrasında Trabzonspor taraftar toplulukları, camianın önde gelenleri, Trabzon Belediyesi ve kulübü bu engellemeye karşı tepkilerini yazılı ve sözlü olarak dile getirdiler. Kulüp projeye sahip çıkarak belediyenin de desteğiyle hatıra ormanı projesini daha kapsamlı bir şekilde Trabzon’da gerçekleştirme kararı aldı. Kısaca bu olay Trabzonspor camiasında son yıllardaki en samimi ‘birlik beraberlik’ örneğinin sergilenmesini de sağladı. ‘Birlik Beraberlik’ sözde içi boş nutuklarla sağlanmaz. İçinde olsan da olmasan da, yanında yer alsan da almasan da, takımın için atılan her olumlu adımda bunun için çalışan insanlarla bir ve beraber olduğunu göstermelisin. Çabalarında samimi olursan bu beraberliğin bir parçası olursun, olmayı hak edersin.
‘’Başlarken...‘’
Bu haftadan itibaren Trabzonspor ve Türk futbolu hakkındaki değerlendirmelerimi sizlerle paylaşacağım. Eleştiri ve değerlendirmelerimde Trabzonsporumuz’un her gün bir öncekinden daha iyi olması için gerekli olan konulara dikkat çekmeye çalışacağım.
Son günlerde, ‘Trabzonspor, Anadolu’dan kendisi dışında bir takımın şampiyonluğunu istemez’ şeklinde bir dedikodu var. Bu söylentiler özellikle Galatasaray maçı öncesi, Trabzonspor’un Galatasaray’a yenileceği şeklinde çirkin bir boyuta ulaşmıştı. Bu zor zamanımızda aldığımız galibiyet bize bu çamuru atmaya çalışanlara verdiğimiz en iyi cevap oldu.
Hiçbir Trabzonsporlu kendi takımından başka bir takımın şampiyon olmasını zaten istemez. Yarıştan koptuğumuz zamanlarda, belli sebeplerle şu ya da bu takım şampiyon olsun gibi bir düşüncemizin olması, Trabzonspor’un bu yönde futbol oynayacağı anlamına gelmez. Trabzonspor, tarihinin hiçbir döneminde böyle çirkin oyunların içinde olmamıştır. Turkcell Süper Lig’de dört büyük takımın dışındaki takımların da şampiyonluğa ulaşabilmesi, Türkiye’de oynanan futbolun kalitesini artıracaktır. Dünyanın en kaliteli liglerine baktığımızda bunun bir tahmin olmadığını açıkça görürüz. Premier Lig, Seri A ve La Liga’da da büyük takım dendiğinde akla üç ya da dört takım gelir. Fakat bu liglerin her birinde bugüne kadar en az dokuz farklı takım şampiyonluk yaşamıştır. Diğer takımların başarıları, büyük takımların büyüklüğüne zarar vermemiş, aksine liglerde artan rekabet bu takımların Avrupa liglerinde daha başarılı olmalarını sağlamıştır. Türkiye’de her sene aynı takımların şampiyon olmalarının kaliteyi ne şekilde etkilediğini de takımlarımızın Avrupa kupalarındaki performanslarından anlayabiliyoruz. 1. Lig’de şampiyonluğun sadece bir hayal olmadığını Anadolu takımlarına öğreten Trabzonspor, açtığı yoldan başkalarının da geldiğini görmekten tabii ki gurur duyacaktır.