Maçtan önce Cicaldau, Kerem Aktürkoğlu, Feghouli ve Halil Dervişoğlu'nun yedek olduğunu bilsek Galatasaray'ın bu maçta puan kaybedeceğine şaşırmazdık. 11 açıklandıktan sonra da açıkçası şaşırmadım.

Marsilya'yı adeta sahadan silen 11'den bu kadar değişiklikle çıkılan Malatya deplasmanında kısır hucüm gücü problem yarattı. Kerem, Cicaldau ve Feghouli yorgun diye tercih edilmedi. Bence Fatih hoca bu oyunculara oynayıp oynayamayacaklarını sorsa, bu oyuncuların tercihi sahada olmak olurdu. Bu üç oyuncu bir nebze olsun anlaşılabilir ancak Malatya gibi katı savunma yapacağı belli olan takıma karşı dar alanda iş yapabilecek dinlenmiş bir Halil neden tercih edilmedi?

Avrupa'da oturtulan oyun şablonunun lige yansımaması gayet normal çünkü oyuncu kalitesi düşüyor. Şu maçtan sonra neden Emre Kılınç ve Babel 11'de başlamıyor diye kimse sormaz herhalde.

Penaltı güme gitti!

Tüm bunlar yaşanırken 38. dakikada Sadık Çiftpınar'ın Emre Kılınç'ya yaptığı hareket yüzde 100 penaltıydı. Maçın hakemini geçtim ama "VAR" Ümit Öztürk o pozisyonu görmeliydi.

Böyle maçlarda duran top!

Zaten rotasyonla çıkılan şu maçta katı savunmaya karşı ilaç olabilecek duran topları Galatasaray etkisiz kullanmaya devam etti. Yedi korner vuruşundan da sonuç çıkmadı. Duran top konusunda Marsilya maçında ışık veren Terim'in öğrencileri Malatya maçında da sınıfta kaldı.

İşin özü bu beraberlikle Galatasaray lider Trabzonspor'un 14 puan gerisinde matematiksel olarak üç puanlı sistemde kapatılmayacak fark değil ancak şu kardo ve bu istikrarsız futbolla bu fark kapanmaz.

Mekanın cennet olsun Mustafa Cengiz!

3 yıl görev yaptı, 2 Süper Lig şampiyonluğu kazandı. 20 yıl sonra Fenerbahçe'yi deplasmanda yenen takımın başkanıydı. Sağlığını Galatasaray başkanıyken kaybetti. Son 4 ayı belki tartışılır ama Mustafa Cengiz Galatasaray tarihine adını yazdırdı. Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerim. Mekanın cennet olsun Mustafa Başkan...

Dört gün önce Fenerbahçe mağlubiyetiyle psikolojik ve fiziksel olarak yıkıma uğramış takım sezonun en iyi futbolunu Marsilya maçında oynadı. Florya'da o dört günün nasıl geçtiğini gerçekten çok merak ediyorum. Hem fiziksel hem de kafa olarak takımı bu kadar hazır hale getirmek büyük meziyet ve tecrübe ister. Fatih hoca bunu fazlasıyla yapmıştı...

NEF Stadı'nda bu sezon en keyif aldığım maçlardan biri oldu. Savunmadan hücuma muhteşem bir Galatasaray vardı.

Muslera kurtarışlarıyla dikkat çekti...

Çok eleştirdiğimiz savunma bekleri harikaydı!

Marcao & Nelsson gerekenden fazlasını yaptı.

Taylan & Berkan uyumunun maşallahı vardı.

Cicaldau kariyer maçlarından birini oynadı.

Kerem ve Feghouli sıfır top kaybıyla üst düzey performans ortaya koydu.

Diagne gol atamadı belki ama rakip savunmayı yıptarmak adına büyük çaba sarf etti.

Taraftar Fenerbahçe yıkımı sonrası desteği ise muhteşemdi!

Terim'in stratejisini değiştiren adam...

Fatih hocanın Marsilya maçı öncesi düzenlediği basın toplantısı bu maça ne kadar odaklandıklarını göstermişti. Terim beklentilerin aksine üst düzey bir basın toplantısı performansı ortaya koymuştu. Camiayı derbi yıkımı sonrası toplamak adına en önemli görevi üstlenmişti. Aldığım bilgiyi paylaşayım. Bir dönem sağlık kurulunda görev alan Terim'in yakın dostu Bülent Bayraktar artık Florya'da. Ülkenin en önemli akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Bülent Bayraktar, Terim'e her anlamda destek verecek. O basın toplantısının stratejisini de Bayraktar hazırlamış...

Bülent Bayraktar maç sonunda soyunma odasında teknik ekiple birlikte zafer pozu verenler arasındaydı...

Galatasaray ilk 15 dakikada korner dahil üç duran top kullandı. Her pozisyonda farklı bir organizasyon denendi. Muhtemelen milli takım arasında duran top problemi üzerinde durulmuş ancak çalışılan pozisyonların hiç birini saha içerisinde uygulamayadılar. Maçın başında Morutan'ın pasında Kerem harika bir golle takımı 1-0 öne geçirdi. İkinci golü ararken başarısız sonuçlanan duran top organizasyonunda Fenerbahçe Mesut Özille cezayı kesti. Duran toplar başa bela olmaya devam ediyor. Hem gol bulamıyorsunuz, hem de kaptırdığınız topla gol yiyorsunuz.

Halil - Mostafa başlasa böyle olur muydu?

A Milli Takım'da Burak Yılmaz'la birlikte oynayan Halil'in performansını kısa süre önce hep beraber izledik. Terim'in Halil'i tek başına başlatması hataydı. Mostafa'nın olmayışı Halil'in kendi özelliklerini yansıtmasını da zorlaştırdı. Ayrıca savunma yönü eksik olan Morutan ve Feghouli'nin aynı sahada olması takımı fizik olarak da zorluyor.

Beceriksizlik Berke'yi yıldız yaptı!

İki takımda üst düzey futbol oynamadı ancak atamayana atarlar kuralı işledi. İlk yarıda Kerem'in pasında Feghouli, ikinci yarıda Berkan'ın alda at dercesine adrese teslim gönderdiği ve Diagne'nin Berke'ye nişanladığı top. Bu pozisyonları böyle maçlarda atamıyorsanız sıkıntı yaşarsınız.

Crespo'nun yoktan var ettiği gol ise Pereira'yı ipten aldı. Galatasaray bu sezon Avrupa'da iyi ancak kaybedilen 3 puanla ligde Fenerbahçe'nin gerisine düştü. 3 puanlı sistemde kapanmayacak fark değil ancak bu takımın daha organize oynaması gerektiğini düşünüyorum.

Dikkat çekenler...

*Diagne'nin hareketi sonrası gol iptal ediliyorsa, Berkan'a yapılan hareket yüzde 100 penaltıydı.

*Galatasaray taraftarı yine dünyada çok konuşulacak bir koreografiye imza attı. Tebrik etmek lazım.

*Taylan'ın Morutan'ın yerine oyuna girmesini anlamadım. Anlayabilen varsa bana da anlatsın.

* Kariyerinde muhtemelen ilk kez sağ bek oynayan Ferdi Kadıoğlu Yedlin ve Aanholt'tan daha etkili oynadı. Fatih Terim'in oturup bunu düşünmesi lazım.

Karagümrük klasik savunmadan oyun kurarak çıkmaya çalıştı. Top rakipteyken de özellikle Berkan Kutlu'ya baskı kurarak top aldırmamaya ve Galatasaray'a oyun kurdurmamaya kararlıydılar. Oyunun büyük bölümünde Farioli'nin planı işledi. Karşısında ise amiyane tabirle karambole oynamaya çalışan bir rakip vardı. Merkezden gelemeyen Galatasaray mecburen kenarlara gitmeye başladı ancak yapılan ortalarda ceza sahası içinde forvet yoktu desek yeridir. İlk yarıda daha net pozisyonlara giren taraf Karagümrük'tü. Pesiç sakarlık yapmasa öne geçmeleri içten bile değildi.

Bireysel hata golü getirdi!

İkinci yarı da kısır geçecek derken sahneye oyuna sonradan dahil olan Bertolacci çıktı. Emre Kılınç'ın hatasında şık bir golle takımını 1-0 öne geçirdi. Terim yedikleri golden önce bir, golden sonra dört değişiklik birden yaptı. Geç de olsa bu değişiklikler sonrası oyunun hakimiyeti Galatasaray'a geçti. Çift forvet sonrası kenar ortaları daha da arttı. Ancak golün gelişi uzadı. Sonradan oyuna giren Diagne, Morutan ve Barış Alper'in etkisiz oyunu da buna neden oldu.

Mostafa'nın kalabalık ceza sahası içinde attığı gol mağlubiyetin önüne geçti. Akıllarda muhtemelen son dakikalarda Galatasaray'ın yaptığı baskı kalacak ancak Terim'in taktik anlayışı ve sahadaki oyun umut vermedi.

Özetle...

*Aanholt'un düşen performansı sonrası Ömer formayı hakketiğing gösterdi. Görevi dışında ekstra işlere soyunmazsa uzun bir süre daha oynar.

*Cicaldau'nun ilk haftaları aratan görüntüsünün altında yatan nedenleri merak ediyorum. Ofansif anlamda daha büyük katkılar yapmalı.

*Boey'in kısa ama aklımıza kazınan performansı sonrası Yedlin ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak.

*Galatasaray'ın devre arasında klasik 6 numaradan ziyade hucümcu bir ortasahaya ihtiyacı var.

*Taylan bir gitti, pir gitti! Yeni sözleşme imzaladıktan sonra yeniden 11'e dönmek için büyük çaba sarfetmeli, yoksa sadece Galatasaray değil, Milli Takım formasını da kaybeder...

Berkan Alanyaspor'da sistemin en önemli dişlisi olarak oynadığı altı numara pozisyonda Lokomotiv karşısında çıktı. Marcao ve Nelson'un hemen önünde takım savunmasına sınıf atlatırken atak başlangıcında kilit isimdi. Galatasaray sezonun en ofansif kadrosuyla sahadaydı. Bekler, stoperler ve Berkan dışındaki beş oyuncu gol için çalıştı.

Feghouli ve Morutan'ın aynı anda sahada olması Morutan için dezavantaj oldu. Savunmaya yardım etti ancak Feghouli'nin pozisyonu itibariyle çok ön plana çıkamadı. Sezonun en ofansif oyununu izledik ancak aynı orantıda gol gelmedi. Feghouli Gaziantep maçından sonra bir kez daha sahneye çıkan isim oldu. Harika bir gole imza atarak rakibin daha çok açılmasını sağladı. İlk golden sonra rakip ceza sahası ve çevresine kolay giren forvetler hep yanlış tercihler nedeniyle ikinci golü bulamadı.

Tribünlere gelen 37 bin taraftarın da desteğiyle çok iyi oynamasa da Galatasaray gelecek adına ümit veren futbol sergiledi. Bu takımın daha çok duran top, daha çok hücum seti ve organizasyonu çalışması gerekiyor. Sonra goller leblebi gibi gelecektir.

Dikkatimi çekenler!

*Barış Alper Yılmaz elinin kırılmasından sonra geriye gitmiş. Babel mi girseydi acaba dedirtti...

*Halil gol atamasa da bu takımın en önemli figürü olduğunu bir kez daha gösterdi. Klas hareketleriyle golü hazırladı.

*Mostafa Fenerbahçe maçında kaçırdığı penaltının etkisinden kurtulamamış. Ceza sahası çaprazında içeriye vermek varken sol ayakla vuruş gereksiz vuruş yapması bunun göstergesiydi.

*Kerem'in bu kadar çok top kaybıyla elit oyuncuya dönüşmesi mümkün değil.

*İlk yarı ve ikinci yarı siyah ve beyaz kadar ayrı performans sergileyen Patrick Aanholt'un Karagümrük maçında yedek başlamasına kesin gözüyle bakıyorum.

Fatih Terim mevcut kadro içindeki en ideal ve kimsenin itiraz etmeyeceği bir 11'le sahaya çıktı. Morutan'ın golüne kadar bal yapmayan arı modunda gitti maç. Planlarda hep bir eksiklik vardı. Son noktayı koyacak, kilit pası atacak, düğümü çözecek an bir türlü gelmedi. Morutan'ın golü takımın soyunma odasına mutlu gitmesini sağladı. Bu gole bir parantez açmazsak ayıp etmiş oluruz. Yıldız futbolcular böyle anlarda hep sahneye çıkar. Morutan, "Hagi vari" golüyle ayakta alkışlanacak bir an izletti herkese.

Feghouli sorunsalı!

Barış Alper ilk yarı elinden geleni yaptı ancak katı Antep savunmasını fiziksel güçle geçmek imkansızdı. İkinci yarı Feghouli fizikten ziyade aklıyla maça ağırlığını koydu. 1-0 önde olmanın avantajını da göz önünde bulundurmak gerek. Konuk ekip savunmada daha fazla açık verdiği sırada Feghouli yaratıcılığını konuşturdu. Ancak geçen sezondan bu yana bu performansı bir türlü istikrara dönüştüremedi. Fatih Terim'in kolay vazgeçilenlerinden oldu. Galatasaray'da devam etmek istiyorsa mutlaka üstüne koyması gerekir. Sahadaki olumlu görüntüsü ona yeni sözleşmenin kapılarını dahi açabilir...

Özetle

1- Berkan bu takımda tek başına 6 numara oynayabileceğini fazlasıyla gösterdi. (Not 12 KM koştu - 101 kez topla buluştu)

2- Halil oyunda olduğu süre boyunca Galatasaray hep tehlikeli oldu.

3- Marcao tartışmasız maçın en iyisiydi. Son dönemde bu kadar iyi stoper performansı nadir hatırlıyorum.

4- Bu takımın orta saha ve kenardan ziyade Aanholt'u zorlayacak bir sol beke ihtiyacı var.

5- NEF Stadı'na gelen 17-18 bin taraftar oynanan oyundan memnun muydu? Bence hayır. Galatasaray kötü oynamadı ama iyi de oynadı diyemeyiz. Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi iki önemli rakibin kaybettiği haftada üç puan ilaç gibi oldu.

Bartuğ meselesi!

18 yaşındaki oyuncunun sözleşme problemini ilk kez ben gündeme getirmiştim. Dün tam basın toplantısı biterken meslektaşımız Sinan Yılmaz Fatih hocaya sordu. Fatih Hoca da tane tane anlattı. Bartuğ'a şans verebileceğinin mesajını verdi. Bizim anladığımız Bartuğ ve ailesiyle görüşmeler devam ediyor. Ancak oyuncunun da bazı istekleri var. 1 Ocak'tan sonra istediği takıma imza atabilecek. Umarız ikinci Mustafa Kapı vakası yaşanmaz.

Beklenildiği gibi Beşiktaş oldukça baskılı başladı. Fatih Terim'in fikri, zikri ve düşüncesi o baskıyı maksimum seviyede savunmak ve kontralarla gol bulmaktı. Tam da durum böyle gerçekleşti. Cicaldau'nun golü hem Beşiktaş'ın baskısını yavaşlatmak ve ikinci golü bularak maçı kazanmak için biçilmiş kaftandı. Ama öyle olmadı. Umut Meraş'ın ortasında Muslera kendisine yakışmayacak bir hatayla golü kalesinde gördü. Terim'in öğrencileri en azından devre arasına 1-0 önde girebilse ikinci yarı çok daha farklı olabilirdi.

İlk yarı sahanın en kötüleri Taylan ve Morutan oyundan çıkarken ileride daha çok top tutabilecek Halil ve Babel oyuna girdi. Ancak Beşiktaş Josef, Teixeira ve Pjanic üçlüsüyle orta alanın tek hakimiydi. Beşiktaş orta sahada ne kadar iyiyse Galatasaray Marcao ve Nelsson'la savunmada o kadar direndi. Ev sahibi takım atakları duvara çarpar gibi geri dönüyordu. Batshuayi bu ikilinin arasında kayboldu desek yanlış olmaz.

Muslera evlere şenlik!

İlk golde büyük hata yapan Muslera ikinci golde de önünden geçen top için müdahale de bulunmadı ve bir büyük hata daha yaptı. Sezon başında amatör hatalar yapan bu seviyedeki bir kalecinin derbi maçta iki basit gol yemesi galibiyetiniz önündeki en büyük engel oluyor.

75'ten sonra doğal olarak yüklenmesi gereken taraf Galatasaray'dı. Halil Dervişoğlu ile iki net pozisyon yakalansa da gol gelmedi. Halil'in bol bol son vuruş çalışması gerektiğini bir kez daha anladık. Penaltıya gelince, kenarda Terim varsa kimin kullanacağına o karar verir. Mostafa topu almışken Fatih Terim müdahale etmeliydi. Penaltıyı kaçırdıktan sonra oyuncuyu eliştirmek en kolayı...

Özetle, rakibinizden daha iyi oynamadığımız maçta, iki hatalı gol yer ve penaltıyı atamazsanız mağlubiyet kaçınılmaz olur.

Patrick van Aanholt büyük hayal kırıklığı

Lig ve Avrupa uzun maraton! Elbette oyuncuların performansında iniş çıkışlar olacaktır ancak Galatasaray'da Patrick van Aanholt transferi tam bir hayal kırıklığı. 3 yıllık sözleşmeyi tamamlayabileceğini düşünmüyorum. "11 transfer yapıldı ve bir tanesinin kötü çıkma ihtimali yokmu?" Diye soranlar olacaktır. O dönem sol bek için bir çok isim gündeme gelmesine rağmen Fatih Terim özellikle Hollandalı'nın kadroya katılmasını istemişti. Beşiktaş derbisindeki performansı da yerlerdeydi.

Galatasaray, Lazio ve Marsilya maçlarında dört puan kazandığı savunma gücü yüksek oyunla sahaya dizilmişti. Bu kez Kerem ve Morutan yerine kenarlarda ayağında top tutarak savunmanın daha fazla yorulmasını engelleyecek Babel ve Barış Alper Yılmaz vardı. Haddini bilerek oynayan Terim'in öğrencileri 76. dakika sabırla taktik disiplinden kopmadı. Üç gün önce Konyaspor maçından çıkmalarına rağmen fiziksel olarak da rakibiyle kora kor mücadele verdi.

Galibiyet hamlesi...

Taylan, Berkan ve Cicaldau üçlüsü Lazio ve Marsilya maçlarında olduğu gibi direncini 90 dakikaya yaydı. Fatih Hoca'nın Kerem, Diagne ve Morutan hamleleri ise golün habercisi oldu. 82'de bu üç oyuncunun başrollerinde yer aldığı gol Sarı-Kırmızılı takıma hem üç puanı hem de gruptan çıkma adına büyük avantajı getirdi.

O gol derslerde okutulur

Gole gelince "şiir gibiydi" desek abartı olmaz. 15 saniye içinde muhteşem bir organizasyonla 10 pas sonucunda harika bitirişi Kerem yaptı. Oyunun hızı, Berkan'ın kilit pası (Üç oyuncuyu oyundan düşürdü), Diagne'nin topsuz alandaki koşusu, Morutan'ın enfes asisti futbol kitaplarında yer alacak bu golü hazırladı.

Marcao - Nelsson duvarı!

Galatasaray Marcao ve Nelsson ikilisinin savunmada zorlu grupta oynadığı üç maçta gol yemeden yedi puan toplamayı başardı. Marcao'nun bireysel performansı dışında Nelsson'u da yukarı taşıması gelecek adına önemliydi...

106 korner oldu! Hala gol yok...

Fatih Terim'in öğrencileri bu sezon 18 resmi maçta toplam 106 korner kullandı ancak hala gol çıkartamadı. Bu konunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Net iki problem var. İlki kornerlerin kötü kullanılışı, ikincisi organizasyon eksikliği... Türkiye'nin en iyi top kullanan isimlerinden Selçuk İnan'ın Aanholt ve Cicaldau'yu mutlaka çalıştırması gerektiğini düşünüyorum. Organizasyon için ise duran top uzmanı transferi hiç fena olmazdı...