Barış Şimşek, maçın genelinde özellikle ikili mücadelelerde ilginç kararlar verdi. Mesela, yere düşen oyuncuların lehine o kadar kolay düdük çaldı ki, oyun futbol müsabakasının ötesine geçti. Bir de kart uygulamaları da son derece kötüydü. Örneğin Mabiala 6. dakikada Yasin’e faul yaptı, bu sadece fauldü. Çok gereksiz bir sarı kart gösterdi.

Muslera sarı görmeliydi

Aslında Barış Şimşek’e yardımcısı Cem Satman da uydu. Her ikili mücadeleye bayrak kaldırdı. Yine 9. dakikada Tarık Çamdal lehine kaldırdığı bayrağa bir baksın. Böyle bir faul olur mu? Yakubu, 31. dakikada Selçuk’a arkadan çelme takarak tendonuna basıyor. Net sarı göstermesi lazımdı, bu sefer de kart göstermedi.

Aynen 90+4’te Muslera’nın korner köşesine yakın yerde profesyonelce ve ustaca kendisini topun üzerine bırakıp topa elle oynadığı pozisyon gibi. Bu da yüzde yüz sarı karttı. Ancak Kayserili futbolcuların itirazlarına rağmen Şimşek devam ettirdi. Burada net bir hata yaptı.

Maçın hakemi Özgür Yankaya iki devrede iki farklı yönetim gösterdi... İlk yarıda Castro’nun yerde kaldığı penaltı pozisyonunda Cavanda, arkadan kayarak önce ceza alanının dışında sol ayağıyla rakibine müdaheleye başlayıp, Castro ceza alanına girdikten sonra sağ ayağıyla çelme takarak eylemini bitiriyor. Pozisyon net penaltı. Özgün Yankaya da, penaltı vererek doğru karar verdi.

Bu pozisyonda doğru karar veren hakem, maçın ikinci yarısında ilginç kararlara imza attı. Oyun içinde en kontrollü ve sakin olması gerekirken, panik bir görüntü çizdi. Onur ve Eren Derdiyok’un pozisyonunda kabul edelim ki Onur’un kayarak yaptığı harekette ayakları yerde ve havaya kalkmıyor. Ayak parmak ucuyla Eren’e bir müdahalesi var. Normalde bu penaltıdır.

Diyelim ki Yankaya, masumane şekilde teması göremedi veya süzemedi. Ancak Del Valle’nin üzerine Mustafa Yumlu’nun ‘uzun eşek’ oynar gibi çıkmasına nasıl penaltı vermez, hayret doğrusu. Sonuç olarak hakem Yankaya biri çok net olmak üzere Kasımpaşa’nın iki penaltısını vermedi

Alper Ulusoy, Ocak ayında FIFA kokartı takacak. Yalnız son senelerde FIFA listesine alınan hakemler bir sonraki yıl bu listeden çıkartılıyor. Aynı hakemler bir yıl aranın ardından tekrar listenin içerisine dahil ediliyor. Alper Ulusoy da umarım bu tarz hakemlerden olmaz. Çünkü tam anlamıyla bu listenin içerisine girebilecek ne deneyime sahip, ne de onu bu liste içerisine tartışmasız sürükleyebilecek zor maçlardan geçti. Bunu özelllikle bu maçta çok net biçimde gördük.

Sonra Beşiktaş lehine çaldı

İlk yarının uzatma dakikalarında Bilal Aziz’in ceza alanı içerisinde vücudunu genişleterek koluyla topu net biçimde kontrol ettiği pozisyonda, ilave yardımcı hakem yaklaşık 2 metre mesafede. Yardımcı hakem, pozisyon gereği net görüş mesafesinde. Aynı şekilde Alper Ulusoy da bu hareketi görebilecek konumda. Kaldı ki pozisyon karambol değil, tabiri caizse her taraftan net görülüyor. Pozisyon yüzde yüz penaltı, ancak süzemediler. FIFA kokartı takacak bu hakem arkadaşımız, sorumluluk almadığı gibi bu pozisyonun etkisinde kalıp, ikinci devre bütün ikili mücadelelerde kararları hep Beşiktaş lehine çalmaya çalıştı.

Güven duygusunu kaybetti

Bir hakem hatalı karar verebilir. Ancak bunun etkisinde kalarak, telafi etme yoluna giderse hakemliği adına tartışılacak konuma gelmekle beraber, güven duygusunu da kaybetmiş olur. Sonuç olarak Beşiktaş’ın bu karşılaşmadan galip ayrılması MHK’ya da, hakeme de nefes aldırmış olsa bile ligin ikinci devresi, onlar açısından büyük sıkıntılar yaratabilir.

Geçen hafta derbiyi çok iyi yönetmiş olması, Mete Kalkavan için adeta bu maç bir ödül gibi düşünülmüş. Ancak derbiden çıkmış bir hakemin bir sonraki maça çok iyi konsantrasyon sağlayabilme olasılığı çok düşük olduğunu belirtmek lazım. Neden bunu söyledim, çünkü bu maçın geneline baktığımızda hakemin geçen haftaki yönetim başarısından daha geride bir maç yönettiğini gördük. Maçın gidişatına veya skoruna herhangi bir hatası oldu mu, hayır olmadı. Ancak özellikle oyununun kontrolünü sağlamada zorlandı. Özellikle de ikinci yarıda oyunun sık sık durması ve gösterilen kartlar bunun bir göstergesi.

İlk yarının son derbisi belki de son haftaların liderliğini belirleyecek önemli bir maçta son haftaların hakem kadrosu içersinde performansı en iyi olan Mete Kalkavan’ın MHK tarafından bu maça atanmasının doğru olduğunu söylemiştik. Maçın geneline baktığımızda Mete Kalkavan, yönetimiyle düşüncemizde haklı olduğumuzu ortaya koydu. Oyunun her bölümünde pozisyonlara yakın, otoritesi, oyunculara karşı vücut dili son derece olumlu ve yerindeydi. Belki özellikle ilk yarıda 1-2 pozisyonda faullerle birlikte devamında sarı kartını kullanması gerekirdi ancak ikili mücadele anlayışı içersinde maçın önemini de dikkate aldığımızda gösterilmemiş kartları tolore ettiğimi söyleyebilirim.

Gomez’in kartı çok doğru

Örnek verecek olursak, taç çizgisi kenarında Selçuk’un İsmail’e yaptığı hareket net sarı karttı. Ancak pozisyon avantaja dönüştü ve mükemmel bir karar çıktı. Sonrasında Selçuk’a kart göstermediği gibi! Ancak 45. dakikada Gomez’e gösterdiği sarı kart tartışılmaz ve son derece doğru bir karardı. Çünkü hakemin otoritesini sarsmaya yönelik hiçbir hareket kabul edilemez.

Kariyerine pozitif etki

Bazı kritik pozisyonlara baktığımız zamanlarda da Mete Kalkavan’ın doğru kararlar verdiğini net bir biçimde görüyoruz. 51. dakikada Umut, Rhodolfo ile girdiği pozisyonda penaltı bekledi. Ancak mücadele omuz omuza ve devam kararı yerindeydi. Özellikle sonlara doğru oyuncuların rakiplerine kayarak yaptığı hareketlerde, Oğuzhan’ın Selçuk’a, Olcan’ın Quaresma’ya ve Chedjou’nun Necip’e karşı hareketlerinde gördükleri sarı kartlar da yerinde kararlardı. Sonuç olarak Mete Kalkavan’ın bu performansının, hem lig hem de FIFA listesindeki kariyerinin geleceği ile ilgili önemli pozitif bir ivme kazandıracağı düşüncesindeyim.

23. dakikada Orhan Ovacıklı, Yusuf’la yan yana koşarken Yusuf, Orhan’ın ayağına takılarak düştü. Bu pozisyon penaltı değil. Ancak 31. dakikada Musfafa Yumlu’nun kafasında Kweuke, kaleye doğru gitmekte olan topa doğru elini açarak net bir şekilde oynuyor. Yüzde 100 penaltı ve Kweuke’ye sarı kart gerekirdi. Yine aynı Kweuke, 1 dakika sonrasında kornerden gelen topa yumruğuyla müdahale etti. Bu pozisyon da net penaltıydı ve Kweuke bu pozisyondan dolayı da sarı kart görmeliydi. O zaman 2 dakika arka arkaya ihlalde bulunan Kweuke, oyundan ihraç edilmeliydi. Kweuke, sonradan da golü atan isim oldu. Hemen sonrasında N’Doye’nin penaltı beklediği pozisyon yoruma açık.

Alper’in pozisyonu doğru karar

Rizeli oyuncunun göğsünden seken top, N’Doye ile bu oyuncunun arasında sıkıştı. Hakemin devam kararına söylenecek fazla bir şey yok. 45+2’de Rize’nin beklediği penaltı pozisyonuna gelirsek Alper Uludağ, elini destek amaçlı yere koyuyor. Top, omzuna geliyor. Daha sonrasında da Alper’in topu elle oynama niyeti yok. Bu pozisyonda bana göre penaltı gerektirecek bir şey yok. Hakem Ali Palabıyık’ın, ilk yarıdaki 5 tane tartışmalı penaltı pozisyonu içerisinde Trabzonspor için verdiği beyaz nokta kararı yanlıştı. Ancak Kweuke’nin elle oynadığı iki ayrı pozisyonda Bordo-Mavililer lehine birer penaltı verilmesi gerekirdi.

Hakem ikinci yarıda iyiydi

İkinci yarıda daha iyi oyuna hakim bir Ali Palabıyık vardı. İyi işler yaptı. Rize lehine fevkalede harika bir avantaj oynattı. Yani kendisinden beklenilen iyi yönetimi ikinci yarıda sergiledi.

Hafta başında derbinin hakemi kim olur diye sorulduğunda beklentimiz Mete Kalkavan’ın bu maçı yönetmesi yönündeydi. Çünkü FİFA’nın Profesyonel Hakem Listesi’ni analiz ettiğimizde, son haftalardaki performans durumunu da göze alırsak, Mete Kalkavan ismi ağır basıyordu. Dolayısıyla yanılmadığımız ortaya çıktı. Bu maç Mete Kalkavan’ın 2. derbisi. Aslında bundan sonraki dönemde gerek FİFA’da gerekse de ligde, bu karşılaşmada gösterilecek performans Mete Kalkavan’ın geleceğine önemli bir etki yapacak. Yani bütün ipler onun elinde. O yüzden biz de bu maçtaki ortaya konulacak yönetim tarzını merak ediyoruz. Bekleyelim görelim...

Maçın hakemini çok beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle oyunun tamamında sakin, kendinden emin oyuna hakimiyeti, futbolcular üzerindeki otoritesi mükemmele yakındı. Oyunu akışına bırakıp, gereksiz yere hiç düdük çalmayıp, oyunu bölmedi. Gösterdiği kartlar bile futbolcuların zerre kadar itirazına yol açmadı.

Gerçi oyun içerisinde tartışma yaratabilecek herhangi bir kritik pozisyon da olmadı. İlk yarıda Galatasaray cezaalanı içerisinde Hakan Balta’nın omuzuyla topa yaptığı müdahaleyi yerinde ve doğru tespit ederek, devam ettirmesi de yerinde bir karardı. Kısaca, son derece soğukkanlı ve dikkatli bir yönetim gösterdi.