Arama

Popüler aramalar

‘’Arda Güler parladı‘’

Hatay’ın ilk yarıdaki maçta kalabalık çıkışlarda orta saha verdiği açıklar maçı Fenerbahçe açısından ligin ilk yarısının belki de en iyi performansı haline getirmişti. Hatay’da bu kez ciddi eksikler vardı. Ve Fenerbahçe perşembe yorgunuydu. Bu sebeplerle Ömer Erdoğan daha kompakt kalıp Fenerbahçe’nin orta sahada oyunu kuran oyuncularına sert baskı yapmaya karar vermiş olmalı. Ve hızla çok da pas yapmadan rakip kaleye yüklenmek... Bunu ilk yarıda istedikleri seviyede yapamadılar. Ama 2. yarının başında ufak değişikliklerle rakibi zorladılar.

Yaşının çok üzerinde...

Fenerbahçe ise Arda dışında adam geçip alan kat edebilen bir oyuncusu olmayışının sıkıntısını çekti yeniden. Arda gerçekten yaşının çok üzerinde bir olgunluk ve soğukkanlılıkla yeteneklerini sonuna kadar sergiliyor. Tisserand’ın gol yapamadığı serbest vuruş ‘asist’inin hızı, ivmesi, gol gölgesine düşüşü Alex ayarındaydı desem abartmış olmam. İlk 45 dakikada topu ayağına yapıştırdı. Hiç basit hata yapmadı, geri pas yapmadı. Hep doğru yere hareketlendi ve doğru yerde topa buluştu. Böyle bir oyuncuyu iki santrfor arkasında ’10’da görmezsek çok yazık olur. Bunu yapmalı.

Serdar’ın hırsı

Bunun dışında Fenerbahçe’nin standart ağır paslaşan risk almadığı için riski büyüten oyununda göze çarpan isim Serdar Dursun’du aldığı 2. penaltı hırs ve konsantrasyonunun çok iyi anlatıyor. Maçı seyretmeyip sadece bu pozisyonu görenler için hemen her pozisyonda aynı ısrarla topa koştuğunu haber verelim.

21 Şubat 2022, Pazartesi 07:23
YAZININ DEVAMI

‘’Son dakikaya kadar‘’

İlk yarıda Necip ve Alex'in Lis'te kalan şutlarını ligde kurtaracak kaleci sayısı az. 2. yarıda da 2 direkten dönen top, 2 geçerli olmayan gol ve bolca pozisyon var. Gol beklentisi 4.05. Beşiktaş’ın temel sorununu zirvede yaşadığı maçlardan biri oldu dün. Altay’ın önde baskıyla başladığı maçta, Beşiktaş için değerlendirilebilecek boca boş alan vardı geride. Muhtemelen Serkan Özbalta pas kaynaklarını hataya iterek şanslar yaratmak istedi. Beşiktaş ise boşluklardan istediği seviyede yararlanamadı.

En büyük sıkıntı bitiricilik

Kenan, Alex, Ghezzal, Güven dörtlüsünde net bir şablonun olmayışı Güven’ın sıklıkla uzak şut denemesi işi bozdu. Ardından Beşiktaş pasla rakibi geriye itti. Ve 75’e kadar golden sonra iyice vitesi artan bir baskı kurdular. Altay’In çıkmasına da çok müsaade etmediler. Bitiricilik sorunu, oyunu etkiledi. Bu yıl Beşiktaş’ın en büyük sıkıntısı. Geçen yıl yoktan gol çıkarabilen takım, bu yıl çoktan kıtlık çıkarıyor. Bunun birden fazla sebebi var. Vuruş kalitesi, güvensizlik, kendini gösterme çabasıyla dozunu aşan bencillik. Bunların yarattığı hiçbir ideal hücum ikilisi yaratamamış olmak.

Sonuçsuz enerji tüketimi...

Geçen yılki Ghezzal-Aboubakar- Larin üçgeni en az 5 oyuncuyu meşgul ediyordu. Onların skorerliği zaten işi bitirirken Atiba gibi ekstra adamlar da şölene katılıyordu. Bu sene bu tip bir taşıyıcı ikili ya da üçlü oluşturulamadı. Bu halde bütün çaba, sonuçsuz enerji tüketimi işi çözemeyince son dakikaya kadar maç ortada kalıyor. Dün de böyle oldu. Her şey hakemin bir yorumuna kaldı.

20 Şubat 2022, Pazar 07:39
YAZININ DEVAMI

‘’Ekol oluşturmak dışında çare yok‘’

17 yaşında bir genç olduğunuzu düşünün... Okul seçeceksiniz. İsmi büyük, namı yürümüş. Güzel! Biraz daha detaylı bakayım diyorsunuz. Sahibi, okulu, eğitimde devrim yaptıracağım diye almış. Hemen bir müdür atamış. Ama 3 ay sonra kapıyı göstermiş ve yardımcısını göreve getirmiş. Sonra asla görev vermem dediği eski sahipten kalma bir müdürü göreve getirmiş. 1 yıl sonra kovmuş. Ardından eski öğrencilerden biri göreve gelmiş o da öğretim yılını tamamlayamamış. Ve bu kısır döngü durmaksızın devam etmiş. Tabii hocalar, öğrenciler de gelip gitmişler. Ha bu arada müdür değişir, sorun değil... Ama onunla kalmamış. Vakfın müdürü de sürekli değişmiş. Okul toplamda 1 yıldan fazla müdürsüz kalmış. Bu kadar da değil. Öyle sistem değişiklikleri yapılmış ki. Okul neredeyse bir yıl İngilizce, bir yıl Fransızca, bir yıl Türkçe eğitim vermiş.

Asıl önemlisi, önümüzdeki sene hangi müdürle ve öğretmenlerle devam edileceği belli değilmiş. Hatta ne hangi dille eğitim yapacağı, ne fen lisesi mi Anadolu lisesi mi olacağı. Bu tabloya baktığınızda bu okulu tercih eder misiniz?

Fenerbahçe insan öğütüyor

Problem biraz bunun gibi. Fenerbahçe sadece insan öğütmekle kalmıyor, sürekli yöntem değiştiriyor. Bir metot oluşturamıyor. Yani Cocu’dan sonra Yanal, ondan sonra Bulut, sonra Pereira’yı getirmek sadece isimleri değil, tüm çalışma ve oyun sistemini bir oraya bir buraya savurmak demek. Bu kadroyu oluşturan herkes için depresyon demek. Fenerbahçe taraftarının doğal olarak verdiği irrasyonel tepkileri hemen kabul ediyor. Hatta ötesinden tepkiler veriyor. Transfer edilirken herkes yıldız, üç maç sonra hep kalitesiz. Sonra Slavia Prag geliyor. Hiç de deplasman oyunu oynamadan, planla, programla, düzenle, vasat oyunculardan kurulu bir ekiple, yani Ali Koç’un vaat ettiği her şeyi yaparak işi bitiriyor. Buradan çıkış yolu bizzat Ali Koç’un programını uygulamaktır. Onun ya da bir başkasının. Bugün Anelka’lar, Alex’ler almak artık finansal ve başka sebeplerle imkânsız. Böyle, finanstan sportife tüm departmanları etkileyen bir krizden bir ekol (Fransızca okul) oluşturmak dışında bir çıkış yok. Sabırla, kişileri değiştirsen de yolu değiştirmeden.

https://www.instagram.com/p/CaJsGxhoJhm/
19 Şubat 2022, Cumartesi 07:08
YAZININ DEVAMI

‘’Slavia ders verdi‘’

İsmail Kartal’ın Giresun maçı sonrası bir övgü sebebi olarak altını çizdiği 120 km. kat edilen mesafeyi yaratan durum, dünkü hezimetin sebebi. Kolay top kayıpları, hücumda doğru savunma pozisyonlarının alınamayışı, mecburi geri koşular... Slavia Prag sadece fizik ve organizasyon olgunluğuyla bundan çok kolay yararlandı.

Memlekette sürekli oyuncu kalitesiyle anlatılmaya çalışılan ‘iyi kadro, kaliteli takım’ olgusunu da çöpe attılar. Ortalama bir kadro ama hiçbir an alan oyununun gereklerinden kopmayan bir pozisyon ve rol sadakatiyle... Sade, basit, dümdüz bir takım.

Hep bir adım önde

Fenerbahçe topa nerede sahipse oraya 10 kişiyle geldiler. Bir tek Fenerbahçe oyuncusuna dahi rahat top aldırmadılar. İcap ettiğinde iki stoper birden rakip alanda, hem de uzun süre kaldı. Yani asla deplasmandaymış gibi oynamadılar. Aslında organizasyonunu doğru kurmuş, ikili üçlü pas şablonlarını doğru kuran bir takım için açıklar da verdiler. Ama Fenerbahçe’de bir taç şablonu bile yok gibiydi. Oyunu rakip için sıkıştırdılar ve hep bir adım önde oldular.

Sürekli doğaçlama

Bu tip organizasyona ulaşmak için süper starlara ihtiyaç yok gördüğünüz gibi. Ezberlenmiş, terk edilmeyecek şablonlara ihtiyaç var. Misal ülkenin en iyi kalecilerinden biri olan Altay’ın 2. golde çıkışı asla olmamalı. Aynı doğaçlamayı Fenerbahçe ön tarafta da sürekli yaptığı için sorunlar büyüyor. İşte bunun içinde Ferdi’nin ekstra oyunu da değerini bulamıyor.

18 Şubat 2022, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Övgüyü hak eden ev sahibi‘’

Balotelli için rüya gibi bir gece olabilirdi ama tam bir kabus oldu. Önce Ronaldinho’nun Chelsea’ye attığına benzer bir golü VAR’dan döndü. Sonra da Samet’in son dakika dublesinin iptal olmasına yol açan ofsayta sebebiyet verdi. (Her ne kadar kararın hatalı olduğunu düşünsem de) Maçı çok istediği en başından belliydi. Tüm Demirsporlular gibi ama hepsinden biraz daha fazla. İstediği gibi olmadı. İki 120 dakika oynamış takımın bu temposunu alkışlamak lazım. Montella elindeki iyi kadroyu daha da iyi yapmayı başardı. Ve geliştiyor. Tayyip ve Samet’ten çıkardığı tandem inanılmaz. Bjarnason, Vargas ve Yunus’u Balotelli’nin gezgin pivot performansı etrafında bir yörüngeye oturtması fark yaratıyor. Sürekli sayısız hücum opsiyonu oluşuyor. Stambouli ve Gökhan’ın merkez performansı harika. Duran toplarda setler çok belirgin ve çeşitli.

Bunaltıcı baskı

Vargas ve Yunus gibi 2 kasırgaya rağmen Kerem’in biri gol olan 2 asisti önemli. Yaptıkları orta değil net pas. Rıdvan’ın 2 kez gollük dalışı da Beşiktaş adına artı. Atiba’nın dahli ilk yarıda Beşiktaş’ı Pjaniç’li oyundan farklı, geçen seneye daha yakın daha direkt yaptı. 2. yarıda Necip beke geçince büyük baskı yediler ama Ghezzal’la soldan net kontralar buldular. Alsında Karaveli’nin istediği de buydu. Ama skor gelmeyince geriye sadece Adana Demirspor’un 17 şutu ve 43 rakip ceza sahasında buluşması ve son 10 dakikadaki bunaltıcı baskı kalıyor. Dolayısıyla övgüyü hak eden ev sahibi oluyor.

15 Şubat 2022, Salı 07:20
YAZININ DEVAMI

‘’Müthiş Trabzon‘’

Üst düzey bir Bundesliga maçı izledik. Konyaspor’un özellikle Trabzonspor’un sihirbazlarının oyundan alındıktan sonraki baskısı, maçı bırakmayışlarının altını çizmek lazım. Abdülkerim’in merkez savunmayı Adil’e bırakıp orta sahanın bir parçası gibi oynayışı, Chikaleshi’nin sezonun en şık gollerinden birini hem de Uğurcan’ın kalesine atışı alkışı hak ediyor. Gerçek anlamda yıpratıcı bir baskı oluşturdular. İlhan Palut’un değişikliklerinin etkisi cesur ve takdire şayandı. Bu maçın sonu. Tabii bir de başı var. Bakesetas, Siopis ve Abdülkadir’i seyrederken bu kadroda ilk yarının MVP’si Hamsik’in olduğunu unutturan bir performans gördük. Bu az görülen bir durumdur. Bu kadar ekstra bir oyuncunun neredeyse bir şampiyonluk maçında kenarda oluşu size bir rahatsızlık vermiyorsa gerçekten olmuş bir takım izliyorsunuz demektir.

Başka bir seviye...

İlk yarıda Trabzonspor’un inanmış taraftarının önünde, sağlam duruşu önce bundan. Tabii Vitor ve Uğurcan’ın garantilediği bir savunmayla bu daha kolay oluyor. Ama hepsi bu değil. Visca’nın bu kadar kısa zamanda dengeleri hiç bozmadan gelip kendisine açtığı konfor alanı da başka bir durum yaratıyor. Son 10 yılın ortalamasında en değerli oyuncu olduğu kesin. Ancak bu kadar soğukkanlı bir tavırla hem arkadaşlarını hem rakiplerini maçı alacağına ikna etmesi başka bir seviye. İlk golündeki soğukkanlı çalım ve vuruşuna bakın. Kadrodaki bu kadar özel oyuncunun saygısını bu kadar kolay kazanıp dümene geçebilmek... Nwakaeme’nin 2. golde, sokak kavgasındaki usta satranç hamlelerini de tamamlayıp çıkmak ona yakışırdı. Visca gerçekten özel...

14 Şubat 2022, Pazartesi 08:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sorun orta sahanın merkezi‘’

Gomis ve Feghouli'nin 59’da oyundan alınışlarını anlamakta zorlanıyorum. Eğer fiziksel eksiklikse ligin en sağlam ekiplerinden birine karşı 11 başlamaları enteresan. Eğer sebep maç içi performans ise daha anlaşılmaz bir durum. Çünkü Kerem’le birlikte üreten üç oyuncudan ikisi onlardı. Başından bu yana olduğu gibi sorun Galatasaray’ın orta saha merkezi. Bunun dışında hemen herkes rollerini ezberlemiş gibi.

Ancak merkezde sorun olunca herkes etkileniyor. Yoksa maçın en iyilerinden birinin Bilal oluşu olumlu bir şeyler anlatıyor. Ama Taylan ve Berkan’ın yeterlilikleri bir yana, psikolojik olarak kendi ortalamalarında bile değiller. Çok basit hatalar yapıyorlar. En basit pası atmayıp bir sonraki pozisyonda en imkansızı deniyorlar. Manasız geri dönüşler yapıyorlar. Psikolojilerinin oyun içinde acayip dalgalanmalar yaptığı neredeyse görüyor. Ciddi bir soğukkanlılık kaybı, zaman zaman panik, zaman zaman uyuşma var.

Taylan & Berkan'ın güveni kalmamış

Taylan ve Berkan bu kadar kötü oyuncular değiller ama ne kendilerine güvenleri kalmış ne de arkadaşlarının onlara. Bu üzücü. Torrent muhtemelen onları oynatarak rehabilite etmeye çalışıyor ama pek olacak gibi değil. Yani yerli oyuncu hesabı yaparken buradan başlamak lazım. Kayserispor ise yüksek konsantrasyonla savunma yaptı. Plandan ayrılmadılar. Hikmet Karaman önce İstanbul’da Fenerbahçe’yi eledi sonra da Galatasaray’dan puan aldı. Eksikler ve yorgunluk son dakikalarda istedikleri kontra şanslarını kullanmalarını engelledi.

13 Şubat 2022, Pazar 07:37
YAZININ DEVAMI

‘’Fatih Terim başkan olur mu?‘’

Terim’in başkanlığı durumunda ortaya çıkacak hallerden sadece bu ikisine dahi evet demek mümkün değil. Terim’in özellikle bugünkü imkansız ekonomik şartlarda başkanlık isteyeceğine asla ihtimal vermiyorum. Öte yandan Terim’in başkan olmasını isteyen bir yakın çevreden bahsetmek mümkün. Bunun için bir çalışma yürütmek de istiyorlar. Kuşkusuz.

18 yaşındaki kadar berrak

Terim bundan rahatsız olmaz. Gündemde olmak, kendisini kulüpten uzaklaştıran kliğin rahat olmaması… Bunlar istemeyeceği şeyler değil. Terim dışarıdayken Galatasaray’ın hiçbir unsuru rahat edemez. Mancini de Rijkaard da olsanız. Bütün bunlar bir yana, Terim’in kariyerinin başından bu yana bir başkanlık hayali olduğunu da düşünmüyorum. O bir performans insanı. Sahnede olmak ister. En çok sevilen olmak ister. En büyük güce sahip olmak ister. Zaten böyle bir egoya sahip olmazsanız böyle bir kariyeri de inşa edemezsiniz.

‘Dolayısıyla artık yaşlandı, zaten paraya ihtiyacı yok’ gibi tespitler Terim’i ancak hiç tanımayanlar tarafından yapılabilir. Mevzu para değil güç ve ilgidir. Böyle bir ego yaşlanmaz. Terim’in zihninin de 18 yaşındaki kadar berrak olduğu konusunda hiçbir şüphem yok. Öte yandan bazı konularda kendisini ve metotlarını yenileyemediğini söyleyebiliriz. Ama bunu ona kabul ettirmek imkansızdır.

İngiltere'deki sistem olursa

Peki Terim şu anda ne ister? Ben ‘ilk imzam, son imzam’ gönderisini başka türlü okuyorum. Bence bu bir veda değil. Artık çağırdığınız zaman kolay gelmem demek. Bu şartlarda gelmem demek. Eğer Terim teknik direktörlük dışında bir şey istiyorsa bu ancak İngiltere tipi bir menajerlik olabilir. Başkan’ın adının dahi bilinmediği yönetimin ve kendisinin profesyonel olduğu bir sistem. Türkiye Futbol Direktörlüğü unvanı bunun için iyi bir örnek. Galatasaray Profesyonel Başkanlığı. Zaten Elmas’la yola çıkarken de durum çok farklı değildi. Bizzat Elmas’ın da vadettiği seçimi kazanmasını sağlayan, adı bu olmasa da bu vaatti.

09 Şubat 2022, Çarşamba 07:27
YAZININ DEVAMI