‘’Terim yardımcılarını dinliyor mu?‘’
Arada fırsat buldukça burada görüşlerimi paylaşmaya gayret ediyorum. Son yazımda Galatasaray'ın Hatayspor maçına kadar takılmadan kazanacağını ve sezon sonunda büyük ihtimalle şampiyonluğa ulaşacağını kaleme almıştım.
Bu görüşü dile getirmemde, Galatasaray'ın üst üste aldığı galibiyetler, devre arası yapılan transferler elbette rol oynamıştı.
Ancak beklentiler hiç de öyle olmadı! O yazıda tek doğru çıkan öngörüm Terim'in Galatasaray'ının Hatayspor'a takılması oldu... Bu süre içinde şunu çok net anladım! Futbolda 3-5 hafta sonrasını geçin 1 maç sonrasını bile tahmin etmek gerçekten güç! O yüzden tahmine ve öngörüye dayalı yazılardan uzak durmakta fayda var!!!
Terim yardımcılarını dinliyor mu?
Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum. Şöyle bir bilgiye ulaştım. Hatayspor maçı öncesi Fatih Terim yardımcılarına soruyor! "Stoperde kimi oynatalım?" diye...
Selçuk İnan: Etebo oynatalım
Ümit Davala ve Levent Hoca: Ozornwafor diyor
Fatih hoca ise "Benim daha iyi bir fikrim var, Gedson Fernandes o bölgede sırıtmaz onu oynatalım" cevabını veriyor. Tabi yardımcılar şok!
Başka zamanlarda Fatih hoca yardımcılarından görüş alıp uyguluyor mu bilmiyorum ama Hatayspor maçı öncesi fikirlerini alıyor ancak kendi bildiğini yapıyor.
Sonuç: Hatayspor 3-0 Galatasaray...
Terim devam etse bile ekip değişecek!
Galatasaray'da yakın zamanda bir seçim var. Mevcut başkan Mustafa Cengiz dahil adaylığını açıklayan tüm adaylar Fatih Terim ile devam etme niyetinde. Ancak Fatih hocanın ekibinde devam etmek istemeyen isimler var. Gelecek sezon Fatih hoca devam ederse bunu net göreceğiz zaten...
31 yaşındaki Farioli'nin cesareti!
Galatasaray bay geçtiği haftanın ardından yorgun ve eksik Karagümrük ile sahasında karşılaştı. Karagümrük'ün teknik direktörü İtalyan Farioli henüz 3. maçı olmasına rağmen 18 yaşındaki Efe Tatlı ile maça başlama cesareti gösterdi. Galatasaray cephesinde ise en genç oyuncu olan 22 yaşındaki Kerem Aktürkoğlu anca 83. dakikada oyuna girebildi!
‘’Fikstür avantajı Galatasaray'da...‘’
Fenerbahçe ve Alanyaspor deplasmanlarından zor da olsa galibiyetle dönen Galatasaray fikstür avantajıyla şampiyonluğun en güçlü adayı.
7'de 7 yapan Fatih Terim'in öğrencileri deplasmandaki Hatayspor maçına kadar Erzurumspor, Ankaragücü (D), Sivasspor, Kayserispor (D) ve Çaykur Rizespor maçlarını kayıpsız geçecektir.
Hatay zorlu deplasman!
Sezonun Alanyaspor ile birlikte en flaş takımı kesinlikle Hatayspor. Galatasaray'ın 5 maçtan sonra bu deplasmanda zorlanacağını düşünüyorum. Ancak Süper Lig'de gelecek 5 haftada Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'u daha zorlu fikstürler bekliyor. Sarı-Kırmızılı takım bu deplasmanda kaybetse bile avantajını koruyacaktır.
Karagümrük, Konyaspor, Beşiktaş maçları içerde!
Galatasaray sezonun ilk yarısında Karagümrük, Konyaspor ve Beşiktaş deplasmanlarından puan çıkartamamıştı. Bu kez 3 takımla içerde karşılaşacak ve bu maçlardan da lehine sonuçlarla ayrılacaktır. Ayrıca Trabzonspor maçı da içerde... Büyük bir fikstür avantajı olan ve kadrosunu oldukça güçlendiren Galatasaray Beşiktaş maçına kadar zor kaybeder. Kaybetmezse de Beşiktaş maçında şampiyonluğunu ilan eder...
Transferler ilaç oldu!
Galatasaray'ın avantajı sadece fikstür değil tabi ki. Geniş kadrosu da oluştu. Onyekuru geldi maç kazandırdı. Mustafa Muhammed derbiyi aldı. Gedson Fernandes istikrarsız Belhanda'nın yerine ilaç oldu. Omar'ın yokluğunu Yedlin'in doldurdu. Son yılların en becerikli devre arası transfer dönemi geçirildi.
Daha Falcao ve Feghouli gelecek!
Diagne gitti ama Falcao en geç iki haftaya takıma dönecek. Mustafa Muhammed'in sıkıntı yaşadığı anda başrolü o üstlenecek. Bir de Feghouli gelecek... Galatasaray'ın şampiyon olduğu dönemleri hatırlayın. Adeta mezardan kalkıp şampiyonluk modunu açıyor. Asistleriyle ve kritik golleriyle takımı sırtlıyor.
Luyindama ve Muslera pastadaki çilek!
İlk yarı neredeyse Luyindama forma bile giyemedi. Herkes tam unutmuşken güçlü forvetler karşısında Terim'in yeni duvarı oldu. Süper Lig tarihinin tartışmasız en iyi kalecisi olarak gösterilen Muslera ise bu ifadeye yakışır performansı sergilemeye devam ediyor. Takımı son haftalardaki performansıyla ve aldığı galibiyetlerle leziz bir pastaya benzetecek olursak Luyindama ve Muslera katkılarıyla çilek gibi olacak...
‘’"Türkiye'de alt yapılara kanalizasyon gözüyle bakılıyor"‘’
Galatasaray'ın efsane alt yapı hocalarından Halim Fıçıcı "Türkiye'de alt yapılara kanalizasyon gözüyle bakılıyor" derdi. Bu cümleyi ondan tam 13 sene önce duydum. Değişen bir şey var mı? Yok elbette. Hala alt yapılar aynı! Yine futbolun en değersiz birimiymiş gibi kenara, köşeye atıldı! Kimsenin de umurunda değil. Umurunda olanların ise elinden gelen bir şey yok...
Futbolumuz dibe vurdu!
Pandemi nedeniyle 17 Mart'tan itibaren Türkiye'de bütün alt yapı müsabakalarına ara verildi. Alt yapı oyuncuları kulüpler tarafından evlerine gönderildi. Bazı takımlar video konferans yöntemiyle bir süre çalışsa da süre uzayınca onlardan da vazgeçildi. Pandemi başladığı dönemde kiminle röportaj yapsak herkes benzer cümleyi kuruyordu. "Kulüpler maddi olarak çökecek, Artık alt yapı dönemi başlıyor."
Yeni sezon başladı ama alt yapıdan ne ses var ne seda. Hiç öyle söylendiği gibi alt yapı dönemi falan da başlamadı. Bırakın alt yapılara önem verilsin, binlerce alt yapı oyuncusu idman dahi yapamıyor. Türk futbolunun kurtuluş reçetesi yazılsa ilk sıraya "alt yapının geliştirilmesi" yazılacak. Emin olun bu yazıldığıyla kalacak. Yaşananlar açık ve net ortada. Görünen köy kılavuz istemiyor. Bir nesil yok olup gidiyor.
TFF ne yapıyor?
"TFF Futbol Gelişim Direktörlüğü'nden Pandemi Dönemi Futbol Rehberi" adı altında basit bir yayın siteden paylaşıldı. Bu içerik hazırlanırken hangi kulüpten destek alındı? Hangi alt yapı hocasının fikrine başvuruldu? Ben araştırdım! "Hiç kimsenin"...
Yayında geleceğin TFF Başkanı olarak gösterilen Hamit Altıntop'un önsöz yazısı bulunuyor... Bu yazıda kullanılan ifadeler şöyle;
"Futbol Gelişim Direktörlüğümüz aracılığıyla antrenörler ve ebeveynler ile iletişim kurarak çocuklarımıza ve gençlerimize destek vermek için mesai harcayacağız."
Altıntop'un bahsettiği ailelerle buluşacak antrenör sayısı kaç? Kaç ebeveynle iletişime geçildi? Kaç çocuğa, kaç gence destek verildi?
Bir nesil yok oluyor!
Maalesef TFF bu konuda sınıfta kaldı. Alt yapıya en çok ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde bir nesil yok olup gidiyor. 1 yıldır ayaklarına top değmeyen genç yetenekler harcanıyor. Türk futbolunun yöneticileri ise olan biteni sadece izliyor.
‘’Galatasaray pırıl pırıl bir stoper kazandı!‘’
Başakşehir Süper Lig ve Avrupa'nın en dominant takımlarından biri. Herkes çift forvet beklerken Okan hoca puan tablosunda önde olmanın da avantajıyla maçın ilk yarısında kontrollü bir oyun tercih etti. Galatasaray'ın kazanması için kendi oyununu oynaması gerekiyordu. Nitekim ilk yarı sezonun en iyi futbollarından birini, çok önemli beş eksik olmasına rağmen oynadı. Ancak ilk yarı üçüncü bölgedeki beceriksizlik, golün önündeki en büyük engeldi.
Emre Akbaba sazı eline aldı
İkinci yarıda Okan hoca, Demba Ba'yı oyuna alarak çift forvete döndü ve gol erken geldi. Buna rağmen Galatasaray ilk yarıdaki oyun üstünlüğünü ikinci yarıda yediği golden sonra da devam ettirdi. Fiziksel enerjinin ikinci yarıda devam edeceği çok açık ortadaydı. Emre Akbaba'nın sazı eline almasıyla da gol gecikmedi ve skora eşitlik geldi. Belhanda, Feghouli ve Ömer Bayram biraz daha gününde olsa Galatasaray berabere kaldığı maçı rahat kazanabilirdi. Başakşehir ise ortalama futbol kalitesinin altına düştüğü maçta istediğini aldı.
Emin Bayram hatasız oynadı
Lemina'nın yerine oyuna dahil olan Emin Bayram ise kusursuza yakın bir performans sergiledi. Semih Kaya ve Ozan Kabak'ın ardından Galatasaray Akademisi stoper çıkarma geleneğini devam ettiriyor. Fatih hoca maçın en iyisi olan Seri'nin yanında Lemina'yla başlayıp Emin'i stopere koysaydım sonuç farklı olur diyor mudur?
Maç sonunda Galatasaray belki çok önemli iki puan kaybetti ama 17 yaşında pırıl pırıl bir stoper kazandı. Crivelli ve Demba Ba gibi iki önemli hücumcuya karşı neredeyse hatasız oynadı. U16'dan A Takıma yükselebilen ender isimlerden. Şimdiden Trabzonspor maçındaki performansını merakla bekliyoruz...
‘’Acun Ilıcalı ve Fortuna Sittard gerçekleri...‘’
Acun Ilıcalı'nın başkanlığını Işıtan Gün'ün yaptığı Fortuna Sittard'ı satın aldığı haberi gündeme bomba gibi düştü. Ilıcalı ve Gün bu bilgiyi kesin olarak doğrulamazken olayın perde arkasını araştırdık.
Fortuna Sittard Hollanda'nın 33 profesyonel kulübünden bir tanesi. 2017 yılında üst düzey ekonomi eğitimi alan ve Galatasaray'da Ünal Aysal dönemi kasanın anahtarının teslim edildiği Işıtan Gün tarafından, yaklaşık 1 milyon Euro'ya satın alındı. Fortuna kulübü Hollanda'nın en eski kulüplerinden bir tanesi. Işıtan Bey kulübü satın aldığı dönemde 2. Lig'den düşmek üzereydiler. Ayrıca kulüp borçları da vardı.
"Hollanda'da tarih yazdılar"
Işıtan Gün ile 2018 yılında yaptığımız röportajda satın alma sürecini şu sözlerle anlatmıştı. "Galatasaray'da Ünal Aysal döneminde yurt dışından bir kulüp alma fikri doğmuştu. Ama olmadı. Ben kulüpten ayrıldım. Bu fikir hep aklımın bir köşesindeydi. Hollanda'da yaşayan bir arkadaşım aradı. Gazetede Fortuna Sittard'ın batmaya yakın olduğunu ve benim satın alabileceğimi söyledi. Takım ikinci ligin dibindeydi. Oradan da düşseydi amatöre gidiyordu. Biz de kulübün tüm şartlarını inceleyip satın alma kararı verdik. O sezon alt sıralarda tamamladık ama bir sonraki sezon Hollanda tarihinin en düşük bütçesi ve en genç kadrosu ile birinci lige yükseldik."
"Taraftarlar da yönetici"
Tarihin en düşük bütçesiyle tekrar 1. Lig'e yükselen Fortuna'nın kemik bir taraftar grubu var. Işıtan Gün bu konuda sıkıntı yaşamamak için kulübü satın aldıkları dönemde yönetime 2 taraftarı da alıyor. Ayrıca kulüp hisselerinin yüzde 5'i yine taraftara ait...
"Futbol aklı Ogan Tarhan"
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olabilecek spor ve ekonomi bilgi birikimine sahip olan Işıtan Gün'ün futbol aklı ise Ogan Tarhan. Daha ilk sezonlarında tarihin en düşük bütçesi ile üst lige çıkan Fortuna Sittard aynı zamanda Hollanda'nın en önemli alt yapılarından birine sahip. Kulübü satın aldıkları ilk yıl alt yapı idmanı izleyen Gün ve Tarhan 19 yaşında genç bir stoperi keşfederler. Bu isim 1 sezon sonra Ajax'a 3 milyon Euro bedelle satılır. O dönemi Işıtan Gün şu sözlerle anlatmıştı!
“Bu çocuk dünyanın en önemli futbolcularından biri olacak”
Yağmurlu bir günde Ogan Tarhan ile U17 takımımızın maçını izliyorduk. Ogan Bey Perr Schuurs’u gördü ve kulüpteki bir oyuncumuza bu kim diye sordu. Ogan döndü ve bana “Bu çocuk dünyanın en önemli futbolcularından biri olacak” dedi. Bir hafta sonra oyuncu ile profesyonel sözleşme imzaladık. Yeni gelmiştik ve geldiğimizin üçüncü, dördüncü ayıydı. Herkes bizi bu Türkler ne yaptıklarını bilmiyorlar, parayı sokağa atıyorlar dedi. Bir süre sonra ikinci ligin o zaman rekor bedeliyle oyuncuyu Ajax’a sattık. Ki çocuk bizim A takımda hala oynamıyordu.
Acun Ilıcalı kulübü satın aldı mı?
Gelelim asıl meseleye! Deneyimli gazeteci abimiz Raşit Altun'un attığı "Acun Ilıcalı Fortuna Sittard'ı satın aldı" twiti sonrası haber gündeme bomba gibi düştü. Ki Acun Ilıcalı bir gece önce canlı yayında böyle bir hedefi olduğunu açıklamıştı. Işıtan Bey'e dün ulaşamadım ancak kendisine yakın 3-4 isimle bu konuyu konuştum. Yaklaşık 2-3 ay önce bir görüşme gerçekleşmiş. Işıtan Bey kesinlikle kulübün tamamını satmak istemiyor. Işıtan Bey ve ekibini benimseyen Fortuna taraftarının da buna izin vereceğini pek sanmıyorum. Ancak kulübün daha büyük hedefleri var ve yatırıma ihtiyacı var. Bu yatırım da Acun Ilıcalı tarafından yapılabilir. Konu şimdilik gündemde ilerleyen dönemlerde detaylar ortaya çıkacaktır...
Fortuna Sittard'ın değeri ne kadar?
Hemen akıllara kulübün değeri de geliyor tabiki. Acun Ilıcalı ne kadar ödeyecek diye? 2 Lig'de düşme potasındakyen yaklaşık 1 milyon Euro'ya satın alınan Fortuna'nın şu anki değeri yaklaşık 15 milyon Euro. Acun Ilıcalı'nın kulübün ne kadar hissesini satın alacağı ise büyük merak konusu...
IŞITAN GÜN'ÜN 2018 YILINDA YAKUP ÇINAR'A VERDİĞİ RÖPORTAJI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Işıtan Gün kimdir?
1975 yılında doğdu, Kadıköy Anadolu Lisesi’nin ardından 1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden, 2000 yılında ise City University of New York’ta uluslararası finans master bölümünden mezun oldu. ABD’de proje geliştirme ve proje finansmanı alanlarında çalıştıktan sonra 2006 yılında Türkiye’ye dönerek enerji sektöründe yatırımları olan Met Capital Partners şirketinde yönetici olarak çalıştı. 2013 yılında Galatasaray Spor Kulübü’nde Stratejik Planlama ve İş Geliştirmeden sorumlu İcra Kurulu olarak görev yaptı. Daha sonra kulüpte mali işlerden de sorumlu COO olarak görev aldı. 2016 yılından beri Fortuna Sittard’ın başkanlığı yapıyor.
Ogan Tarhan kimdir?
Teknik Direktör Candan Tarhan'ın oğlu Ogan Tarhan bir dönem gazetelerde spor yazarlığı ve TV’lerde spor yorumculuğu yaptı. Tam bir futbol aşığı olan Tarhan uzun bir süre PHM şirketinde futbolcu temsilciliği yaptı. Hasan Şaş, Ayhan Akman, Emre Aşık, Gökhan Gönül ve Burak Yılmaz gibi önemli isimlerle çalıştı. Işıtan Gün Fortuna Sittard'ı satın aldıktan sonra burada futbolun başına geçti. Tarhan, yıllar önce verdiği bir röportajda "Sıfırdan bir kulüp alıp o kulübü yavaş yavaş yükseltmek istiyorum. Orada yetişen oyuncuları da futbola kazandırmak istiyorum." demişti...
‘’Liverpool'dan Bayburt'a! Gerçek bir futbol öyküsü...‘’
Hüseyin Arıkan 90'lı yılların ortalarına doğru iki minik yavrusu ve eşiyle çalışmak için İngiltere'nin yolunu tutar. Liverpool'a yerleşenen ailenin oğlu Onur, tam bir futbol tutkunudur. Hüseyin Amca mesai sonrası Liverpool parklarında futbol oynayan oğulana güneş batana kadar eşlik eder. 8 yaşındaki minik Onur, futbol topuyla yatıp kalkar. Oğlundaki yeteneği gören Hüseyin Amca daha fazla dayanamaz ve Liverpool akademinin kapısını çalar. Daha ilk idman sonrası Onur artık Liverpool'ludur.
Hüseyin amca ve eşinin artık hafta sonu en büyük keyfi Liverpool forması giymeye başlayan oğlunun maçlarını izlemek olur. Futbola forvet olarak başlayan Onur, her maç attığı gollerle babasının fabrikadaki yorgunluğu fazlasıyla alır. Liverpool o dönem alt yaş gruplarındaki oyuncuların daha fazla kaynaşması için bütün aileleri evlerinden otobüslerle alıp maçlara götürürmüş.
5 yıllık çalışma izni sona eren Hüseyin Amca mecrubi dönüş için hazırlanırken Onur'un Liverpool hayalleri de yarıda kalır. Kulüp her sezon alt yapıda 30'un üstünde gol atan Onur'un kalmasını istese de Hüseyin amca ve eşi 11 yaşındaki oğullarını bir başına İngiltere'de bırakmak istemez. Onur ve ailesi 2000'lerin başında İstanbul'a mecburi dönüş yapar. Aile kazandığı parayla Bakırköy'de bir kafe işletmeye başlar. Kafenin müdavimleri ise Galatasaray alt yapı oyuncularıdır.
Kafe telaşına giren aile Onur'un futbol serüveniyle çok ilgilenemez ama Onur biran önce yeniden futbola dönmek için sürekli babasına baskı yapar. Hüseyin amca artık alt yapı oyuncularıyla oldukça samimidir. Onların davetiyle Florya Metin Oktay Tesisleri'nin kapısını çalar. Oğlundan bahseder. Liverpool deyince alt yapı hocaları hemen birgün sonra denemeye davet eder.
Onur, denemeye gideceği günün akşamı haylazlık yaparken ayağına koca çay demliğini döker. Tabi bundan kimseye bahsetmez. Sabaha kadar acılar içinde heyecandan uyuyamaz. Gitmese, ayağına gelen o şansı kaybedecek diye Florya'nın yolunu tutar. 91 grubunun idmanına çıkar. Emre Çolak'lar Cem Sultanlar, dışarıdan öyle herkesin kolay kolay giremeyeceği grupla maç yapar. Maçın sonuna doğru sakatlanır. Kramponunu çıkarmak zorunda kalınca yanık ayağı ortaya çıkar. Hocalar ve babası hayretler içinde kalır. Ancak Onur sakatlanana kadar öyle bir performans gösterir ki alt yapıya girmeyi sonuna kadar hak eder...
1991 yaş grubu Galatasaray'ın şimdilerde çok popüler olan 2000 yaş grubundan önce alt yapıda en iyi dönemi geçiren grup. O yaş grubunun yüzde 90'ı hala Türkiye liglerinde forma şansı bulur. İşte o grubun sağ beki olur Yusuf Onur Arıkan... Recep Yazıcı, Nedim Yiğit, Ali Polat ve ismi aklıma gelmeyen bir çok hocanın emeği çoktur.
2009 yılında profesyonel sözleşmeyi kapan Onur bir dönem Ümit Milli Takım'a kadar yükselir. Taki alt yapıya dadanmış Ali Sapan ile tanışana kadar. Ali Sapan bir dönem Galatasaray alt yapısından çıkan bütün futbolcuların ilk menajeridir. Arda Turan ve Emre Çolak da buna dahil.
2010 yılında Galatasaray'dan Süper Lig ekibi Antalyaspor'a transfer olan Yusuf Onur Arıkan, tek profesyonel destek aldığını düşündüğü Ali Sapan'a güvenerek hiç okumadığı sözleşmeye imzayı atar. 3 sağ bekli Antalya'ya gittiğinde ise büyük hayal kırıklığı yaşar. Kötü kariyer yönetiminin kurbanı olur. Bugün Süper Lig'de çok rahat oynayabilecekken alt liglerin aranan sağ bekine dönüşür.
Tuzlaspor'un Türkiye Kupası'nda fırtınalar estirdiği dönem o takımın sağ beki olan Onur performansıyla "Burada ne işi var" dedirtirken şimdilerde Bayburt Özel İdare Spor'un başarısı için ter döküyor... İşte başlıkta yazdığım gibi Liverpool'dan Bayburt'a uzanan gerçek bir futbol hikayesi. Onur, bir dönem hayal kırıklığı yaşasa da sevdasından hiç vazgeçmedi. Her takıma elinden gelenin fazlasını verdi. Ve bununla mutlu olmayı başardı... Ancak yanlış menajer seçimiyle futbol hayatı başlamadan biten yüzlerce isim oldu.
Şimdi sorabilirsiniz bu kadar uzun neden anlattın diye. Corona günlerinde herkesin çok fazla düşünmeye ve okumaya fırsatı var. Bu yazı genç futbolcular için yazılmıştır.Bir futbolcu için kariyer yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bu hikaye ile anlatmaya çalıştım. Yani bir menajer sizi vezir de yapabilir rezil de... Seçme şansı siz de! Vezir mi yoksa rezil mi olmak istersiniz!
‘’Kuzu çevirme beklerken simit-ayran yemek...‘’
Fenerbahçe, derbi tarihinin en defansif kadrosuyla maça çıkmıştı. 4 ön liberoyla sahadaydı. Tolga ve Ozan Tufan devşirme kanat gibi gözükse de savunma ağırlıklı oyunlarıyla dikkat çekti.
Kadroyu görünce açıkçası çok gol umudum yoktu zaten. Galatasaray, Fatih Hoca'nın takımın başında olamamasının dezavantajını fazlasıyla yaşadı. Levent Şahin korkuluk görevini yerine getirmeye devam etti. Güçlü Fenerbahçe orta sahasını pasla geçmeniz neredeyse imkansızdı ki öyle oldu.
Maçın hemen başında Luyindama'nın savunma arkasına Babel'e attığı bir top vardı. Burada rakibi geçmenin ne kadar kolay olduğunu görmeliydi Levent Şahin... Ama göremedi... Pas oyununa devam ettirdi. Oyun içinde sıfır pozisyon değişikliğiyle maç tamamlandı. Gol, goller ve asistler beklenen Babel ve Feghouli ise yokları oynamaktan öteye gidemedi. Biri Babel'e sormalı! Sosyal medya adminliğine mi geldin yoksa futbol oynamaya mı? Emre Mor'a gelince, olmadı, olmayacak ısrara hiç gerek yok! Ona verilen şansı Yunus'a, Atalay'a verin...
Günler öncesinde tüm Türkiye'yi havasına soktuğumuz derbi sessiz sedasız ve golsüz sona erdi. İki takım da açıkçası kazanmayı hak etmedi... Biz de kuzu çevirme yemeyi beklediğimiz menüde simit ayran ile yetindik.
Bu arada Ersun Yanal yerine Fenerbahçe'nin başında Aykut Kocaman olsa çıkardığı defansif kadroyla yerin dibine sokardık!