‘’Sporcuların her gün yemesi gereken 8 yiyecek‘’
Sporcu beslenmesinde harcanan enerjiyi karşılayabilmek için ilk akla gelen yiyecekler karbonhidratlar. Kaslarını büyütüp hipertropi yapmaya çalışanların aklına ise ilk olarak proteinler geliyor. Ama bunlar sporcu beslenmesinin sadece küçük bir kısmını oluşturuyor. Beslenme planınızda neredeyse her gün olması gereken yiyecekler şunlar:
■ BULGUR: En sağlıklı karbonhidratlardan ve Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden. Kan şekerini yükseltmeden enerji sağlar. Üstelik 100 g bulgurda 20 g kadar protein bulunur. B vitamini deposu olmanın yanı sıra çinko, magnezyum, krom ve selenyumdan da zengindir.
■ KOYU RENK MEYVELER: Nar, vişne, dut, ahududu, çilek, yaban mersini gibi koyu kırmızı ve mor meyveler hem düşük şekerli hem de bol antioksidanlı meyvelerdir. Bu meyvelerin içinde bol bulunan A, C ve E vitaminleri spor sonrası oluşabilecek olan oksidatif strese karşı birebirdir.
■ YAĞLI BALIKLAR: İlk akla gelen tabi ki somon. Çiftlik değil de mümkün olduğunca doğal yetişmiş ringa, uskumru ve kefal gibi seçimlerin besin değerinin daha yüksek olduğunu hatırlatmak isterim.
■ BAKLİYAT: Kuru fasulye, mercimek, nohut, bezelye, barbunya fasulyesi, hepsi de birer süper besin. Özellikle vejetaryen ve vegan sporcular için önemli protein kaynakları. Aynı zamanda karbonhidrat deposu olduklarından enerji de sağlıyorlar. İçerdikleri posa bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri besliyorlar.
■ MAKARNA: Makarna sporcular için vazgeçilmez bir yiyecek. Genelde tam tahıllı (integral) olanları tercih etmek ve sebze ile birlikte yemekte fayda var. Bir gün sonra maçı ya da yarışı olan sporcular tercihlerini tam tahıllı yerine normal bildiğimiz makarnadan yaparlarsa daha iyi olur. Tam tahıllılar özellikle alışık olmayanlarda yüksek posa içerdiğinden maç veya yarış sırasında sindirim sistemi problemi yaşatabilir. Muz spordan önce enerji sağlar
■ MUZ: Doğanın sporculara armağan ettiği kendi ambalajında her yere kolayca taşınabilen bir sporcu yiyeceğidir. Muzu spordan önce enerji sağlaması açısından spordan hemen sonra ise geri kazanım yiyeceği olarak kullanabilirsiniz.
■ TURPGİLLER: Roka, lahana, Brüksel lahanası, karnabahar gibi sebzeler bir sporcunun beslenme planının olmazsa olmazları. İçerdikleri, antioksidan, posa ve bazı başka önemli maddeler sayesinde atletik performansı desteklemek açısından çok değerliler.
■ FINNDDIK, FFISSTTIK: Protein ve sağlıklı yağlardan oluşan doğal yiyecekler olan fındık, fıstık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler aynı zamanda lif zenginidir. Kolay sindirilirler, karbonhidratlarla kombine edildiklerinde (fıstık ezmesi ve muz) kan şekerini yükseltmezler. Bu nedenle kuruyemiş sporcular için ideal yiyecek kategorisindir. Yemek aralarında 1 avuç fındık, fıstık açlığı bastırmanın en iyi yollarından biri.
‘’Yaşa bağlı kas kaybına 'Dur' deyin‘’
Sarkopeni yaş ilerledikçe kas kitlesi ve gücünde azalma anlamına geliyor. Sarkopeni gelişim hızı, yaşlanma kalitesinde de bir ölçümü sayılıyor. Daha az sarkopeni daha kaliteli bir yaşlanmaya işaret ediyor. Bazı uzmanlar, kas kaybının 50 yaşına kalmadan, 30’lu yaşlarda başladığına inanıyor. Yaş ilerledikçe kas kaybı riski artsa da önemli olan sarkopeninin önlenebilir olması. Egzersiz ve beslenme anahtar kelimeler. Hem beslenmeye dikkat ederek, hem de aktif kalarak sarkopeni oluşmasını önlemek ve ilerleyen yaşlarda da güçlü kaslara sahip olmak mümkün.
Proteinsiz olmaz
Her öğünde bir miktar protein tüketmeye özen göstermek çok önemli. Protein, vücut tarafından kas yapıcı uyarı sinyali olarak algılanıyor. Vücut ağırlığına orantılı bir protein miktarı sağlanırsa vücut kas yapımını başlatıyor. Örneğin 50 kiloysanız öğün başına 15 g kadar protein yeterli olurken, 100 kiloysanız 25 g kadar protein almanız gerekiyor.
Tablo
Vücut Ağırlığı 50kg 70kg 100kg
Protein / Öğün 15g 20g 25g 20 g
Yüksek kalite protein içeren gıdalar:
■ Avuç içi büyüklüğünde (90- 100 g kırmızı et, tavuk, balık)
■ 4 dilim peynir (100 g beyaz peynir, lor peyniri gibi)
■ 3 adet yumurta
■ 2 bardak tam yağlı günlük süt
Protein içeriği yüksek gıdalarla beslenip üzerine bir de ağırlık egzersizi eklerseniz kas kaybını en aza indirmiş olursunuz. Bu arada beslenirken ruhunuzu unutmayın. ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ cümlesinde olduğu gibi, müziğin yanı sıra ruhu beslenmenin şüphesiz bin bir yolu var. Ruhunuzu neyin beslediğini ancak çeşitli aktiviteleri deneyerek, size neyin en iyi geldiğini fark ederek bulabilirsiniz. Yürüyüş gibi bir fiziksel aktivitenin ruhunuzu besleyen aktivitelerden biri olabileceğini unutmayın. Hem vücudunuza iyi gelecek hem de ruhunuzu besleyecek bir doğa yürüyüşü ile bir taşla iki kuş vurabilirsiniz. Sanatla uğraşmak, gelişim kitapları okumak, meditasyon yapmak hep ruhu besleyen örnekler.
Aromaterapi ile rahatlayın
Çiçekler, meyveler, kozalaklar, bazı tohumlar, kısaca aromatik kokusu olan her şey aromaterapinin bir parçası olabilir. Bu tip bitkisel aromatik öz yağların kokularını masaj, buğu, kompres veya hamamda kullanmak aromaterapi olarak adlandırılıyor. Kökeni 5 bin yıl öncesine dayanıyor. Rahatlatıcı, huzur verici, ruhumuzu besleyen yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Aromatik yağlar: * Nane yağı: Daha huzurlu hissettiriyor, sindirim ve solunuma iyi geliyor.
* Lavanta yağı: Pozitif düşünceyi teşvik ediyor, zihnin daha uyanık olmasına yardımcı oluyor.
* Portakal yağı: Ferahlatıp gevşetiyor.
* Biberiye yağı: Enerji veriyor.
UYARI: Bazı aromatik yağların çok güçlü etkileri olabiliyor. Doğru kullanılmazlarsa tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Aromaterapiyi uzmanına danışarak kullanmanızı öneririm. Bol sporlu sağlıklı günler dilerim.
‘’Nerede hareket, orada bereket!‘’
Araştırma 33 genç kadının 16 haftalık bir süreçte gerçekleştirdiği aerobik (kardiyovasküler) aktiviteleri göz önüne alarak hazırlanmış. Sonuçlara göre, egzersiz en az 24 saat boyunca metabolizmanızın daha yüksek hızda çalışmasını sağlıyor.
Orta şiddette egzersizin karşılığı, yanınızdaki kişiyle zorlanmadan, nefes nefese kalmadan konuşabileceğiniz bir yürüyüş olabilir. Bu şekilde yapılan egzersiz vücudunuzu hafifçe strese sokar ama bu kesinlikle kötü bir şey değil. Çünkü oluşan geçici stres ve adalelerinizi onarmak için harekete geçen doğal reaksiyonlar metabolizmanızı hızlandırır. Yürüyüşe haftada 3 kez 20 dakika ile başlayabilir, hazır hissedince haftanın 5 günü 30 dakika yürüyebilirsiniz. Atalarımız bilmişler, nerede hareket, orada bereket demişler. İşleyen demir ışıldar diye de eklemişler.
Orta şiddette egzersizler
* Yürüyüş
* Bisiklet
* Büyük ev temizliği (elektrikli süpürge, cam silme dahil)
* Çim biçme
* Tenis (çiftler oyunu)
Mutfağımızın 1 numarası
Yılda kişi başına 30 kg yoğurt tüketiyoruz ve bu konuda dünya rekorunu elimizde bulunduruyoruz. Ayrıca yoğurdun adı da Türk kökenli ve tüm dünyada bu adla tanınıyor. Geleneksel Türk yoğurdu besin değeri çok yüksek ve çok sağlıklı fermente bir yiyecek. İçinde probiyotikler, faydalı bakteriler var. Evde yapmak da çok kolay. yoğurt için gerekenler sadece süt ve yoğurt mayası.
Geleneksel yoğurt tarifi
Malzemeler:
■ 1 litre çiğ süt veya günlük süt
■ Mayalamak için 1 kaşık organik yoğurt
Hazırlanışı:
Sütü bir tencereye alıp ocağın üzerine oturtun. Kaynamaya yakın savurarak karıştırmaya başlayın (taşmasını önlemek için). Altını kısıp 5 dakika kadar kaynatın. Sütü soğumaya bırakın. Ilıyan süte 1 kaşık organik yoğurt katarak mayalayın. Sütün ısısı önemli, maya canlı organizmadır, ölmemesi için sütün çok sıcak olmaması gerekir. Serçe parmağınız sütün içinde yanmadan kalıyorsa mayalama vakti gelmiştir.
Sarsmamaya dikkat
Mayaladığınız sütün üzerini bir kapakla kapattıktan sonra kalın örtülerle sararak 7-8 saat kadar mayalanmaya bırakın. Bu süre zarfında yoğurt tencerenizin hiç sarsılmamasına dikkat edin.
8 saatin sonunda yoğurdunuzu 1-2 saat kadar da buzdolabında dinlenmeye aldıktan sonra yoğurdunuz tüketime hazır hale gelir. Daha kıvamlı yoğurt seviyorsanız yoğurdu bir tülbentten süzerek 'kese yoğurdu' da yapabilirsiniz. Süzülen yoğurt altı suyu çok besleyicidir. Ayran yaparken su yerine kullanabilirsiniz. Evde ekmek yapıyorsanız unun içine katarak ekmeğin besin değerini artırabilirsiniz.
Bol sporlu sağlıklı günler dilerim.
‘’Yaza formda girmek için 4 pratik öneri‘’
1-YAVAŞ YİYİN: Yiyecekleri lezzetine vararak yavaş yavaş yiyin. Böylece tokluk sinyallerinin beyninize ulaşması için zaman kazanırsınız, doyduğunuzu anlamış olursunuz. Lokmanızı yutmadan önce fazla sayıda çiğnemeye dikkat ederseniz sindirime de çok yardımcı olursunuz. Yemeklerden sonra şişkinlik ve gaz sorununu da en aza indirirsiniz.
2-ACIKTIĞINIZDA SEBZE YİYİN: Yemek aralarında sadece sebze tüketerek forma girmeyi hızlandırabilirsiniz. Tüm yeşil yapraklı sebzeler ve tüm toprak üstüne doğru büyüyen sebzeleri günün her saatinde limitsiz atıştırabilirsiniz. Şimdi tam mevsiminde olan taze sarımsak, taze soğan, roka, enginar, iç bakla, çağla, taze kabak, kuşkonmaz, semizotu, mantar, brokoli, turp, turp yaprakları, kuzukulağı çok iyi seçimlerdir. Bu sebzelerin yanında 1 avuç kadar badem, ceviz, fındık veya ay çekirdek, kabak çekirdeği veya chia gibi tohumlar tokluk yaratmak için birebirdir.
3-ŞEKER VE TATLIYI HAYATINIZDAN ÇIKARIN: Forma girmek istiyorsanız şeker ve tatlı hayatınızdan çıkmak zorunda. Hormonal dengenizi yağ depolama modundan yağ yakma moduna getirmek için bu çok önemli. Şeker yediğinizde insülin hormonu salgılanıyor. Fazla salgılandığında kan şekerinizde dengesizlikler yaratabiliyor. Fazla insülin ayrıca vücudunuza yağ depola komutunu veriyor. Şekere çok düşkünseniz canınız her şeker çektiğinde limon dilimli sudan faydalanabilirsiniz. Bir başka yöntem de şekerin yerine tuzlu yiyecekler koymak olabilir. Şeker isteğinizi azaltacak en iyi yiyecek seçeneği ise doğal turşulardır.
4-BOL SU İÇİN: Bol su içmenin iki türlü yararını görebilirsiniz. İlki acıkma hissinin bazen susama hissi ile karıştığı durumlardır. Acıktığınızda ilk önce 1 bardak su içerek gerçekten acıktınız mı yoksa vücudunuz aslında susuz mu kalmış, anlayabilirsiniz. Suyun ikinci yararı, midenizi doldurarak açlığınızı daha kontrol edilebilir kıvama getirmektir.
Haftanın yemeği: ISIRGAN
Isırgan otu yendiğinde inanılmaz faydalar sağlar. Taze ısırganın yaprak ve saplarında K vitamini vardır ve halk arasında kanamaları durdurduğu bilinir. Diğer faydaları arasında ödemi artırıcı, anti-kanser ve mide bağırsak yardımcısı özelliklerini sayabiliriz. Yıkadıktan sonra çiğden salata olarak tüketebileceğiniz gibi soğanlı kavurmasını da yapabilirsiniz. Pazarda karşınıza çıkarsa yıkarken eldivenlerinizi takmayı unutmamanızı hatırlatmak isterim. Afiyet olsun. Bol sporlu sağlıklı günler dilerim.
‘’Yenilik yapmanın tam zamanı‘’
Tatlı ve şekeri hayatınızdan çıkartın: Tatlıya çok düşkünseniz hayatınızdan tamamen çıkartmayı düşünmek imkansızmış gibi gelebilir. İlk etapta kendinize şekersiz 3 hafta tanıyın. Canınız her şeker çektiğinde içine 1-2 dilim limon koyduğunuz buzlu suyunuzu yavaş yavaş için. Eliniz şekerli bir şeylere giderken kendinize "Bu tatlıyı yedikten 30 dakika kadar sonra nasıl hissedeceğim" diye sorun. 3 hafta süresince de bedeninizdeki pozitif değişiklikleri fark etmeye çalışın. Kendinizi daha iyi hissettikçe ve şeker yeme alışkanlığınız azaldıkça şekerin hayatınızdan tamamen çıkabilmesi mümkün olacaktır.
Aktivitenizi artırın: Bu da hemen bugün başlayabileceğiniz bir değişiklik. Masmavi gökyüzü ve yüzünü gösteren güneş sizi daha aktif olmaya teşvik edebilir. Üstelik egzersiz size ilaç gibi gelecek. Aktiviteniz artınca bahar yorgunluğunuz bile geçecek. Yürüyüş, yapabileceğiniz en kolay aktivite. Haftanın 3 günü 20 dakika ile başlayarak önce 30 dakikaya, sonra da her güne yaymaya bakın. İdeal aktivite süresi haftada toplam 150 dakika. Bahar bitmeden ideal süreye ulaşabilirsiniz.
Her gün 8 saat uyku: Çok geç yatıyorsanız her gece 15'er dakika daha erken yatarak uykunuzu 1 haftada alışık olduğunuzdan 2 saat kadar erkene çekebilirsiniz. Bu sayede daha fazla 'melatonin' salgılarsınız. Melatonin sağlıklı yaşam için en önemli hormonlardan biri. Gece 23.00'dan itibaren salgılanmaya başlar, 02.00-04.00 arasında en yüksek değerlerine ulaşır. Gece saat 23.00 civarı yatıp sabah 05.00'e kadar karanlık bir odada uyuduğunuzda vücudunuz en yüksek melatonin salgılanmasını gerçekleştirir. Unutmayın, sağlıklı melatonin düzeyi demek daha zinde ve dinlenmiş uyanmak, kendinizi daha iyi hissetmeniz demek.
Baharın yabani otları:Hodan otu
Bu bahar çarşıda pazarda karşılaşırsanız Hodan otunu muhakkak deneyin. Türkiye’nin birçok bölgesinde bahar aylarında doğada doğal olarak yetişiyor. Farklı coğrafi bölgelerde farklı isimlerle anılıyor. Örneğin Trabzon’da kaldirik otu, tamara otu olarak, Ereğli ve Zonguldak’ta zılbıt ya da zirbit olarak biliniyor. Diğer isimleri ise ıspıt ve mancar. Hodan otu tam bir şifa kaynağıdır. Yendiğinde ferahlama ve rahatlama etkisi yaratıyor. Bu nedenle halk arasında iç sıkıntıları giderdiği ve depresyona iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca yüksek oranda kalsiyum, mineral tuz ve potasyum içeriyor. İnce ince doğradığınız soğanlarla kavurmasını yapabilirsiniz.
‘’Beyninizi iyi gıdayla besleyin‘’
Kötü yiyeceklere set çekin Beyninize yapabileceğiniz en kötü şey kötü besinler tüketmek. Tavsiyem ne kadar yediğinizden çok, ne yediğinize konsantre olmanız. Lif bakımından zengin, kaliteli protein, sağlıklı yağ ve iyi karbonhidrat içeren gıdalar tüketin.
Besin eksikliklerine dikkat
Kısıtlı yemediğiniz halde vücudunuzda oluşan besin eksiklikleri beyin fonksiyonlarınızı olumsuz etkiler. Yanlış ve besin değeri düşük besinler vücudunuz tarafından yeteri kadar beslenmiyormuşsunuz gibi algılanır. Sağlıklı fonksiyon için gerekli vitamin ve mineraller eksik kalabilir. Özellikle demir, B12, omega 3 eksikliğine dikkat.
Toksik yük biriktirmeyin
Temizlik yaparken kullandığımız ürünlerden tutun, saç ve ayakkabı boyasına kadar her yerde karşımıza toksik kimyasallar çıkıyor. Hepsinden korunmamız imkansız ancak bilinçlenerek riski en aza indirmemiz mümkün. İşe yediklerimizden başlayabiliriz. Her zaman yazdığım gibi işlenmemiş, doğası değiştirilmemiş ve endüstriyel olarak hazırlanmamış gıdalar ilk seçimler olmalı.
Enflamasyonu önleyin
Mikropsuz iltihap veya yangı olarak da bilinen enflamasyon yukarıda bahsettiğim nedenler sonucu gelişiyor. "Beynimde sanki bir sis perdesi varmış gibi hissediyorum" cümlesi enflamasyonu anlatıyor. Sağlıklı beslenerek, kimyasallardan uzak kalarak, hareket ederek enflamasyon dolayısıyla hastalık riskini azaltırsınız.
Konsantrasyon ve iyi hafıza için
Beslenmenizde farklı renklerde sebze ve meyveler bulundurun.
Taze otlar ve baharatları sofranızdan eksik etmeyin.
Mutlaka yumurta tüketin.
Siyah çay ve yeşil çay için.
B12 ve folik asit içeren gıdaları ihmal etmeyin. B12 vitamini sadece hayvansal gıdalarda bulunur. Folik asit ise mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, narenciye ve tahıllarda var.
Omega 3 içerdiği için bol balık tüketin.
Avokado beynin korunması ve fonksiyonlarının gelişmesi için mükemmel bir yiyecektir, unutmayın.
Egzersiz en iyi ilaçtır, aktif yaşam sağlıklı olmanın doğal parçasıdır.
Haftanın baharatı Zerdeçal
Zerdeçal Hindistan'ın geleneksel baharatlarından biri. Hindistan'da yaşam koşulları ve hijyen çok iyi değil ama zerdeçal tüketimi sayesinde kanser oranları çok düşük. Benzer şekilde Japonya’nın Okinawa adasında da çok zerdeçal tüketiliyor, kanser vakaları orada da çok seyrek. Antienflamatuar etkileri sayesinde Alzheimer ve romatizmaya karşı da koruyucu olduğu düşünülüyor. Zerdeçala en çok yakışan yemekler çorbalar, soslu et yemekleri ve mercimektir.
Bol sporlu ve sağlıklı günler dilerim.
‘’Kilo almanıza yol açan en önemli 5 neden‘’
1) Yüksek stres seviyesi
Endişe duyabileceğimiz o kadar çok şey var ki; iş hayatı, ilişkiler, çocukların okulu, bir yerlere yetişme telaşı. Endişe haliniz sürekli olduğunda bel çevrenizin kalınlaşması neredeyse kaçınılmaz. Endişenin yarattığı kronik stres, sürekli kortizol salgılanmasına yol açar. Kortizol vücuda "Eyvah bir şeyler yolunda gitmiyor" sinyalleri vererek enerji depolanması için zemin hazırlar. Böylece vücudumuz yağ depolamayı tercih eden bir moda girer.
2) Dengede olmayan hormonlar
Kilo almamıza zemin hazırlayan kortizolden başka hormonlar da var. En önemlilerinden biri yağ hücreleri tarafından salgılanan ‘leptin’ hormonu. Salgılandığında vücudumuza "Sen artık doydun" sinyali verir. Kiloluysanız daha fazla leptin salgılarsınız fakat tıpkı insülin direncinde olduğu gibi leptine direnç gelişir. Bu da metabolizmanın yavaşlamasına ve daha fazla yağ depolanmasına yol açar.
3) İşlenmiş, paketlenmiş gıdalar
İçinde şeker, tatlandırıcı, renklendirici, aroma ve raf ömrü uzatan kimyasallar bulunan tüm paketlenmiş ürünler vücudunuzda genel bir yangıya (enflamasyona) sebep olur. Mikropsuz iltihap olarak da bilinen enflamasyon bağışıklık sistemimizin sürekli uyarılarak aşırı çalışmasıyla sonuçlanır. Vücudumuz bu durumu stres olarak algılar ve kilomuz artar.
4) Sağlıksız bağırsak florası
Son yıllarda önemi daha iyi kavranan bağırsaklarımızdaki 3 trilyon kadar bakteri kilomuz konusunda söz sahibi. Flora çok çeşitli bakterilerden oluşur. Ne kadar farklı bakteri olursa o kadar sağlıklı oluruz. Ancak tüm bakteriler faydalı değil, aralarında zararlılar da olabilir. Önemli olan faydalı bakterilerin zararlı bakterilere oranı. Sağlıksız seçimler yaparsak zararlı olanların oranı artar, bu da kilo kontrolünü imkansızlaştırır.
5) Toksik yükün fazla olması
Vücutta biriken toksinler metabolizmayı bozar, kilo almayı kolaylaştırıp vermeyi imkansızlaştırır. Toksik yükünü azaltmanın yolu bu konuda bir farkındalık yaratmaktan geçer. Sadece yiyip içtiklerinize değil kullandığınız kişisel bakım ürünlerine, deterjana, giysilerinize de dikkat edin. Her üründe doğallıktan yana olun.
Bahar Beslenmesi: Renkli ve Çeşitli
Artık her sebze ve meyve her mevsim bulunuyor. Ama siz siz olun sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin. Bugün bahar aylarına özel renkli ve çeşitli yiyecekler listesini paylaşmak istedim. Bu eşsiz gıdalara sofranızda mutlaka yer açın.
Arapsaçı, Bakla, İç Bakla,
Taze barbunya, Brokoli, Deniz börülcesi,
Ebegümeci, Enginar, Fasulye,
Hardal otu, Hindibağ, Isırgan, Kişniş,
Kırmızı lahana, Radika, Semizotu, Taze sarımsak, Tere, Turp otu, Yabani ıspanak.
‘’Beslenmede doğru bilinen 5 yanlış‘’
YANLIŞ 1: Karbonhidrat zararlıdır: Karbonhidratlar düşman değil dosttur. Elbette işlenmiş, kolay kana karışan ve şekerimizi yükselten karbonhidratlardan bahsetmiyorum. Dostumuz olan karbonhidratlar sebzeler, meyveler ve yüksek posalı tam tahıllardır. Diyetinizde bunlara rahatlıkla yer açabilirsiniz.
YANLIŞ 2: Yağ yemek sağlıksızdır: Yıllardır yağ yersek kilo alacağımız bilgisi pompalandı. Oysa yağ tek başına kilo aldırmaz. Şişmanlamamız yanlış beslenmekten kaynaklanan bir süreç. Sağlıklı yağlar, sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Elbette miktarına dikkat etmek koşuluyla.
YANLIŞ 3: Yumurta sarısı zararlıdır: Bu inanışın sebebi ise yumurta sarısındaki kolesteroldür. Ancak yapılan son araştırmalar, yumurta yemenin kolesterolü yükselttiği inanışına son verdi. Yumurta aklandı.
YANLIŞ 4: Kırmızı et sağlığa zararlıdır: Burada esas önemli konu hayvanının nasıl beslendiği ve nasıl pişirildiğidir. Sağlıklı yetiştirilmiş ve zararlı kimyasallar oluşturmayacak şekilde pişirilmiş kırmızı et, makul ölçülerde tüketildiğinde zararlı olmaz. İşlenmiş veya mangalda kömürleştirilerek pişirilmiş etler ise sağlığa zararlı maddeler içerdiği için önerilmez. Et porsiyonu herkesin kendi avuç içi kadar olmalı.
YANLIŞ 5: Tuz sağlığa zararlıdır: Genetik yatkınlığı olan bazı kişilerde aşırı tuz tüketimi gerçekten de yüksek tansiyon riskini artırıyor. Ancak tuz elzem elementlerden biri. Tuzu tamamen kesmek, çok tuz yemek kadar sağlığımıza zararlı. Azı karar çoğu zarar ilkesini benimsemeliyiz.
Haftanın sebzesi enginar
Karaciğer dostu enginar, bahar aylarının en aranan ve sevilen sebzelerindendir. Enginarda 'sinarin' maddesi yoğun olarak bulunur. Bu madde karaciğere detoks desteği verir. Enginar aynı zamanda posa, demir, potasyum, fosfat, magnezyum, folat ve C vitamini içerir. Enginarın en faydalı kısmı göbeğinden çok yapraklarındadır. Yaprak kısımları daha fazla posa, daha çok vitamin ve mineral bulundurur. Enginar pişirmeyi düşünüyorsanız şimdilerde raflarda görünmeye başlayan taze iç baklayı da işin içine katmanızı hararetle tavsiye ederim. Bakla, protein oranı yüksek sebzelerden. 100 gramında 10 gram kadar protein bulunur. Taze baklalı enginar, kalp, beyin ve böbrek sağlığına büyük faydalar sağlar.
Enginarlı Taze İç Bakla
Malzemeler:
* 6 adet enginar göbeği
* 1 su bardağı bakla (kabukları ayıklanmış)
* Yarım çay bardağı zeytinyağı
* 20 adet kabukları soyulmuş arpacık soğanı
Hazırlanışı:
Soğanları hafif pembeleşene kadar zeytinyağında çevirin. Enginarları ekleyin. Üzerine 1 çay bardağı sıcak su ve biraz tuz ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp 10 dakika pişirin. Ardından taze baklayı ekleyin ve 10 dakika daha pişirin. Servis tabağına aldıktan sonra üzerini incecik kıyılmış maydanozla süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun.